Beyazın Karanlığı
Giriş - Zamanın Başlangıcında
Zamanın başlangıcından önce bir melek Cennet’ten
kaçmış. Bunu yapmalarının yasak olduğunu bilse de kendine engel olamamış. Dışarıda
gezip oynamış ve başka ırklarla tanışmış. Gökyüzü ile dans etmiş, Deniz ile
arkadaş olmuş ve Cennet’in onlara yasakladığı onlarca şeyi denemiş.
Cennet, meleğe geri dönmesini söylemiş
fakat melek dinlememiş. Cennet, meleği tekrardan üstünde yaşamaya çağırmış
fakat melek gelmemek konusunda diretmiş. Bütün bu isyanların sonunda Cennet ilk
defa öfkelenmiş ve üstünde yaşayan her bir meleği düşürmüş. İsyan eden melekten
öcünü alabilmek için yapmış bunu.
Cennet tarafından öldürüleceğini
anlayan o melek, Gökyüzü’ne koşmuş “Sakla beni.” diye. Ellerini açmış ve
Gökyüzü’nden yardım istemiş.
Gökyüzü demiş ki “Seni saklayamam.”
Daha sonra haykırmış “Seni saklamayacağım!”
“Görmüyor musun sana ihtiyacım var!”
demiş melek.
“Seni saklarsam beni de öldürür!” Diye
karşılık vermiş Gökyüzü. Bir zamanlar birlikte dans ettiği bütün bulutlar
açılınca Cennet onu apaçık görmüş ve peşine düşmüş!
Melek de bu sefer Deniz’e koşmuş. Gökyüzü’nün
ona yardım etmeyeceğini anlayınca Deniz’e koşmuş. Cennetten kaçmak için Deniz’e
koşmuş…
“Sakla beni Deniz!” diye bağırmış ona.
“Cennet beni öldürecek sakla beni!” diye çırpınmış ve yalvarmış. “Ne olursun
sakla beni!!!”
“Seni saklayamam.” diye ağlamış Deniz.
“Çok isterdim ama saklayamam!” diye ağlamış. “Seni bizden birinden saklayamam!”
Melek de Gece ve Gündüz’e koşmuş:
“Lütfen beni saklayın.” Cennet onu öldürmeye gelirken yalvarmış: “Lütfen beni
kurtarın!” Onların da yardım etmeyeceğini bile bile yalvarmış… “Ölmek
istemiyorum!”
Gündüz cevaplamış: “Seni tek başıma
saklayamam.”
Gece cevaplamış: “Seni tek başıma
kurtaramam.”
Korku ve umutsuzluğun içinde boğulan
melek kaçışının olmadığını düşündüğü sırada iki üstün varlık da ona kucak açmış.
“Ama ölmene izin vermeyeceğiz!”
Gece ve Gündüz birleşmişler ve Cennet’i
öldürmüşler. Bir zamanlar üzerinde yaşamış olan her bir canlı adına Cennet’i öldürmüşler.
Cennet’i Deniz’e düşürüp yekpare hale getirmişler… Ve bu yeni varlığın adına
Dünya demişler…
Fakat bu savaş sırasında Gece
parçalanmış, ruhu dağılmış ve aydan kopma saçları kararmış.
“Seni korumak içindi.” Demiş Gündüz,
Meleğe bağırarak “Seni korumak için yaptı bunu” diye haykırmış. “Seni
koruyabilmek için kendini feda etti…”
Gece parçalanıp kararınca Gündüz
delirmiş. İntikam için melek ve Cennet’i öldürmek istemiş. Ama Cennet zaten
ölüymüş ve melek ise çoktan oradan kaçmış.
Bu yüzden Gündüz, Dünya’ya inmiş.
