Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

04 Ağustos 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1273 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 17

Kahramanın Sözde Varisi - Kısım 1

Sözlerini duyduktan sonra, Argus’un gizli ajanı ile yaşadığım tecrübeleri anlatarak, öğrendiğim her şeyi krala açıkladım.

 

“Sengilia’ya saldırıldığını ve gelen orduyu uzaklaştırmaktan Nell’in sorumlu olduğunu söylemişlerdi, ama perde arkasından böyle bir komplo kurulduğunun farkında değildim.” dedi kral, bilgiyi sindirdikten sonra.

“Evet, bunu bekliyordum.” dedim. “Argus salağını destekleyen şerefsizin kim olduğu hakkında bir fikrin var mı?”

 

Allysia’nın hükümdarı düşüncelere daldı ve olasılıkları gözden geçirmek için bir süre bekledi. Ama sonuçta başını sağa sola salladı.

 

“Ne yazık ki, bu işlerin arkasındaki kişinin kimliğini elimizdeki bilgiyle tespit edemem.” dedi. “Argus kurnaz bir adam. Çok çabuk taraf değiştirebilir ve genellikle, rüzgar tersine esmeye başladığı anda duruşunu değiştirir. Gerçek sadakatinin kime olduğunu bulabilmeme yetecek kadar uzun süre spesifik birisinin altında çalışmadı.” İç çekerek başkana doğru döndü. "Senin herhangi bir fikrin var mı Sör Raylow?”

“Ne yazık ki yok lordum. Konu hakkında uzun uzun düşündüm, ama nihayetinde ben de aynı sonuca vardım.” dedi, yorgun ve mahcup bir şekilde iç çekerek.

“Peki, bu iğrenç piçin şu anda bulunduğu taraf hangisi?” Diye sordum.

“Birkaç grupla bağlantılı görünüyor.” diye cevapladı kral. “Tam olarak şu anda, en yakın bağlara sahip olduğu taraf, benim de uzaktan akrabam olan Düşes Emeralda Flowlight tarafından yönetilen bir taraf.”

“Ve bu Emeralda isimli hatunun bu olayların arkasında olmadığını mı düşünüyorsun?”

“Evet.” diye kesin bir şekilde yanıtladı. “Sonuçta düşes şey... bir kadın.”

 

Başta kafam karışmıştı. Ama jeton sonradan düştü. Nell ve patronu gibi güçlü kadınların istisna olduklarının hemen farkına vardım. Dünya’daki birçok eski monarşilerde olduğu gibi, Allysia’nın dünyasında da siyaset, erkek merkezliydi. Pozisyonları ne olursa olsun, kadınlar baskılanıyordu ve siyaset sahnesine gerçek anlamda çıkamıyorlardı. Düşündüklerini eşlerine ifade edecekleri zamana kadar gözlemci olarak kalıyorlardı. Kural, bahsettiğimiz düşes gibi yüksek seviyeli soylular için bile geçerliydi. Ve işte bu yüzden, ondan şüphelenilmemişti.

 

“Leydi Nell’e zarar verme niyetinde olan herhangi bir komplo, içimizde bulunan, sadece kendi kazancı için Allysia’nın iyiliğini feda etmeye hazır olan bir hain tarafından planlanmış olmalı.” Ben düşüncelere dalmışken, başkan krala döndü ve konuşmaya başladı. “Bu yüzden majesteleri, bununla uğraşırlarken hem kahramana hem de nişanlısına destek olmak isterim. Adamlarım bu işin arkasındaki adamın izini sürmeye çoktan başladılar.”

“...Teşekkür ederim, Sör Raylow. Zamanı geldiğinde her zaman yanımda olacağına güvenebileceğimi biliyorum.”

“Başka türlüsünü yapamamam lordum. Bu ülkeyi hepimiz için daha iyi bir hale getirmek için büyük çabalar harcadığınızı anlıyoruz. Sarayınızdaki bir sorunu çözmek için çalışmak, hem de böyle bir zamanda, sadece benim bir görevim. Yardımseverliğinizden en çok yararlanan vatandaşlardan biri ve bir insan olarak, bu yapmam gereken bir şey.” dedi Alfyro’nun lordu. “Bütün işbirlikçilerimiz, bu durum için, tabii ki aynı şekilde hissetmeyebilir. Aramızdaki bazı kişiler tam olarak insan olmayabilir sonuçta.” Bana sırıttıktan sonra kahkaha atmaya başladı.

