Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

05 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1321 Görüntülenme
Bu bölümü 31 Kişi beğendi.
Cilt 15

Kahraman, İblis Lordu’nun Tarafına Katılır

Komutumla birlikte, tüm zindan sakinleri toplantı salonlarından birinde toplandı. Normalde bu olayı taht odasında yapmayı seçecek olsam da evcil hayvanlarımın bazıları ne yazık ki sığamayacak kadar büyüktü. İşte bu yüzden, aslında pek bir işe yaramayan bir, daha büyükçe bir odayı seçmek durumunda kalmıştım. Öff, kimi kandırıyorum? Pek bir işe yaramayan bir oda mı? Evet, evet, tabii. Daha çok hiç kullanılmamış bir oda.

 

“Pekala, yapacağım kısa bir duyuru var. Bu Nell. Bir süreliğine bizimle olacak, o yüzden iyi davranın.”

“H-herkese merhaba, ben Nell. Tanıştığıma memnun oldum.” diye kekeledi.

“Eşlerinden biri değil mi?” diye sordu Lefi.

“Tebrikler Nell! Şimdi sen de evlendin!” dedi Illuna.

“Hey, sen, gümüş boynuzları olan ve sen, köpek dişli sarışın. Kesin sesinizi. Bu bir toplantı. Resmi bir şey yapıyoruz. İkiniz şirazeden çıkmaya başladınız.” dedim.

 

Hadi ama Kızlar. Neden işlerin öyle olmasına uğraşıyorsunuz? Gerçekten öyle değil çünkü. Burada olmasının tek sebebi, işine verdiği hoş, uzun, hak edilmiş bir ara ve hepsi bu kadar.

 

“Peki, diyordum ki,” boğazımı temizledikten sonra konuşmaya devam ettim. “Güzel güzel oynayın ve birbirinize iyi davranın. Her neyse, ne kadar iyi karşıladığınızı göstermek için onu alkışlayın.”

 

Seyirciler söylendiği gibi alkışlamaya başlayınca, yanımda durmakta olan Nell, utanarak herkese teşekkürlerini iletti. Pekala çocuklar, gerçekten alkışlamanızı söylediğimi biliyorum. Ama hepinizin alkışlamasına gerçekten gerek yoktu. Bunu yapmasını söylediğim kişiler, yani, eli olanlardı? Yani, hadi ama yılan dostum. Elinden geleni yaptığını biliyorum, ama gerçekten durman gerek. Kuyruğunu yere vurup durman bütün kaleyi sarsıyor.

 

“Pekala, Kahraman Hanım, görünüşe göre resmi olarak iblis lordunun tarafına katıldınız.”

“Şey... Öyle söylememeni gerçekten tercih ederim. Biraz yanıltıcı gibi.”

“Yani, kahraman hanım, görünüşe göre işinizde öyle iyisiniz ki, sözde baş düşmanınızla arkadaş olmayı bile başardınız.” dedim gözlerimi devirerek, “Peki, bize yapmak istedikleriniz hakkında bir şeyler söylemeye ne dersiniz?”

“Y-yapmak istediklerim mi?” Topu ona paslayınca birden panikledi. “Şeyyy... Aaaaahhhh... yani, henüz herkesi o kadar iyi tanımadığımdan, sanırım herkesle arkadaş olarak herkesi çok daha iyi tanımaya çalışmak.”

“Bu harika bir fikir!” Elini taşın altına koyan ilk kişi Illuna olmuştu. “Sabırsızlanıyorum! Hepimiz sonsuza kadar en iyi arkadaşlar olacağız!”

 

Vampirin yorumu barajın kapaklarını açmıştı; zindanın her bir üyesi, kendi yorum ve iyi dileklerini dile getirmeye başlamıştı. Güzel. Görünüşe göre herkes gerçekten de iyi geçinecek gibi. Dostum, abartıp, herkesin bu işe benden daha hevesli olduğunu bile söyleyebilirim.

 

“Pekala, ilk konumuzu aradan çıkarttık. Gündemin sonraki maddesine geçelim.” dedim. “Ben yokken dikkate değer herhangi bir şey yaşandı mı?”

“Nell’in ani gelişi dışında önemli pek bir şey yaşanmadı.” Lefi, diğerlerinin adına konuşmaya başladı. “Tek bir olay yaşandı. Senin ayrılışının hemen ardından bir grup iblis ormana girdi.”