Üzerindeki her bir canlının adı üstüne yemin olsun ki bunu yapmış… Ve bunu, bir
zamanlar koruduğu bütün canlıları öldürmek için yapmış…
Fakat Gece onun karşısına çıkmış
parçalamış bedeni ile… Onu durdurabilmesinin tek yolunun şiddetten geçtiğini
biliyormuş. Bu yüzden Dünya’yı ve Denizi sarsan bir şiddet oluşturmuşlar…
Gece ve Gündüz çarpışmışlar. Dünya’nın
ve onun üzerinde yaşayan her bir canlının kaderi için çarpmışmışlar.
Fakat parçalanmış Gece, Gündüzün gücüne
denk değilmiş. Bu yüzden yıllarca devam eden savaşlarında yavaş yavaş geriye
düşmeye başlamış.
Ve o sırada diğer melekler gelmişler.
Gece’yi kurtarmak için yardım etmişler. Gündüz’ü durdurmak için yardım
etmişler.
Melekler iki tane silah dövmüşler.
Gece’ye yardım etmek için iki tane silah dövmüşler. Savaşı kazanabilmek için
iki tane silah dövmüşler. Biri Gece diğeri Gündüz için…
Biri olmadan diğerinin olamayacağını
biliyorlarmış. Tan katili olmadan Şafak katilinin olamayacağını biliyorlarmış.
Gündüz’ün silahı yapılmadan Gece’nin silahının yapılmayacağını biliyorlarmış…
Bu yüzden Gece’ye silahını vermişler,
Gündüz’e değil. Gece’nin yanında savaşmışlar, Gündüz’ün değil. Ve Gündüz’ün
silahını alıp saklamışlar… Dünya’nın ortasına saklamışlar…
Gece bu sırada insanları korumuş. Gece
bu sırada diğer ırkları da korumuş. Fakat Gece… Herkesi koruyamamış…
Yeryüzü sarsılmış... Ve zaman akmaya
başlamış… Ve Gündüz sonunda yenilmiş ve aklı başına gelmiş.
Gece parçalansa bile hala oradaymış.
Onu durduran melekler değil ama Gece oradaymış. Bütün melek ırkı değil,
yalnızca Gece… Oradaymış…
“Neden bunu yaptın?” diye sormuş Gece.
“Sana soruyorum neden bunu yaptın?” Daha sonra ağlamış. “Neden…”
“Yalnızca ölmeni istemedim.” Diye
karşılık vermiş Gündüz. “Yalnızca seni geri getirmek istedim.” Diye karşılık
vermiş Gündüz. “Fakat yalnızca yaraladım, hem kendimi hem de seni…”
“Kendine bu yarayı açan kişi sen olsan
da artık acı çekmeni istemiyorum.” Demiş Gece. “Bu yarayı açan kişi kim olursa
olsun artık acı çekmek istemiyorum.” Demiş gece. “Artık kimsenin acı çekmesini
istemiyorum…”
“Öyleyse bundan sonra Dünya’ya inip onu
koruyacağım.” Diye yemin etmiş Gündüz. “Senin ardında bıraktığın bu hatıra
adına Dünya’da yaşayacağım.” Diye yemin etmiş Gündüz. “Öyle ki diğer hiçbir
ırktan ayıramayacaksın beni…”
“Seni tek başına göndermeyeceğim. Duyduğun
sevgiye ve vefaya değer veriyorum.” Demiş Gece. “Bu yüzden ardımda bıraktığım
bir parçamı seninle gönderiyorum. Bu parçam ki her zaman seni, geçmişte benim
de yaptığım gibi takip edecek… Belki bu sayede huzuru bulabilirsin…”
Gündüz ile Gece yeryüzüne inip ırkların
önünde diz çökmüşler ve Dünya’yı dolaşıp onlara yardım etmişler. Ancak o zaman
bütün o canlıların sahip olduğu duyguları anlamışlar… Ve sonunda, onlardan
birisine dönüşmüşler. İkisi birlikte çabalayarak bir zamanlar Gündüz’ün yok
ettiği her şeyi tekrardan oluşturmuşlar ve yeryüzünü sonsuza kadar korumuşlar…
-Antik zamanlardan bir hikaye