Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

24 Haziran 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1392 Görüntülenme
Bu bölümü 36 Kişi beğendi.
Cilt 14

Yüzleşme - Kısım 1

“Bayanlar, baylar, hazır mısınız!? Çok beklenen ilk yarı final maçı başlamak üzere!” Sunucunun anonsu, kalabalığı çıldırtmıştı. Ateşli tezahüratları yanan bir coşkuyla doluydu. “Bu köşede, bu yılın en kibirli adamı, hakaretlerinin saf güçle desteklediğini bize gösteren korkusuz savaşçı var! Ypsiloooooonnn!”

 

Her ne kadar kalabalıktan bir uğultu yükselmiş olsa da sessiz kalmıştım. Sahanın ortasına doğru ilerlerken ağzımdan tek bir kelime çıkmamıştı.

 

“Ve diğer köşede, kolları ve bacakları lastik gibi esnek, en ufak bir uyarı vermeden her yerden saldırabilme kapasitesine sahip, yarı finallere sadece üçkağıt ve aldatmacayla gelmiş bir adam var! Karşınızda… Mejaaaaaaaaaaaagrrryyyyy!”

 

Karşı tarafımdan, kolları bacakları saçma bir adam girmişti. Bacakları Nil nehri kadar uzundu, ama kollarının yanında bir hiç kalıyorlardı. O kadar gariplerdi. Bileğinin olması gereken yerde fazladan bir dirsek daha vardı ve muhtemelen iki eklemli gibi görünüyordu. Yüzünün yarısının ketenden yapılma bir peçeyle kapalı olması, onu daha da garip gösteriyordu.

 

Kim olduğunu biliyordum, ama onunla tanışmış ya da onu daha önceden görmüş değildim. Onu tanımış olmamın tek sebebi, kralın onunla alakalı özellikleri önceden detaylı olarak anlatmış olmasıydı; dikkat etmem gereken yarışmacılardan biriydi.

 

“Ne halt yedin lan sen?” Garip seviyedeki tiz bir sesle kıkırdayarak beni selamlamıştı. “Birine iyilik olsun diye senin kıçını tekmelememi istediler. Ve bu resmi bir istekti.” Sessiz kaldım. Ona cevap vermekle uğraşmadım. Fark etmesi uzun sürmediğinden, iç çekti ve hayal kırıklığına uğramış şekilde omuz silkti. “Cidden eğlencemi bozuyorsun, farkında mısın? Ah, her neyse. Zaten senin kıçını tekmelemeyi planlıyordum!”

“Artık... maç başlasın!”

 

Gong çaldığı anda harekete geçtim. Bütün gücümle kendimi ileri fırlattım ve kınında olan Enne’i yüzüne doğru savurdum.

 

Hareketlerim öyle hızlıydı ki, muhtemelen ışınlandığımı düşünmüştü. Öncesinde kılımı bile kıpırdatmamış olmam, bu düşünceye katkısı olmuştur. Başlar başlamaz saldıracağıma dair hiçbir şey yapmamıştım. Hızımla hazırlıksız oluşunun birleşimi, onun havalanmasına sebep olmuştu. Gerçi, örümcek bacak, yarı finallere sadece şanslı olduğu için gelmemişti. Kendini toparlayıp gardını alarak zayıf birinden daha fazlası olduğunu kanıtlamıştı.

 

Geç tepki verdiğinden, aldığı gard, tam tersi bir durumdan daha adanmıştı. Bu yüzden, savunmasında bir delik açabilmek için kılıcımı indirdim ve kınını istemli bir şekilde ona doğru fırlattım.

 

Enne’in kını, adamın hala açıkta olan gövdesine saplandı ve arenanın sınırları dışında kalan bir duvara onu fırlattı. Ve hepsi bu kadardı. Baygındı. Zihni karanlığa gömülürken, vücudu duvardan kayarak yere düşmüştü.

 

“S-savaş sona erdi! Kazanan Ypsilooooooooooon!” Sunucu zaferimi açıklar açıklamaz kalabalık çılgına dönmüştü. Her ne kadar savaş bir anlık sürmüş olsa da, gösterimi heyecanlı bulmuşlardı.

 

Normal bir günde, arkamı dönüp sahanın dışına ilerlerdim. Ama bugün normal bir gün değildi. Rakibimi dövdükten sonra bile olduğum yerde kalmaya çoktan karar vermiştim. Çünkü açıkçası başından beri onun için burada değildim. Onunla ya da bir başka serseriye harcayacak vaktim yoktu.

