Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk
Kahraman Banyo Yapar
Kendini küvetteki suya bırakan Nell’in vücudu hoş bir
sıcaklıkla sarmalandı. Su öyle sakinleştirici ve rahatlatıcıydı ki Nell bu
rahatlamayla derin bir nefes bırakıvermişti. Üzerinde, dışarıdaki yıldızlı
gökyüzünün mükemmel bir kopyası vardı. O ve yaydığı ışık öyle gerçekti ki sahte
olduğuna zor inanmıştı.
Son banyosunun üzerinden çok zaman geçmişti. Hiç eve dönme
fırsatı bulamamıştı. Kilise ona birkaç kez şans tanımıştı ama banyoları, şu an
içinde bulunduğu lüks banyonun yanında hiçbir şeydi.
Kabul etmekten utansa da Nell öyle korkmuştu ki bacaklarında
derman kalmamıştı. Ne hareket ettirebilmiş ne de ayağa kalkabilmişti. Hala
yerde oturuyor olmamasının sebebi, iblis lordunun omzuyla onu desteklemesiydi.
Ondan bahsetmişken, iblis lordu geceyi evinde geçirmesini teklif etmişti.
Çoktan geç olmuştu ve zaten bir kere kaybettiği için Nell akışına bırakmış ve
kabul etmişti. Ve sonra, onu bir kaplıcaya benzeyen bir binaya götürmüş ve
içeri davet etmişti. Kendini küvetin içindeki suya batmış halde bulması bu
şekilde olmuştu.
İblis lordunun tavırları, yüzünün buruşmasına neden olmuştu.
Kilisenin tasviriyle alakası bile yoktu. Üstleri onu, genelde peri masallarında
görülen kötü bir zorba gibi göstermişlerdi. Uyanır uyanmaz bir sürü kişiyi
öldüren vahşi biri olarak anlatmışlardı. Öyle doldurulmuştu ki, iblis lordunun
doğasında zannettiği şeylerin hiçbiri gerçekleşmemişti. Onunla gerçekten
tanışınca, “yan evdeki çocuk” hissiyatı verdiğini fark etmişti. Ondan biraz
daha büyüktü ve biraz da tuhafta ama sonuçta rahat ve arkadaşça davranıyordu.
Onu karşılama şekli Nell’e bir komşusunu hatırlatmıştı.
İblis lordu olduğunu öğrenince gardını yükseltmişti ama
bunun sebebi ön yargılarıydı. Hiçbir düşmanlık ya da kötü niyet göstermemişti.
Arkadaşça niyeti hem yaptıklarından hem de kahramanın yetenekleri tarafından
kanıtlanmıştı. Düşman algılama yeteneği onu bir düşman olarak algılamamış ve
bir de üzerine tavsiye vermişti.
Kendi bakış açını da oluşturup ona göre hareket etmen gerek.
Dediklerimi hemen yiyip, doğru olduğunu düşünme. Önce bir sindir.
Söyledikleri, şu an bile kafasından geçiyordu. Sanki beynine
kazımış gibiydi.
Nell daha önce hiç kendi isteklerine göre hareket etmemişti.
Her zaman itaatkar olmuş, iyi bir kız olmaya çabalamıştı. Evinde yaşadığı
zamanlar annesinin isteklerine en yüksek önceliği verirdi. Onu yetiştirebilmek
için annesinin çok çalıştığını biliyordu, bu yüzden ona daha fazla yük olmamak
için elinden geleni yapıyordu.
Aynı şekilde, kilisenin de istediği her şeyi yapıyordu. Bir
an evvel gerçek bir kahraman olabilmek için aldığı tüm emirlerini tam bir
itaatle yapıyordu. Şövalyesinin sözlerini, papazın vaazlarını ve hatta yaşlı
büyücünün derslerini verebildiği tüm dikkatle dinliyordu. Hiçbir saygısızlık
belirtisi bile göstermemişti.