“Pekala, demek birkaç istilacımız var. Bu bana bayağı normal bir şey gibi geldi. Garip bir şeyler yaptılar mı?”

“Yapmadılar. Tek başardıkları şey, evcil hayvanlarımız onları bölgemizden uzaklaştırdıktan kısa süre sonra orman yaratıkları tarafından öldürülmek oldu.” dedi Lefi.

 

F. [1]

 

Kimlerdi acaba? İfrit olabilirler miydi? Büyük ihtimalle öyle sanırım, ama bunun sebebi muhtemelen insan ülkesindeki planlarını suya düşüren kişi olmamdı, iblis diyarında geçirdiğim zamanda kıçlarını tekmelemiş olmamdan dolayı değildi. Zamanlama, başka bir sebep için mantıklı gelmiyordu.

 

Zamanla keşfedeceklerini biliyordum. Noktaları birleştirip şeflerinin çenesine sağlam bir yumruk geçirmekle sorumlu olan kişinin ben olduğumu anlamaları sadece an meselesiydi. Ama bundan endişelenmiyordum. Eğer iş çarpışmaya gelirse kolaylıkla işlerini bitirebilirim. Sikeyim o ibneleri. Tanrım, onları hatırlamak bile sinirlenmeme sebep olmuştu. Özellikle siktiğimin kızıl kafasını. Lefi’yi bir silah olarak kullanmak istediği için onu sikeyim. Öffff. Şansım varken neden onu öldürmedim ki? Oooooooooff. Büyük pişmanlık.

 

Her neyse. Günün birinde onu öldüreceğim için önemi yok. Bunu duydunuz mu pezevenk? Hayatının geri kalanının tadını çıkar. Çünkü fazla vaktin kalmadı. Elimde de değil zaten.

 

 

Pekala Yuki, derin nefes al. Bu kadar yeter. Tatildeyken hasbelkader tanışmış olduğun bir geri zekalı yüzünden sinirlenmenin zamanı değil şu an. Kendimi sakinleştirdikten sonra, beyinsizin ölümünü planlamayı bir kenara attım. Hala gözden geçirmem gerekiyordu ve yakın zamanda hallolacaktı tabii ki, ama her şeyin bir yeri ve zamanı vardı. Ve şu an bunun ne yeri ne de zamanıydı.

 

Lefi’nin istilacıları fark etmiş olmasının sebebi, zindanın menüsüne erişebilme yeteneğiydi. Tam erişim yoktu, ama haritayı kullanabiliyor, tuzaklar kurabiliyor, evcil hayvanlarımızla telepati kullanarak iletişim kurabiliyor ve kataloğun bir kısmını kullanabiliyordu. Ya da en azından teknolojiye daha aşina olsaydı, bunları yapabilirdi. Ona göre video oyunları yabancı bir kavramdı. Menülerde gezme hakkında hiçbir tecrübesi yoktu ve bu nedenle, karmaşık olmaları ve sezgisel olmamaları yüzünden, kullanmayı beceremiyordu. Dostum, şimdi düşününce, oyunlar ve kullanışlılık hiçbir zaman birlikte doğru işlemezdi. Genel çerçeve hakkında bir şey bilmediğin sürece, arayüzü anlamak bayağı zordu.

 

“İblis diyarında bulunduğun süre zarfında bundan başka pek bir şey gerçekleşmedi.” dedi Lefi. “İyi hazırlanmış yemek eksikliği sorununa üzülmemiz dışında önemli bir şey yok. Nell’in getirdiği kurtuluştan dolayı öyle duygulandım ki, neredeyse ağlayacaktım.”

“Hı-hı...” kahramana doğru döndüm. “Sanırım bu, mutfak işlerinde bana ve Leila’ya katılacağın anlamına geliyor.”

“Tamam. Elimden geleni yapacağım!” Yumruklarını sıktı. Hareketi, normalde bir erkek tarafından yapılsa kabul görmeyecek bir şekilde yapmıştı, ama erkek olmadığından bu bir sorun değildi. Biliyor musunuz, şimdi biraz düşününce davranış şekli aslında bayağı şirindi. Özellikle zoraki değil de, daha doğal gibi göründüğü için.

