Overlord

20 Kasım 2018
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Kyuuseishu
3363 Görüntülenme
Bu bölümü 40 Kişi beğendi.
Cilt 10

Ainz Ooal Gown'un Büyü Krallığı - 18

“Tamamen doğru. Ama öyle bir şey olursa, özel yetenekler barındıran değerli profesyonel maceracılar tükenirler. İnsanın olgunlaşması uzun zaman aldığından, herhangi bir yetenekli bireyin ölümü büyük bir kayıp olur. Bu yüzden Maceracılar Grubunun sahibi olmak istiyorum. Ve ardından emirlerimi yerine getirmenin karşılığında tam desteğimi kazanırlar.”

 

“Bu çok çekici bir teklif... Ancak, doğrulatmak istediğim bir şüphem var. Bilinmezi anladıktan sonra, Sihirli Krallık’ın istila güçlerine mi katılacağız?”

 

“Bu çok karmaşık bir soru. Bu ihtimali tamamen eleyemem. Sonuçta eğer bilinmeyen diyarlarda, bizi işgal etmeye hazırlanan bir düşmanın varlığını öğrenirsek, bu değerli bilgiyi kullanıp ve inisiyatif alıp ilk saldırıyı yapmak gayet mantıklı olur. Bu sözde düşmanlar Gulyabaniler veya Orklar gibi ıssız yerlerde yaşayan yarı insanlar olabilir. Hatta belki de onlara güçlerimiz arasındaki farkı göstermek için bir istila bile başlatmak gerekebilir. Eğer yanı başında pençelerini bileyen vahşi bir hayvan varsa, ilk saldırıyı yapmak istemez misin?”

 

“Tıpkı dediğiniz gibi, ama―”

 

“...Hımm?”

 

“Bir sorun mu var majesteleri?”

 

“Bir şey yok. Böldüğüm için özür dilerim. Az önce ne diyordun?”

 

“...Anlaşıldı. Ancak benim canımı sıkan kısım, huzur içinde yaşayan bu ırklara boyun eğdirmek için güç kullanmanın doğru olup olmadığı.”

 

“Mesela hangi ırklar? Elfler mi yoksa?”

 

“Olabilir.”

 

“...Böyle detaylar, ulusal politikaya bağlı olduklarından çok gizlidir, bu yüzden bunları açık açık konuşamam. Eğer istila ve fetih, Sihirli Krallık için avantajlı olursa, öyle yapabiliriz, veya yalnızca dezavantajlı olacaksa, böyle eylemlerden kaçınırız. Bu ülkeler arası gayet yaygın, değil mi? Ancak eğer olay basit bir istila meselesine dönüşürse, emrimde yeterli miktarda askeri güç olduğunu açık açık söyleyebilirim. Maceracılardan düşman uluslardan bilgi toplamalarını veya benim için yolları izlemelerini istemiyorum. Daha önce de dediğim gibi tek isteğim, bilinmeyenleri keşfetmeleri. Bu konuda sana söz veriyorum.”

 

Ancak bunu der demez Ainz, Ainzach’a sordu:

 

“Yine de ırklara çekiciliklerine göre farklı davranıyor gibisin. Neden konu Orkları ve Gulyabanileri istila etmek olduğunda ‘Huzur içinde yaşayan bu ırklara boyun eğdirmek için güç kullanmak doğru olur mu?’ demedin?”

 

“Çünkü onlar yarı insan―!”

 

“Hahahaha. Anladım, demek öyle. Demek böyle düşünüyorsun. Anladım, çok iyi anladım. Ee, cevabın nedir?”

 

Ainzach, bir şey demek istiyormuş gibi göründü, ama ardından hemen başını salladı. Muhtemelen fikrini değiştirdiği içindi.

 

“Sorunuza hemen yanıt vermek zorunda mıyım Majesteleri?”

 

“Kesinlikle. Cevabını hemen duymak isterim.” Ancak bu, önemli bir mesele ve diğerleriyle görüşmeden evvel hazırlanmak gerek. Zaman istemesi konusunda yapılacak bir şey yok. Ancak, ne düşündüğünü bilmek istiyorum Ainzach.”

 

Ainz, Ainzach’ın gözlerine yakından bakabilmek için eğildi.

 

“Çok kızgınım. Dahası, basit canavar katillerinden başka bir şey olmadığınız için üzgünüm. Ne cüretle kendinize maceracı dersiniz? Ainzach, sen ne düşünüyorsun? Hükmüm altına girmeye gönüllü müsün? Sizden umuyorum ki―”

 

Ainz burada bir anlığına durdu. Ardından gücün gözlerine ve sesine akmasına izin verdi.