 

Hey dostum, insan olmadığımı biliyorum, ama en azından insansı bir şeyim. Bana laf sokmana gerek yok. Ben tamamen uyum sağlıyorum.

 

“Aytnen söylediğin gibi. Aynı şekilde, bu çatışmanın ön saflarında duran Nell ile iş birliği yapmamız da gayet doğal bir şey.” dedi kral. “Geniş çaplı olmasa da ben de bir takım araştırmalara girişeceğim. Derinlemesine soruşturma işini sana bırakıyorum Sör Raylow.”

“Nasıl isterseniz efendim.”

“Teşekkür ederim millet.” dedim. “Bu işimize yarayacak. Hem de çok. Ama sadece bilginiz olsun diye söylüyorum, ben işlerimi kendi yöntemlerimle yapacağım. Bu işe karışmamış kimseye zarar vermeyeceğim ama aynısını karışanlar için söyleyemem. Umalım da bu çok fazla soruna yol açmasın.”

“Lütfen, şüphesiz istediğini yapabilirsin.” dedi kral. “Ama söylemem gerek, Argus için gerçekten de üzülüyorum. Zavallı baron, kesinlikle yanlış adamın öfkesini uyandırdı.” Erken ölümü tattıracağım alçağın ayıplarken gülmüştü.

“Yani beni durdurmaya çalışmayacak mısın?” Şaşırmıştım. “Hmm. Bunu beklemiyordum.”

“Denemede bir anlam göremiyorum. Böyle bir şeyi yapmaya yaklaşabilecek tek kişi, evlenmeye karar verdiğin hoş hanım olurdu.”

 

Şuna bakar mısınız ya! Tamamen anlıyor! Açıklamama gerek bile kalmadı!

 

“Merak etmeyin majesteleri! Kontrolden çıkmaması için Yuki’nin yularlarını gayet sağlam tuttuğumdan emin olacağım!”

“Pekala. Eğer bunun içinden çıkabileceğinizden eminseniz, o zaman görev sizindir.” dedi kral.

“Ne demek yular? Bir at falan mıyım ben?”

“Hı-hı! Demeye çalıştığım şey tam olarak buydu. Sen şehvetle dolup taşan vahşi bir damızlık atsın. Etrafta kadınlar varsa çıldırıyorsun ve hele yaşları küçükse daha da çıldırıyorsun!”

 

“Ne saçmalıyorsun!?” demek için kollarımı kaldırıp ağzımı yarım açmış, ama hiçbir şey söylememiştim. Nell belli ki bu hareketimi komik bulmuş olacak ki, gördüğü anda kendini tutamadan gülmeye başlamıştı.

 

***

 

Nell durumunu ve yakın gelecekteki planlarımızı tartışmayı bitirdikten sonra, bir süre ülkenin sahip olduğu genel sorunları olan siyaset, ekonomi ve diğer şeyleri konuştuk. Hiçbiri ne ben ne de Nell ile alakalı olmadığından, dışarı çıktık ve iki yaşlı adamı kendi işleriyle ilgilenmeleri için baş başa bıraktık.

 

“Pekala, görünüşe göre şehirde bulunduğumuz süre boyunca kendimize kalacak bir yer bulduk, ama gündemimizde hala bir şeyler olduğunu düşünüyorum.” dedim. “Hala kiliseye bugün uğramayı istiyor musun?”

 

Kalacağımızı yer derken kaleyi kastediyordum. Kral, ziyaretimiz boyunca bize bir misafir odası verecek kadar nazikti.

 

“Biraz geç olmaya başladığının farkındayım ama gerçekten gitmem gerek. Bütün bir ay boyunca uzak kalmak, onlara kesinlikle bir ton soruna sebep olmuştur. İstemiyorsan benimle gelmek zorunda değilsin.”

“Ne zaman gelmemekle ilgili bir şey söyledim ben? Sen gidiyorsan, ben de geliyorum.”

“...O zaman gidelim.” Neşeli, memnun bir gülümseme, Nell’in yüzünde belirdi.

 

Yan yana kaleden dışarı doğru ilerledik. Görüşme odasına gelirken attığımız adımları geriye doğru izlerken, kalenin parlak avizelerinin altında yürüdük ve büyük koridorlarında ilerledik. Bir köşeden dönerken, kendimizi bir şekilde tanıdığımız bir başka çift ile karşı karşıya bulduk. Tanıdık yüz, iblis diyarında tanıştığım insanlardan biri olan, Nell’in yanında olan büyücüye aitti. Daha az tanıdık olan diğer tanıdık, daha kendini beğenmiş gibi duruyordu. Açıkçası kendi iyiliği için fazla süslü olan zerindeki zırh, davranış şeklini de işe dahil ettiğimizde, bana birden bir tür aptal, kendini beğenmiş velet olduğunu düşündürmüştü.

