Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

10 Mayıs 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1586 Görüntülenme
Bu bölümü 31 Kişi beğendi.
Cilt 11

Lefi’nin Tuhaf Davranışları

Lefi’nin dönüşümden kısa süre sonra normale döneceğini düşünmüştüm, ama bu olmadı. Örneğin şu an.

 

“Kıpırdama. Saçında bir toz zerresi var.” Beni görünce bana doğru yaklaşan ejder kız, elini uzattı ve bir iplik parçasına benzeyen bir şeyi saçımın içinden aldı.

“T-teşekkür ederim. Farkına bile varmamışım.”

“Rica ederim.”

 

Normal bir şeymiş gibi sürekli yanı başıma oturuyordu. Öyle yakındı ki, neredeyse birbirimize değiyorduk. Ona pek kafayı takmamaya çalışıp, yeteneğin seviyesini yükseltmek için silah dönüştürmeye devam ettim. Ama yapamıyordum. Tüm durum çok rahatsız ediciydi.

 

Ve sebebi orada duruyor olmasından dolayı değildi. Bununla ilgili bir sorunum yoktu. Odaklanamıyor oluşumun sebebi, ejder kızın hiçbir şey yapmadan sessizce dibimden beni izlemesiydi.

 

“Şeeeey, ah... Yüzümde bir şey mi var?” Ona doğru döndüm ve garip sessizliği bozdum.

“Hayır yok.” dedi. “B-bakışlarımı çevirmemi mi tercih edersin?”

“Y-yok. Yani, sıkıntı değil, sadece... anlarsın işte, bana böyle bakınca sanki bir sıkıntın varmış gibi geliyor.”

 

Lefi döndüğümden beri daha da yapışık olmuştu. En fark edilir değişiklik, aramızdaki fiziksel mesafenin bir adıma kadar düşmüş olmasıydı. Kendini sık sık yanımda bir yerlere ayarlıyordu... Sanki, bir şekilde sürekli fiziksel temastaymış gibi hissediyordum. Bana mı öyle geliyor yoksa burası biraz sıcak mı oldu?

 

Öncekinin aksine, üzerime çok daha fazla eğilmişti ve hatta benden bir şey isteyecebilir diye, tişörtümün bir kenarını yakalamıştı. Tişört çekiştirme olayı genelde zindan sakinlerinden vampir kızın yaptığı bir şeydi. Bunu yaptığı zaman Illuna’yı beklediğimden etrafımda birkaç kez dönüp onu aradığım ve onun yerine Lefi’yi bulduğum birkaç durum bile olmuştu.

 

Gerçi durumla ilgili birçok farklı düşüncem vardı, ki Lefi’nin yeni edindiği fiziksel temas dürtüsü hakkında olumsuz da düşünmüyordum. Erkekler, onun gibi yumuşak ve harika kızlara dokunmayı hep sevmiş yaratıklardır. Ve sağlıklı bir erkek modeli olarak, ben de farklı değildim. Sadece... Nasıl söylesem? Sorun, Lefi’nin kendine çok baskı yaptığını ve konfor alanının dışında olan şeyleri yapmak için kendini zorladığını hissediyordum.

 

Yüzü sürekli kıpkırmızıydı ve benimle konuşma şekli, garip hissettiğini belli ediyordu. Konuşurken sürekli takılıyor ve hatta sesi zaman zaman kasılmış ya da gergin geliyordu. Ve garip hareketleri sürekli beni de döngüye sokup duruyordu. Nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum.

 

Tekrar söyleyeyim, davranış şeklini sevmediğimden bahsetmiyorum. Hatta biraz ileri gidip, şirin bulduğumu bile söyleyebilirim. Ama bunu söylesem bile, Lefi’nin her zamanki halini tercih ederim. Böyle cesur, utanmaz ya da edepsiz davranması ona uygun değildi. Kendini, olmadığı biri gibi davranmaya zorlamasını gerçekten istemiyordum. Umarım en yakın zamanda normal haline geri döner, geç olmasındansa...

 

***

 

Kararlaştırdığımız görüşmeye gelen hizmetçiye, “Pekalaaaa. Lyuu...” dedim. “ ikimizin konuşması gerek.”

 

Sırtı duvara dayalı olduğu için, birbirimize göre olan konumumuzu kendime avantaj olarak kullandım ve ellerimden birini yüzünün yanına, duvara çarparak dayadım. Erkeklerin, kadınlara normalde kabul etmeyecekleri şeyleri, ki bu genellikle buluşma olurdu, kabul ettirmek için sık sık yaptıkları klasik bir Japon tekniğiydi.

 

Benim niyetim romantik bir gerilim yaratmak tabii ki de değildi. Tek istediğim kaçış yollarını engelleyip baskı uygulayarak onu konuşturmaktı.

 

“Eep!” Çarpmanın etkisiyle ciyakladıktan sonra gözlerini çekingen bir şekilde yukarı çevirdi. “N-ne oldu patron? Gülüşün gerçekten çok korkunç.”

