Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

24 Şubat 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
4034 Görüntülenme
Bu bölümü 58 Kişi beğendi.
Cilt 1

Durumu Kavramaya Çalışma - Kısım 2

Genel Bilgiler

İsim: Yuki

Irk: Baş iblis

Sınıf: İblis Lordu

Seviye: 1

HP: 2100/2100

MP: 6700/6700

Kuvvet: 651

Dayanıklılık: 685

Çeviklik: 550

Büyü: 897

Maharet: 1250

Şans: 70

Yetenek Puanları: 5

 

Eşsiz Yetenekler

Büyülü Gözler

Tercümanlık

 

Yetenekler

Eşya Kutusu

Analiz sv. 1

 

Ünvan

Başka Dünyalı İblis Lordu

 

DP: 1000

 

***

 

İstatistik sayfama bakmaya devam ederken şaşkın bir halde gözlerimi kırpıştırdım. Görünüşe göre sadece insanlığımı kaybetmemiştim, üzerine bir de İblis Lordu olmuştum. Çok kısa süreliğine de olsa bir kafa karışıklığı zihnimde dolandı. Kafama yerleştirilmiş, wikipedia benzeri bir veritabanı, tüm endişelerimi gidererek, bir İblis Lordu’nun aslında bir şiddet ve fetih öğretisi yayan kötü bir hükümdar olmadığını, bir zindandan sorumlu şahsı tanımlayan bir terim olduğunun bilgisini verdi. Ne açıdan bakarsak bakalım bir zindan yöneticisi ve iblis lordu eşanlamlı terimlerdi.

 

Adım Yuki’ydi. Aslında ölmeden önce de kullandığım isimle aynıydı, ancak kanji yerine katakana ile yazılmıştı. [1] Kanji şeklinde yazılmaması, adımı, olduğundan daha da kız gibi göstermişti. [2] Bir de adımın soyadımdan çok daha iyi olması durumunu da yitirmiştim.

 

İstatistiklerimi karşılaştırabileceğim herhangi bir şey olmadığı için ne kadar iyi olduklarını pek ölçemiyordum. Ama her durumda, şansım komik derecede düşüktü ki ölüm şeklimin tesadüflüğünü düşünürsek bu duruma çok da mantıksız diyemeyiz. Asıl anlamlandıramadığım şey maharetimdi. Hassas ve incelik gerektiren herhangi bir şeyle hiçbir zaman uğraşmadım. Sanatlara da hiç ilgim yoktu.

 

İstatistiklerimi kontrol ettikten sonra yeteneklerimi incelemeye başladım. Her seçeneğin üzerinden parmağımı kaydırarak yeteneklerim hakkında daha iyi bilgi almaya çalıştım.

 

Dördünden üçü doğrudan isimlerinden anlaşılabilir şeylerdi. Analiz, bir şeyi inceleyip onun istatistiklerini çıkarmamı sağlıyordu. Seviyesini artırmak, göreceğim istatistiklerin detayını artıracaktır. Eşya Kutusu, maksimum MP’me göre boyutu değişen, boyutsal bir boşlukta eşya saklamama yardım eden bir kutu. Tercümanlık, hangi dünyaya gidersem gideyim konuşabilir, okuyabilir ve yazabilmeme yardım ediyordu Son ve en anlayamadığım yeteneğim, büyülü gözler, ırkıma doğuştan gelen bir yetenekti. Görünüşe göre büyüsel güçleri görmeme yardım ediyordu. Bunun çalışıp çalışmadığını pek söyleyemem. Endişelendiğim şey, büyünün bana bayağı bir yabancı bir kavram olmasıydı.

 

Sahip olduğum yeteneklerin bir ile on arasında değişen seviyeleri vardı. Yetenek puanları, daha fazla puan gerektiren daha yüksek seviyeli yeteneklerle, yetenek seviyelerini artırmak için kullanılabilir.

 

İstatistik sayfamın ikinci ve son kısmında ise ünvanlarımın olduğu kısım vardı. Şimdilik sadece bir taneye sahiptim, Başka Dünyalı İblis Lordu. Açıklaması da şu şekilde: Bu dünya dışından gelmiş şahıslara verilen ünvan. Bu ünvanı taşıyanlar otomatik olarak tercüman yeteneğine sahip olur.

 

“Sanırım bu, burasının gerçekten başka bir dünya olduğu şüphelerimi haklı çıkarıyor...” diye mırıldandım.

 

İstatistik sayfamla işimi bitirdikten sonra kapattım ve DP kataloğu butonuna bastım. Menü, bi eşya listesini gösteren başka bir ekranla değişti Her biri bir sayıyla ilişkilendirilmişti, DP birimindeki fiyatları. Liste, her fantastik JRPG’den [3] bekleyeceğiniz tüm tipik şeyleri içeriyordu; kılıçlar, kalkanlar, zırlar ve diğer her şey. Sadece bunlar da değildi. Ayrıca fantastik olmayan geniş bir eşya yelpazesine de sahipti. Bardaklar, diş fırçaları, yiyecekler ve günlük ihtiyacım olan her şeyi satın alabilirdim. Hatta oyun konsolları ve oyunlar da vardı ama bunların fiyatları karşılayamayacağım kadar fahiş seviyelerdeydi.

