Overlord

20 Kasım 2018
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Kyuuseishu
4245 Görüntülenme
Bu bölümü 40 Kişi beğendi.
Cilt 10

Ainz Ooal Gown'un Büyü Krallığı - 14

“Bundan sonra yola koyulacağım, Albedo’ya haber verin.”

 

 

Karşısında eğilmiş Mahzen Lordu’nu geçtikten sonra Ainz, sokaklara vardı.

 

 

Aklında hiçbir amaç yoktu.

 

 

Yürümekten ziyade, daha çok Pandora’nın Aktörü’nün sorusunun yanıtını bulmak istiyor gibiydi. Dört bir yandan rahatsız edilirken normalde çözebileceği şeyleri çözemezdi.

 

 

Ainz, sanki Ainz Ooal Gown’un Sihirli Krallığı’nın geleceği buna bağlıymış gibi adımlarını açarak ilerledi.

 

 

Üçüncü Kısım

 

Ainz ve ekibi, ana caddede dümdüz ilerledi.

 

Sokakların canlı olduğunu söylemek güçtü. Şu an karşısındaki manzarayı, Momon olduğu zamanlardakiyle kıyaslayınca bu gayet açıktı. Yayaların yüzlerinde kasvetli bir ifade vardı ve biraz daha hızlı hareket ediyor gibilerdi.

 

Onlara kıyasla Ölüm Şövalyeleri sokaklarda gururla geziyordu. Muhtemelen her zamanki gibi şehirde devriye geziyorlardı. Ainz onlara yalnızca basit emirler vermişti: şiddet uygulayan herkesi yakalayın, yardım isteyen herkesi koruyun.

 

Ainz, gözlerini şehir surlarına doğru dikti.

 

Toplu üretilmiş Ölüm Şövalyeleri’nin bir kısmı, surların tepesinde bekçilik görevine atanmıştı. Şehir kapılarını gözleyen veya devriye gezen başka bir sürü Ölüm Şövalyesi daha vardı. Ancak, onlara verilen en tuhaf iş, gecekondu mahallesinin vatandaşlarıyla birlikte yeni kasabalar inşa etmeleriydi.

 

Gecekondu sakini olan insanlar genellikle köydeki ailelerin ikinci veya üçüncü evlatlarıydı. Çalışacak bir çiftlikleri yoktu. Şehirde daha iyi bir hayat yaşama hayalleri kurmuşlardı, ama sonuç olarak yapabildikleri tek şey, hayâllerinin küllerinin arasında fakir ve acınası bir varlık sürmekti. Bu yüzden Ainz onlara bir arazi parçası bahşetti ve onları oraya gönderdi.

 

Slaine Teokrasisi’nin komplosu yüzünden yanan kasabanın harabelerine gönderilmişlerdi. Dış sebeplerden ötürü bu hâle düştüklerinden, ihtiyaçları olan tek şey kalıntıları temizleyip yeni köylüler aramaktı, ardından köy doğal olarak eski hâline dönecekti.

 

Geçmişte saldırıya uğradıkları için Ainz, Ölüm Şövalyeleri’nin ve Ruh Yiyiciler’in onlarla birlikte bekçi olarak gitmesini onayladı. Onlara ayrıca köylülere çiftlik işlerinde yardım etmelerini de emretti.

 

Hiçbiri tarlalarda çalışmaya uyumlu değildi. Ancak iş kaba kuvvete gelince hepsi sıradan insanlardan çok daha üstünlerdi. Aslında onlar günün 24 saati çalışabilen ve yakıt gerektirmeyen ağır hizmet tipi çiftlik ekipmanlarıydı. Temel atma ve ağır amelelik işleri için ideallerdi ve yaklaşan hasatta kesinlikle çok katkıda bulunacaklardı.

 

Ainz’in hedefi köyleri bir yıl içinde yeniden inşa edip kendi kendilerini idame ettirebilmelerini sağlamaktı. Düzenli olarak hasat yapmaya ikinci yılda başlayacaklardı.

