Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

07 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1356 Görüntülenme
Bu bölümü 37 Kişi beğendi.
Cilt 16

Hangi Genç Evden Kaçmayı Düşünmez?

Yeni bir sakinin katılmış olması, zindana bir heyecan dalgası yaymıştı. Modu bozmak istemediğim için, ajandamdaki bir sonraki sorunla uğraşmadan önce bu heyecanın yatışmasını beklemiştim: Lyuu.

 

“Merhaba, Bayan Lyuuinne Gyroll’u arıyordum?” Ona seslenirken resmi bir hava takınmıştım.

“N-ne oldu patron?” Diye kekeledi. Profesyonel yüzümle normal davranışım arasındaki sert zıtlık, onun direncini kırmaya yetmemiş olsa da, onu tam adıyla çağırmak, belli ki, yetmişti.

 

Yüksek seviye Japon resmi görevlisi gibi davrandım ve bacaklarım altımda, bir yastığın üzerine oturdum.

 

“Otur lütfen.” Yerime geçtikten sonra, aynısını yapmak için elimle işaret ettim.

 

Karşı gelemeyecek kadar gergindi. Kurt kız ürkek bir şekilde bana uydu ve karşıma oturdu.

 

“Anlarsınız ya, Bayan Gyroll, konuşmak istediğim özel bir konu var.”

“V-ve bu konu nedir patron?”

“Sanırım ben de kendi sorularımı sorarak başlamalıyım.” dedim. “Benden herhangi bir şey saklıyor musun?”

“H-herhangi bir şey saklamak mı!? Özür dilerim! Özellikle söylememeye çalıştığımdan değil! Sadece unuttum! Tabak için gerçekten çok üzgünüm! Kırılacağını düşünme--” dediklerinin gerçeği açığa çıkaracağını, kelimeler ağzından dökülene kadar anlayamamıştı, ama yine de elleriyle ağzını kapamaya çalışarak kendini susturmaya çalışmıştı.

 

...Peki o zaman. Demek istediğim, duymak istediğim şey tam oalrak bu olmasa da, şey, bilmek yine de iyidir. Sanırım burada işim biter bitmez Leila’yla konuşup, Lyuu’nun, hak ettiği eski moda sert bir eğitimden geçtiğinden emin olacaktım.

 

“Konuşmak istediğim konu tabaklar değil, Bayan Gyroll. Sizin aile sorunlarınızdan bahsediyordum.”

 

Ani, duyulabilir bir yutkunma ile karşılık verince, konuşmayı nereye götürmek istediğimi nihayet anlamaya başlamış gibiydi.

 

“Anlıyorsunuz ya Bayan Gyroll, zindanda kökenleriniz hakkında birkaç nahoş söylenti uçuşuyor. Çalışma arkadaşlarınızdan biri kısa bir süre önce bana bir rapor sunarak, bir kaçak olduğunuzun bilgisini verdi.”

“Leila değil mi!? Eminim, kesinlikle odur!”

“Bu doğru.” dedim. “Benim bilgim dahilinde olması gereken bir şey olmasına rağmen, benden sakladığınızı bana anlattı.”

“Ben, şey... özür dilerim patron.” Kısık sesle benden özür dilerken, alnından gergin, soğuk bir ter yere damladı.

 

Onun için azıcık kötü hissetmiş olduğumdan, iç çektim, omuzlarımı silktim ve formaliteyi bir kenara bıraktım.

 

“Yani, beni yanlış anlama. Burada olmandan hoşnutum, ve burayı seviyor olmandan da memnunum. Sadece, hala hayatta olduğunu diğer herkese söylesen daha iyi olduğunu düşünüyorum, özellikle kaçırılmış olduğunu öğrenmiş olmaları durumu için. Şunu diyorum, tek suçlu sen değilsin. Buraya yerleşmeden önce bu tarz şeyleri gerçekten sana sormuş olmalıydım, hepinize sormuş olmalıydım.”

