Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

16 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1510 Görüntülenme
Bu bölümü 34 Kişi beğendi.
Cilt 7

Başka Bir Dünyada Tatil Yapmak - İkinci Kısım: Silah Dükkanı

“Ah şey... sormakta geç kalmış olabilirim, sonuçta seni çoktan rehberimiz yapmış bulunduk,  ama bizimle etrafta gezinmen senin için sorun değil mi?” Tam yanımda yürüyen kahramana dönüp onunla konuşmuştum. “Üstlerin bunu öğrendiğinde sinirlenmeyecekler mi? Sonuçta bilirsin, teknik olarak düşman falanız.”

 

İkimiz, şehrin kalabalık sokaklarında dolaşıyorduk. Diğer yandan Lefi, kalabalığa karışmaktan kaçındığından tekrar omuzlarıma çıkmıştı.

 

Canı sıkkın bir şekilde, “Bunu daha erken sormuş olmandan daha memnun olabilirdim...” deyip iç çekti. “Ama sanırım bu şekilde olması daha iyi. Başınızda birisi olmadan ikinizin buralarda dolaşması, özellikle sıkıntılı şeyler olduğu zaman, başımı daha büyük belalara sokabilirdi. Bu yüzden, siz eve gitmeye karar verene kadar sizinle takılmak benim için en iyisi.”

 

Vay be. Konuşma şekline bak. Birisi benimle uğraşmadığı sürece sanki bir şey yapıyorum.

 

“Ah, ve bilmiyorsanız söyleyeyim,” diye devam etti. “Ben aslında buralarda yaşamıyorum, bu yüzden de şehri pek iyi bilmiyorum. Size çok özel bir şey göstereceğimi falan beklemeyin, tamam mı?”

“Evet, anladım. Ama sonuçta bizden daha çok şey biliyorsun, değil mi?”

“Şey... sanırım evet.” dedi başını sallayarak. “Peki, özellikle görmek istediğiniz bir şey var mı?”

“Ben bir silah dükkanı ve kitapçıya gitmek istiyorum. Peki sen Lefi?” Boynumu yukarı çevirip omuzlarıma tünemiş kıza baktım.

“Kaliteli yemekleriyle tanınan bir yeri tercih ederim. Bunun için en ideal aday, tatlı şeyler satan bir yer olurdu.” Lefi kollarını birleştirip başını sallayarak konuşmuştu. Orada bayağı rahatsın he.

“Bir dakika, daha sabah bir ton şey yemedin mi?”

“Hah!” dedi. “Beni hafife alıyorsun Yuki. O yemek sandığın şey, benim dişimin kovuğuna bile yetmez.”

 

Aynen... Ne istersen o prenses. Kahramana dönmeden önce gözlerimi devirmiştim.. “İşte bunlar. Yemek, silahlar ve kitaplar. Yolu göster.”

“Hmmm...” kahraman bir elini çenesine götürmüştü. “Peki. O zaman sırayla silahlar, kitaplar ve yemek şeklinde yapalım.”

“Peki, sen nasıl dersen.”

 

***

 

Ve böylece, kısa sürede kendimizi silah satışı yapan bir dükkanda bulduk. Sunulan ürünlerin çoğu ya dizilmiş ya da duvara asılmış şekildeydi ama düşük fiyattan satılacak kötü kalitedeki eşyaların olduğu bir kelepir varili de vardı. Tezgahta duran adam inatçı gözüken yaşlı bir adamdı. Bize bir bakış attı ama ilgisini hemen kaybetti ve dikkatini elindeki silahı parlatmaya verdi. Siktir. İşte bu. Tanrım, buradaki atmosfer tam olarak beklediğim atmosferdi. Bu. Beni. Gazlıyor.

 

Heyecandan yumruklarımı birbirine vurmak istedim ama kendimi tuttum. Dostum, sanki bu gezi, bir dizi heyecanlı karşılaşmalardan oluşuyor gibi. Sürekli kalbimi küt küt attıran şeylere denk geliyoruz.

