Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

13 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1265 Görüntülenme
Bu bölümü 32 Kişi beğendi.
Cilt 16

Babalık - Kısım 2

“Pekala, sanırım bu, bir anlaşmaya vardığımız anlamına geliyor. Lyuu artık benim.”

 

Vergillus bakışlarını diğer adama çevirdi ve onu inceledi. Yüz ifadesine baktı, terleme miktarına baktı ve gözlerinin içine baktı. İncelediği her bir özelliği, iblis lordunun samimi olduğunu daha iyi anlamasına yardımcı olmuştu.

 

Adamın doğasına önyargıyla yaklaşmak büyük bir aptallıktı.

 

Aynı şekilde, kızının adama olan sevgisi de önemliydi. Yanakları kızarmış bir şekilde gözünün ucuyla ona bakmaya devam ediyor oluşu, onun yanında kendini mutlu hissettiğine dair ek kanıt oluyordu.

 

Her zaman, iblis lordunun himayesindeyken sürekli olarak istismara uğradığını varsaymıştı. Ama gerçek, genelde hayalden daha garip olurdu. Ters köşe, bir yandan savaş kurdunun anlamakta zorlanmasına, bir yandan da iç çekip davranışlarının gereksizliğine üzülmesine sebep olmuştu. Kızının geri dönmeme sebebinin sadece istemiyor oluşu olabileceğini hiçbir zaman hayal etmemişti. En gerçek dışı rüyalarında bile.

 

Lyuu’nun her zaman dış dünyayı görmek istediğini, savaş kurdu köyünün küçük, izole halkından nefret ettiğini hep biliyordu. Ama dünya, henüz evlenmemiş olması bir yana, genç bir kadının tek başına dolaşmasına izin verecek kadar nazik bir yer değildi. Her zaman onu kafeste tutmanın sadece kendi iyiliği için olduğunu düşünmüştü. Ama zindanı ve onu yöneten iblis lordunu görmek, onu yeniden düşünmeye itmişti.

 

Vergillus’un beklentilerine meydan okumak iblis lordu için öyle normal bir şeydi ki, buna inanamamıştı. Hesaplamalarının her biri rüzgarda uçup, yitmişti. Bir iblis lordunun erdemli olmanın ne anlama geldiğini bilebileceğini bilmiyordu. Yuki, tabii ki tamamen erdemli birisi değildi. Bütün bir kadın güruhu tarafından eşlik edilme arzusu, tam da iblis lordunun doğasına uyan bir şeydi. Ama bu, sergilediği davranışlarda, kendi türüne ait olan tek şeydi. Diğerlerinin aksine o, bütün bir savaş kurdu ordusunu yerle bir edecek kadar güce sahip olmasına rağmen kendi gücüyle sarhoş olmamıştı. Ahlakı anlıyor ve mantıklı davranıyordu. Ve en önemlisi, onunla ilgilenen kadınlar esir değildi. Ona açıkça güveniyorlar ve sadece kendi özgür iradeleriyle yanında kalıyorlardı.

 

Herhangi bir kötü hükümdardan çok, sıradan bir adama daha çok benziyordu. Ve Lyuu’ya iyi davranacağına, onun değerini bileceği kesindi.

 

Yapılan seçim ortadaydı. Reddetmekten iyi bir şey çıkmazdı.

 

“Anlıyorum. Lynaut ve diğerleriyle konuşacağım ve bu kararı kabul ettiklerinden emin olacağım. Bizim kararımızı. Bunu zaten kocana söyledim, ama bir sene içinde seni kontrol etmek için tekrar geleceğim. O zaman gelene kadar geçen sürede yeni rolüne alışmak için elinden geleni yapmalısın.”

 

Vergillus’un rızası, Lyuu’nun yüzünde güller açmasına sebep olmuştu. Yüzünde beliren güzel gülümseme, sabah güneşiyle açan bir çiçek gibi yüzünü süslemişti. Babasını karmaşık duygular sarmıştı. Kızının böyle parıl parıl ışık saçtığını ilk defa görüyordu. Kararından gurur duyuyor ve onun için mutlu hissediyordu. Ve buna karşın, kalbi yalnızlıkla sızlıyordu.

 

Ama bir babanın kızını gelin olarak uğurlaması böyle bir şeydi.

 

 

Her ne kadar, kendinin ve adamlarının içinde bulunduğu hanın yapım stilini daha önce hiç görmemiş olsa da Vergillus yine de kaliteli bir zevkle yapıldığını hissetmişti. Yumuşak, hasıra benzeyen zemin kaplamaları, hanın basit ama lüks ahşap ve kağıt tabanlı tasarımıyla çok uyuyordu. Adamları, damadının barında mutlu mesut yorgunluklarını atarken, o ve mevzubahis adam, dışarıda, verandada oturuyorlardı.

 

Bakışları doğal olarak iblis lordunun, yani kızının evine çekilmişti. Önünde yükselen kale, muhteşem olduğu kadar uğursuzdu. Kara malzemesi gece göğüyle karışıyor ve sanki yıldızları örten bir perde görevi görüyor gibiydi. Özellikle gecenin çoğunu içerek geçirdiği pirinçten yapılma şarapla uyumlu olan, harikulade bir manzaraydı.

 

“Bir sorum var iblis lordu.” gözleri hala kalede ve elleri hala bardağındayken konuşmuştu.

“Ne oldu?”

“Kızımla ilgili sevdiğin şey nedir?”