 

Her bir sakinin geçmişini öğrenmek, tamamen önemsiz olarak gördüğüm birkaç şeyden birisiydi. Bir sebebi, aileleri hakkında bilgi sahibi olmama gerek olmamasıyken, diğer sebebi ise hassas bir konu olmasıydı. İlk bahanem, zindanın içindeki herkesi büyük ve tek bir aile olarak görmemden kaynaklanıyordu. Hiç bunu sorma ihtiyacı hissetmemiştim. Ancak ikinci bahanem, Illuna’nın durumdan kaynaklanıyordu; farklı sakinlerin nahoş hatıralarını ortaya çıkarmamak için, muhtemel hassas konuları konuşmaktan kaçınmıştım.

 

İblis diyarında geçirdiğim zaman, Leila hakkında birçok şey öğrenmeme sebep olmuştu. Bir yolculuk sırasındayken yakalanmıştı. Ve her ne kadar onun durumu iyi olmasa da, yine de Lyuu’nunkinden iyiydi. Ailesi en azından onun geri dönmeyebileceği bir yolculğa çıktığını biliyordu. Diğer yandan Lyuu’nunkilerin haberi yoktu. Leila’nın ailesinin aksine onunkiler, nereye gittiğini ya da onu nerede bulabileceklerini bilmiyorlardı. Kaçırılma olayının arkasındaki gerçeği öğrenene kadar hiçbir bilgileri olmayacaktı. Ayrıca, Leila’nın durumunu, iblis diyarındaki kız kardeşiyle karşılaştığımızda çözmüştük.

 

Eğer Lyuu’nun babası olsaydım, muhtemelen kafayı yerdim. Illuna tekrar kaybolsaydı, aynısını yapacağımı biliyordum. Onu bulana kadar yoluma çıkan her şeyin içinden buldozer gibi yıkıp geçerdim. Lyuu’nun durumu, işleri daha da kötü hale getiriyordu. Halkının liderinin kızıydı.

 

Onların prensesiydi.

 

Saftirik olduğu için onun prenses olamayacağını düşündüğünüzü biliyorum. Evet, anlıyorum. Ama düşündüğünüzde, mantıklı geleceğini göreceksiniz. Ya böyle sakar bir salak olmasının sebebi, sürekli işlerini başkalarının onun yerine yapmasıysa?

 

Babasının onu aradığına şüphe yoktu. Ve adamları da aynı şeyi yapıyordu. Kaçırıldığını öğrendiği anda zihninin büyük ihtimalle intikam düşünceleriyle dolacağını biliyordum. Ve benim hizmetçilerimden biri olduğundan, muhtemelen öfkesini bana çevirecekti. Haaaarika. Yani, bunu kesinlikle onun istediğini kesinlikle söyleyebilirim, ama bana inanacağından şüpheliyim.

 

“Şeyyy... Gerçekten üzgünüm patron...” kuşkulu, gerip bir havada konuşmuştu. “Ben ve babam, birbirimizi hiç yüz yüze görmedik, o yüzden eve gerçekten dönmek istemiyorum.”

“Bak...” diye iç çektim. “Kalmak zorunda değilsin, ama cidden en azından tüm arkadaşlarına ve akrabalarına bir uğrayıp hala hayatta olduğunu söylemelisin. Gerçekten gitmek istemediğini, ve muhtemelen ayrılmana da karşı çıkacaklarını biliyorum. Peki şuna ne dersin? Ya ben de seninle gelirsem? Eğer isteğin dışında seni zorla alıkoymaya kalkarlarsa araya girerim ve zindana dönmeni sağlarım. Biraz... daha az arkadaş canlısı olmam gerekse bile.”

“Vay canına patron! Bütün bunları gerçekten sadece benim için mi yapacaksın!?” Gözleri, kaybolmuş bir köpek yavrusuna benzer bir şekilde bana dönmüştü; yaşla dolu, kurtuluşu için gözünü karartmış ve umut dolu gözlerle.