 

Bir silah dükkanını ziyaret etmeyi istememin sebebi, normal kılıçları kullanamıyor olmama rağmen, kendi yaptıklarımla bir profesyonelin yaptığı arasındaki farkı görmek istememdi. Tüm yaratıcı işlemlerde olduğu gibi, daha kaliteli, özellikle benim yapamadığım eşyalarla ilgili örnek görmeden kendimi geliştiremezdim. Anlamlı değişimler yapmak istiyorsam hatalarımı görmek zorundaydım. Kendi silahlarını kendi yapan bir varlık, Yaratıcılığın İblis Lordu olarak, insanların silah dükkanlarında neler satıldığını görmem gerekirdi.

 

“Bu yerde yeterli çeşit var gibi görünüyor.” dedim.

“Bayağı ünlülerdir.” dedi Nell. O da duvarları inceleyip çeşit çeşit silaha göz atıyordu. “Bir zamanlar, kutsal şövalyeler beni Alfyro’ya bir yolculuk için getirmişlerdi. Silah ihtiyacımızı gidermek için bu dükkana gelmiştik.”

 

Amatör bir zanaatkar olarak, silahların kalitesini sadece bakarak anlayamıyordum. Ama bu zayıflığımı kapatmak için elimde gizli bir silah vardı. Analiz. Onun sayesinde duvardakilerin içinde en kötü olanların B civarı, en iyilerinin de A+ ile sınırlı olduğunu gördüm. Kelepir varilindeki şeylerin çoğu, herkesin anlayacağı üzere, kalitesizdi. İndirimli eşyaların çoğunun kalitesi C+ ile E arasında değişiyordu.

 

Tek farklı olan, ağır hasarlı bir kılıçtı. Meraklı bir şekilde elime alıp daha detaylı inceledim. Her yeri pas içindeydi ve hatta bazı yerleri de yamulmuştu. Hem balçağı, hem de kabzası kaba, işlenmemiş ve bakımsız duruyordu. [1] Bir bakışta bir çöpten farksız, bir silah yerine bile konmayacak gibi gözükse de sahibi onu atmaya üşenmişti. Aslında, onun gerçek değerini anlamak için analiz yeteneğine sahip olmayan biri için neyse oydu.

 

***

 

Antik Kahramanın Kılıcı: Çok eskiden, isimsiz bir kahraman tarafından kullanılmış bir kılıç. Bir zamanlar, bir sürü zorlu rakibi alt etmiş, güçlü bir silahtı. Ancak eski kudretini kaybedeli uzun zaman oldu. Kalite: Ölçülemiyor

 

***

 

Vay be. Lanet olsun. Bu bana, Monster Hunter’daki antik ve eğer geliştirmeyi başarabilirsen eski gücüne kavuşabilen süper güçlü eşyaları hatırlattı.

 

“Oh?” Boş boş dükkanda göz gezdiren Lefi, elimdeki silahı fark eder etmez etrafa bakmayı bırakıp, meraklı gözlerle onu incelemeye koyulmuştu. Sesindeki merak tonu çok belliydi. “Galiba gayet ilginç bir silah bulmuşsun.”

“Değil mi?”

 

Bu harika. Baltada, ondan bir büyük kılıç yapacak kadar hacim yoktu, bu yüzden işlem sırasında bunu da işin içine katmam bayağı iyi olacaktı. Mükemmel. Silah Dönüştürme çok esnek bir yetenekti. Tek bir eşya ile çalışmak zorunda değildim. Her bir ham maddeye manamı aktarabildiğim sürece, istediğim kadar farklı şeyi birleştirebilirdim. Sanırım elimde yeterince keçe olmadığından biraz keçe de bulmam gerekirdi. Ama dostum, bundan ne çıkacağını görmek için sabırsızlanıyorum. Batırmadığım sürece harika bir şeyin çıkacağından eminim.