“Oov, biraz ani mi oldu sanki?” Garip, çocuksu bir şekilde gülümsemişti. “Birçok şey, açıkçası. Ama en önemli olanı seçmem gerekirse, muhtemelen rahat olması derdim.

“Oh?”

“Lyuu’nun etrafında olmak, rahatlamamı kolaylaştırıyor.” diye açıkladı. “Sürekli birbirimizle uğraşıp, kendimizi çeşitli aptal durumlara sokup duruyoruz. Onunla olmak öyle eğlenceli ki, sanki tekrar çocukmuşum gibi hissetmeme sebep oluyor. Ve bana sorarsanız, uzun süreli bir ilişkinin en önemli noktalarından biri muhtemelen budur derim. Bu, karşındakinin canını sıkıp sıkmadığından endişelenmek yerine, kendin gibi davranabileceğin anlamına geliyor.”

 

Savaş kurdu boynunu uzattı ve iblis lordu tanımlamasını yaparken, kızına doğru baktı. Mutlu bir şekilde diğer savaş kurtlarına yemeklerini ve içkilerini servis ederken, onlarla normal bir şekilde konuşup geçen sene boyunca kaçırdığı şeyleri öğreniyordu. Büyüdüğü kesindi ve bu süre boyunca yüzünde bulunan az çok kendini beğenmiş gülümsemesi, bunun gayet farkında olduğunu gösteriyordu--ve bununla hava atmaya çalışıyordu.

 

Lyuuin her zaman bir erkek fatma olmuştu. Doğası, ortalama bir savaş kurduyla zıtlık gösteriyordu; çoğu savaş kurdu erkeği, daha feminen görünen kadınları tercih ediyordu. Ancak, zevkler ve tercihler çeşitli olduğundan, tam tersi hisseden kişiler de yok değildi. İblis lordunun sözleri, bu durumu gözler önüne sermişti. Anlayışı, savaş kurtlarının normal olarak tanımlayacağı şekilde değildi.

 

Görünüşe göre kızım kendine uygun bir partner bulmuş. Vergillus, onu gülümseten bir şey düşündükten sonra başka bir soru sordu. “Lyuu’nun buradaki hayatı nasıl?”

“Hmmm... Nereden başlasam? Ah tabii ya! Şuradaki hizmetçiyi görüyor musun? Mükemmel bir şekilde huzurlu gözüken? İşte o Leila. O ve Lyuu aynı anda hizmetçi olarak işe başladılar. Yani, sayılır.” dedi. “Açıkçası sadece ismen hizmetçiler. Bazı ev işlerine yardım ediyorlar, ama hepsi bu kadar. Gerçi, Lyuu’nun durumu için yardım doğru kelime mi emin değilim. Şu anda çok daha iyi, ama açıkçası biraz sakar.”

“Özür dilerim. Bu benim hatam olmalı.” diye güldü Vergillus. “Onu şımartmak niyetinde değildim, ama şefin kızı olduğundan, hiç ev işi sorumluğu almak zorunda kalmadı.”

“Önemli değil.” İblis lordu da kendi kahkahasıyla karşılık verdi. “Herkesin kendine ait güçlü ve zayıf yanları vardır. Lyuu, konu ev işi olduğunda pek işe yarar olmasa da, sahip olduğu fazla enerjisini herkese yaymakta gayet iyi. Onun etrafta olması, herkesi mutlu ve canlı tutuyor.”

“...Bunu duyduğuma sevindim.”

“Olmalısın da. Bu, onu iyi yetiştirdiğin ve gurur duymana değer bir şey olduğu anlamına geliyor.” İblis lordu konuşurken savaş kurdunun bardağını tekrar doldurdu. “Ah, tabii. Lyuu’nun köyden ayrılmadan önce nasıl birisi olduğunu anlatmanızda bir sakınca var mı?”

“Teşekkür ederim.” Vergillus bardağın içindekileri tek seferdi mideye indirmişti. “Sana hiç söylemedi mi?”

“Yani, denedi ama eski hikayeleri anlatmada pek iyi olmadığı için, açıkçası pek bir şey öğrenebildiğimi söyleyemem. Ve hep, eskiden nasıl bir hayatı olduğunu merak ediyordum.”

“Lyuu hep, biraz garip bir kız olmuştur.” Şef yavaş ve nostaljik bir şekilde konuşmaya başlamıştı. “Köyümüzün sınırları içindeki hayat yerine, köyümüzün dışındaki yaşamla daha çok ilgilenmişti.”

 

Vergillus, hikaye ardına hikaye anlatmaya başlamıştı. İblis lorduna Lyuu’nun birçok sakarlıklarını ve maceralarının yanında, onun en önemli olduğunu düşündüğü anlarını anlatmıştı. Eğer utangaç bir hizmetçi onu durdurmak için ona koşmuş olmasaydı, muhtemelen anlatmaya devam ederdi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Shin (95 puan) Üye
2021-04-24 06:54:05
Çeviri ve edit için teşekkürler.
STERBEN (225 puan) Üye
2020-08-12 01:08:15
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-29 19:11:30
Bölüm için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-07-14 00:48:52
çeviri için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-13 22:42:15
Omoşiroii
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-13 13:27:52
Bölüm için teșekkürler.
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-07-13 13:26:48
Huzur. .. Çeviri için teşekkürler 😊
Kaptan bijon (103 puan) Üye
2020-07-13 10:56:14
Yeni bölüm için teşekürler
Kaptan bijon (103 puan) Üye
2020-07-13 10:55:56
Elerinize sağlık