Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

14 Mayıs 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1599 Görüntülenme
Bu bölümü 29 Kişi beğendi.
Cilt 11

Güçlü Bir Rakip - Kısım 1

Aile arabası büyüklüğünde, vücudunun iki yanında duran tırpanıyla, bir peygamber devesi canavarının önünde duruyordum. Bir ani saldırı serisi yapmak için dört silahını da kullanmıştı. Çoğunu sağa sola eğilerek savuştururken, savuşturamadıklarımı da Zaien ile savuşturdum. Düşmanımın saldırılarından korunmayı, başkentte dövüştüğüm maceracıdan öğrenmiştim. Yeteneklerim, en iyi ihtimalle vasattı. Aşırı büyümüş böceğin saldırılarını uzaklaştırmak için attığım adımlar, karşılaştığım adamın kötü bir imitasyonuydu sadece. Öyle bile olsa, bir şekilde peygamber devesinin ölümcül saldırılarını başarılı bir şekilde, yerimi koruyarak savunabilmiştim. Her ne kadar savaş delisi sapık herifle olan savaşım bana çok fazla bilgi sağlamış olsa da, bir daha ona yakın bir şeyle savaşmayı asla istemiyordum.

 

Gelen saldırıları bertaraf edebilme kabiliyetim, ona karşılık verme fırsatı sağlamıştı. Düşmanımınki kadar ağır ve keskin bir saldırı yaptım, ama aptal böcek kanatlarını çırptı ve Zaien’in kenarı ona dokunamadan geriye sıçradı.

 

Ve bunu yaparak, kendi sonunu hazırladı.

 

“Rir!”

 

Komutumla birlikte kurt, eşsiz yeteneklerinden biri olan Yüksek Hız’ını aktifleştirdi ve göz açıp kapayıncaya kadar peygamber devesinin yanına yaklaştı. Kurt momentumunu kullanarak böceğin sağ uzuvlarını yuvalarından sökecek kadar ağır bir darbe vurabilmişti. Peygamber devesi çığlık attı. Öyle gürültülüydü ki, kulaklarım çınlamaya ve sızlamaya başladı. Yaralarından, sırf rengi yüzünden asla dokunmak istemeyeceğim garip bir sıvı akmaya başladı. Rir’in bana yarattığı fırsatı kullanarak yaratığın önüne atladım ve Zaien’i, böceğin savunmasız bıraktığı vücuduna savurdum.

 

Aşırı gelişmiş bir böcek olması dışında bir numarası olmamasına rağmen, şerefsiz piçin petek gözleri, kılıcımın geldiğini fark ettiği anda bir büyü oluşturmuştu. Büyüyü sadece ateşi engellemek için hazırlamıştı. Ama mana akışını gördüğüm için, büyüyü aktifleştirmeden önce, onu yarıda kesip engelledim. Büyü Defetme, Zombi diyarında kullandığım büyü, böceğin kendini kurtarma çabalarını etkisiz kılmıştı.

 

Zaien, canavarın kabuğunun ince bir kısmından, başıyla gövdesinin birleştiği yerden, yararak ilerledi ve vücudun beyinle olan bağlantısını kesti. Koca peygamber devesi, ölmekte olan böceklere benzer bir şekilde kıvrılıp durdu ve sonunda yığılıp hareket etmeyi kesti.

 

“Ohh. İşte bu kadar. İyi işti Rir.”

 

Silahımı omzuma dayadım ve peygamber devesinin cesedine baktım. İki seçeneğim vardı. İlki onu Rir’in öğle yemeği yapmaktı, ama evcil hayvanıma böyle yapış yapış ve iğrenç bir şeyi yedirecek, acımasız bir sahip değilim, bu yüzden böceği DP’ye çevirmeye karar verdim. Onu eşya kutusunda saklayıp, daha sonra yararlı bir şeylere çevirme fikrini düşünmekle bile uğraşmadım.

 

Zindana onu tüketmesi için izin verir vermez ceset çözünmeye başlayınca, bakışlarımı cesetten, yanıma yatan Rir’e çevirdim. Dostum, bu biraz... kolaydı. Yani, bayağı kolaydı.

 

Peygamber devesi canavarı kesinlikle zayıf değildi. Büyü ve Dex statları bir yana, diğer bütün statları da benimkinden yüksekti ve yüksek derken 200 falanı kastediyorum. Ama statları yüksek olmasına rağmen, Rir’le birlikte, sayısal üstünlüğümüzü ona karşı kolaylıkla uygulayabilmiştik.

 

Rir, başarımda büyük bir rol oynamıştı. Sadece burada olması bile beni rahatlatıyordu. Onun burada olması, statları benden yüksek olan bir şeyle savaşsak bile, bütün endişeli düşünceleri kafamdan atmamı sağlıyordu. Ve sonra, sunduğu farklı seçenekler de vardı. Onun yardımı, fırsatların ve olanakların sayısını çok artırıyordu.

 

İkimizin arasındaki daha tecrübeli ve savaşa odaklı olan Rir, sürekli, beni desteklemek için olabilecek en iyi yolu seçiyor ve emir beklemeksizin kendi kendine çıkarsama yaparak yardımcı oluyordu. Örneğin, saldırırken batırdığım düşmanları kilitlemek için sık sık Devinimli Zincirler’i kullanıyor ve eğer avımızı tek seferde indiremeyeceğini fark ediyorsa, onları sakatlama yolunu seçiyordu. Kararları sayesinde ikimiz tamamen rakipsizdik. Ne o ne de ben, bir çizik bile almamıştık. Gerçekten, Rir her şeyi acayip kolaylaştırıyordu. Eğer Rir benimle başkentte olmuş olsaydı, maceracı sapığın canına fena okurduk.

