Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

29 Şubat 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
2205 Görüntülenme
Bu bölümü 46 Kişi beğendi.
Cilt 1

Biraz Büyü Kullanalım!

“Hmmm...” suratımı asarken dizlerimin üzerinde duran kollarımdan birine başımı dayadım. Yavaştan alışmaya başladığım tahtımda oturuyordum.

“Sorun nedir?” Diye sordu Lefi. “Boşluğa dalıp giden bir adam için bayağı derin bir şekilde odaklanmışsın.”

 

Ejder kız Shii’yi dürtmeyi bırakıp bana şüpheli bir bakış attı. Bir dakika öncesine kadar yapışkanı övüyordu; şaşırtıcı derecede şirin bulduğunu söylemişti. Bin yıldan uzun süredir yaşayamamasına rağmen, bir yapışkanla ilk defa bugün etkileşim kurmuştu.

 

“Önemli bir şey de--Dur, az önce boşluk mu dedin?”

 

Menüyü göremiyor muydu?

 

“Kesinlikle. Bir aptal gibi sanki uzaklara dalmış, bomboş geziniyorsun. Varabildiğim tek sonuç, daha önceden analiz yeteneğini söylemenden dolayı, durumuna gözünü dikmiş bir şekilde bakıyor olman.” dedi Lefi. Konuşurken bir yandan anlıyormuş gibi başını sallıyordu.

“Öyle söyledin ki sanki sende de var bu yetenekten.”

“Evet. Çok işime yarayan bir yetenek. Seviyesini artırmak, durum ne olursa olsun, gerekli olan her şeyi tam olarak anlamamı sağladı. Eminim senin de çok işine yarıyordur. Ne yazık ki bu yeteneğin ne kadar işe yarar olduğunu anlayan ancak bir avuç insan var. Bu zamana kadar sadece çok küçük bir kısmı bu yeteneğin seviyesini artırdı.”

“Bir dakika, zindana girene kadar bir iblis lordu olduğumu bilmiyor muydun? Analiz yeteneğinle bunu daha önce anlamamış mıydın?”

“Haklısın.” dedi Lefi, başını sallayarak. “Ama sadece yeteneği aktifleştirmeyi seçmedim. Seni, bölgeme izinsiz giren zayıf ve işe yaramaz şeytanlardan biri olduğunu düşünmüştüm. Bundan daha fazlası olduğunu, bana anlaşma yapmayı önerdiğinde anlamam gerekirdi, ama bunu da başaramadım. Düşüncelerim, bana sunduğun çikolatanın tatlı kokusu ve tadı yüzünden darmadağın olmuştu. Kim olduğunla ilgili tekrar düşünecek pek bir şansım yoktu.”

“Anladım.”

“Çikolata demişken, biraz almak isterim.”

“Bu kadar çikolata yersen dişlerin çürüyecek.”

“Ne demek istiyorrsun? Ben bir yüce ejderhayım. Anormal durumlar beni etkilemez.” dedi Lefi, sanki dünyadaki en bariz şeyi söylüyormuş gibi.

 

O zaman çürükler durum etkileri [1] gibi mi kabul ediliyor burada?

 

Kataloğu açtım, bir poşet dolusu şeker aldım ve Lefi’nin olduğu tarafa doğru attım.

 

“Hmmm? Bunlar nedir?” Lefi kaşlarından birini kafası karışmış bir şekilde kaldırdı.

“Kurabiyeler.”

“Ne kadar ilginç.” Yüce Ejderha poşeti açıp kurabiyelerden birini ağzına attı. “Mmmmh! Ne leziz!”

 

Ne “Mmmmh”’tı ama.

 

“Yer değişikliği gerçekten mükemmel bir seçimmiş. Burada yiyecekler leziz ve yataklar rahat. İnsan formunda olmanın bu kadar kullanışlı ve rahat olacağını hiç bilmiyordum.”