 

Genel olarak bakıldığında DP kataloğu bayağı bir işe yarar gözüküyordu. Görünüşe göre satın aldıklarım, parayı aktardığım anda bana teslim ediliyordu.

 

Kataloğu gezmek bana çevrimiçi alışveriş yaparken ki zamanlarımı hatırlattı. Fantastik bir evren için bu sistem biraz garip hissettirse de bayağı elverişli olduğu için çok da şikayetçi değilim.

 

Sonuçta iki türde eşya türü vardı. Bu dünyadan olan eşyalar, ki bunlar nispeten daha uygun eşyalardı ve benim geldiğim dünyadan olan eşyalar, ki bunlar da tam tersi çok pahalı olan eşyalardı. Sanki benim dünyamdan olan eşyalar, ben var olduklarını bildiğim için bulunuyor ve satın alınabilir gibiydi. Bunların katalogda olması sebebi olmamasına rağmen, çok tutarsız ve garip hissettiriyordu.

 

İncelediğim üçüncü seçenek gacha seçeneğiydi. 4 farklı gacha arasında seçim yapabiliyordum ve fiyatları: Sırasıyla, 100 DP, 1000 DP, 10000 DP ve 100000 DP. Hediyelerin listesi de herhangi bir yerde yok gibiydi. Körlemesine girip şansımı denemek zorundaydım.

 

Son menü butonu, “Zindan” butonu, beni zindanın çekirdek fonksiyonlarına dair bir sürü seçeneğin bulunduğu bir sayfaya götürdü. Zindana katlar ekleyebilme, zindanın etkinlik alanını artırma, canavar çağırma ve daha birçok şeyi yapmama izin veriyordu. Tek seferde alabileceğimden daha fazla bilgi içerdiği için şimdilik inceleme işini bir kenara bırakmaya karar verdim.

 

Sanki zindan, yaşayan bir canlı, yüksek konsantrasyonlu büyülü parçacıkların bir araya geldiği yerlerde doğan bir tür organizma gibiydi. Diğer organizmalarda olduğu gibi, zindanlar da zayıf ve narin doğuyorlardı. Bebeklik dönemlerinde onları yok etmek çok kolaydı.

 

İnsanlar, özellikle tuhaf zindanları yıkma huylarıyla bilinirlerdi. Saldırıları çoğunlukla açgözlülük sebebiyleydi. Ya da en azından açgözlülük olduğu düşünülüyordu. Zindanın çekirdeği, gökkuşağına benzeyen küre, zindanın kalbi işlevini görüyordu ve iyi miktarda paralara satılabilir gibi gözüküyordu.

 

Ne yazık ki insanlar, zindanlara saldıran tek yaratıklar değillerdi. Bu dünyanın vahşi yaşamının bir üyesi olan canavarlar da bunu yapıyordur. Zindan çekirdekleri mana [4] açısından çok zengindi ve bu yüzden canavarların iç güdüleri onu avlama iç güdüsüyle dolmaktaydı

 

Bir başka deyişle zindanların her tarafı düşmanlarla çevriliydi.

 

Herkes ve her şey düşmandı.

 

Ve zindanlar bu yüzden onları, doğdukları bu merhametsiz çevreden koruyacak koruyucuları, iblis lortlarını çağırırlar. Zindanlar kendi büyüsel enerjilerini kendi iblis lortlarına yoğunlaştırırlar ve öncekinden daha güçlenmelerine yardımcı olurlar. Bu aktarımla birlikte iblis lortları güçlenerek zindanların ve kendilerinin hayatta kalma şansını artırırlar.

 

Bu simbiyotik yaşama mükemmel bir örnektir.

 

Çoğu zindan iblis lortlarını, yakındaki canavarları yanlarına çekip yeniden doğurarak elde eder. Ancak benim zindanım, anormal derecede yüksek konsantrasyonlu büyülü parçacıkların olduğu bir alanda doğmuştu. Diğer zindanlardan çok daha güçlüydü. Tüm enerjisini bu iş için daha uygun bir kişiye aktarmayı tercih etmişti: bana. Bir başka dünyada ölmüş olmama ve sıradan bir ruh olmama rağmen beni seçmişti.

 

Bir dakika, bu, zindanın, karşısına çıkan diğer tüm iblis lordu adaylarından çok daha uygun olduğumu düşündüğü anlamına mı geliyor? Hassiktir!? Kötülüğün vücut bulmuş hali olduğumu falan düşündürüyor bu durum. Bu çok kötü hissettirdi...