İblis lordunun sözleri Nell’e, bir kukla olduğunu fark
ettirmişti. İtaatkarlığı yaşam biçimine öylesine işlemişti ki bunu bir huy
haline getirmişti. Hiçbir zaman kendini düşünmemişti. Diğer herkese iplerini
çekmeleri için izin vermişti.
Nell’in gıpta ettiği kahramanların hiçbiri onun kadar
hizmetçilik etmemişti. Hatta genelde bunun tam tersiydi. Kendi kendilerinin
patronuydular. Ortaya çıksa da çıkmasa da kötülüğü yok etmek için talimat
almadan hareket ederlerdi.
“Nerede hata yaptım...?”
Kahraman yüzünü buruşturup, şu anki durumuna gelene kadar
attığı her adımı düşünüp durdu ama kapı gıcırtısını duyunca düşünmeyi bıraktı.
Vücudu hemen sudan yükselip savunma pozisyonu almasına neden olmuştu ama içeri
girenin sadece genç bir kız olduğunu görünce dizleri zayıflayıp geri
yığılmıştı.
“Hı...?” Sarı saçlı kız kahramana bakarak başını bir tarafa
eğdi. “Ah. Sen abimin kötülük ettiği kızsın!”
“B-benim hakkımda öyle düşünmemeni tercih ederim...”
depresif bir şekilde suyun altına doğru batmıştı. “Bir dakika! Beni izliyor
muydunuz!?”
Kahraman istemeden sorusunu bağırarak sormuştu. Daha önce
hiç görmediği küçük kız az önce başına gelen tüm sıkıntı ve güçlüklerden
haberdar gibiydi.
“Eh... Ş-şey... Peki senin adın ne?”
Yaptığı şeyi fark eden Nell yalandan boğazını temizliyor
gibi yapıp tuhaf atmosferi bozmak için bir soru sormuştu.
“Ben Illuna! Seninki ne?”
“Ben Nell. Tanıştığıma memnun oldum Illuna.”
“Evet! Ben de seninle tanıştığıma memnun oldum Nell!”
Şirin, oyuncak bebek gibi gözüken bu kız küvetin önüne oturup
kendini harıl harıl temizlemeye koyulmuştu. Hareketlerini gören Nell’in
gerginliği geçmişti. Bir tehlike olmadığını fark edince Nell, kendini tekrar
küvetin içine daldırmıştı.
“Bir dakika, sen az önce iblis lorduna abi mi dedin?”
“Evet! Akraba değiliz ama benim için abi gibi bir şey
sayılır.”
Ah, demek ona bağlı olduğu için ona abi diyordu. Nell, o
çocukla tanıştığından beri aklına olan sorulardan birini sormak için küçük kıza
seslenmeden önce başını sallamıştı.
“Bir soru sorabilir miyim Illuna.”
“Evet?”
“Şey... Abin tam olarak nasıl bir insan?”
“Bunu sorduğun için çok memnun oldum!” Soruya beklenmedik
bir hararetle cevap veren kızın gözleri parlamıştı. “O çok havalı birisi. Benim
hayatımı kurtardı! Benimle her zaman oyunlar oynar ve yalnız hissetmemem için
elinden geleni yapar! Onu gerçekten çok seviyorum! Bazen aptalca davranabiliyor
ama ben o kısmını da seviyorum. Gerçekten çok şirin biri!”
“A-Anladım.” Küçük kızın heyecanlı tepkisine şaşıran Nell,
onu dinlerken sadece başını sallayabilmişti.
Peki ama neden bu kız iblis lorduna bu kadar bağlanmıştı?
Bunun sebebi bazı zamanlar çocukları “seviyor” olması olabilir mi?
“İblis lordu hiç tuhaf yerlerine dokundu mu?”
“Hayır! Ama tuhaf davranıyor. Bazen, birden odasından çıkıp
bir yerlere doğru koşarken bir şeyler hakkında bağırıp durur.”
