Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

25 Mayıs 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1502 Görüntülenme
Bu bölümü 40 Kişi beğendi.
Cilt 11

Savaş Sonrası - Kısım 1

“Bunca zaman beni görmezden geldin...” diye şikayet etti Enne. “Hem de o kadar endişelenmeme rağmen...”

“K-kusura bakma. Hadi ama Enne, neşelen. Özür diledim ya zaten.”

 

Kara saçlı kızın gönlünü alma denemelerim sessizlikle karşılaşmıştı. Şu anda kucağımda otursa da, gözlerime bakmayı kesinlikle reddediyordu. Ona bakmaya çalıştığım her seferde başını benden öteye çeviriyordu. Normalde ifadesiz bir yüze sahip olan kızın yüzünü suratını asması çok değerliydi. Öyle nadir ve şirindi ki, sonsuza kadar saklamak için bir fotoğrafını çekip saklamak istemiştim.

 

“Tamam, tamam, bunu telafi etmek için günün geri kalanını senle geçireyim. Ne istersen yapacağım da, tabii ki mantık çerçevesinde olanları.” dedim. “Tek istediğim artık yüzünü asmaman, tamam mı?”

 

Hadi ama Enne, babanın kalbini kırıyorsun.

 

“Gerçekten mi?” Hala yüzü bana dönük değildi, ama ümitsiz teklifimi duyan kız bakışlarını benden kaçırmayı kesmişti.

 

Enne haklı olarak sinirliydi. Endişelenmişti, çünkü beyinden hasarlı kertenkeleyi alt etmemin ardından hemen yere yığılmıştım ve bir de uyandıktan sonra onu tamamen boşlamış ya da boşlamamış olabilirdim. Aslında, onun varlığını bile unutmuştum, çünkü başka bir şeyin farkında olamayacak kadar Lefi’yle flörtleşiyordum. Evet, neden kızdığına şaşmamalı. Onun yerinde kim olsa kızardı.

 

Her ne kadar bir savaş olduğunu bile bilmelerine gerek yokken, bir de ejderhaya karşı savaştığım duyulunca, zindan sakinlerinin benim için bayağı endişelendiği ortaya çıkmıştı. Asıl taht odasına Lefi’ye dayanmış bir şekilde girmem, her bir kızın tepki vermesine sebep olmuştu. Asıl taht odasına kaçmalarını istediğim heyulalar da Illuna’ya katılıp üzerime atlamış, gözlerinden yaşlar akarken beni yumruklamışlardı... Diğer yandan Shii, elinden geldiğince hızlı bir şekilde şifa büyüsü yapmaya çalışırken, paniklemişti. Beşi birden dönüşümü tam bir kaos sahnesine çevirmişlerdi.

 

Başta nedenini anlayamamıştım, ama tek mantıklı davranan iki hizmetçiye döndüğümde, durumla ilgili bana açıklama yapmaya başladılar. Görünüşe göre Beyinsiz Efendiyle olan savaşım, zindanın içinde bir takım küçük depremvari sarsıntıya neden olmuştu. Bir başka deyişle, sallantının yanında, Lefi ve benim suratlarımızdaki ifade ve yığılmanın eşiğinde bir şekilde geri dönmüş olmam, çocukları korkutmuştu.

 

Bir dakika. Zindan sallandı mı? Her zaman zindanın tek başına, girişi dışında dünyadan tamamen kopmuş olduğunu sanmıştım, ama sarsılması demek, bu hipotezimin muhtemelen doğru olmadığı anlamına geliyordu. Zindanın sarsılmış olması, yakınlarda bir yerde bir boşluğu doldurduğu anlamına geliyordu. Ama benim yarattığım yerin bulunduğu dağın içine sığmış olmasının gerçekten imkanı yoktu. Sanırım bu, muhtemelen zindanın uzay-zaman sürekliliğini kurcalayarak, gerçek dünyada çok daha küçük bir yer kaplayan devasa bir alt uzay falan yarattığı anlamına geliyordu.

 

...Ayrıca bu, asıl taht odasının yakınlarında savaşmanın pek de iyi bir fikir olmadığı anlamına geliyordu. Zindanın derinliklerine ilerleyen mağarada açılan oyuk, ejderhanın, oranın yakınlarında bir yere nispeten zayıf bir saldırı yapmasıyla alakalıydı. Evet şey... daha güçlü bir saldırı kullanmış olsaydı pek de hoş olmayacaktı muhtemelen. Hmm, hiçbir şeyin kırılmadığından emin olmak için buralara sertleşme kullansam yi olacak. Herkesin diri diri gömülmesini hiç istemem.