 

Ona verdiğim kurabiyeleri yerken yüzünde beliren çocuksu, mutlu ifadeyi görünce benim de yüzümde ister istemez çarpık bir gülümseme oluşmuştu.

 

Ahhh. Kurabiyeleri sevdiği için mutluyum. Bir poşet kurabiye, bir kalıp çikolatadan daha ucuzdu ve içinde daha çok şey vardı. Maliyeti daha düşük yani.

 

“Yani istatistiklerine göz gezdirdiğin doğru.”

“Evet. Nasıl büyü yapılır, öğrenmek istiyorum. Büyü, benim en yüksek özelliğim, bu yüzden nasıl olduğunu öğrenebilirsem, büyü yapabileceğimi düşünüyorum.”

 

Büyü yapmak istiyor olmamın en önemli sebeplerinden biri kerberosun ölümünden sonra ortaya çıkan korkunç sahneydi. Fiziksel özelliklerim bir şekilde yeterli gibiydi, bunları pek kullanacağımı da düşünmüyordum. Önceki hayatımı huzurlu geçirmiştim; kan veya vahşet görmeye meraklı biri değildim. Daha da önemlisi, üç başlı kurdu bir şekilde öldürmeme rağmen, sonraki karşılaşmalarımda böyle kazanacağımdan pek de emin değildim. Kerberostan daha güçlü canavarlar vardı ve sadece fiziksel yeteneklerimle onları yenebileceğimden şüpheliydim. Aynı şekilde bazı ırklarla fiziksel dövüşe girersem, sonunda mağlup olacağımdan emindim--sıradan bir vatandaşın kendini bir zindanın ortasında bulmasına imkan yoktu. Bana meydan okuyacaklar, dövüş sanatlarında benden daha usta olan tecrübeli savaşçılar olacaktı.

 

Daha da güçlenmek zorundaydım. Bazıları, iblis lordlarının, ya da diğer efendilerin, idman yapıp daha güçlü olmasına gerek olmadığını söylüyordu.  İdman yapmanın, kişinin gururunu bir kenara atmaktan farksız olduğunu düşünüyorlardı. Ama buna endişelendiğim kadar, böyle düşünen tipler, kendi mezar taşlarını kendileri kazıyan bir grup aptaldı. Ve bu yüzden, Yüce Ejderha’ya bel bağlamamam gerektiğine karar vermiştim. Ona bağımlı yaşarsam günün birinde başıma beklemediğim şeyler gelebilirdi.

 

Bu dünyanın sert doğası gereği güçlenmemek için herhangi bir sebep yoktu. Büyü özelliğim en yüksek özelliğimdi ve reenkarne olduğum bu dünya büyü enerjisiyle doluydu, bu yüzden büyücülük sanatını öğrenmemek için bir sebep yoktu.

 

Bu tabii ki bir bakış açısıydı. Enerjimi odaklayıp güçlü canavarlarla rakiplerimi ezmek de aynı şekilde kabul edilebilir bir seçenekti. Ama onu seçmedim. Doğruyu söylemek gerekirse seçimimde ciddi manada bir mantık kullandığım söylenemezdi. Canavar çağırmak yerine büyü yapmayı tercih etmemin tek sebebi yapmak istememdi. Sadece buydu.

 

Tek sorun nasıl yapıldığını bilmiyor olmamdı. Bir büyü yapmaya nasıl başlayacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Bir kamehameha [2] atmaya çalıştım ve hatta “dünya” [3] diye bağırarak zamanı durdurmaya da çalıştım ama ikisi de bir işe yaramamıştı--işe yarayacaklarını da beklemiyordum zaten. Her iki deneme de eğlencesine yapılmıştı. Şaka bi’ yana, kerberosu döverken attığım tekme bana dövüş sanatları yeteneğini kazandırmıştı, bu yüzden büyü yapmayla ilgili bir şeyler yapabilirsem bu yeteneği de kazanabilirdim.