 

Peygamber devesi, Uğursuz Orman’ın batı kısmında, en güçlü canavarların yaşadığı yerde yaşıyordu. Aslında o, bölgede bulunabilecek en zayıf yaratıklardan biriydi, ama hala diğer üç ana bölgede yaşayan çoğu canavardan çok daha güçlüydü. Yine de Rir ve bana karşı hiç şansı olmamıştı gerçi. Bastır takım!

 

Falan. Bunun bir alıştırma olarak pek de işlemediğini hissetmeye başlamıştım. Bütün dövüşü, kıçımı kimse kollamadan, tek başıma yapmam gerekirdi. Ama bu benim gibi barış yanlısı biri için bayağı zor bir görevdi. Ve açıkçası, bayağı da korkunçtu. Yapmamayı tercih ederim.

 

Rir’le birlikte olunca, normalden çok daha yüksek seviyelerle savaşabiliyordum ama yine de batı bölgesinin derinlerine girmeye pek niyetim yoktu. İçinde dolaşan hilkat garibelerini görmek için daha derinlerine gitmeme gerek yoktu. Tek bir bakış, ikna olmam için gayet yeterliydi. O yer, “Evlat, burayla baş etmek için henüz hazır değilsin.” diye bağırıyordu.

 

Geri dönmeme neden olan yaratıklardan biri, gerçek anlamda bir dinozor, en azından yedi katlı bir bina kadar uzun olan bir kertenkeleydi. Böyle bir şeyi nasıl yeneyim anasını satayım? O şeyin lanet boynu öyle kalındı ki, Zaien’in atacağı en derin kesik bile onun için muhtemelen sadece küçücük bir sıyrık falan olurdu.

 

Bir dakika... Tabii ya! Zaien’in iki büyü yuvası daha vardı! Bunlardan birini kılıcın uzaması için falan kullanabilirdim. Hatta daha da iyisi. Ona bir kılıç ışını attırabilir ve bunu kullanarak o hayvani dinozorun kafasını uçurabilirdim. Gerçi bunu, savunmasını yarıp geçeceğini düşünerek söylemiştim ama her neyse.

 

İkinci bir hücuma yönelik büyü halkası ekleyip eklememenin pratik olup olmayacağı hakkında bile bir fikrim yoktu. İkinci halkanın araya girip Kızıl Alaz’ın üzerindeki halkayla çakışma ve ikisini aynı anda çalıştırma olasılığı vardı. Bir saniye, büyü halkaları öyle çalışıyor mu acaba? Sanırım Zaien’e başka bir şey eklemeden önce bunu bir denesem fena olmaz ha? Aynen, geri döndüğümde Leila’nın bana yardım edip edemeyeceğine de bir bakarım.

 

Yeteneklerimden biri alarma geçince düşüncelerimden uyandım. Düşman Saptama, beynimin içinde alarmlar çaldıyordu. Ayaklanıp başını o şeyin olduğu yöne çevirip hırıldamaya başlayan Rir de bir düşmanın varlığını farketmiş gibiydi. Aynı şekilde, ben de Zaien’i çekip savaş pozisyonuna geçmiştim.

 

Ormanın derinliklerinden çıkan o şey, hayvana benzeyen yaratık, neredeyse Rir’le aynı boyutlardaydı. Ağzına dizili dişleri kayaları un ufak edebilecek kadar güçlü görünüyor ve kaslı bacaklarının ucundan hançer gibi keskin pençeler fırlamıştı.

 

Bir çift iğrenç gri, kemikli kanat, vücudunun orta kısmından uzayan yüzlerce farklı bölümden oluşmuş ve bir çift, akrebe benzeyen kuyruk da vücudunun arkasından çıkmıştı. Hırçın, yılan gibi bakışlarla, sanki yeni bir oyuncak bulmuş bir avcı gibi, bize bakmıştı.

 

Ve onu analiz ettiğimde tam olarak şu ortaya çıkmıştı.

 

***

Irk: Mantikor [1]

Sınıf: Sadist Hayvan

Seviye: 96

***

 

Hay sikeyim ya. Büyük büyük konuşup her şeyin çok kolay olmasından yakınmak zorundaydım değil mi?

Çevirmen Notu

[1] Mantikor: Bir insanın kafasına, bir aslanın gövdesine ve bazı tasvirlerde kirpi tüylerine benzer bir zehirli dikenli bir kuyruğa, bazı tasvirlerde bir akrep kuyruğuna sahip olduğu söylenen, Mısır’ın sfenksine benzeyen, Pers efsanelerine ait bir yaratık.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-08 08:47:18
Büyük konuşmak iyi değil
İners (132 puan) Üye
2021-07-14 03:29:19
Çeviri ve edit için teşekkürler
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-31 16:53:52
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-27 15:11:35
Bölüm için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-05-15 02:03:57
Çeviri için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-05-14 21:33:19
Bu bölüm tam anlamıyla rezalet yeni bölümler boş geçiyor hep.
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-05-14 19:45:30
Çeviri ve edit için teşekkürler.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-05-14 18:14:38
Çeviri için teșekkürler
Ker!m (339 puan) Üye
2020-05-14 15:37:57
Hehe ilk yorum benim. 🤩 Çeviri ve edit için teşekkürler.