 

Zindanım baş iblis olarak işimi daha iyi yapacağımı düşündüğünden ırkımı değiştirmiş demek ki. Değişiklik, ruhumun ona benzerliği sebebiyle mümkün olmuştu. Demek ki doğuştan baş iblis olmaya çok uygun biriydim.

 

Ah... Peki, zamanında MMO’larda baş iblisi oynamam gerçeğiyle birlikte bu durum bayağı iyi oldu.

 

 

 

 

 

 

Tamam, tabii ki de bu iyi bir şey değil. Bu boktan bir şey ve ben bunu biliyorum.

 

İç çektim. Ahlaki yönelimim hakkında derin düşündüğümü hissetmediğimden bir süre zihnimi bu konuda serbest bıraktım. Aklıma gelen ilk şey istatistiklerimdi. Tekrarlayacak olursam, diğer şeylere kıyasla ne kadar güçlü olduğum hakkında bi fikrim yoktu. Yeniden doğduğum bu dünya şiddet doluydu. Huzur açsından geldiğim dünya, buraya kıyasla sütten çıkmış ak kaşık kalırdı. Canavarlar etrafta dolanıyor, dövüşüyor ve hayatta kalabilmek için birbirlerini öldürüyorlardı. Savaşlar ve silahlı çatışmalar normal şeylerdi. Eğer çok güçsüz olursam hayatta kalmam çok zor olacaktı.

 

Derin düşüncelere değecek başka bir an için gözümü zindanın çekirdeğine çevirdim.

 

o ve ben bir bütünün iki parçası gibi olduk. Vücudum olarak işlev gören bu muhafazanın ayarlanması için zor kullanmıştı. Eğer o yok olursa, ben de onunla birlikte yok olacaktım. Ve kaynaklarının büyük bir çoğunluğunun hem sahibi hem de yöneticisi olduğumdan, ben öldüğümde o da çok zayıflayacak ve gittikçe yok olacaktı.

 

Ne zindan ne de ben, diğerimiz olmadan hayatta kalamazdık.

 

O benim ikinci kalbim, bense onun ikinci vücudu olmuştum.

 

Beni bu barbarca vahşilikle dolu bir dünyaya çağırmasına içerlesem de bana ikinci bir şans verdiği için ona minnettardım.

 

Verilen bu şansı değerlendirmek için her günümü dolu dolu geçirmeye ve nasıl istiyorsam öyle yaşamaya karar verdim.

 

Ve tabii ki, kendim için, zindanın çekirdeğini koruyacaktım.

 

Bana ikinci bir şans vermişti. Onu korumak için zaman harcamaya değerdi.

 

Bir ayna almak için biraz DP harcarken yüzümde bir gülümseme meydana geldi. Baş iblis olmanın neler getirdiğini tam olarak anlayabilmem için kendime iyice bir bakmalıydım.

 

***

Çevirmen Notu

[1] Katakana, sadece bir kelime seslendirirken kullanılan bir Japon alfabesidir. Japonlar yabancı kelimeleri daha çok bu alfabeyle yazarlar. Kanji Çin’in hanzi karakterlerinin Japon bağlamında kullanılan alfabedir. Örnek alınan karaktere göre anlamı çıkarılsa da, anlamını bulabilmek genellikle ya çok zor ya da imkansızdır.

[2] Yuki tipik bir kız ismidir. İsminin eski hali muhtemelen daha erkeksi Kanji karakterler barındırıyordu. Ayrıca bir çocuk ismi olan Yuuki ile Yuki isimleri birbirinden farklıdır.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-07 15:59:24
Bölüm için Teşekkürler.
İners (132 puan) Üye
2022-10-27 23:52:31
Keşke çeviriye devam edilse
Midas (27 puan) Üye
2022-04-04 14:19:18
Çeviri için teşekkürler.
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-11 03:04:52
Anlatım o kadar ayrıntılı ve güzel ki bayıldım
Black Zetsu (5 puan) Üye
2022-01-29 17:45:59
İnş iyilik mrleği olmaz
Black Zetsu (5 puan) Üye
2022-01-29 17:44:57
Güzel gidiyor
BloodSongs (29 puan) Üye
2021-06-21 08:13:49
Çeviri için teşekkürler
Beritankurt81 (28 puan) Üye
2021-05-10 23:16:05
Bolum icin tesekurler
sorawon (1 puan) Üye
2021-04-19 20:05:15
seri güzel gidiyor elinize sağlık
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-14 18:26:12
Elinize sağlık
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-17 10:27:00
Bölüm için teşekkürler.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-05 15:35:26
Çeviri için teşekkürler
Goncikleyici (642 puan) Üye
2020-09-17 02:17:51
Çeviri için teşekkürler
Hamza Aydemir (5 puan) Üye
2020-08-19 17:55:15
Çeviri ve edit için teşekkürler.Mc önceki hayatında kesin neetdir
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-07 15:59:15
@Hamza Aydemir, +
Wasterwarlok (24 puan) Üye
2020-08-10 09:33:51
çeviri için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-25 19:25:54
:D Bölüm için teşekkürler