Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk
Yan Hikaye: Harika Bir Noel Gecesi
“Mutlu Noeller!” Zindanın tüm sakinleri aynı anda birkaç
konfeti patlatarak bu neşeli sözü söylediler.
Tek istisna, konuşamamalarından dolayı heyula kızlardı, ama
bu eğlenmedikleri anlamına gelmiyordu. Onlar da zindanın her yerine konfeti ve
kurdeleler saçmaya katılmıştı.
“Bu eğlenceliydi! Her yeri fena dağıttık!”
“Evet, sonrasında temizlemeye yardım edeceğiz,” dedim. “Ama
bu, konfetilerin eğlenceli olduğu gerçeğini değiştirmiyor, değil mi?”
“Hayır, kesinlikle değiştirmiyor! O harikaydı! Bam bam bam
diye patladılar!”
“Bam bam bam!” diye tekrarladı Shii.
“Bam bam bam...” Enne bile olaya dahil olmuştu..
“Harika bir fikrim var... Hadi hepimiz bir konfeti gibi
olalım! Çok eğlenceli olacak!” Vampir kızın gözleri odadaki diğer çocuklara
bakarak parıldadı. “Ben konfeti olacağım!”
“Ben... kurdele olacağım!” dedi Shii.
“...Ben konfeti kutusu olacağım,” dedi Enne.
Nasıl böyle bir sonuca vardığından pek emin değildim ama
oyun oynamaya koyulmaları çok uzun sürmemişti. Her ne kadar katıldıklarını
söylememiş olsalar da, üçüzler de oyuna katılmıştı. Onlar da Illuna gibi
konfeti olmuşlardı. Bu biraz garipti. Ama ayrıca çok tatlı olduğu için önemli
değildi.
Çocukların oyununu izlememe katılan Lefi, “İçinde gerçekten
büyük bir bayram sevgisi var,” dedi.
“Yani evet, var ama kimin yoktur ki? Kızların ne kadar mutlu
olduğuna baksana.”
Çocuklar evden çıkamadığından, mutlu anılar kazanabilmeleri
için mümkün olduğunca fazla etkinlik hazırladığımdan emin olmuştum.
“Genç olanları hesaba kattığımda yabana atamayacağım bir
duygu bu. En çılgın fikirlerine bile ayak uydurmayı seçmenin benim için en
iyisi olduğuna inanmaya başladım.”
“Gerçekten mi? Pekala, mükemmel. Al, giy bakalım şunu.”
“Ne?”
Pişmiş kelle gibi sırıtıp Noel Baba temalı bir mini eteği
ona uzatırken yüzünde en şaşkın ifadesi bulunuyordu. Lefi’nin biraz cosplay
yapmasının zamanı geldi.
“Bunu kime vermem gerektiğine karar vermekte zorlandığımdan
bunu söylemiş olman beni büyük bir yükten kurtardı.”
Bu beyanım arsız bir yalandı. Her bir dişi zindan sakini
için bir kıyafet hazırlamıştım ve hepsine bunları giydirmeye kesinlikle
niyetliydim.
“Hadi ama, utanmana gerek yok. Geçen sene de aynı kıyafeti
giymiştin ve kesinlikle çok harika görünüyordun.”
“A-anlıyorum. Bu kadar ısrarcı olmana gerek yok!”
Muhtemelen, bu kadar heyecanlı olduğumu düşününce onu
zorlamamı engellemek için yapabileceği hiçbir şey olmadığını muhtemelen
bildiğinden pes etmişti. Ve böylece uysalca değişmişti. Ve tam da yerindeydi.
Her zamanki tek parça elbisesini çıkardı ve kılını bile kıpırdatmadan ona
verdiğim noel temalı mini eteği giydi.
“İ-işte! Giydim!”
“Ooooo...?” Bir süre baktıktan sonra birkaç kez kafamı
salladım. “Çok iyi. Üzerinde mükemmel durdu. Gördün mü? En güzel şey olduğunu
biliyordum.”
“Hıh! Bu doğuştan gelen bir şey.” Göğsünü gururla
kabartırken yüzü hafif kızarmıştı.