 

Normal şartlar altında, bir misafirin ev işleriyle uğraşmasını istemem. Ama, kalış süresinin uzunluğu ve mahiyeti göz önünde bulundurulduğunda, yardım ediyor olmasının muhtemelen en iyi şey olacağını fark etmiştim.

 

“Ve hala bu konudayken söyleyeyim Yuki, bu akşam yemeğini yapmaya yardım etmene gerek yok.”

“Emin misin? Çünkü biliyorsun, az önce yemek yapmamı ne kadar istediğini söylüyordun.”

“Eminim. Hazırlıklar yapılırken normal yaşam alanlarımızın dışında kalsan iyi olur. Aslında, yaklaşmamanı çok daha tercih ederim.” dedi. “Nell, ona katılmanı istiyorum. Geri kalan herkes meşgulken, ikiniz bu fırsatı iyi değerlendirin ve her ne işler çevirmek istiyorsanız onu yapın.”

 

...Lefi ltfn.

 

Lefi’nin saçmalamasına tek tepki veren ben değildim. Nell de tepki vermişti... Gözü dönmüş bir şekilde bana bakarken kıpkırmızı olmuştu. Arzusunu bakışlarından hissedebiliyordum; herkes bakıyor olmasına rağmen duyguları tamamen kontrolden çıkmıştı. Lütfen dur.

 

“Doğru, evet, tabii, her ne diyorsan Lefi. Muhtemelen gider handa takılırız. Çocuklara bakmamız gerekecek mi?”

“Onları kendine dert etme. Tek görevin, kahramanla yakınlaşmak.”

“Aaaaaah... tabiiiii... öyle olur herhalde...?”

 

Bir şeyler dönüyor ve ben bunun farkındayım. Ama bu olayı daha fazla kurcalamak istemediğimden, he diyerek geçtim ve Lefi’nin istediği üzere asıl taht odasından çıktım.

 

***

 

Perdeler kalkınca, Nell’le kendimizi yeni bir arka fonun önünde bulmuştuk. Kalenin içi kaybolmuş, yerine nesilden nesile geçen Japon geleneği kokan bir bina gelmişti. Genç kahramana tanıdık geleceği kesin olan, ilk ziyaretinde onu getirdiğim odadaydık. Bu sefer, birbirimizin karşısında oturmuyorduk ama. Bunun yerine yastıklarımız, konuşurken bahçeyi görebilelim diye yan yana koyulmuştu.

 

“Pekiiiiii... şeyyy... Diğerlerinin neyin peşinde olduğunu biliyor musun?”

“B-bilmem.”

 

Konuşma başlatma denemem başarısız olmuştu.

 

Bir kez daha sessizliğe gömülmüştük. Garip bir sessizlik. Lanet olsun. Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Hepsi Lefi’nin suçu. Koca çenesini açıp bize flörtleşmemizi falan söylemek zorundaydı. Cidden, dostum, bu konu hakkında neden bu kadar hevesli olmak zorunda? Cidden, neden ya? Eşinin sana zorla başka eşler almaya zorlaması, tipik yeni evli olayıyla hiç alakalı olmadığından emindim.

 

Durumumun, çoğu erkeği kıskançıktan kudurtacağının gayet farkındaydım, ama külahıma anlat. Tam tersine, yalnız ve hatta biraz depresif hissetmeme sebep olmuştu. Sanki umurunda değilmiş gibiydi.

 

“H-hey Yuki?”

“Ne oldu?”

 

Düşünce zincirim, yanımdaki kız konuşmaya başlayınca yarıda kesilmişti.

 

“Peki iblis diyarında sen ne yapıyordun? Bana söylediğin tek şey, bir tür turnuvaya katıldığındı.”

“Yani, demek istediğim şey, sana söyleyecek başka şeyim yoktu. Bir bakalım... Turnuva şeysini yaptım, etrafta gezindim ve kralın adamlarıyla biraz dalaştım. Aşağı yukarı hepsi bu kadar.” dedim. “Ah tabii ya, turnuva demişken. Yolculuk ettiğin yaşlı adamı biliyor musun? Aynen, herif hayvan gibi güçlü. Yani, vay anasını. Statlarım ondan çok daha yüksek olmasına rağmen, onu indirebilmek çok vaktimi aldı. Ve bir de kafa kafaya çarpışıyorduk”

“Ne!? Remiero’yla savaştın ve hatta onu yendin mi!?”