 

Satıcıya, elimde kılıçla yaklaşıp, “Harika, insan. Bir şeye tutkuyla bağlı olmanın ne demek olduğunu gerçekten anlamışsın.” gibi bir şey söylemek istemiştim, ama bu, bir şeyleri açık açık edebileceğinden vazgeçtim.

 

“Pekala, sanırım bunu alacağım. Peki sen Lefi? Almamı istediğin bir şey var mı?”

“Pek değil. Her ne kadar buradaki bazı silahların ilgimi çektiğini kabul etsem de, hayranı olduğumu söyleyebileceğim bir şey göremedim. Bana yiyecek bir şeyler almanı tercih ederim.”

Kahramana dönmeden önce, yorulmuş bir asker gibi, “Peki. Emredersiniz efendim.” dedim. “Peki sen Nell? Gitmeye hazır mısın?”

 

Kahraman cevap vermedi. Duvara asılmış uzun kılıçlardan birine gözü takılmış, transa geçmiş gibi ona bakıyordu. Ona yapışmış gözleri, arzı ile yanıp tutuşuyordu. Bu dünyadan kopup gittiği belliydi, bu yüzden ona tekrar seslenmeden önce yanına gittim.

 

“Zaten bir kılıcın yok mu? Hem de güzelinden bir tane?”

 

Kılıcı kutsal bir kılıçtı, özelliklerine detaylıca bakmamı engelleyecek kadar güçlü bir büyüyle efsunlanmış olan hem de. Bunun gibi güçlü kılıçlar az sayıda olurlardı, bu yüzden değerli ve iyi para ederlerdi. Hmmm, bir dakika. Bu bir ön yargı ama. Sonuçta, dünyada öyle diye burada da öyle olmak zorunda değildi. Yani, teknik olarak başka bir dünyadayım sonuçta. Belki de kutsal kılıçlardan bir sürü vardı. Demek istediğim, bu kadar önemli şeyi böyle zayıf bir kahramana niye versinler ki?

 

“Şey... evet doğru. Var ama bu ve o farklı şeyler, anladın mı?” dedi kahraman.

 

Ne demek istediğini anlamıştım. Yani, onun yerinde olsam ben de aynen böyle hissederdim.

 

“Peki, ona biraz daha bakman benim için sorun değil, ama çok da uzatma, tamam mı? Gitmemiz gereken yerler var.”

“A-anladım. B-bana birkaç dakika daha ver.” dedi kekeleyerek.

 

Silahlar erkeklerin ilgilendiği bir konu değil mi ya? Kızların, kılıç falan gördüğünde ilgilerini kaybedip gözlerini devirmeleri gerekmiyor muydu... Aman neyse. Eğleniyor gibi gözüküyor, o yüzden sorun yok, sanırım.

Çevirmen Notu

[1] Kılıcın kabza ve keskin kısmının birleştiği yerde bulunan, eli koruyan kısmı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-21 23:02:20
"Silahlar erkeklerin ilgilendiği bir konu değil mi ya? Kızların, kılıç falan gördüğünde ilgilerini kaybedip gözlerini devirmeleri gerekmiyor muydu... Aman neyse. Eğleniyor gibi gözüküyor, o yüzden sorun yok, sanırım." Bu şanstan fazlası fenrir dışında yanındaki tüm varlıklar kız birde kızların silah kullanmasinı tuhaf buluyorsun ,Kendinle çelişiyorsun
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 18:22:39
Bölüm için teşekkürler
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-22 19:55:16
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
Uykuluaizen (22 puan) Üye
2020-04-23 19:12:08
Bölüm için teşekkürler l
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-19 02:12:44
Klasik manga paslı şeyler hep iyi birşey çıkıyor.
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-04-19 00:25:41
Kelepir varili görünce güzel syler çikacağı belliydi. Elinize saglik.
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-16 18:19:12
Bölüm her zamanki gibi harikaydı. Çeviri için teşekkürler~ ^_^
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-16 16:01:43
Çeviri için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-04-16 15:23:03
Çeviri için teșekkürler. Günlük 2 bölüm olması çok iyi olmuș sağolun, kolay gelsin.