“Evet, yaparım.” diye güldüm. “Seni gerçekten özlerim. Sen olmazsan işler eskisi gibi olmaz.”

“V-vay canına. Teşekkür ederim patron.” dedi çekingen bir şekilde, ”Beni bu kadar önemsediğini düşünmemiştim.”

“Neden önemsemeyeyim ki? Olabilecek en iyi komedi karakterisin..”

“Komedi karakteri mi!?”

“Evet. Sonuçta hep şaka konusu sen oluyorsun. Ve aşağı yukarı bu yüzden zindanın ve benim, sana ihtiyacımız var.”

“Kahretsin patron? Berbatsın! Benimle dalga geçmeyi gerçekten bırakman gerek! Burada sadece komedi karakteri olmak için bulunmuyorum!”

 

Şikayetini dile getirirken yumruklarıyla bana hafifçe vurunca istemeden de olsa gülmüştüm.

 

***

 

Asıl planım, sonraki gün Lyuu’nun memleketine gitmek için yola çıkmaktı, ama savaş kurdu, gitmeye hazır olmadan önce düşünmesi gereken birkaç şey olduğu bahanesiyle bu planımı reddetmişti. Ve işte bu yüzden kendimi, bu plan yerine, peşimde savaş görmüş beş evcil hayvanımla avda bulmuştum.

 

“Hm...?” Gözlerim, her zamanki sebepten dolayı dışarıda dolanırken, birden karşıma çıkan zindan haritasına döndü. İstilacılar.

“Oh dostum... İşte başlıyoruz...”

“Sorun ne Yuki?” Ormana incelemek için bizimle gelmiş olan Nell, meraklı gözlerini bana çevirmişti.

“Eh, özel bir şey değil. Sadece bir başka istilacı grubu.”

“İstilacılar mı? Yani zindanı istila etmek isteyen kişiler mi?”

“Evet. Şu anda sana bundan hiç bahsetmediğimi fark ettim, ama birisi bölgeme girdiği anda bunu anlayabiliyorum. Bu, iblis lordu-zindan arasındaki ilişkiden kaynaklanıyor.”

“Ahh... Bu, sana saldırdığımda çoktan biliyor olduğun anlamına mı geliyor?”

“Aşağı yukarı evet.”

 

İkinci bir pencere açtım ve onu, bölgemin her yerine dağıttığım Kem Gözlerden gelen canlı görüntüye ayarladım. Ona bakınca, bu seferki istilacıların ne insan ne de iblis olmadığını doğruladım.

 

Onlar hayvansılardı.

 

Savaş kurtları.

 

Aynı Lyuu gibi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-09 13:11:10
Böyle olacağı belliydi
Shin (95 puan) Üye
2021-04-23 19:08:55
Çeviri ve edit için teşekkürler.
alimhgg (6 puan) Üye
2021-03-17 11:19:28
Boşuna sansi 80 değil MC nin bela mıknatısı mübarek
... (26 puan) Üye
2021-02-08 23:05:30
Yuki: Bugün Lyuu'nun ailesiyle görüşüp gelecekteki potansiyel düşmanlıkları önleyeceğim! *Savaş kurtları zindan topraklarına girdi* Yuki: Hay içine...
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-29 18:04:26
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-07-13 12:31:30
çeviri için teşekkürler
STERBEN (225 puan) Üye
2020-07-08 22:03:45
Çeviri için teşekkürler
darkrai (79 puan) Üye
2020-07-08 09:58:44
bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-08 02:27:45
Katliam zamanı
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-07-07 22:53:38
A-ha baba geldi. Çeviri ve edit için teşekkürlerr :3
ilgin (71 puan) Üye
2020-07-07 19:22:43
Kesin nişanlısı çıkacak
Al-Two (4 puan) Üye
2020-07-07 18:29:31
Komik olaylar yaşanacak hissedebiliyorum.