“Evet. O ve ben aynı kümeye düştük. Ve vay anasını, korkunç birisiydi. O kadar yaşlı birinin bu kadar güçlü olabildiğine inanamıyorum.”

 

Can havuzuma pek bir şey yapamamış olsa da, yaşlı emektar, kendime olan güveni kolaylıkla yok etmişti. Yaptığı her bir hareket, saf, katışıksız yetenek kokuyordu. Cidden dostum, ne savaştı? Sağlam öğrenme deneyimi olmuştu. Birçok hayat tecrübesi tek bir savaşta öğrenilmişti.

 

“Remiero, her zaman en güçlü insan olarak tanınmış birisidir. Öyle güçlüdür ki, facia seviyesi canavarlardan öldürmüşlüğü bile vardır.” dedi Nell. “Onu yenebilmene şaşırdım.”

 

Facia mı? Neydi ki o? Ah doğru, hatırladım. Canavar sınıflandırma şeylerinden biriydi, değil mi? Lefi’nin teknik olarak bir canavar sayılamayacağını biliyordum, ama onun musibet sınıfında olarak görüldüğünden eminim. Ve facialar ikinci en yüksek seviye olduğundan bu, Lefi’nin sırasının sadece bir altındaki bir şeyi yenmeyi başarabildiği anlamına geliyordu. Vay canına. Of... anasını be. Yani, cidden. O yaşlı adam, gerçekten bir baskın bossuydu. [2]

 

Facia sınıfı canavarlar öyle kuvvetlilerdi ki, iblisler bile, doğuştan gelen daha büyük bir güç bahşedilmiş olmasına rağmen onları yenmeyi ancak rüyalarında görebilirdi. Ve buna karşın o, sadece bir insan olmasına rağmen bir tanesini yenmeyi başarmıştı. Demek istediğim, tabii ki muhtemelen daha gençken yaptığı bir şey olduğu için statları muhtemelen daha yüksekti. Ama yine de.

 

Bu zor işin tamamı hakkındaki en korkunç düşünce, bunun gerçekleşmiş olduğunu anlayabilmekti. Başka hiçbir insan ya da iblisin böyle birş eyi başarabilecek kapasitede olduğunu düşünemiyordum, ama her nedense, yaşlı kahyanın bunu kolaylıkla hallettiğini düşünebiliyordum.

 

“Evet, ne demek istediğini anlayabiliyorum. Gerçekten çok güçlüydü.” dedim. “Ve muhtemelen pek savaşan bir tip gibi görünmediğimi bilsem de, ona kaybetseydim daha çok şaşardım. Çünkü bir ejderhayı indirebilmeyi bile başardım.”

 

Yani sayılır. Daha çok zindan başardı. Aslında tek yaptığım dişimi sıkıp, tonlarca acıya dayanmaktı. Bu dünyadanın ev sahipliği yaptığı birçok korkunç canavarı düşünmek, zindanın beni bir iblis lordu olarak reenkarne etmesine yeniden minnettar olmama sebep olmuştu. Eğer hala insan olsaydım tamamen boka batmış olurdum. Gerçi, ah, buna rağmen son zamanlarda çok fazla gaza geldiğimi hissetmeye başladım. Kendine güvenmek iyi bir şey, ama fazla güvenmek değil. Eğer Gil’in durumuna düşmek istemiyorsam daha dikkatli olmam gerek. Ve ah, sizi bilmem ama, benim boktan Gilgamesh’in yolundan gitme gibi bir niyetim yok. Yani bu, emniyeti birinci, kendine güveni de ikinci sıraya almam gerektiği anlamına geliyordu. Evet, gerçekten de öyle yapmalıyım. Benim için bile biraz fazla dikkatsizleşmeye başladığım için, şu andan itibaren güvenli kalmak mottom olacak. [3]

 

“Gerçekten mi Yuki? Bir ejderha mı öldürdün!? Nasıl yani!? Çeşit çeşit mantıksızlıklardan oluşuyorsun gerçekten.”

“Mantıksız olmak, iblis lordlarının yaptığı şeydir. Rolün tüm olayı bu, bilirsin işte. Etraftaki diğer bütün şerefsizlere ve sonuçlarını bir kenara bırakarak, kendi amaçlarının peşinden gidersin.”

“İşte bunu ilk kez duyuyorum.” diye kıkırdadı.