“A-ah. Demek sadece tuhaf, hı?”
Illuna’nın iblis lordu tarifi, kahramanın kafasını daha da
karıştırmıştı. Onu hiç anlayamamıştı. Bu karşılaşma, Nell’in kafasındaki iblis
lordu imajını değiştirmişti. Hayatı boyunca gelişmiş olan klişe kötülük
tezgahlayan adam imajı tamamen paramparça olmuştu.
***
“Peki bu sefer tam olarak ne planlıyorsun acaba?” Kollarını
bağlamış Lefi, bana delici bakışlarla bakıyordu.
“Cidden hiçbir şey.” Sıradan bir şekilde cevap vermiştim.
“Bize saldıracak değildi ve çoktan geç olmuştu. Aşırı fazla boş odamız olduğu
için bir tanesini ona ödünç vermemek için bir sebebim de yoktu. Ayrıca,
insanlar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorum ve bu gayet iyi bir şans.”
“Anladım. Yani, bilerek tüm bu durumları yaratıp bir başka
kızı “zindanına” düşürmek için bahane bulmaya çalışıyordun. Sana inanamıyorum.”
Konuşurken Lefi’nin vücudundan korkunç bir aura yayılmaya başlamıştı. “Bağlantı
kurmanı benim söylediğimi biliyorum ama dişlerini ona geçirmeni kastetmemiştim.
Ve bunu kavrayamamışken bir de heyula üçlüsünü kattığını da düşünürsek...”
“Doğruyu söylemek gerekirse, üç heyulanın da kız olması
benim suçum değil. Kendi kendine böyle oldular!”
***
Banyodan çıkıp banyoya giden hola girdiğinde Nell’in ilk
gördüğü şey iblis lorduydu. Gümüş saçlı bir kız ona sert bir şekilde
fırçalarken, dizlerinin üzerinde oturuyordu.
“Ş-şey... B-banyonuzu kullanmama izin verdiğiniz için
teşekkür ederim. Gerçekten hoş ve sıcaktı.”
“Hmm?” Sesi duyan kız, başını iblis lordundan kahramana
doğru çevirmişti. “Ah, merhaba sulu göz kahraman.”
“Önce sindirilmiş kız ve şimdi bu mu!? Neden hepiniz benim
acınacak biri olduğumu düşünüyorsunuz!?”
Nell, hayatından hiç görmediği genç bir kız tarafından
korkaklığı ona tekrar hatırlatılınca bağırıvermişti. Lafı açılmışken, banyoda
tanıştığı sarı saçlı kız çoktan banyodan çıkmış ve yatağına gitmişti.
Hizmetçiye benzeyen bir boynuzlu koyun iblisi, uykusunun geldiğini fark edince
onu almaya gelmişti. Hizmetçi, yorgunluktan zar zor bir “bay bay” diyen küçük
kızı dışarı çıkarmadan önce onunla oynadığı için Nell’e teşekkür etmişti.
İblis kızın arkasında ise bir başka hizmetçi, bir hayvansı
vardı. Neden olduğunu anlayamasa da, hayvansı kız iblis kızın bir tür tehlikede
olduğunu düşünerek bir an evvel genç kızı alıp geri dönmesini söylemişti.
“H-her neyse, misafirimiz geldi. Ü-üzgünüm Lefi ama onunla
ilgilenmem gerek.
“Şaka yapıyor olmalısın. Bu Leila’nın rahatlıkla
yapabileceği bir şey ve bunun için vaktin yok. Sonuçta bu uzuuuun geceyi sen ve
ben birlikte geçirmek üzereyiz.”
Kahraman, gözlerinin önünde dönen olayları anlamlandırmakta
zorlanıyordu. Başta gizemli ama nazik gözüken iblis lordu, Nell’den bile daha
küçük bir kız tarafından azarlanıyordu.
Artık neye inanmam gerektiğini bilemiyordum...