Overlord

10 Kasım 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
4873 Görüntülenme
Bu bölümü 48 Kişi beğendi.
Cilt 10

Ainz Ooal Gown'un Büyü Krallığı - 6

“Hayır! Hiç gereği yok! Dinle, Albedo! Ne olursa olsun bunu yapmamalısın!”

Kalbinde değişik hisler olsa da Ainz kendini kontrol etmeyi başarabildi.

“Nazarick’tekileri her açıdan geri bildirim yapmaları için teşvik ettim. Kötü öneri yaptılar diye kimseyi kınayacak halim yok. Eğer sırf bunun için onları azarlarsak söylediğim sözler bir yalandan ibaret olur. Bu da insanların kafasına gelecekte söyleyeceğim şeylerin de yalan olabileceği düşüncesini sokar.

“Ek olarak korkmuş durumda olan kişilerin fikir vermesi de zor olur. Bu yüzden bu odadan ayrıldığın anda bu öneriyi unutmanı umut ediyorum.”

“Peki, öyle yapacağım. Ne derseniz o, Ainz-sama.”

“Güzel, güzel. Öyle yapmalısın.”

Ainz bedeni terlemediği için derinden bir şükran duydu. Eğer öyle olmasaydı şu an yerler sırılsıklam olmuş durumda olurdu herhalde. Ancak bedeninin tüm bu muazzam yapısına karşı Albedo’nun söylediği “gereksiz” lafı içine oturmuş ve kalbinde uzun süre iyileşmeyecek bir yara bırakmıştı.

“Ainz-sama, bir önerim var. Gelecekte lütfen önerileri benim seçmeme izin verin. Böylece sizin böyle aptalca sorularla tekrar karşılaşmanıza gerek kalmaz.”

“Ah… Hayır, seni bunun için meşgul etmeye gerek yok. Ayrıca hepsini sen seçmiş olsaydın benim buradaki rolüm senin seçimlerin üzerinden şekillenmiş olurdu. Buradaki tartışmalarımızın da bir anlamı kalmazdı.”

“Ah, evet doğru dediniz Ainz-sama. İkimiz beraber çalışarak bunu yapmalıyız.”

Albedo’nun kanatları titredi ve tavandaki Sekiz Kenar Sukiastçı’sı bir kez daha

“Ah, peki o zaman. Anladığına göre sıradakine geçelim, Albedo.”

Kişisel olarak az önceki önerinin kullanışsız olduğunu düşünmüyordu. Ama şu an odadaki atmosfer yüzünden bu konuyu açmak ya da benzer bir şeyler söylemek için kendine güveni kalmamıştı.

“O zaman sıradaki…”

Ainz okumaya devam edecekti ki kapıdan bir tıklama ses duyuldu.

İkisi de Beşinci’ye baktı. Saygıyla yavaşça eğilen Beşinci ziyaretçilerin kim olduğunu görmeye gitti.

Kapı boşluğundan canlı bir çocuk sesi duyuluyordu. Onunla beraber ise neredeyse işitilmesi neredeyse imkansız, kendinden eminsizlik akan bir ses daha vardı.

İkisi ilk defa mı bu saatlerde geliyor? Bir şey mi oldu acaba? Eğer bir şeyler olduysa Albedo’nun da burada olması gayet iyi bir şey.

Ainz ziyaretçilerin kim olduğunu bildiğinden dolayı hemen girmeleri için izin verebilirdi. Ancak Beşinci görevlerini yerine getirmekten ve izin verilmeden önce kimin geldiğini rapor etmekten oldukça mutluymuş gibi duruyordu. Ainz onun bu şevkini kırmak istemedi.

Onun şevkini kırarsa çalışma motivasyonu da yok olabilirdi. Zirvedeki kişilerin böyle meseleleri düşünüp ona göre hareket etmesi oldukça önemliydi.

Sanırım Jircniv de bunu yapıyordu. Sonuçta o da hizmetçilerine çok görev veriyor, diye düşündü Ainz, rol model olarak gördüğü ve ona göre çalıştığı kral hakkında yorum yaparken.

Bir gün onunla rahat bir şekilde hükümdarlığın getirdiği yükler hakkında konuşsam iyi olurdu aslında.

“Ainz-sama, gelenler Aura-sama ve Mare-sama.”

Beşinci görevini tamamladığı için Ainz ikisinin ofisine girmesine izin verdi.

Kapı açıldı ve iki küçük kara elf çifti odaya girdi. Yüzlerindeki parlak gülümseme kötü bir şey olmadığını kanıtlar nitelikteydi. Ainz rahatladı.

