Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

12 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1756 Görüntülenme
Bu bölümü 32 Kişi beğendi.
Cilt 16

Düello - Kısım 3

Pekala Yuki, sakin ol. Derin bir nefes al ve durumu gözden geçir. Kendime sormam gereken ilk soru şu: Bütün bunlar tam olarak nasıl gerçekleşti? Abartıp, muhtemelen söylediğim bir şeyden dolayı olduğunu varsayıyorum.

 

Yani, çok garip bir şey söylediğimi düşünmüyorum. Tek yaptığım, herhangi bir müdürün söyleyeceğini söyleyip, Lyuu’nun babasına ona değer verdiğimi söylemekti. Ve onu korumak için hayatımı fed--ben tam bir salağım.

 

Anca, yaptıklarımı düşündükten sonra, fiili olarak evlilik teklif etmiş olduğumu fark ettim.

 

“Sanıyorum suratındaki ifade, hatasını fark ettiğini gösteriyor.” dedi Lefi.

“Ben de aynı şeyi düşünüyordum.” dedi Nell. “Yuki’yi anlamak çok kolay.”

“Kesinlikle öyle.” dedi Leila, “Efendimin ifadesi, kritik durumlar dışında, anlaması çok kolay oluyor.”

“B-bir dakika, bana bir saniyeliğine izin ver!”

 

Ailemin geri kalanına doğru hızla ilerlerken, kolumu ona kaldırdım ve durmasını istedim. Benim aksime onlar sakin, soğukkanlıydı ve hatama gayet normal bir şeymiş muamelesi yapıyorlardı.

 

“Bu benim düşündüğüm şekilde ilerlemedi! Şimdi ne yapmam gerekiyor!?”

“Duruma tanıklık edenlerden biri olarak, bu sonucun beklentilerini neden aştığını anlayamıyorum.” dedi Lefi.

“Aynen.” dedi Nell. “Kesinlikle evlilik teklifi ettin!”

 

İki kız da çileden çıkmış bir şekilde yanıt vermişti. Bıkkın ifadeleri, açık bir şekilde beni tarttıklarını gösteriyordu.

 

“Demek istediğim şey bu değildi! Bir müdür bakış açısıyla konuşuyordum!”

“Niyetlerin alakasız. Ya kendini açık bir şekilde ifade etmeliydin, ya da yeminini etmeden önce yanlış anlaşılmayı düzeltmeliydin. Şu anda artık çok geç.” dedi Lefi. “O inatçı birisi, sözünden cayma girişiminde bulunursan muhtemelen bir öfke krizine girecektir.”

 

Haklıydı. Lyuu’nun babasını sakinleştirmek bütük bir belaydı ve sözlerimi o kadar zaman boyunca almak yerine şimdi alırsam, bütün çabalarım kesinlikle boşa gider.

 

“Pekala Yuki, işte böyle aptal ve umursamaz davranmanın karşılığında alacağın şey bu.” dedi Nell.

“Katılıyorum. Her ne kadar çok güvenilir biri gibi görünüyor olduğun kesin olsa da, aptal hatalar yapmak senin karakterinde olan bir şey.”

“Ama onda sevdiğin şey tam da bu değil mi Lefi?” diye kıkırdadı Nell.

”K-kapa çeneni. Sanki sen çok farklısın.”

“Buna itiraz edemem.”

 

Kızlar, lütfen. Yapmasak mı? Böyle bir zamanda konuşulamayacak kadar utanç verici bir konu bu.

 

“Lyuu’yu eşlerinden biri yapmanda ne sorun var Yuki?” diye sordu Illuna, masum bir şekilde.

“Yaşasın! Ne kadar çok o kadar iyi!” dedi Shii.

 

Vampir hanım, konuşmamız gerek. Eş dediğimiz şeyler eşya ya da birine ait olan bir şeyler değillerdir. Öylece gidip daha fazlasını alamazsın. İşler öyle yürümez.

 

Bir süre derin derin düşündükten sonra, nihayet çekingen bir şekilde Lyuu’nun olduğu tarafa baktım. Bana kızgın olduğunu farz ediyordum. Bütün konuşma boyunca yanakları kızarmış bir şekilde, sessiz kalmıştı. Gözleri arada bir bana bakmış olsa da bakışları genelde aşağı yönlüydü. Sanki benim bir şey dememi bekliyor gibiydi.

 

“Hey, Lyuu?”

“N-nebrf efendim?” Ağzı takılmıştı.

“Kızgın mısın?”

“N-ne hakkında?”

“Yani bilirsin işte, bütün olan bu şeylerin rızan dışında gerçekleşmiş olması falan.”

“Hayır, şey... pek değil.” Başını salladıktan sonra konuşmasına, her kelimede gittikçe sessizleşen bir şekilde devam etti. “Beni bu kadar çok önemsemenden çok mutluyum efendim. Ve ben de şey... senin içim aynı şeyleri hissediyorum.”

