Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

29 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1229 Görüntülenme
Bu bölümü 30 Kişi beğendi.
Cilt 17

İzdiham - Kısım 4

“Ve oyun.” dedim altımdaki ogreye. “Ben kazandım.” Yerde sırt üstü uzanmıştı ve bir ayağım göğsüne basıyordu. Enne’i boynuna sokarken, çömelip bacaklarımı açarak, klasik bir slav squatı yaptım.

 

Bir süre izleyen ogre, sopasını bırakmıştı. Bitmişti; kaybettiği gerçeğini kabullenmişti. Her ne kadar yapabilir olsam da onun işini bitirmekten sakınmıştım. Bunun yerine Enne’i omzuma geri yerleştirdim, ayağa kalktım ve aşırı büyümüş canavar efendisinin üzerinden kalktım.

 

“Pekala koca adam, iki seçeneğin var. İlki, adamlarını alır ve buradan defolur gidersin.” Geldikleri yöne doğru çenemle işaret ettim. “İkincisi, her birinizi öldürürüm. İkisi de bana uyar, o yüzden seçim senin.”

 

Her ne kadar tarafsız kalacağımı söylemiş olsam da olabileceğim en nötr durum buydu. İşin doğrusu, onu canlı bırakmış olmamın tek sebebi, ikinci seçenekten kaçınmasını istiyor olmamdı. Ogre kralı öldüğünde onun başa çıkılmaz ordusunu kontrol altında tutmanın ne benim için ne de bir başkası için mümkün olacağından şüpheliydim. Öldüğü an, hepsinin dağılacağı andı. Ve sürüden ayrılanları toplama sıkıntısına girme fikrine hiç de heyecanlandığımı söyleyemezdim. İşte bu yüzden, iki seçenekten ilkini tercih ederdim. Kralı tüm adamlarıyla geri çektirmek en ideal durum olurdu.

 

Neyse ki, iş birliği yapmaya niyetliydi. Yüzündeki vahşi savaşçıya benzeyen ifade, az önce kendini şişkin kollarıyla iterek ayağa kaldırırken gördüğüm sakin bakışlı yüz ifadesiyle değişmişti. Bana baktı, ormana baktı, sonra tekrar bana baktıktan sonra başını sallayarak onayladığını gösterdi. Vay be. Rastgele bir canavar için gayet akıllıydı. Bütün ogreler böyle mi ki? Yoksa sadece bu mu dahiydi?

 

Arkadaşlarını gözlemlediğimde, iki durumdan ilkinin büyük ihtimalle doğru olduğunu görmüştüm. Kan için şuursuzca çığlık atan orkların ve cin cücelerin aksine, ogreler kollarını birleştirmiş bir şekilde sakin kalmışlardı. Hiçbir gerginlik, öfke ya da kör kana susamışlık hali göstermiyorlardı. Patronlarıyla karşı yaptığım düellonun sonuçlarına uymaya niyetli olduklarını görebiliyordum. Demek savaşçı bir kültüre sahip olmak muhtemelen böyle bir şeydi. Canavarların gerçekten bu kadar... çeşitli oldukları hakkında hiçbir fikrim yoktu. Her zaman onları aynı grupta görmüştüm. Hmm.

 

Ogre şehrin duvarlarına baktı ve bir emir çığırdı. Adamları, başta geri çekilmeye isteksiz gibi görünmüşlerdi. Hala kan için yanıp tutuşan orklar ve ogreler, tiz çığlıklar ve kalın homurtularla şikayetlerini dile getirmişlerdi. Ama hemen sesleri kesilmişti. Arkalarından gelen ikinci, kraldan çıkan daha az sabırlı bir kükreme, canları sıkılmış bir şekilde arkaya dönmelerine ve geri çekilmeye başlamalarına sebep olmuştu.

 

Anlaşmanın kendine düşen tarafını yerine getiren canavar arkasını dönüp uzaklaşmadan önce, bana son bir bakış attı ve anlamlı bir şekilde gülümsedi.

 

“Ah tabii ya, şunu belirteyim, negatif sonuçlardan ötürü çok fazla canımı sıkmazdım.” dedim. “Bizim tarafımızdan bir sıkıntı çıkaran olursa bunu hallederim.”

 

Arkasını dönüp bir tepki vermek yerine, ogre sadece sessiz bir şekilde, arkasında ordusuyla ilerlemeye devam etmişti.

 

***

 

Dalganın gerçekten çekildiğini doğruladıktan sonra, şehre geri döndüm ve bunu yaptığımda Nell’i gördüm. Bariyerini indirdiği için, imkansız olmasa da, onu kaçırmak zordu, ya da en azından etrafındaki grubu kaçırmak. Her bir adam deli gibi tezahürat ediyor, fanatiklikle karıştırılabilecek kadar coşkulu bir şekiklde “kahraman” kelimesini arka arkaya tekrar ediyordu. Malum kız kendini mahcup bir şekilde gülümsemeye zorlamıştı. Askerlerin ona boca ettiği bütün bu ilginin karşısında ne yapması gerektiğini bilmiyor gibiydi. Heh. Her şey plana göre gitmişti. Gizli ajanı oynamanın işe yarayacağını biliyordum.