“Yani, bunun sebebi, nihayet teoriyi alıp pratiğe dönüştüren kişinin ben olmuş olmam. Diğer bütün iblis lordları sadece akılsız birer koyunlar. Ben, ben standartları takip etmem, onları belirlerim.”

“Ne demek şimdi bu?” Yine kıkırdamıştı. gülmesi bittiğinde, yüzündeki ifade, sevgi dolu bir gülümsemeye dönüşmüştü.

 

Ve tekrardan susmuştuk. Ama bu sefer, garipten ziyade, hoştu.

 

“Hey Yuki?”

“Efendim?”

“...Bir şey yok.”

“Ah, hadi ama. Tek yaptığın beni daha çok meraklandırmak.”

“Ama gerçekten önemli değil.” Başını omzuma yasladı ve konuşurken bana dayandı.

 

Suçluluk duygusuna kapıldım. Anında Lefi’yi düşündüm. Ama onu ittirmedim. Günah işleme hissi tarafından yutulmama izin vermek yerine, anın tadını çıkarmayı ve akışına bırakmayı seçtim.

 

Ve böylece, vaktimizi tam olarak onun tasvir ettiği şekilde geçirdik.

 

Hiçbir şey yaparak.

 

Birlikte.

 

Gitme zamanı gelene kadar öylece birbirimizin yanında oturup keyfini çıkardık.

Çevirmen Notu

 [1] F. : “Fuck!”ın kısası, hay sıçayım, ya da “rip” yerine kullanılabilir. İnternet argosu.

[2] Baskın: İng. “raid”. Genelde MMORPG’lerde kullanılan, bir bölgeyi ele geçirmek, güçlü bir yaratığı öldürmek, ya da ortak bir amacı elde etmek için, oyuncuların güçlerini birleştirmesi olayına denir.

[3]  Gilgamesh: Fate serisinden bir karakter. Spoiler vermeyeyim ama, salaklığı yüzünden başına kötü bir şey geliyor. Bu sayede şu anda okuyucular, başına bir şey gelecek diye daha heyecanlı okur :D

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DeadLyBro (5 puan) Üye
2021-05-14 22:33:09
F'nin Press F to pay respect. olduğunu bilmeyen bir çevirmen... yine de eline sağlık.
Shin (95 puan) Üye
2021-04-23 18:25:08
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-28 01:26:17
MİSSS XD hikaye tam beklendiği gibi ben az biraz lefi kıskanır diye umut ediyordum yakın zamanda lefi de nell de ötekiler de agresifleşecektir kesin
shypax (132 puan) Üye
2020-10-08 01:02:31
lefi anında gözümden düştün bune abi valla hiç istemiyorum harem yaa ama kodumun ejderhası illa getirtecek
agamoneypls (207 puan) Üye
2020-08-16 21:41:45
Sade romantiklik bu olsa gerek
STERBEN (225 puan) Üye
2020-08-11 23:22:16
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-29 17:48:52
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-07-13 12:22:31
Çeviri için teşekkürler
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-07-07 19:54:48
Bölüm için teşekkürlerr. Çeviren ve editleyenlerin ellerine sağlık :3
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-06 11:33:09
Lütfen bölümleri zamanında atınız teşekkürler iyi çalışmalar. Bu bölüme ne yorum yapsam bilemedim...
Residenttt (54059 puan) Yönetici
2020-07-06 13:27:32
@ASİLZADE, Zamanında atınız derken? Günlük bölüm geliyor işte herhangi bir saat belirttiğimizi bilmiyordum.
Sato55400 (1592 puan) Üye
2020-07-06 16:42:24
@Residenttt, (:
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-07 01:42:36
@Residenttt, zamanında atınız derken böyle aralıksız kopma olmadan aynen devam anlamında söyledim, birazdaha anlaşılır yazmam lazımdı cümlem sorgu sorar gibi olmuş biraz kusuruma bakma teşekkürler. 24 saati geçip de bölüm gelmezse onu yuhlarım sadece 🙂👍
darkrai (79 puan) Üye
2020-07-06 00:44:46
bölüm için teşekkürler
bcennet11 (75 puan) Üye
2020-07-05 21:44:14
Geç gelmiş bir bölüm gelmeyen bir bölümden iyidir
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-06 11:28:37
@bcennet11, bu fikrine katılmıyorum boşuna ban yemedim ben. Zamanında gelmeli bir bölüm olsa bile... Teşekkürler