“Günaydın! Ainz-sama!”

“G-g-günaydın, Ainz-sama.”

“Ah, günaydın. İkiniz bugün oldukça enerjik duruyorsunuz.”

İki küçük kara elf aynı şekilde Albedo’yu da selamladı. Aura masanın etrafında dolandı ve Ainz’in hemen yanında durdu.

Ainz’e iyice yaklaştıktan sonra iki elini birden kaldırarak “zafer” anlamına gelen, orta ve işaret parmaklarıyla iki tane V işareti yaptı.

“Hmm.”

Afallayıp kalmış olan Ainz’e başka hiçbir şey söylemedi. Sadece el işaretlerini yapmıştı.

Beklentiyle parlayan gözleri Ainz üzerinden odaklanmıştı ve birden ayaktan ayağa hoplamaya başladı.

Ne istediğini anlayan Ainz sandalyesini geriye itti, Aura’yı koltuk altlarından kavradı ve havaya kaldırdı.

“Ne, ne yapıyorsunuz, Ainz-sama…”

Ainz, Albedo’nun şaşkın bağırışlarına aldırış etmedi. Onun yerine Aura’yı 180 derece döndürdü ve Aura’yı sağ uyluk kemiğinin üstüne oturttu.

Normal uylukların aksine kemikler sertti. Bu yüzden onu paralel bir şekilde oturtarak Aura’nın yumuşak poposunun bir minder görevi görmesini sağlamıştı.

“Ehehe~”

Aura’nın bu gülüşü çekingen fakat bir o kadar da neşeliydi. Ainz de gülümsemeyle cevap verdi. Ardından endişeli bir şekilde bakınan Mare’ye dönerek eliyle onu çağırdı.

Mare ona yaklaşınca onu da alıp sol uyluk kemiğine oturttu.

“Ah, um… Ai-Ainz-sama, peki ya ben?”

Ainz bir minder getirtip getirtmemesi gerektiğini düşünürken endişeli bir biçimde konuşan kişi Albedo olmuştu. Ancak yetişkin bir kadını u…uyluk kemiğine oturtmak oldukça utanç verici olurdu.

“Hayır onu… Yapamam.”

“Ama… Ama o ikisi…”

“Albedo, o ikisi sadece çocuk. Sen bir yetişkinsin. Değil mi?”

Bir anlığına Albedo’nun arkasında yediği darbenin somutlaşmış hâli gibi bir ışık gördü. Onun için üzülse de bu olayın utanç verici olduğu gerçeğini değiştiremezdi. Ayrıca cidden böyle bir şey yapmış olsa cinsel tacize girerdi bu.

“Ee, neler oluyor?”

Tob’un Yüce Ormanı’ndaki kale, sahte Nazarick ya da erzak deposu tamamlanmış olmalıydı.

Aura’nın sıradaki görevi kaleyi gizlemek ve defansını güçlendirmekti.

Asıl planları eğer düşman gelirse diye Nazarick’i bulmasınlar oraya kaçmaktı. Ama Jircniv artık Nazarick’in Yüce Yeraltı Mezarı’nın yerini biliyordu.

Bundan dolayı orası artık bir depo olarak kullanılacaktı.

Diğer yandan Mare’nin görevi ise E-Rantel’in varoşlarının altına bir yeraltı mezarı kazmaktı.

O yapıyı nasıl işlevsel yapacaklarına henüz belirlememişlerdi. Sebebi bu işe ayıracak iş gücü olmasına rağmen kullanacak bir alanı olmamasıydı.

İnsanları bu iş için kullanırlarsa onları çok fazla çalıştırmaları gerekiyordu. Ancak golemler ve namevtlerin böyle bir problemi yoktu. Ek olarak Mare’nin büyüsü de basit taş işçiliği yapmasına olanak veriyordu.

Diğer Muhafızlardan Shalltear da [Kapı] ile alakalı ışınlanma görevlerine ve Nazarick’in güvenliğine atanmıştım. Cocytus, Sürüngenadam köyü ve yakınındaki gölden sorumluydu. Diğer yandan Demiurge ise Kutsal Krallık’ta bir görevdeydi.

Diğer bir deyişle E-Rantel’deki tüm Muhafızlar şu an bu odadaydı.

Görevleri çoktan belirlendiği halde burada ne yapıyorlardı?

Aura neşeli bir şekilde Ainz’in sorusunu cevapladı:

“Sizi görmeye geldik Ainz-sama!”

Bu masum sözler Ainz’in yüzünde parlak bir gülümseme oluşmasını sağladı.

“Anladım. Şey, ben de siz ikinizi gördüğüme oldukça sevindim.