 

O yüzden hem kalabalığı hem de turnuva görevlilerini umursamamıştım. Örümcek bacaklının çekmeye vakit bulamadığı kılıcı aldım, gerildim ve bir cirit gibi fırlattım. Havada dönerken, ağız kısmı takırdıyordu. Ama rotasında ilerliyordu. Doğrudan, ifritlerin şef dedikleri, kendini beğenmiş beyinsize doğru uçmaya devam ediyordu.

 

Hem sunucu hem de seyirciler şaşkınlıktan nefesleri kesilmişti, ama havuç kafa etkilenmemişti. Sakin bir şekilde başını bir yana eğerek saldırıdan kaçınmıştı. Hatta, duruşunu bozmamıştı bile. Tüm bunlar olup biterken, başını bir yumruğuna dayamış bir şekilde duruyordu.

 

Kılıcın, oturduğu süslü püslü sandalyeye saplanış şeklinden, saldırının isabet etmesi halinde ölümcül olacağı anlaşılıyordu.

 

İşte seyirci bu yüzden donup kalmıştı. Gözleri bana yapışıp kalmıştı. Ama onları umursamadım. Başparmağım çıkık bir şekilde yumruğumu havaya kaldırıp, aşağı doğru çevirip indirirken, bakışlarımı peşinde olduğum piç herife odaklamıştım.

 

Bu, başka bir şey olarak yorumlanması imkansız olan, bir meydan okumaydı. Ona, evire çevire dövebilmem için kıçını kaldırıp arenaya inmesini söylemiştim.

 

Ben bile davranışlarımın affedilemez olduğunu biliyordum. Önceki hayatımda, muhtemelen beni hemen paketlerlerdi. Ve bu dünya doğduğum dünya olmamasına rağmen, kuralları pek de farklı değildi. İfritlerin, çoktan üstünde ismim yazılı olan bir giyotin hazırladığını öğrensem şaşırmazdım. Eğer insan olsalardı.

 

Ama burası, iblis diyarıydı, kudretin işleri düzelttiği bir yer. İblisler suçlarımı kınamak yerine, hoş karşılamıştı.

 

“Ne gurur! Ne kendini beğenmişlik! Bu adama inanabiliyor musunuz!? Ypsilon, o kadar insanın içinde gidip Lord Gojim’e meydan okuyor! Ne cesaret! Gerçekten de korku nedir bilmiyor, bayanlar baylar!” Sunucu heyecanlı bir şekilde bağırmaya başladı. Ve kalabalık da onu takip etti.

 

“Gojim! Gojim! Gojim! Gojim!”

 

Yarak suratlının ismini tekrar tekrar söylemeye başladılar. Başta sadece birkaç kişi vardı, ama heyecanları veba gibi sıçradı ve kısa sürede bütün kalabalığa bulaştı. Patronlarının, ona meydan okuyan kendini beğenmiş, saygısız bir asiyi eşek sudan gelinceye kadar dövmesini istediklerinin gayet farkındaydım. Kan içinde kalmış bir cesede dönmemi istiyorlardı. Ama sorun değildi.

 

Çünkü bu, savaşın gerçekleşmesini istedikleri anlamına geliyordu. Önemli olan tek şey buydu.

 

Havuç kafalı geri adım atamazdı. Bu kadar insan beni indirmesini isterken, yapamazdı. Sahneye çıkmayı reddetmesi, onu zavallı bir güçsüz olarak gösterirdi. Ve öyle olmasa bile, müttefiğim olan ahlaksız komplocu, bu şekilde görünmesi için uğraşırdı. Siyasi rakibini halk içinde rezil olmasından ve karalanmasından çok çok mutlu olacağından emindim. Eğer geri adım atarsa, korkaklığı ile ilgili söylentiler iblis diyarında kesinlikle kontrolsüz bir yangın gibi yayılırdı.

 

Diğer seçeneği ise, istediğim şeyi yapıp benimle bir erkek gibi dövüşmesiydi. Hadi ama dostum, acele et lanet olası. Aşağı in de lanet omurganı yerinden sökeyim!

 

***

 

“Gojim! Gojim! Gojim! Gojim!”

“Aptallar, hepsi.” İfritlerin şefi Gojim, ismini çığıran iblis diyarı halkını küçük gören bir tavırla konuşmuştu.

“Kabul etmemelisin şef! Neler çevirdiğini bilmiyoruz, ama gereksiz yere kendini tehlikeye sokmanın bir anlamı yok!”