 

Dostum. Ciddi misin? Ondan aldığım tepki, en az beklediğim tepkiydi. Of dostum, kadınlar tarafından sevilmek böyle bir şey olsa gerek. Sanırım zamanla herkesin başına böyle şeyler gelir. Ahahahahaha. Hahaha. Haha. Ha! Sikeyim.

 

Lyuu’dan hoşlanmadığımdan değildi. Gerçekten güzel, eğlenceli ve anlaşması kolay birisiydi. Onun yanında rahatlayıp kendim gibi davranabileceğimi biliyordum. Ama eş sınırına çoktan ulaştım zaten. İkincisi zaten sınırın üzerine çıkmama neden olmuştu. Üçüncüsü ise, muhtemelen baş edebileceğimden çok daha fazlaydı.

 

“Peki şey... bu konu hakkında bir fikrin var mı Lefi?” Hemen, birinin reddine sığınmaya çalışmıştım.

“Sorun değil. Bana yabancı birisi değil ve sergilediğin üzere, ona layık biri olduğunu kanıtladın.” dedi ejderha, öylece.

“P-peki sen Nell?”

 

İlk şarjörüm boş çıkınca, hemen ikinciyi taktım.

 

“Eğer sen ve Lefi için sorun değilse, benim için de sorun yok. Ayrıca, onu beni tanıdığından çok daha uzun süredir tanıyorsun. Ve şu anda hala burada olmamın bir sebebi de onun iyi niyeti olduğundan, hayır diyemem.”

 

Sıçtıııııık. Pekala, üçte keramet vardır.

 

Başka bir koz bulabilirim belki diye umutsuzca odanın içinde bakındım. Ama hiç kimse yoktu. Leila, sanki hiç onu ilgilendiren bir şey değilmiş gibi gülümsüyordu. Pek işime yaramazdı. Diğer yandan çocuklar, evliliğin ne anlama geldiğini anlayamayacak kadar masumdular. Onlara göre tek önemli olan şey, herkesin sonsuza kadar birlikte olmasıydı, yani bu, bağlarımızı güçlendirmeyi destekleyecekleri anlamına geliyordu.

 

Ah, siktir et. Umurumda değil artık. İki? Üç? Aralarında hiçbir lanet olası fark yok ki. Savaşmayı siktir et. Pes ediyorum. Şu noktada, hepsini yakalasam da olur. [1]

 

“Lyuu.” İsmini, sert, emreder bir tonda söylemiştim, sanki bir eğitim çavuşuymuş gibi.

“E-evet?”

“Şu andan itibaren sonsuza kadar bu zindanda kalacak ve her anının tadını çıkaracaksın. Anladın mı?”

“A-anladım efendim! Sonsuza kadar yanda olacağım!”

“Pekala, sonraki soru. Benimle evlenmek senin için uygun mu?”

“Kesinlikle efendim! Seve seve eşlerinizden biri olurum!”

“Tamam, iki sorumu da sordum.” dedim. “Şimdi gel bakalım buraya.”

 

Onu çekip sarıldıktan sonra, havaya bir prenses gibi kaldırırken, şaşkınlığının salakça bir göstergesi olarak ciyakladı. Bir kolum dizlerinin altında, diğeri ise sırtına sarılıydı.

 

“Ş-şey, efendim, bu gerçekten utanç verici...”

” Kapa çeneni. Şikayeti kes.”

 

Yüzü koyu kızıla boyanmış bir şekilde bana baktı. Onu indirmem için yalvaran gözlerle bana bakıyordu, ama onu umursamadım ve hala kollarımdayken ringe doğru ilerledim.

 

“Pekala, sanırım bu, bir anlaşmaya vardığımız anlamına geliyor. Lyuu artık benim.”

“...Pekala.” Bir anlığına durakladı. “Lyuu.”

 

Her ne kadar kızına sesleniyor olsa da, gözleri bana odaklı kalmaya devam etti.

 

“E-Evet baba?”

“Eğer ondan bıkarsan eve gelmekte özgürsün. Ama bu yolu kendin seçtiğini asla unutma. İyi bir sebebin olmadan kararından dönmene izin vereceğimi sanma.”

“Biliyorum baba. Sorun değil... Bir çocuk değilim artık. Ne istediğimin gayet farkındayım. Kararım değişmeyecek. Ne şimdi ne de sonsuza kadar.” Yanakları hala kıpkırmızıydı, ama ciddi bir şekilde konuşmuştu. “Bu, uzun zaman önce karar verdiğim bir şey. Burada yaşamak istiyorum. Efendim ve diğerleriyle. Köy artık benim evim değil baba. Burası.”

 

Lyuu’nun babası gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Ta ki kısa bir süre sonra yavaşça tekrar açana kadar.