 

Ancak köyleri yeniden inşa etme hedefi yalnızca vergilerini toplamak ve onları Döviz Kutusu’na atıp YGGDRASIL altın sikkelerine çevirmek içindi. Albedo ve Demiurge bu fikri çok övdüler, yani oldukça işe yarar olmalı.

 

Namevtleri onlara, ıssız yerleri kolonize ederken ahmak gibi boşa vakit harcamasınlar diye ödünç verdi.

 

Aynı zamanda namevtler ödünç olarak verildiğinden, kabul ettikleri verginin üstüne bir de ekstra kira payı toplayacaktı. Onlardan kira payı toplamasına gerek yoktu, ama bu fikri, gelecekte çeşitli insanlara namevt ödünç verebileceği ihtimalini de göz önünde bulundurunca düşündü.

 

Bu plan, çok sayıda gecekondu sakinini göndermek için yapılmış olsa dahi bu, şehir sokaklarındaki insan sayısının azlığını açıklamıyordu.

 

Bunun sebebi muhtemelen Ainz’di. Yayalar onunla sokakta karşılaştıklarında, geldikleri yola dönmeden veya çevresinden dolaşmadan evvel dik dik bakarlardı.

 

Bu tıpkı terk edilmiş çorak topraklarda yürümek gibiydi.

 

Yine de korkulmak o kadar da kötü değildi. Saygısızlığa maruz kalmaktan katbekat daha iyiydi.

 

Yine de şehrimin bu kadar hayatsız bir yer olduğuna inanmak güç...

 

Nazarick’in Büyük Yer Altı Mezarlığı ve NPCleri mutlu olduğu sürece başka kimseyi umursamıyordu. Ancak, eski dostları burada olsaydı ne düşünürlerdi?

 

Namevt olmaktan etkilenmiş Ainz gibi olup, canavar doğalarını kabul mü ederlerdi? İnsanlara hayvan yeminden daha fazlasılarmış gibi mi davranırlardı? Yoksa insan oldukları zamanlardan kalan güçlü hislerine tutunmaya devam mı ederlerdi?

 

Ben bu ülkeyi ne hâle getirmek istiyorum...

 

Tıpkı Pandora’nın Aktörü’nün dediği gibi, Ainz’in bu ülkeyi nasıl yöneteceğine karar vermesi ve bu şehri yönetme amacını belirlemesi gerekiyordu.

 

Örneğin buğday ve benzeri şeyler ekerek ve onları Hazine’nin Takas Kutusu’na atarak, Nazarick’in Büyük Yer Altı Mezarlığı’nı güçlendirmek için kullanabileceği sikkeler elde edebilirdi. O zaman ülke tek amacı para üretmek olan bir yer hâline gelirdi.

 

Örneğin insanları çiftleştirebilir ve katledebilir, böylece ülkeden Açgözlülük ve Cömertlik içinde saklanacak XP üretebilirdi.

 

Bütün yapım görevlerini ve işlerini namevtlere verebilir, yaşayanların çalışmasının gereği olmadığı bir ülkeye çevirebilirdi.

 

Ve örneğin―

 

Sevgiyle dolu bir ülkeden dargınlıkla çınlayan bir ülkeye kadar her şey olabilirdi. Loncanın adını taşıyan bu ülke nasıl bir yer olacak?

 

Bu kararı astlarına bırakamazdı. Nazarick’in ve Ainz Ooal Gown’un Sihirli Krallığı’nın hükümdarı olarak bu onun görevi ve sorumluluğuydu.

 

“―Beşinci, bu şehir hakkında ne düşünüyorsun? Bu ülke demek istedim.”

 

“İçtenlikle özür dilerim. Nasıl cevap vermemi istediğinizi öğrenebilir miyim?”

 

Fazla soyut konuşmuştu. Ainz sorusunu yeniden sormaya karar verdi:

 

“Sence burası mutluluk içinde yaşayabileceğin bir ülke mi? İçinden geçenleri söyle ve kendini tutma.”