 

Ölümcül düellomu hisseden sadece kalenin içinde yaşayan kızlar değildi. Rir de yardıma gelmek istemişti, ama ona özellikle geride durmasını söylemiştim, çünkü Kara Beyinsize karşı olan savaşımın kendi başıma kazanmam gereken bir savaş olduğunu biliyordum. Ancak Rir, bunu bir yetersizlik sorunu olarak yorumlamıştı. Çalışkan kurt, savaştan sonra beni kontrol etmek için kaleye gelmiş ve endişeli, düşüncelere dalmış bir yüzle ayrılmıştı. Onlarla uğraşmak zorunda kalmadan önce düşmanlarımı alt etmek için daha da güçlenmeyi düşündüğü belliydi. Biliyor musunuz, bir zindan efendisi ya da başka bir şey olarak, onun daha yükseklere çıkmak için gayret etmesinden mutluydum, ama bunun için kendnini strese sokmaz umarım. Yakın bir zamanda onun için Leila’dan bir şeyler pişirmesini istemeliyim. Bunu seveceğinden eminim. Adamları da muhtemelen mutluluktan havalara uçacak.

 

“Gerçekten. Peki, ne yapmamı istersin Enne?” Tahtın üzerinde bacak bacak üstüne atmış otururken, yüzüne doğru eğildim.

“Hmmm...”  bir anlığına durdu. “O zaman burda kal.”

“Bu kadar mı?.”

“Hıhı. Tek istediğim seninle olmak, sahip.”

 

Enne’in yüzünde, göğsüme yaslanmadan önce bir anlığına, zor fark edilebilen bir gülümseme belirmişti.

 

“Bu hiç adil değil! Kütük gibi uyuyup uyanamadığın için ben de çok endişelenmiştim Yuki!” Enne’in pozisyonunu fark eden Illuna, bağırarak şikayetini dile getirmişti. “Ben de Yuki’nin kucağına çıkmak istiyorum!”

“K-kusura bakma. Pekala Illuna, gel buraya.” dedim. “Enne, kenara kayıp ona biraz yer açabilir misin?”

“Tamam.”

 

Illuna kucağıma çıkarken kenardan bir el uzandı ve yanağımın üzerine kondu. Bu elde hoş bir soğuk hava vardı, jel kızdan başkasına ait olamayacak bir el.

 

“Gerçekten iyi misin sahip? Gerçekten yaralanmadın mı?” diye sordu elin sahibi.

“Hadi ama Shii, iyi olduğumu zaten söyledim, değil mi?” Sözlerimi kanıtlamak için kollarımı biraz hareket ettirdim. “Gördün mü? Tamamen iyileştim.”

“Gerçekten emin misin...?” Sesindeki endişeli tonla, yapışkan beni sorgulamaya devam etmişti. “Çünkü iyi olmasan bile iyiymiş gibi davrandığını biliyorum.”

 

Davranışları ve sorduğu sorular, Rir gibi onun da durumumu aşağı yukarı sezebildiğini ve diğer kızların göremediği şekilde beni görebildiğini gösteriyordu. Ve burada olmasalar da, aynısı aşağı yukarı heyulalar için de geçerliydi. Gücümün çoğunu geri kazanmış olmama rağmen endişeli davranmaya devam etmişlerdi. Rir gibi, onların da kendi yeteneklerinden şüpheye düşmüş ve bütün bu durumla ilgili bir şey yapabilmek istemiş olabilecekleri fikrine kapılmıştım, çünkü onlar da zindan tarafından çağırılmış canavarlardı.

 

“Benim için bu kadar endişelenmiş olmandan dolayı çok mutluyum Shii, ama ben gerçekten iyiyim. Ispanak yemiş bir denizci kadar zindeyim.” [1]

“Gerçekten mi?”

“Gerçekten.”

“Yeni gibi misin?” diye sordu yapışkan.

“Evet. Yağlandım ve bütün parçalarım yenileriyle değiştirildi. Yani evet, yeni gibiyim diyebilirim.”