 

“Anlıyorum. Lynaut ve diğerleriyle konuşacağım ve bu kararı kabul ettiklerinden emin olacağım. Bizim kararımızı.” dedi. “Bunu zaten kocana söyledim, ama bir sene içinde seni kontrol etmek için tekrar geleceğim. O zaman gelene kadar geçen sürede yeni rolüne alışmak için elinden geleni yapmalısın.”

 

Lyuu’nun yüzü aydınlandı. Babası, uygun gördüğünü söyler söylemez yüzünde koca bir gülümseme belirdi.

 

“Tamam! Teşekkür ederim baba!”

Hımlarken, nihayet bakışlarını bizden çevirdi. “Ne yorucu bir gündü. Arka arkaya beklenmedik olaylar yaşandı.”

“İsterseniz handa kalabilirsiniz. Temel olarak benim kayınlarım sayıldığınız için, sizi hoş, sıcak bir şekilde ağırlayacağız.”

“Teşekkür ederim. Teklifi memnuniyetle kabul edeceğiz.” dedi. “Ve kızını uğurlamak üzere olan bir adam olarak, kocası olmuş adamla oturup bir iki kadeh bir şeyler içme şansım olursa çok memnun olurum.”

“Tabii. Sonuçta kayınlara hayır denmez.” dedim omuz silkerek.

“Yok, sanırım diyebilirsin.” dedi savaş kurdu, isteksiz bir gülümsemeyle.

 

Bir başka eşi de böyle almış oldum. Of, şey, bana mı öyle geliyor yoksa bu ifade biraz berbat mı?

Çevirmen Notu

[1] Pokemon göndermesi. Serinin mottosu olan “gotta catch ‘em all!” sözüne gönderme.

*Geçen gün baktığımda fark ettim, kimse galiba buraları okumuyor. Canınız sağ olsun. Ama okumazsanız anlamada zorluk çekersiniz. Örneğin kedi olduğu sözlerindeki “nyan” ve “miyav” eklentileriyle belli olan bir karakterin yanlış çevrildiğini, ya da hatalı olduğunu falan söylemişsiniz. Halbuki hayvansı kardeşlerimizden böyle konuşan çok vardır. Köpekse havlar, kediyse miyavlar falan

*Bu bölümde Lyuu’nun Yuki’ye sesleniş şeklini değiştirdim. Normalde “Master” kullanıyor, biraz erkek fatma gibi olduğundan patron kullansam mantıklı olur diye düşündüm, sonuçta nereden bileyim evleneceklerini. ^^ O yüzden saçma olmaması adına “efendi” kelimesini kullanacağım. 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
İners (132 puan) Üye
2022-06-08 08:54:11
Okuyorum çevirmen-sama
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-09 17:03:28
Harem büyüyor ha
İners (132 puan) Üye
2021-07-16 10:11:05
Ya mal kafayı yemelik
Kumpir (44 puan) Üye
2021-05-17 21:51:25
sevgili çevirmenim ben senin yazdığın her şeyi okuyorum bir göz attım da bunun devamı var(320den sonra) ben sona gelmeden bir onlarada el atsan de çevirsen strese giriyorum yarım kalcak diye tam emin değilim ama 50 60 bölüm daha var çevrilmemiş rica etsem onları da çevirirmisin lütfen emin ol çok sevap işlemiş olucaksın
Shin (95 puan) Üye
2021-04-24 01:32:09
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-28 12:04:37
Bölüm için saolun KEKELER XD (yanlış anlamayın teşekkürler) yakında ıllına da eklenecek üstüne prenses sonrada kesin olarak çocuklar allah'a emanet bu karakter dinimiz gereği 4 eş sınırı var ama orada da olacak diye bir şey yok bu sadece insanların olduğu bu dünya da geçerli
Damocles (222 puan) Üye
2020-08-13 21:49:48
Ne kadar çok o kadar iyi!
STERBEN (225 puan) Üye
2020-08-12 00:43:18
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-29 18:47:34
Ben okuyorum
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-29 18:47:27
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-07-14 00:23:53
Çeviri için teşekkürler
Sato55400 (1592 puan) Üye
2020-07-13 18:25:20
Ben okuyorum şahsen (:
usihara_kamito (1206 puan) Üye
2020-07-13 02:56:10
👍👍👍👍👍
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-07-12 22:24:06
Zibillion hepsini okuyorum verdiğin bilgiler çok iyi. Senin bilgilerinden ayrı olarak kılıç şekilleri gibi görsel şeylere bile bakıyorum. Sonuçta okumak var okumak var. Çevirilerin için çok çok teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-12 20:25:06
Çeviri ve edit için teșekkürler.
JNXL (1237 puan) Üye
2020-07-12 19:06:15
cidden bu sitem fazla çevirmenim. Zaten orada açıklamasını yapmıştın. Ve buna rağmen üstüne yanlış diyebiliyorlarsa okumasalar daha iyi diyebilirim.