Ainz Aura’nın kafasını okşadı. Aura bunu oldukça konforlu bulmuş olmalıydı ki kafasını Ainz’in eline sokuşturdu. Tıpkı tatlı bir köpekle oynamak gibiydi.

“O zaman, Ainz-sama, ne yapıyorsunuz? Umarım size rahatsızlık vermiyoruzdur…”

“Veriyorsunuz…”

“Kesinlikle vermiyorsunuz. Sizinle buluşmaktan nasıl rahatsızlık duyabilirim ki?” Ainz nazikçe Mare’ye cevap verdi ve ardından Albedo’ya baktı.

“Affet beni, Albedo. Tam da yeni konuya girecekken dikkatim dağıldı. Ah, doğru ya, ben de sizi görmek istiyordum.”

“P-peki,” dedi Albedo surat asarken. Ciddi görünmeye çalışırken pancar gibi kızarmıştı.

“Ainz-sama!”

Ne oldu? Diye düşündü Ainz gözleri dikkatle açılırken.

“Aguu!”

Ainz yanlış duymuş olabileceğini düşünmüştü. Az önce ne demişti?

Albedo sanki Ainz’i anlamış gibi aynı sesi tekrar çıkarttı. “Aguu!!” Sesi oldukça utangaç çıkıyordu.

Büyük ihtimalle bir bebek gibi davranmaya çalışıyor. Başka bir şey gibi davranmaya çalışsa daha korkunç olurdu zaten. Yine de, neden bunu yapıyor? Çok çalışmaktan yoruldu mu yoksa? Ag! Bunun Nigredo’nun serbest bırakılması ile bir alakası olmalı.

Ainz’in kafası iyice karışmıştı. Mare rahatsız bir şekilde oturduğu yerde kıpraştı.

“Şey benim… Benim için sorun değil, şey ııı, Albedo-sama’ya yer versem iyi olur…”

Bu sözler ona bir vahiy gibi gelmişti.

Az önce onlar çocuk olduğu için problem değil demiştim. Şimdi de bu yüzden mi çocuk gibi davranıyor?

Ayrıca kendini öne çıkarmak için oldukça utanç verici şeyler yaptı. Yüce bir varlık ve bir erkek olarak bunu görmezden gelemem. Ek olarak, Albedo da Aura ve Mare gibi çocuklardan birisi. Ona karşı da adil olmalıyım.

“Özür dilerim Mare,” dedi Ainz. Mare’nin inmesine izin verdi ve Albedo’yu çağırdı.

“Gel buraya, Albedo.”

“Tamam!”

Albedo’nun az önceki utangaçlığı bir şafak sisi kadar hızlı bir şekilde dağıldı ve yerini sanki yürüyüşe çıkmayı bekleyen bir yavru köpeğin beklentisi aldı. Albedo anında Ainz’in yanına geldi.

Tıpkı Aura gibi o da elleriyle V işareti yaptı.

Otururken bunu yapması oldukça zordu ama bir şekilde ellerini Albedo’nun koltuk altlarına yerleştirdi ve onu da kaldırdı.

Albedo, Ainz’in sol uyluğuna oturarak Mare’nin yerini aldı ve nazlı bir şekilde kıpraştı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
BerkayZenginbt (1547 puan) Üye
2022-07-20 20:45:42
ben utandım mk jhsdkjfhskdjfhsdkjfs
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-21 16:39:44
Aguuu! Asdadsdadafsasd
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-01-22 14:50:41
Ffufjfjffhfj albedo yaa Çeviri edit için teşekkürlerrrrr
Jester (1457 puan) Üye
2021-08-31 16:26:08
Ceviri icin tesekkurler
Jester (1457 puan) Üye
2021-08-31 16:26:02
Albedo djskskejsnsns
Stazel (7 puan) Üye
2021-08-22 19:20:19
agu ne ** sdadasfa
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 02:52:50
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-25 14:17:47
Hsslnddjowmefuow elbedo seriye renk katiyor cidden
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-20 16:04:22
,çeviri için teşekkürler. Ayak hastası:)
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 20:38:50
elinize sağlık
ozant40 (42 puan) Üye
2020-09-24 08:51:03
Ağam eline sağlık. Ainz sama sugeee
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-05 17:32:47
Bölüm için teşekkürler. Haha.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-06-26 10:35:31
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 00:47:29
ellerinize sağlık
deden18 (428 puan) Üye
2019-10-20 08:59:04
çeviri için teşekkürler
emircan (120 puan) Üye
2019-07-15 21:22:52
çıldırıyom ya teşke animesi bir an önce gelsede görsek :D