 

Üç küçük kızla ve endişeleriyle elimden geldiğince başa çıkmaya çalışırken, gözümün kenarından Lefi’yi görmüştüm.

 

“Şu herifin kocam olduğunu düşünmek...” Şu anki halimi gören ejderha, derin bir nefes almış ve başını bıkmış bir şekilde sallamıştı. “Ona aşık olduğum için kendime zavallı demekten başka bir seçeneğim yok.

“Kapa çeneni Lefi.” Gözlerimi devirmiştim. “Ne düşündüğünü biliyorum, ama bunu söylemene gerek yok. Bu konuda yeterince bilinçliyim zaten.”

 

Her ne kadar ona söylenmiş olsam da, bunu hoşnutsuz bir şekilde söylememiştim. Aksine, mutluydum. Benden kocası olarak bahsetmesi, kalbimin alışık olmadığım bir şekilde çarpmasına neden oluyordu.

 

Son rakibimi alaşağı etmemden sonra bir sürü şey değişmişti. Karakter sayfamın savaş öncesiyle şu anki hali arasında dağlar kadar fark vardı. Artık şöyle gözüküyordu:

 

***

Genel Bilgiler

İsim: Yuki

Irk: İblis Lordu

Sınıf: Adaletli İblis Lordu/Ejderha

Seviye: 136

HP: 19255/19255

MP: 25841/25841

Kuvvet: 2842

Can: 3611

Çeviklik: 2834

Büyü: 4268

Maharet: 4942

Şans: 85

Yetenek Puanları: 52

 

Eşsiz Yetenekler

Büyülü Gözler

Tercümanlık

Uçmak

Direnç

Hükümdar Baskısı

 

Yetenekler

Eşya Kutusu

Analiz X

Dövüş Sanatları Ustalığı VI

Kadim Büyü VI

Gizlilik VI

Düşman Saptama VI

Kılıç Ustalığı IV

Silah Dönüştürme V

Efsunlama V

Tuzak Ustalığı IV

Büyük Kılıç Ustalığı VI

Kılık Değiştirme IV

Kriz Saptama VI

 

Unvanlar

Başka Dünyalı İblis Lordu

Yüce Ejderha’nın Sahibi

Hüküm Veren

İnsanlığa Düşman Olan

Ölümün Kucağından Kurtulan

İblis Lordu; Ejderhaların Kralı

Yüce Ejderha’nın Eşi

 

DP:

304356

***

 

Pekiiiiiiii.... Eveeet... ben, şey... şu an daha güçlüyüm. Evet. Ondan. Sadece statlarıma bakmak bile, ağzımı açık bırakmaya yetiyordu. Hem HP, hem de canım çok yükselmişti. Ölümün eşiğindeyken durmaksızın darbe almak, ikisinin aşırı derecede yükselmesine sebep olmuştu. Şansım ise... şansım... Onun dışında her şey neredeyse ikiye katlanmıştı, ama şansım hala 100’ün bayağı altındaydı. Ama hey,en azından yukarı doğru gidiyor.

 

Aşırı gelişmiş kertenkeleye karşı kullandığım tüm yetenekler gözle görülür bir şekilde seviye atlamıştı ve kendim birkaç tane yeni eşsiz yetenek kazanmıştım. Direnç ve Hükümdar Baskısı. Aslında Direnç yeteneğini ilk görüşüm değildi, ama orikalkum seviye maceracıyla savaşırken onu analiz edememiştim, ama şimdi ona iyice bir bakma şansım olunca, etkisinin, gelen tüm saldırılarının hasarını bayağı bir azalttığını ve HP 20%’nin altına inerse, bütün statları 1.5 katına çıkardığını öğrendim. Bilirsiniz, bu bayağı ezici bir özellik. Ve şimdi düşününce, bunu muhtemelen savaşın ortasındayken kazanmıştım. Sonlara doğru saldırılarının hasar vermeyi kestiğini hatırlıyorum.

 

Direnç gibi, Hükümdar Baskısı da bayağı işe yarar gibiydi. Etkisi, harekete geçmelerini engelleyerek, yakınlardaki bütün düşmanları engelleyen bir göz korkutma aurası yaymasıydı. Etkisinin kuvveti, düşmanlarımla aramdaki stat farkına bağlı olarak değişiyordu. Ama, Direncin aksine, bu yeteneği nasıl kazandığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Birilerini korkutmak için bir şey yaptığımı hiç hatırlamıyorum.