“Biliyorum.” diye homurdandı şef. Ayağa kalkmadan, koltuğuna saplanan kılıcı çıkardı ve arenaya geri fırlattı.

 

Gojim, ona meydan okuyan adamın tehlikeli olduğunun gayet farkındaydı. Savaşma şekli, en güçlü savaşçılardan biri olduğunu gösteriyordu. Kendini tutmak için elinden geleni yapıyor olsa da. Maskeli şahıs, bir kez bile tam kuvvetiyle savaşmamıştı. Turnuvaya sanki bir oyunmuş muamelesi yapıyordu. Spor olsun diye savaşıyor ve diğer katılımcıları öldürmekten kaçınmak için olabildiğince az miktarda kuvvet uygulamaya çalışıyordu. Gojim’e göre, gerçek bir savaşta, kısıtlama olmayan ölümüne bir düelloda, onun çok çok fazla güçlü olacağından şüphe yoktu. Çünkü, adamlarından aldığı raporlar çoktan bunun bir gerçek olduğunu kanıtlıyordu.

 

“Vay canına Gojim! Şimdiden kaçmayı mı planlıyorsun?” dedi Phynar. Kralın suratında koca bir sırıtış vardı. Saklamaya uğraşmıyordu bile.

“Yoksa bu senin aptal dümenlerınden bir başkası mı?”

“Bu sefer değil, hayır. Ben de en az senin kadar şaşkınım.” Kral güldü. “Gerçekten de ilginç biri, değil mi?”

 

Gojim gibi Phynar da, Yuki’nin ani meydan okumasını beklemiyordu. Gerçi, tamamen gafil avlanmamıştı da. Adamları, gün içinde her nereye gittiyse, oradan döndüğünden beri öfkeyle dolup taştığını söylemişti. Kral Yuki’nin kana susamışlığının boyutlarını henüz şahsen görememişti, ama tuttuğu paralı askerin bir şeyler yumurtlayacağını az çok bekliyordu. Gerçi, yine de Yuki’nin kararını çok daha önceden bilmeyi isterdi. Bu daha sağlam bir eylem planı tasarlamasını sağlardı. Yine de, hiçbir şey kaybetmiş değildi.. Phynar, yine de ortaya çıkan senaryodan bir şeyler kazanabileceğinden emindi; eline bir başka kart eklenmişti.

 

“Yani, istersen kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp kaçmakta özgürsün.” dedi kral. “Eminim senin gibi şımarık, aşırı korunmuş bir prenses canının yanmasını istemez.”

“Hah! Bir meydan okumadan kaçacağımı mı sandın? Saçmalık!”

“Ş-şef, lütfen bu saçmalığa bulaşma!”

 

Emir erinin çağrılarına kulak asmamıştı; Gojim yemi yutmuştu. Ayağa kalktı, onu ümitsizce durdurmaya çalışan adamı üzerinden attı, ve sahaya atladı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
İners (132 puan) Üye
2021-07-16 08:30:17
Ayar reis
Shin (95 puan) Üye
2021-04-22 17:21:36
Çeviri ve edit için teşekkürler.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-28 18:33:06
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-06-27 08:58:18
çeviri için teşekkürler
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-25 13:50:24
Yuki yenilirse seriyi bırakıyorum sen git ejder kralı yen dünyada ki en güçlü yaratığı karın yap sonra ifrite yenil eğer cidden senaryo böyle olursa haha goo prrr yapıp birakicam seriyi
İbocan42 (61 puan) Üye
2020-06-28 20:41:19
@Eyisha, me too
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-28 18:34:36
Ejderha kralı aptal ve dikkatsizdi Ejderha kralını zindanın tuzakları ile yendi (sayılır).
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-25 05:26:41
Çeviri için teşekkürler
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-06-25 01:03:03
Hadi Yuki! Bize mükemmel bi maç okut : ) Çeviri ve edit için teşekkürler :3
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-06-24 18:54:20
Yukinin yenilmesini imkansız olarak görüyorum kendisinden 4 kat güçlü ejder kralı yenen biri yazar gidipde buna yenildirttirir veya berabere kaldı gibi salakça bir şey yaparsa bu seriyi o an bırakırım.
ilgin (71 puan) Üye
2020-06-24 16:30:58
Bölüm için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-06-24 15:40:11
Off burada kesilir mi be. Çeviri ve edit için teșekkürler.
JNXL (1237 puan) Üye
2020-06-24 15:09:47
Kan vahşet dehşet hepsi az sonra. Ama önce reklamlar... ellerinize sağlık teşekkürler.