“Lefi’nin son zamanlarda neden garip davrandığını biliyor musun?”

“N-ne!? N-n-neden bahsediyorsun? Lefi hiç de garip davranmıyor?” Lyuu, anormal seviyede panikleyerek cevap vermişti.

“Pekala, şunu açıklığa kavuşturalım. Sence davranışları normal mi?”

“Hadi ama patron. Lefi bir kız sonuçta. Ve o da kızların yaptığı şeyleri yapıyor işte.”

“Lyuu, lütfen.” Gözlerimi devirmiştim. “Hadi ama. Lefi’nin eskiden yaptığı tek şey yatakta tembellik yapmaktı. Sadece yemek yemeye ve oyun oynamak için kalkardı. Böyle ani bir değişikliği kızların yaptığı şeyler diyerek silemezsin. Son zamanlarda bayağı tuhaf davranıyor ve sen de bunu biliyorsun!”

 

Lyuu durdu. Sunacak argümanı kalmamıştı. “N-neden o kadar insan içinden bana soruyorsun ki? E-eminim Leila neler döndüğünü biliyordur. Muhtemelen benden daha çok şey biliyordur, buna rağmen neden beni seçiyorsun ki!?”

 

Napalım. İşte size Lyuu. Söyleyecek bir şeyi kalmadığı için arkadaşlarını satmaya başladı.

 

“Yani, Leila’ya baskı yapmayı kendime yediremiyorum. Gerçekten çok iyi çalışıyor.”

 

Leila tam anlamıyla olağanüstüydü. Aşağı yukarı bütün ev işlerini hallediyor ve hatta bunun dışında bana büyü ile ilgili bir şeyler de öğretiyordu. Benim için yaptığı her şey için neredeyse ona borçlu hissedecektim.

 

“A-ama neden bana baskı uygulamanın uygun olduğunu düşündünüz ki1?”

“Çünkü sen bir kendi işini bile yapamayan, beceriksiz bir hizmetçi müsveddesisin. Ya ne olacaktı?”

“Ama yeter artık!? Bunun gerçekten farkındayım zaten! Gözüme sokmana gerek yok. Çok kötüsün patron! Bu kesinlikle bir ayrımcılık! Tam bir tiransın patron! Rezil, iğrenç bir tiransın!” Lyuu gücenmiş bir şekilde bağırmıştı. “Neden bana daha nazik olamıyorsun ve bilirsin, daha özenli ve saygılı davranmıyorsun?

“Sen salak mısın? Tabii ki de bir tiranım. İblis lordları zaten böyle olurlar. Neden benden başka bir şey beklemediğini bilemiyorum.” dedikten sonra kocaman sırıttım. “Ve sana daha nazik olmamı mı istiyorsun? Saçmalama, zaten sana yeterince nazik davranıyorum. Rir’in senin yakınlarına gelebiliyor olmasının sebebinin ben olduğumu çoktan unuttun sanırım.”

“Ay... Y-yani, haklısın ama...”

 

Savaş kurdu, rahatsızlığını belirtmekten başka bir şey yapamamıştı.

 

“Ve işte argümanını da böyle çürütmüş oldum.” diye yarım gülümsedim. “Peki, her neyse. Lefi konusuna geri dönelim. Şimdi anlatacak mısın yoksa...?”

“Öffff... tamam.” Lyuu detayları dökülmeden sıvışamayacağını sonunda anlamış gibiydi, sonrasında istemeden konuşmaya başladı. “... Sana söyleyeceğim, ama anlatanın ben olduğumu kimseye söyleyemezsin, tamam? Lefi bunu öğrenirse beni küle çevirir.”

“Tabii, tabii, anladım. Merak etme.”

“Lefi, bazı şeylerden dolayı endişeli.” diye başladı hayvansı kız.

“Ne demek şimdi bu?”

“Yani, şöyle ki...”

 

Lyuu detayları bana anlattı. Özetlemek gerekirse, Lefi’nin sıkıntısı, insanlarla nasıl yakınlaşacağı hakkında bir fikrinin olmamasıydı. Her ne kadar çok az arkadaşı olan bir çocuğa ait bir sorun gibi gözükse de, bu sorunu şaşırtıcı derecede anlaşılır bulmuştum. Lefi bu zamana kadar hep tek başına yaşamıştı. Kelimenin tam anlamıyla, yüz yıllarını, gerçek bir dostu olmadan geçirmişti. Bana, ona benim, daha doğrusu bizim ona sunduğumuz tecrübelerin yepyeni ve heyecan dolu olduğunu söylemişti. Ve Lyuu ve Leila’ya da söylediği şey buydu.

 

Onlara şu anki hayatından keyif aldığını söylemişti ama işlerin sonsuza kadar bu şekilde kalacağından emin değildi. Çünkü hiçbir zaman girişken biri olmamıştı. Herkesin, etrafındakilerle daha da yakınlaşmak için bilfiil uğraşırken, kendisinin bu yönde hiçbir şey yapmadığını hissetmişti. Kurduğu bağlar, sadece başkalarının girişimi sebebiyle oluşmuş bağlardı. Ve bu bir sorundu.