 

Biraz araştırınca, açıklaması şu şekilde yeni kazandığım unvanlardan birinin sebep olduğunu öğrenmiştim:

 

***

İblis Lordu; Ejderhaların Kralı bu unvan, ejderhaların kralını öldüren ve böylece Ejder Efendisi mevkisini devralan iblis lorduna verilmiş bir unvandır. Bir ejderhayla konuşmaya girildiğinde karizmaya aşırı bir artış sağlar ve Hükümdar Baskısı adındaki eşsiz yeteneği kullanmayı sağlar.

***

 

Pekala. Görünüşe göre ejderhaların artık benim. Aslında, beni bayağı havalı gösterdiği için ünvanlın kendisi benim için sorun değildi, ama yani, bunu benim almamın doğru olup olmadığını bilmiyordum. Sonuçta ejderhaları yönetmek falan gibi planlarım yoktu. Köylerini idare etmek, kulağa bayağı bir baş ağrısı gibi geliyordu. İşim olmaz. Cidden, kendi sorunlarını kendileri çözebilirler. Ne yaptıkları beni ilgilendirmez. Aslında, muhtemelen sınıfımın değişmesinin sebebi de bu unvandı.

 

Adaletli İblis Lordu/Ejderha sınıfının ilginç bir yanı, detaylarının görülemiyor olmasıydı. Ne analiz ne de zindanın menüsü onun etkileir hakkında bana bir şey söyleyemiyordu. Ama gerçi, bir şeyi etkilediğini biliyordum. Sınıf değişikliğinden sonra, vücudumu artık daha kolay kontrol edebildiğimi ve hareketlerimin artık daha kusursuz olduğunu hissetmiştim. Dahası, büyümün, öncekine göre artık çok daha güçlü olduğunu doğrulamıştım. Daha fazlası olduğunu hissediyordum, ama ne kadar merak etsem de, yeni sınıfın etkilerini kesin bir şekilde öğrenemiyordum.

 

Unvanlar demişken, İblis Lordu; Ejderhaların Kralı, yeni kazandığım üç unvandan biriydi. İkincisi şu şekildeydi:

 

***

Ölümün Kucağından Kurtulan Bu unvan, mutlak ölümün eşiğine kadar zorlanmış ve ondan kurtulmuş kişilere verilir. HP’si en yüksek değerin 10%’u altına düşerse, unvan sahibinin bütün statları ikiye katlanır.

***

 

İlkinde kadar, ikinci unvanın da nereden geldiğini anlayabilmiştim. Ejderhayı savaşarak yenebilmiş olmamın tek sebebi, aptal olmasıydı. Ama yine de aptallığı, savaşımızın zorlu bir savaş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Neredeyse ölüyordum; hatta bütün savaş boyunca neredeyse bir ayağım çukurdaydı. Dostum, statları iki katına çıkarıyor olması bayağı şaşırtıcıydı. Aktifleşmesi bu kadar zor olmasaydı, denge ile abuk subuk bağırabilirdim. Dostum, canın 10%’u mu? Bu sıkıntı.

 

İlk ikisinin aksine, son ünvanın savaşla bir alakası yoktu.

 

***

Yüce Ejderha’nın Eşi Bu unvan, bütün dünya üzerinde hükmeden ejderhayı gelini yaparak mertliğini kanıtlayan adama verilir. Bu adamın artık korkunun ne olduğunu bilmesine muhtemelen gerek yoktur.

***

 

Muhtemelen mi? Nasıl lan? Korkmasına muhtemelen gerek yok diyerek bana hiçbir faydalı bilgi vermiyorsun ki lan! Yani, muhtemelen diyerek neyi kastedersin ki!? Bu şeylerin kesin olması gerekmiyor mu!? Ve bu açıklamayı hangi aptal yazdı ki? Objektif olması gereken bir şeyden çok lanet olası bir görüş gibi duruyor. Bu tanrının işi mi yoksa? Tanrım, lütfen, şu unvan işini bir düzene sokman gerek. Yani, hadi ama, bu ne lan!? Sonuç olarak saçma açıklamayı ve tartışmalı kaynağını bir kenara bırakmaya ve bunu, sahip olmaya utandığım bir şey olarak görmeye karar verdim.