Açıkçası bu kadar kolay kandırılabilir olması, tatlılığına
tatlılık katıyor.
“Pekala, tek yapman gereken şunu tutmak, şu şekilde poz
vermek ve---”
“S-sadece kıyafetlerimi değiştirmek yetmedi mi!?” Şaşkın bir
bağırışla sözümü kesti.
“Ha? Neden yetsin ki? Öyle eğlenceli olmaz. Bak, daha sadece
ilk adımı yaptın. Şimdi gerçek bir Noel Anne olman gerek. Bilmen gereken her
şeyi sana anlatacağım, iyi dinle.”
“...P-Pekala. Sanırım bir şey gelmez. Çoktan yapacağımı
söyledim,” dedi. “Bu şaklabanlığın sona ermesi için yapmam gereken nedir?”
Böylece, ona büyük bir çuval verdikten sonra gerçek bir Noel
Anne üstadı olmak için bilmesi gereken her şeyi anlattım.
Anlattıklarımı hafızasına kazıdıktan kısa süre sonra
herkesin önüne çıktı ve dediklerimi harfiyen yaptı.
“Merhaba oğlanlar ve kızlar! Ve Yüce Noel Anne ejder!” Ona
söylediğim şekilde, neşeli bir şekilde konuşmak için elinden geleni yapmıştı
ama normal konuşma şeklinden kurtulmakta zorlanmış ve hemen ardından eski
haline dönmüştü. “Ve yaramazlıktan uzak duranlara hediyeler vermek için
geldim!”
Cehennem, ya da daha doğrusu zindan, donmuştu.
“Ş-şey... İyi misin Lefi? Canını sıkan bir şey mi var?
Birisiyle konuşmaya ihtiyacın mı var?” diye sordu Nell.
“Vay canına Lefi, gerçekten yorulmuş olmalısın! Biraz uzanıp
mola vermeye ne dersin?”
“Gerçekten çok şirin bir kıyafet,” dedi Leila.
“...Kararımı verdim Yuki. Öleceğin gün bugün.”
“Ne!? Neden!?”
“Seni savunmak için söylenebilecek hiçbir şey yok! Bu aptal
planın tamamen berbat, utanç verici bir hataydı!”
Domates suratlı Lefi ellerini yumruk yapmış bir şekilde bana
doğru geliyordu. Eyvah.
“Bekle Lefi, sakinleş!” İki ellerimi havaya kaldırarak onu
sakinleştirmeye çalıştım. “Bak, yetişkinler bunun aptalca olduğunu düşünmüş
olabilir, ama çocuklar bunu sevdi! Kesinlikle harika olduğunu düşünüyorlar!”
“Mrmphh…”
Kısık, güvenmeyen bir homurtuyla gözlerini çocuklara doğru
çevirdi.
“Vay canına! Bu süper şirin!” dedi Illuna.
“O Noel Anne! Yaşasın Noel Anne!” dedi Shii.
Şeyyy... bana mı öyle geliyor yoksa bu pek de doğru
görünmüyor mu?
“Hı-hı... Süper şirin.”
Çocuksu masumluğa şükürler olsun.
“G-gördün mü? Seni kesinlikle sevdiler. Bu harika bir
fikirdi! Kıyafetlerini değiştirip onları hayal kırıklığına uğratamazsın!”
“Grghh…” diye homurdandı. “Pekala. Onlar için her zamanki
kıyafetlerime dönmeyeceğim. Ancak bu affedildiğin anlamına gelmiyor. Beni
kızdırdın Yuki ve sana vurmaya çok niyetliyim.”
“Neden yaa!?”
Ve böylece, ejderha saldırganından çaresizce kaçmaya çalışan
bir iblis lordunun başrolünde olduğu bir trajedi başlamış oldu.
Kahramanımız onu kovalayanı kurnazlığı ya da hızıyla alt
edememiş ve nihayetinde demir yumruğun tadına bakmıştı.
Sırtı duvara yarım gömülü şekilde yığılıp kalırken son bir
söz mırıldanmıştı: Herkese Mutlu Noeller. Ve iyi geceler.