Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

31 Mayıs 2021
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
724 Görüntülenme
Bu bölümü 9 Kişi beğendi.
Cilt 22

Yan Hikaye: ????

“Akşam yemeği için ne istersin Lefi?” diye sordum yanımda yürüyen gümüş saçlı kıza.

 

Şu anda, okulun olmadığı bir günde, elimizde alışveriş sepetiyle süpermarketteydik.

 

“Ben biraz behemot filetosu istiyorum.” [1]

Lefi’nin sepete koyduğu mumları alıp raftaki yerlerine koyarken, “O şeyden çok süslü bir şeymiş gibi bahsetme, öyle boktan bir şeyi pişirmeyeceğim,” dedim.

 

Ayrıca behemotlar senin dünyanın iğrenç yaratıklarından değil mi? Yenilebilirler mi ki?

 

“Nasıl yapmazsın? Bir erkek olarak en azından bunu yapabilecek kabiliyete sahip olmalısın.”

Beni parmaklarıyla bıçaklamaya başlamış bir Lefi’yi zapt etmeye çalışırken “Bu beklentiyi karşılamaktansa gidip sokak kedilerini beslemeyi tercih ederim.” dedim. “Ah olamaz! Eğer bu gece birden tatlım biterse ne yaparım?”

 

Tam Lefi tehditlerimle geri adım atarken bizi çağıran bir ses duymuştuk.

 

“Lefi, Yuki, iyi akşamlar. Akşam yemeği için alışveriş mi yapıyorsunuz?”

“Hey Nell.”

“Selamlar Nell.”

 

Bize seslenmiş kız, elinde alışveriş sepeti bulunan sınıf arkadaşım Nell’di. Nell ve Lefi son zamanlarda birbirlerine isimleriyle hitap edecek kadar yakınlaşmışlardı. Sanırım son zamanlarda Nell’in oyun oynamak için bize gelmesi bunun sebebi olabilir.

 

“Evet, sen de mi akşam yemeği için alışveriş yapıyorsun?” derken bir yandan yakınlarda takılmakta olan bir köpüşü arıyordum, “Rir dışarıda mı?”

 

Nell Fluffrir adındaki büyülü hayvanı fenriri genelde yanında bulundururdu ama Lefi gibi insansıların aksine aşırı gelişmiş kurtları dükkânlara sokamazdınız.

 

“Evet, girişte bekliyor.”

 

Girişe doğru baktığımda gerçekten de girişin yakınlarında, etrafında toplaşmış çocuklardan rahatsız olmuş bir şekilde oturduğunu gördüm. Gerçekten de aşırı çalışan bir adam... ııım... bir kurt gibi görünüyordu. Ve yüz ifadeleri öyle insana benzerdi ki, elimde olmadan ona acıyordum.

 

“Nell, Rir’e vermek için atıştırmalık almam sorun olur mu?”

“Hm? Sorun etmem ama zahmet etmene gerçekten gerek yok...”

“Hiç sorun olmaz, sadece ona iyi davranmak istiyorum.”

 

Cevabım Nell’in kafasını şaşkınlıkla yana yatırmasına ve Lefi’nin kızgın bir ifadeyle ağzını açmasına sebep olmuştu.

 

“Kusuruma bakma Yuki, o kurda atıştırmalık vermek istemeni anlıyorum ama önce başka birisi için endişelenmen gerekmiyor mu?”

“Evet, evet. Sana da bir şey alacağım ama sadece çikolata.”

“Öyleyse sana cömertliğimin büyüklüğünü gösterecek ve senden af dileyeceğim.”

Konuşmamızı izleyen Nell buruk bir gülümsemeyle, “İkiniz gerçekten yakınsınız ha...” dedi.

“Konutuna döndüğünde yalnız kalmayacak mısın? Akşam yemeğini bizimle yemek ister misin?”

“Sorun olmaz mı?”

 

Sınıf arkadaşım bu ani davet karşısında çok sevinmişti.

 

“Sanırım olmaz. Sen ne dersin Yuki?”

“Tabii ki hep beraber bizde yiyebiliriz. Ayrıca Lefi, son anda şekerli şeyler almaya çalışmayı keser misin. Sadece çikolata alacaksın.”

Elindeki şekerleri raflara geri koyarken “Aşırı dikkatin kahrolsun,” dedi Lefi.

 

Ve böylece yanımızda kıkırdayan Nell’le birlikte kasaya ilerledik.

 

***

 

Grup halinde kolayca yiyebileceğimiz için yemekte sukiyaki olmasını seçmiştik. Şu anda benim evimdeydik. Ben malzemeleri kaynatırken Nell kirlilieri ve bıçakları yıkıyordu.

 

“Rir her şeyi yiyebilir mi?” diye sordum.

“Evet. Bir köpeğe benzediğini biliyorum ama başka bir dünyadan geldiği için neredeyse her şeyi yiyebilir. Sonuçta bir köpek değil.”

 

Doğru, o bir kurt. Bazen ona bir köpekmiş gibi davranıyorum.

 

Rir şu anda, ona oturup elini vermesini söyleyerek onla oynayan Lefi’yle uğraşıyordu. Benim büyülü hayvanım daha büyük olmalıydı ama bana görünen, olgunlaşmamasıyla uğraşmak zorunda kalan Rir’di.

 

“Tamam, hazır.”