 

“Emredersiniz. Buraya siz hükmettiğiniz için bu ülkede çok mutluyum, Ainz-sama.”

 

Ainz gökyüzüne baktı ve iç çekti. Bir NPC’nin böyle bir cevap vereceğini beklemesi gerekirdi.

 

“Yalnızca―”

 

“Oh, sorun nedir? Aklına ne gelirse söyle.”

 

“Anlaşıldı. Ainz-sama, siz burada olmanıza rağmen neden kimse bu ülkenin hükümdarına ve yüce suretinize saygı gösterisinde bulunmuyor? Ve binalarda saklanıp size gizli gizli bakmaları ne kadar üzücü!”

 

Beşinci kahkaha attı. Ainz ve tayfasını yol üstündeki dükkanlarda saklanarak gözetleyen bir sürü insan vardı. Hatta bazıları melekleri görünce dizlerinin bağı çözülmüştü.

 

“Beşinci, sence insanlar sıkıcı varlıklar mı?”

 

“Evet. Tıpkı dediğiniz gibi. Yüce Olan tarafından yaratılmadılar, bu yüzden hepsi acınası yaşam formları.”

 

Nazarick’in yarısından çoğu böyle düşünüyor. Birinci kattaki hizmetçiler bile.

 

“Beşinci. Hepiniz benim için çok önemlisiniz.”

 

“Çok teşekkür ederim!”

 

“Ancak hükmettiğim kişilere bir nebze merhamet etmeliyim. Sonuçta onlar Büyücü Kral’ın vatandaşları.”

 

“Tıpkı dediğiniz gibi.”

 

“O hâlde neden burayı bir ütopyaya çevirmeyelim? Bal kadar tatlı, büyüleyici bir rüyalar alemine. Sonsuza dek hükmedilmeyi dileyecekleri bir dünyaya.”

 

“Bence bu muazzam bir plan.”

 

“Dünyayı fethetmeye niyetli olduğumdan, halkım yalnızca insanlardan oluşmayacak. Bütün ırkların karşımda diz çökmesi gerek.”

 

“Tabii ki.”

 

Ütopya Projesi

 

Bu plan 6. Katta yürütülmeye başlandı ve hedefi karşılaştıkları tüm oyunculara Nazarick’in bütün ırklara kapısını açan iyi bir lonca olduğu fikrini aşılamaktı.

 

Burayı deney olarak kullanmak iyi bir fikir diye düşündü Ainz.

 

“Tüm dünyaya ilanım olsun: Yalnızca Büyücü Kral’a hizmet edenler ebedi refaha erişecek.”

 

“Bunun gerçek olduğuna hiçbir şüphe yoktur.”

 

Eğer bunu yapabilirse, o zaman eski dostlarına bile bu şehri gururla gösterebilirdi.

 

Görünüşe göre Ainz’in istediği ülke, çeşitli ırkların ahenk içinde yaşayabileceği bir yerdi.

 

Nazarick’in Büyük Yer Altı Mezarlığı’ndaki Ainz Ooal Gown görüşünü alıp tüm dünyada yeniden üretecekti.

 

Tıpkı dostlarının dünyanın bir köşesinde saklanıyor olabileceği gibi, o da farklı heteromorfların ve ırkların gülümseyip yaşayabileceği bir dünya yaratacaktı.

 

Ainz’in gözlerindeki ışık daha da parıldadı.

 

Ainz Ooal Gown’un Sihirli Krallığı, tüm ırkların birlikte var olabileceği bir ülke olmalıydı. Bu yalnızca Sihirli Krallık’ın yapabileceği bir şeydi.

 

Ülkenin kurucusu bir deha olsa bile, çocuklarının da onun gibi kutsanmış olacağının garantisi yoktu. Ve ondan sonraki neslin, yani torununun ve torununun oğlunun da yetenekli olacağının garantisi yoktu. Eğer ikinci nesil beceriksiz olursa, üçüncü nesilde toplumdan silinirler. Ainz bu hikâyeyi sık sık duymuştu.