 

“İşte buradasın!” Beni gördüğü anda bana seslenmişti.

“Hey.” kalabalığı yararak ilerlerken ona el sallamıştım. “Görünüşe göre birileri yarınki sabah haberlerine çıkacak.”

“Bunun olacağını biliyor muydun?” diye sordu.

“Aşağı yukarı.” dedim omuz silkerek. “Her şeyin gerçekten de umduğum gibi gideceğinden emin değildim, ama eğer kahramanlara özgü şeyler yaparsan sana kahraman gibi davranmaya başlayacaklarına dair iyi bir şans olduğunu düşünmüştüm.”

“Ah, demek hepsi senin suçun...”

 

Bilerek yaptığını anlamama yetecek kadar uzun süre bana somurttuktan sonra memnuniyetsizliği yarı alıngan, mutlu bir gülümsemeye dönüşmüştü.

 

“Bu kimdir leydim?” Zırhı diğerlerinden biraz daha süslü olan askerlerden biri bir adım öne çıkmıştı. Sanırım o, muhtemelen buranın komuta subayı falan olmalı.

“Ah, o şeyy...”

“Beni onun adamlarından biri gibi düşünebilirsiniz.” Nell takılmaya başlayınca devreye ben girdim.

“Evet. Ondan.” Görünüşe göre benim cevabımı sevmemiş olacak, belirgin bir şekilde hoşnut olmadığını gösterecek şekilde bana bakmıştı.

 

Peki, tamam...

 

“Ve ayrıca onun nişanlısıyım, sadece merak ediyorsanız diye söyleyeyim.” dedim. “Birtakım işlerimizi halletmek için başkente yaptığımız yolculuğun ortasındaydık.”

“N-ne!?” Komutan, sesinde bir miktar hayal kırıklığıyla klasik geç anlama hareketini yapmıştı. “İ-ikiniz nişanlı mısınız!?”

“Hı-hı.” Nell utangaç bir gülümsemeyle başını sallamıştı.

 

Şu anda mutlu görünüyordu. Ne sevimli şey.

 

Eğildim, bacaklarını kavradım, onu omzuma oturttum ve kendimle birlikte onu da ayağa kaldırdım. Yeni gelen utanç verici pozisyon, onu şaşkınlıkla ciyaklamasına sebep olmuştu.

 

“İyice, uzun uzun bakın millet!” Sesimi bütün kalabalığa duyurabilmek için diyaframımı kullandım. “Kurtarıcımız işte bu! Kahramanımız!”

“Aman tanrım! Yuki!! İndir beni!!” Sadece benim duyabileceğim kadar kısık bir sesle ciyaklamıştı. “Bu çok utanç verici!”

“Hooooo! Yaşasın kahraman!” diye bağırdı bir asker.

“Yaşasın kurtarıcımız!” diye bir başkası bağırdı.

“O kadar güçlü ve güzel ki, bir tanrıça bile olabilir!” diye ekledi bir üçüncüsü.

 

Adamlar tezahürat ettikçe, maskemin altından yarım gülümsememi yapmıştım.

 

“Ve o tamamen benim!” Dedim, kahkahayla. “Götünüze girsin, sizi sapık pislikler! Eminim hepiniz deli gibi kıskanmışsınızdır!”

“Ne!?”

“Ç-çoktan kapılmış mı?! Olamaz!”

“Hayıııııııııııııııır!! Ona çıkma teklif edecektim!”

 

Heyecanla böğürmekte olan adamlar, tezahüratlarını hemen yuhalamalarla değiştirmişti. Çoğu, benim küfürlerimle aşık atabilecek kadar hayal gücü barındıran sert küfürler etmişken, diğerleri homurdanmış ve kahramansız bir hayatı kabullenmiş bir şekilde uzaklaştılar. En kıskanç olanların bir kısmı da, şaşırtıcı miktarda güçle ayaklarımı tekmelemeye başlamıştı. Neredeyse bacaklarımı kırmaya çalıştıklarına ikna olacaktım---yapacaklarından değil tabii. İnsanlar iblis lortlarından çok daha kırılganlardı sonuçta. İntikamımı, daha sesli gülerek ve böylece onları daha çok kızdırarak almıştım. Neredeyse herkesten bir ses çıkıyordu. Bunca zamanı kıpkırmızı olan suratını elleriyle kapatmayla geçiren Nell, ses çıkarmayan tek kişiydi.