 

Kertikbeyinle olan savaşım DP’min çoğunu tüketmişti. O kadar çok harcamıştım ki, iki basamaklı sayılara kadar düşmüştü. Ama onu öldürüp cesedini geri dönüşüme atınca, bayağı bir kar elde etmiştim. Sanırım, her ne kadar kalın kafasının içinde çürümüş bir patates taşıyor olsa da o, gerçekten de dünyanın en güçlü ırkının bir üyesiydi.

 

Yeni stat değişiminden keyif alsam da, onlar hakkında tam olarak nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Şaşırmak dışında tabii ki. Sorun, birden ortaya çıkan kazanımlarımın, gerçek dünyada yapacaklarımın tartışmalı bir hale getirmesi anlamına gelmesinden kaynaklıydı. Yeni kazandığım gücü kontrol etmek zordu ve bu yüzden günlük aktivitelerime engelleyip duracaktı. Sürekli bardak kırıyordum, tabak çatlatıyordum ve hatta bir keresinde, fazla sert kavradığım için koltuklarımdan birinin kolçağını bile kırmıştım. Benzer şeyler o kadar fazla olmaya başlamıştı ki, her olduğunda garip bir şekilde gülüp geçmekten başka seçeneğim yoktu. Hey... bir saniye. Yoksa bu, planladığım soykırımı devam ettirecek kadar güçlü olduğum anlamına mı geliyordu? Of, evet be. Mantikorları sikeyim! O pezevenklerin her birini tek tek bu gezegenden sileceğim ve onların boktan türlerini tükenmiş olarak tarihe geçireceğim!

 

Statlarımın aşırı yükselmiş olmasının sebeplerinden biri de, son karşılaşmamın, zindanın kendi seviyesini de birkaç kademe artırmış olmasındandı. Gerçi, bu sefer evrim geçirmemiştim. Bir dakika. Statların sert bir şekilde artmasına evrim sebep olmuyor muydu? Kafam karıştı.

 

Dikkate değer bir diğer şey de, seviyem ve statlarımın doğrusal bir şekilde artmıyor oluşuydu. Her seviye, bir öncekinden daha büyük stat artışı sağlıyordu. Hmm. Biliyor musunuz, aslında, Lefi’yi yakaladığım zaman statlarım onunki kadar yükselebilirdi. Of, hatta bu şekilde ilerlerse onunkinden daha da yüksek olabilirdi.

 

Statlarımın şu anki halinden memnun olsam da, seviyemden pek memnun değildim. Benden çok çok yüksek seviye bir şeyi yenmiş olmama rağmen, umduğum kadar büyük bir değişiklik olmamıştı. Ah tanrım. Seviye kasmak zor. Bana mı öyle geliyor, yoksa Lefi’nin seviyesine yetişmem birkaç bin sene mi sürecek...?

Çevirmen Notu

[1] Temel Reis göndermesi

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-12 16:44:26
Tahminimden iyi seviye atladı
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-08 17:06:05
Evet tahmin ettiğim gibi sağlam p-up aldık
Shin (95 puan) Üye
2021-04-20 17:23:24
Çeviri ve edit için teşekkürler.
agamoneypls (207 puan) Üye
2020-08-16 00:24:25
Her seferinde daha mi cok stat artiyp vay beee. Bir ara oyun oynarken bug yuzunden level atladıkça statim giderek azldi artmiyodu azaliyodu. Online degildi oyuzden dosyada bug vardi galiba ozamnlar veletim tabi bos verdim olayi huuu -200 damage -1000 Hp falan gibiydi
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-27 18:42:59
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
darkrai (79 puan) Üye
2020-05-28 00:33:08
çeviri için teşekkürler
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-05-26 19:16:59
Adam giderayak kral oldu resmen :) Çwviri için tşk ^
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-05-26 16:39:37
Çeviri ve edit için teşekkürler.
STERBEN (225 puan) Üye
2020-05-26 00:10:08
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-05-25 17:18:43
Çeviri için teşekkürler
Kaptan B (8 puan) Üye
2020-05-25 16:12:37
Ceviri içon teşekürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-05-25 15:31:29
Çeviri ve edit için teșekkürler.
diablo63 (6 puan) Üye
2020-05-25 15:27:25
Çeviri için teşekkürler.
Ker!m (339 puan) Üye
2020-05-25 14:27:20
Çeviri ve edit için teşekkürler.👍👍