 

“Bu, görmeyi beklemediğim bir yüz.” dedi Bay Züppe. “Senin ölmüş olman gerekmi--”

 

Biraz zorba, küçümseyen bir şekilde konuşmuştu, ancak daha yüksek bir ses lafını kestiğinden devam edememişti.

 

“Nell!” Saray büyücüsü kahramana öyle coşkulu bir şekilde koşmuştu ki, onu düşürecekmiş gibiydi, ta ki çarpışmamak için durana kadar.

"Ronia!” Aynı şekilde Nell de, onu gördüğünden memnun olduğu belirgin bir şekilde, diğer kızın ismini bağırmıştı.

“Büyü enerjinin akışı... normal görünüyor. Ve belirgin bir yaran yok. Gerçekten iyi misin? Bir yerin acıyor mu? Şifa büyüsünde daha da ilerledim ve şu anda birçok şeyi tedavi edebildiğimden bir şeye ihtiyacın olursa bana söyle olur mu?”

 

Ronia konuşup dururken, Nell’in her yerine dokundu ve dikkatli bir şekilde yarası olup olmadığını inceledi.

 

“B-ben iyiyim Ronia. Seni endişelendirdiğim için özür dilerim.”

 

Kahraman, arkadaşının endişesinden ötürü açıkça boğulduğundan, garip bir gülümsemeyle bir iki adım geri attı. Tamamen anlayabildiğim bir tepkiydi. Büyücü hakkında sessiz bir tip olduğunu düşündüğümden, onu böyle panik bir şekilde görmek en azından bayağı ters gelmişti. Ama bu, nispeten farklı coşkusunun haksız olduğu anlamına gelmiyordu. Aralarındaki bağın, Nell’in iyiliği için ne kadar endişeli olduğunun bir göstergesiydi. O yüzden şeyy...bu beni biraz suçlu hissettirmişti. Bütün bir ay boyunca onu zindanda tıkılı tutmak yerine, muhtemelen onu daha önce getirmeliydim.

 

“Görünüşe göre gerçekten iyisin...” Ronia, nihayet onu incelemeyi bitirince derin bir oh çekti, ardından birden bana döndü ve eğildi. “Çok teşekkür ederim. Sevgili dostumun canını kurtardığın için.”

 

Bu hareketi Nell’in içine işlemiş olacak ki, büyücü konuşurken kahramanın gözleri yaşarmıştı. Aynı şekilde ben de ailemin en yeni üyesini bu kadar umursadığı için kendimi gülümserken bulmuştum, ama bu hislerimi ifade etmeyi pek de gerekli görmediğimden, eğilmesine omuz silkerek karşılık verdim.

 

“Hey, merak etme, sorun değil. Şöyle ki, Nell benim için de biraz önemli olduğundan, yine de bunu yapacaktım.” dedim. “Ah tabii ya, orada olan olaylardan konu açılmışken, sizin tarafta işler nasıl gitti? Nell’in sizi avlayan adamları meşgul ettiğini biliyorum ama, sizler de bayağı sıkıntı çekmiş gibisiniz. Birçok savaşamayanı taşımak, kolay diyebileceğim türden bir iş değil.”

 

Büyücü, çok sayıda kanat taşıyıcısının taşınmasında Nell’in grubunda çalışan diğer üyesiydi. Aralarında kadınların, çocukların ve yaralı savaşçıların olduğunu hatırladım. Hala savaşabilecek birkaç kişi daha olsa da, sonuç olarak kargodan başka bir şey değillerdi. Onları güvenli bir bölgeye götürmenin, göründüğünden çok daha zor bir şey olduğu kesindi.

 

“Büyük barikatlar yoktu. Nell, yardım çağırabilmemiz ve güvenli bölgeye ulaşabilmemiz için yeterince zaman kazandı.”

“Sanırım bu, nihayetinde, limitlerimi zorlamanın işe yaradığı anlamına geliyor.”

 

Kahraman bir anlığına gülümsedi, ama ifadesi birden yüzünden silindi.

 

“Yine de yapmamalıydın.” dedi büyücü, sinirli bir şekilde. “Bunun yerine, sadece bir korkak gibi davranmalı ve kendini güvende tutmalıydın. Seçimlerini bir düşün.”