“Vay canına, bu leziz kokuyor, yemek pişirmede gerçekten iyisin Yuki.”

“Yani, her gün pişirdiğim için bayağı tecrübem var.”

 

Ayrıca yan evimde oturan küçük kız da iyi yemekler yesin diye için ekstra çaba harcayıp ona da veriyordum.

Ha Lefi? Artık o ödül mamasını ona vermelisin?

 

“Lanet olsun Lefi, en azından yemek pişirmemize yardımcı ol.”

Rir’i okşama seansını bitirip masaya tabakları dizmeye geldikten sonra, “Hmm, sanırım buna razı olacağım,” dedi Lefi.

 

Önceden çok çok az yardımcı olduğundan bu şaşırtıcıydı.

Bu bir gelişme, değil mi? Ebeveynlik böyle hissettiriyor olmalı.

 

“Sanki bir annenin çocuğuna bakar gibi neden bana bakıyorsun?”

“Bir şey yok, hadi yiyelim.”

“Davranışına endişelenmem gerekiyormuş gibi hissediyorum...”

“Heh, soğumadan yiyelim hadi.”

 

Ve sonra üçümüz ve bir hayvan masaya oturduk.

 

***

 

Gözlerimi açtığımda kendimi, kucağımda gümüş saçlı malum güzelle tahtın üzerinde buldum. Görünüşe göre uyuyakalmış tek kişi ben değildim. O da uyku perisinin fısıltılarına tam da kucağımda yenik düşmüştü. Doğru ya, öncesinde birlikte takılıyorduk, değil mi? Sanırım çok rahat ettiğimizden uyuyakalmış olmalıyız.

 

Uyanıp kıpırdanmam onun da hareketlenmesine sebep olmuştu. Başı hala göğsümde, gözleri yavaş yavaş kırpışarak uyanmaya başlamıştı.

 

“Yuki...” adımı biraz garip bir aksanda, diğer tarafta söylediği gibi söylemişti. “Hayır, bu yanlış. Yuki değil, Yuki.” Ama kısa süre sonra kendini düzeltmişti. “Gerçekten de sarsıcı bir tecrübeydi. Bir rüya gördüm Yuki; bilmediğim garip bir dünyada yahni yediğimiz bir rüya. Ve yalnız değildim. Yanımızda Nell ve Rir de vardı.”

“Hmm, bu garip,” dedim gülerek. “Ben de aynı rüyayı gördüm. Nell ile markette karşılaştık, biraz takıldık ve sonra birlikte akşam yemeği yedik.”

“Market...?” Bir süre kelime üzerine düşündü. “Garip ama bahsettiğin yerin raflarında sırayla dizilmiş yiyecekler olduğunu biliyorum.” Benimle yüz yüze gelmek için başını çevirdi. “Alternatif gerçeklik tecrübesi diye bahsettiğin fenomen bu mu? Bizimkinden çok farklı olmayan başka bir dünya?”

“Evet. Başka bir dünyadan gelmiş olduğumu da düşündüğümüzde, muhtemelen çoklu evrenlerin bulunduğunu söylemek yerinde olur. Ve eminim ki en azından birkaçı buna benziyordur,” diye açıkladım. “Bildiğimiz kadarıyla, o dünyadaki Yuki ve Lefi’nin de bizim yaptıklarımızın rüyasını görebilir.”

“Gerçekten de garip ama ilginç bir fikir.” Ejderha güldü. “Birlikteydik. Diğer tarafta bile.”

 

“Evet, öyle görünüyordu,” diye onayladım.

 

“Diğer kendimin de hayatın zorluklarından çektiğinden hiç şüphem yok.”

“Lafı ağzımdan aldın.”

 

İkisi birbirlerine alınmış bir şekilde bir süre baktıktan sonra kahkaha patlatmışlardı.

Çevirmen Notu

[1] Behemot: Anlamı olan dev, canavar kelimelerinden de anlaşılacağı üzere spesifik bir tür olmayan, büyük canavarlar için kullanılan kelime. Birçok film, dizi, anime vb. şeylerde kullanılır. 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2021-06-13 03:52:13
Yazar senin yazacağın paralel evren hikayesini bölümünü sikim boş boş bölüm yayınlayarak milletin zamanınını almakla kalmıyor, boş vaktimizinde amınakoyuyor eğlence rahatlama amaçlı okuduğumuz ana hikayeyi bizden sürekli uzaklaştırıp durup salak salak bu tür şeylerle bizi oyalıyıp seriyi bok ediyor. Seriye yeni bölüm gelmiş bir bakayım dedim ulan yazar helal olsun sana, gene sövdürttünya kendine... Beni sinirlendiren bir yazar olduğunu bu bölümle tekrar hatırladım yakında gene loli diye başlar üzerine kim bilir ne tür sapıkça, iğrenç şeyler ekleyecek tahmin bile edemiyorum. Tahmin edebildiğim tek şey yazara ne kadar iyi bir destan(yazara kaymak, küfür etmek, onun taaaa...) yazabileceğimdir.
Otaku (24 puan) Üye
2021-06-06 03:51:00
Yazar bizimle kafa buluyor :D
yusuf (157 puan) Üye
2021-06-05 08:34:06
“Diğer kendimin de hayatın zorluklarından çektiğinden hiç şüphem yok.” lefi yürü git XD
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-06-04 17:10:49
Çeviri için teşekkürler