 

Ancak eğer yaşlanmayan, ölmeyen bir deha tarafından hükmedilirlerse, böyle bir şey yaşanmazdı. Bunun en ideal formu, başta avuç dehanın bulunduğu bir diktatörlüktü.

 

Sihirli Krallık’taki Demiurge ve Albedo gibi insanlarla ― hayır, onlar orada olduğu için burayı ebedi bir cennete çevirebilirlerdi. Ulbert’in de bir sefer dediği gibi, katı biri tarafından yönetilen bir diktatörlük harika olur, en azından buna benzer bir şey demişti.

 

Ainz mevzu üzerine daha fazla düşündü.

 

Demiurge ve Albedo tarafından yönetilen muhafızlar, dünyayı ele geçirme hedeflerine doğru ilerliyorlardı. Ainz, amaçlarını tamamen reddedemedi. Sonuçta bu, namını yoldaşlarına ulaştırabilirdi.

 

Ancak bu namı, güçle hükmetmek dışında bir yolla yaymak daha iyi olmaz mıydı? Ainz Ooal Gown’un Sihirli Krallığı’nın bir ütopya olarak bilinmesine izin vererek, bir sürü insana diz çöktürüp bu tatlı mı tatlı söze uymasını sağlayabilirdi.

 

Tıpkı şeker ve kırbaç kullanmak gibiydi.

 

Eğer Demiurge ve Albedo kırbaçsa, Ainz de şekerdi.

 

Ne harika bir fikir...

 

Ainz kararını verdi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-08 07:29:59
Çiddi çiddi serideki en halkını önemseyen karakter ainz diğer tüm krallıkların kralları yozlaşmış acımasız gaddarlar olmuşlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-22 09:36:51
Usta bana her şeyi de ama şeker olucam deme ustaaa
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 17:18:11
Çeviri için teşekkürler
Liesenburg (22 puan) Üye
2021-05-28 15:50:26
Çeviri için teşekkürler.
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-21 03:23:45
Çeviri için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 20:40:40
elinize sağlık güzel olmuş
ozant40 (42 puan) Üye
2020-09-24 10:57:01
Ağam eline sağlık. Mutlak hükümdar Ainz samaa
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-05 21:02:52
Bölüm için teşekkürler. Mükemmel bir atopya.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-24 01:21:32
Çeviri ve edit için teșekkürler.
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-28 17:20:18
Mükemmel çeviri için elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 01:34:57
ellerinize sağlık teşekkürler
akatsuki03 (168 puan) Üye
2020-01-15 01:40:43
bazı yazıları görürüyorüm ainz kötü karakter diye ama bence seride ainz tek iyi lider çünkü diğer ülkeler yozlaşmış ve halk cançekisiyor örneğin kralıktaki soylular teokrasiye bil veriyorlar ,vergiler yüksek ,köylülerin kızları alınıyor (tsuare) tecavüz ediliyor , imparatorlu krallığa göre ekonomisi yüksek ama elfler köle olarak teokrasiden alınıp zülme uğruyor imaparator soyluları sindirmiş (soylu ailelerin kızlarını alıp ainze hediye edilir olmuş) teokrasiinsanı üstün tutup diğer ırkların onlara hizmet etmesi gerektiğini savunuyor elf kralığındaki elfler sistematik bir şekilde öldürülüp köleleştiriliyor elf kralını teokrasinin elflere yaptığı zülmü umursamıyor bile 5 cüce krallığının 4 yok olmuş ejderlerin savaşı yüzünden (buda arlan belediyeleri olabilir) yan, serideki tek iyi lider ainz
deden18 (428 puan) Üye
2019-10-20 09:00:38
çeviri için teşekkürler
emircan (120 puan) Üye
2019-07-15 22:43:43
çeviri için teşekkürler
Vampire (369 puan) Üye
2019-04-19 20:55:19
Vaaay güzel ?
czkombo (15 puan) Üye
2019-03-04 17:15:05
çok sağolun elinize sağlık :) ütopya olayı gayet mantıklı ve ainz ın planına yardımcı bence.