 

Sorun şu ki büyü enerjisinin tam olarak ne olduğunu bilmiyordum.

 

Başta, manayı, tıpkı zindanın manasını bir şekilde hissettiğim gibi, içimde hissedebileceğimi düşünmüştüm ama başaramamıştım. Konsantre olmaya ve hatta meditasyon yapmaya çalışmıştım ama hepsi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bir yandan da başarısız olmamın tek sebebinin Lefi’nin şen şakrak bağırışlarının dikkatimi dağıtması ve gerçekten odaklanmama engel olması olduğunu düşünüyordum ama sebebi pek de öyle değil gibiydi. Muhtemelen olaya doğru açıdan yaklaşmadığımı düşünmeye başladım.

 

“Bu doğru. Büyü özelliğin ortalamanın üstünde gibi görünüyor.” dedi Lefi. “Ah. Seviyen mi arttı? Ben uyurken bir iki tane canavar alt ettiğini tahmin ediyorum.”

“Evet. Oh evet, şimdi aklıma geldi. Sana daha sonra sormayı düşünüyordum ama istatistiklerim nasıl?”

“Tabii ki, canavarların özelleştiği farklı alanlar vardır, bu yüzden sana mantıklı bir kıyas yapmam zor. Ama, sana şunu söyleyebilirim ki çevresini kendi bölgesine katan diğer canavarlarla karşılaştırdığımda en azından ortalama seviyedesin. Doğal olarak senden güçlü olan bir sürü canavar var. Örneğin senin istatistiklerin, benimkinin yüzde biri bile değildir.”

 

1%’den daha mı düşük!? Lanet olsun dostum, bu manyakça.

 

Onun kuvvetinin büyüklüğünü düşünürken, Lefi son kurabiyesini ağzına atıyordu. Benim düşüncelerimle onun bu hali birbirini tutmuyordu. Umursadığı tek şey yiyebileceği başka kurabiyenin kalmadığıydı; yüzünde belirgin bir hayal kırıklığı vardı.

 

“Tabii istersen sana büyü sanatlarıyla ilgili bir şeyler öğretebilirim.” Yüzü beklentiyle parlarken bana bir iki bakış atmıştı. “Ama sadece fiyatını ödemeye niyetin vars--”

 

İkinci bir poşet kurabiyeyi üzerine atarak lafını bitirmesine izin vermedim. Bir şey söyleme ihtiyacı hissetmedim. Ona verdiğim bu tatlıların eğitim ücretini karşıladığını bakışlarından anlamıştım.

 

“Koşullarımı anladığını düşünüyorum... Peki öyleyse, seni bu bin yılın en güçlü büyücüsü yapacağım!”

 

Böyle zamanlarda onu midesiyle kandırmanın böyle kolay olmasından memnun oluyorum.

Çevirmen Notu

[1] Status Effects. Oyunlarda sıkça kullanılan, zehir, felç vb. geçici durumların genel ismidir.

[2] Dragon Ball göndermesi.

[3] Jojo’s Bizarre Adventure göndermesi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-11 12:44:15
Tatlı krizi olan bin yıllık ejder lolisi :d
BloodSongs (29 puan) Üye
2021-06-21 14:13:20
Elinize sağlık
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-20 08:37:10
Minnetarım
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-17 10:28:06
Bölüm için teşekkürler.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-05 16:32:40
Çeviri için teşekkürler
Melihhhhjj (4 puan) Üye
2020-12-07 03:36:58
Çeviri için teşekkürler.
Wasterwarlok (24 puan) Üye
2020-08-10 10:42:03
Çeviri için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-25 20:09:19
Bölüm için teşekkürler :;))
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-03-01 02:14:11
Bu kız bin yasindaysa ben 1000000 yaşındayım
Farazgul (7 puan) Üye
2020-02-29 22:47:50
Çeviri için teşekkürler.
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-02-29 21:29:02
Ceviri icin tesekkurler