 

Lefi çok uzun bir hayat geçirmişti ve tecrübelerinden çok şey öğrenmişti. Etrafındaki şeyleri, ilişkiler de dahil, sonsuza kadar aynı kalacakmış gibi kabul edemeyeceğini biliyordu. Eğer bağlarını güçlendirmek için aktif olarak çabalamazsa, onların bir gün ortadan kaybolacağını biliyordu.

 

Ben başkentteyken iki hizmetçi onun sıkıntılarını dinlemişti. Kaygılarını çok sevimli bulmuşlar ve ona büyük bir hevesle her türden rehberlik ve tavsiye vermeye başlamışlardı. Tabii ki, verdikleri tavsiyelerin tam detaylarının ne olduğu benimle paylaşılmamıştı. Lyuu bana pek bir şey söylememişti.

 

Her iki türlü de, şu anki davranışının, aslında hizmetçilerden tavsiye alması ve elinden geldiğince buna uymaya çalışmasıydı.

 

“Hah... Yemin ederim Lefi...” iç çektikten sonra her zamanki yarım gülümsememe dönmüştüm. Bir şey diyeyim mi, artık garip davrandığını falan söyleyemiyorum. Yani, şimdi olayı anlayınca, ona katılıyordum. Sadece biraz garip ve beceriksizdi. Her zamanki gibi. Artık ne yapmaya çalıştığımı anlıyorum Lefi, ama sana şunu söyleyeyim. Kendini o kadar zorlamana gerek yok. Kendin olabilirsin. Ama anlıyorum. Kavram sana çok yabancı geldiği için bu kadar zorluyorsun.

 

Bir şey diyeyim mi? Muhtemelen ona bundan bahsetmemeliyim. Şimdilik soğukkanlı bir şekilde ona ayak uydurmaya çalışmak, sanırım benim için en iyisi olurdu. Yani sonuçta bir yolunu bulacağından eminim. Sonuçta uzun, çok uzun zaman boyunca birlikte olacağız. Ama fırsat buldukça ona yardım da etmeliyim değil mi? Yine de, en azından kendini zorlamamasını söyleyebilirim sanırım. Kendini çok zorladığı için işlerin kötüye gitmesini istemem. Sanırım, her şeyin düzgün ilerlemesi adına, baskısını biraz azaltması için ona biraz yardım etmeliyim. Ah tabii ya! Ona kraldan aldığım içkiden vereyim. Erken olması geç olmasından daha iyidir herhalde, değil mi? Hmmm. Sanırım bugün olur. Ya da olmazsa yarın.

 

***

 

“Off...” Lyuu, efendisi kulağının dibinden ayrıldığı için rahat bir nefes almıştı. “Sanırım onu kandırmayı başardım.”

 

Ona söylediği her şey tabii ki de yalan değildi. Diğer efendisinin, yani evin sahibesinin, diğer insanlarla olan bağlarını güçlendirmek istediği doğruydu. Ama durum bundan biraz daha spesifikti.

 

Efendisi, genel olarak insanlarla bağ kurmayı dert etmiyordu. Tek istediği özel biriyle yakınlaşmaktı. Endişelerini anlattıktan sonra, Lyuu’nun ağzında acı-tatlı bir tat kalmıştı. Sorunları, erişkinliğe adım atan ortalama bir kızun yaşayacağı türden sorunlar gibi hissettiriyordu.

 

Her ne kadar baskıya uğramış olsa da, Lyuu’nun efendisine detayları değiştirmeden vermesinin imkanı yoktu. Çünkü gerçeğin, sadece hanımının söylemesi gereken bir şey olduğunu biliyordu.

 

Lyuu bir yumruğunu ileriye doğru uzatırken kıkırdadı. “Elinden geleni yap Lefi! Yapabileceğini biliyorum! Biz hizmetçiler, sana destek olacağız!”

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-07 14:26:39
Kalın kafalı bir mc daha
İners (132 puan) Üye
2021-07-14 03:14:42
Çeviri ve edit için teşekkürler
Kumpir (44 puan) Üye
2021-05-16 12:43:02
çeviri için çok teşekkür edrim sizler olmasanız ne yapardık
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-31 15:35:40
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-27 02:28:49
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
Orion (17 puan) Üye
2020-05-30 00:55:20
Çeviri ve edit için teşekkürler.
STERBEN (225 puan) Üye
2020-05-23 04:12:35
Emeğinize sağlık.
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-05-11 08:03:33
Emeğinize sağlık.
Ker!m (339 puan) Üye
2020-05-10 20:00:10
Çeviri ve edit için teşekkürler.
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-05-10 16:10:13
Hmm lefinin asıl mevzuyu anladım sanki ....
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-05-10 15:34:42
çeviri için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-05-10 15:23:56
Çeviri için teșekkürler.