 

Bu canlı atmosferin tadını ne kadar çıkarmak istesem de, fazla uzun sürmeyecekti. Gürültülü bir bağırış kalabalığı yardı ve bir kova dolusu buzlu suyu zafer sonrası kutlamalarımızın üzerine boca etti.

 

“Ne saçmalık! Kurtarıcımızın kahraman olduğunu mu sanıyorsunuz!? Bu saçmalık!”

 

Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde, bir tüccara benzeyen kıyafetler giymiş bir adam gördüm. Ve tek değildim. Şövalyelerin çoğu, ona öfkeli bakışlar bakmada bana katılmışlardı.

 

Demek yılan sonunda çirkin suratını göstermişti. Harika. Tek kelimeyle harika.

 

“Bahse girerim, canavarların ortaya çıkmasının tek sebebi odur! Bu gayet açık, çünkü kahraman dediğiniz şu aptal orospuyu ölü istiyorlardı!”

“Bu izdihamın, kahramanın suçu olduğunu mu düşünüyorsun? Ne saçmalık!” diye bağırdı komutan. “Onları uzaklaştırmak için ne kadar çaba harcadığını görmedin mi!?”

 

Çoğunluk ona katıldığını belirten sesler çıkarmıştı, ama sinirli homurtuları, “tüccarın” fikrini değiştirmemişti.

 

“Demek bana bu devasa ordunun, o geldikten sonraki gün hiç yoktan ortaya çıkmasının sadece bir tesadüf eseri olduğunu mu söylüyorsun!?” Parmağıyla onu işaret etmişti. “Bu asla mümkün olamaz! Böyle bir izdihamın olağan işaretlerinin hiçbiri ortada bile yoktu! Onların buraya gelmesi belli ki o geldiği için! Bizi tehlikeye sokmakla sorumlu kişi o!”

“Asla böyle bir şe---”

“Kapa çeneni kahpe!” Nell kendini savunmaya çalışmış, ama ilk cümlesini bitiremeden sözü yarıda kesilmişti. “Sen sadece yalancı, iki yüzlü ve sahte bir idolsün! Kurtarıcı değilsin! Sadece insanlık için yürüyen bir tehditsin! Kahraman olarak çağırılmayı hakketmiyorsun!”

 

Herifin sözlerinin altında ezilme hissi, benim de içime işlemişti. Canını sıkıyordu.

 

Demek peşinde olduğun şey buydu. Savaş bitene kadar buralarda takılmanın sebebine şaşmamalı. Etrafıma göz gezdirdim ve askerlerin çoğunun onun sözleri karşısında etkilememiş olsa da, bazılarının Nell’e şüpheli bakmaya başladığını doğruladım. Bir şey diyeyim mi, pekala! Bunu yapmak mı istiyorsun? Bunu ikimiz de yapabiliriz. Senin kurallarına göre oynayacağız. Ama şunu bil piç kurusu. Yanlış iblis lorduna çattın. Söz sanatlarında benimle aşık atacağını sanıyorsan, tekrar düşünmelisin. Her gün lanet olası Yüce Ejderha’ya karşı tartışma kazanıyorum ben. Gel bakalım, seni sözlerimle yerin dibine sokacağım.

 

Ve işim bittiğinde, seni gömerek sana bir iyilik yapacağım. Çünkü ne söylersen söyle, bir şey değişmeyecek. Seni lime lime edeceğim.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Shin (95 puan) Üye
2021-04-26 02:17:28
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 09:13:57
:D ehh o ejderha zaten zor birisi değil ama neyse yuki win random villegar lose
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-12 20:14:23
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-09-08 20:18:42
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-08-10 12:12:09
Çeviri için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-30 23:17:41
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-30 11:40:04
Sayın 💃Residenttt bayrama özel bir program varmı acaba ? mesela puanlara x2 bonusu filan teşekkürler. Bu arada şimdiden herkesin bayramını kutlarım
Kiriyodx (69 puan) Üye
2020-07-29 22:33:37
Yazarın saçmalıkları vol bilmem kaç gene saçmalıklarla dolu gereksiz bir bölümdü
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-30 11:38:10
@Kiriyodx, bu yazar boş yapmayı gereksiz şeyleri çok seviyor
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-29 17:44:41
Bu tüccarda bir iș var gibi geliyor. Belkide fazla düșünüyorumdur.
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-07-29 17:32:41
Essseeellaaaaaaaağğğğğ
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-07-29 17:17:09
Tüccar için selalar okunmaya başlasın
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-29 15:40:34
Tüccara benzeyen bu elemanın amel defteri kapanacak sanırım😂
Ker!m (339 puan) Üye
2020-07-29 14:07:31
Ama burdada bitmezke yAAAA?!? Neyse çeviri için teşekkürler.
Oburcuk (733 puan) Üye
2020-07-29 13:10:19
çeviri için teşekürler ayano harem kurma potansiyeli genisliyor