“A-ama zaten özür diledim, değil mi!?” diye kekeledi paniklemiş Nell. “A-ayrıca, eğer kimse onları yavaşlatmasaydı, hiçbirimiz canlı çıkamazdık. Birinin bunu yapması gerekiyordu ve bu iş için en uygun kişi ben olduğumdan, bence doğru kararı verdim...”

“Umurumda değil. Düşün. Şimdi.” diye istekte bulundu Ronia, mantıksız bir şekilde.

“Ş-şey... tamam...”

 

Başka seçeneği kalmamış Nell, garip bir şekilde gülümseyerek arkadaşının öfkesinin karşısında birkaç adım geri atmıştı. Tartışmalarını eğlenceli bulduğumdan, içten bir kahkaha patlattım, ardından konuşmaya kendimi de dahil ettim.

 

“Dostum, siz ikiniz tam bir şamatasınız.” dedim birkaç kez daha gülerek. “Her neyse, eminim ikinizin konuşacak bir sürü şey vardır, ama geç oluyor ve gitmemiz gere---”

“BENİ GÖRMEZDEN GELMEYİ KESİN!!””

 

Nell, Ronia ve ben, feryadın geldiği yöne döndük ve dönünce, Bay Züppe’nin öfkeyle kızarmış ve buruşmuş yüzüyle karşılaştık. Öyle sinir olmuştu ki, alnındaki damarları kabarmış, öfkeden titriyordu. Aa doğru, o da vardı. Doğruuuu...

 

“Peki sen de kimsin?” Garezli olduğumdan değil ama gerçekten başından beri ne kim olduğunu ne de neden burada olduğunu bilmediğim için sormuştum.

 

“B-benim kim olduğumu bilmiyor musun!? Seni saygısız köylü! Bu ne cüret!” diye bağırdı. “Ve bu soruyu sorması gereken kişi benim! Sen kimsin ve neden bu şüpheli maskeyi takıyorsun!?”

 

Ne?‎ Ah, tabii ya. Maske taktığımı unutmuşum.

 

 

Bir dakika. Nasıl oluyor da şu Küçük Büyücü Hanım benim iblis diyarında ortaya çıkmış adam olduğumu biliyor? Konuya girişi öyle doğal ve sıradandı ki, beni tanıdığının farkına bile varmadım. Hmmm... Ah peki, neyse ne, salla. Zaten diğerlerinin kim olduğumu öğrenmelerini umursamamaya karar verdim, o yüzden bunu düşünmekle bile uğraşmayacağım.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Shin (95 puan) Üye
2021-04-26 07:54:30
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 11:56:39
SELAMIN ALEYKUM DESTROYER İS HERE ''aleykum selam kimse almayacağı için '' neyse bölüm için tşk ve üç nokta çok iyisin kanka
... (26 puan) Üye
2021-02-11 16:53:44
Bölümün adından yola çıkarsak bu züppe muhtemelen komplolar başarılı olsaydı yeni kahraman olması planlanan kişi.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 11:55:38
@..., üç noktadan güzel bir tahmin XD
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-13 13:30:11
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-08-10 14:26:22
Çeviri için teşekkürler
darkrai (79 puan) Üye
2020-08-05 21:52:10
E.S.
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-05 09:41:19
Kim bu yıkık züppe denilen eleman amel defterini kapatalım hemen
Ker!m (339 puan) Üye
2020-08-05 01:36:19
Kes8n şu rasgus mu argus mu herkimse işte 9nun cocuğudur
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-04 20:05:21
Yetmiyor tek bölüm rezil hayatımı güzelleștirmeye.
Kiriyodx (69 puan) Üye
2020-08-04 20:01:29
Umarım yuki direk öldürme ve yok etme aşamasına geçer gücüyle kimse fark etmeden tek gecede krallığı trmixleyebilir aq
Kaptan bijon (103 puan) Üye
2020-08-04 19:19:52
Bay zübe o adam değilmi?
bcennet11 (75 puan) Üye
2020-08-04 18:42:48
Bu züppe kim ya
Oburcuk (733 puan) Üye
2020-08-04 16:49:34
bay zubeye mezar kazalim ölümü yakındır
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-04 15:44:16
Yine ardı yanık bir karakter daha geldi
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-08-04 15:14:05
Bay züppeyi daha önce bir yerde görmüşmüydük ben hiç hatırlamıyorun