 

“―Böylece hepiniz ‘Maceracı’ olabileceksiniz. “

 

Odayı gerginlik kapladı. Ainz, bitirici hamlesiyle katledilmiş bir rakibi gözlemlercesine nefesini tuttu ― her ne kadar nefes alamasa da ― ve Ainzach’ın yanıtını bekledi.

 

“...Bunun çok çekici bir teklif olduğunu düşünüyorum.”

 

Ainz’in boş göz bebeklerindeki ışıklar yandı. Reddetmek için bir sebep bulacakmış gibi görünmüştü.

 

“―Bu yüzden, bu teklifi kabul ederler mi diye diğerlerine sormak istiyorum. Bizim gibi maceracıları böyle bir amaç için kullanmak, bir hayalin gerçekleşmesi gibi. Sihirli Krallık’ın ajanları olmak, orta yolunu bulabileceğimiz bir teklif. Eğer eski bir maceracı olarak konuşmaya iznim varsa... Seve seve yardım ederim.”

 

―Ha? İşe yaradı mı yani?

 

“Hadi ama...”

 

Ainz sırtını kanepeye yasladı.

 

Konuşmasının başarılı olmasından ötürü duyduğu neşe, her yerine yayıldı. Sanki bir anlaşmayı kapattıktan sonra müşteriyi odada bırakıp ardından bir kahveciye koşup şirketi arayarak telefonda “Başardım!” diye bağırıyormuş gibi hissediyordu.

 

Bir maceracı olarak deneyimlerini burada kullanacağını beklemiyordu. Hayır, Ainz bu deneyimden ötürü böyle bir teklifte bulunabildi.

 

Tam o esnada Ainz’in aklına hemen dillendirilmesi gereken, önemli bir şey geldi. Bu, Sihirli Krallık’ın zihninde canlandırdığı geleceğiyle alakalıydı.

 

“Ah, tabii ya. Bir şey daha var.”

 

Ainz, kemiğimsi bir parmak kaldırdı.

 

“İnsanları korumak istediğini söylediğinde, bununla tüm insansıları kastetmiştin. Bu yüzden maceracıların amacı bu tanıma uyan tüm insanları korumak.”

 

“Evet. Bu doğru, Majesteleri.”

 

“Ardından konu istila etmeye gelince, yarı insan oldukları sürece bunun sorun olmadığını söyledin. Doğru mu?”

 

Ainzach kafasını salladı, yüzünde “ne olmuş yani?” dermiş gibi bir ifade vardı.

 

“Sihirli Krallık, tüm ırkları vatandaşı olarak kabul edecek. Yani yalnızca insansıları değil, yarı insanları ve heteromorfları da. Bu yüzden eğer maceracıların felsefesi, insanları korumaksa, o hâlde yarı insanları ve heteromorfları da korumalısınız.”

 

Ainzach’ın gözleri fal taşı gibi açıldı.

 

“Siz neler diyorsunuz?!”

 

“...Sorun nedir? Neden bu kadar telaşlandığını anlamıyorum. Ülkemde insanlar, yarı insanlar veya heteromorf varlıklar arasında fark yoktur. Eğer beni kralları olarak kabul ederlerse, hepsi benim halkımdandır.”

 

“B-Bu çok saçma. Bu imkânsız, Majesteleri!”

 

“Öyle mi? Krallığın kuzeyinde Cumhuriyet isimli bir ülke olduğunu duydum. Orada bir sürü ırk bir arada yaşamıyor mu?”

 

“Kesinlikle, öyle bir ülkeyi duym... Hayır! İnsanları yemek olarak gören o ırklarla bizi bir arada yaşatmaya mı niyetlisiniz?”

 

“Tıpkı dediğin gibi. Sihirli Krallık, vatandaşların diğer vatandaşları yemesine izin vermeyecek. Bunu yasa yapacağım. Bu yeterli olmalı, değil mi? Ancak, eğer vatandaşlarımdan olmayanları avlarlarsa, onları durdurmayacağım. Sonuçta ben insanların yemek kültürlerine karışan biri değilim... Hayır, bir ırkın üyelerinin et olarak satılmak için katledilmesi, zihne zararlı... Belki de bunu daha sonra tartışmalıyız.”

 

Lupusregina’a göre yCarneliler Goblinlerle ve Gulyabanilerle uyum içinde yaşıyordu.  Bu yüzden bunun, bu şehir için imkânsız olması için bir sebep yok. Ancak işin içindeki insan sayısı, mevzuyu karmaşıklaştırabilir.

 

“T-Tam olarak ne yapmayı hedefliyorsunuz?”

 

“Kesinlikle çok fazla şaşırtıcı soru soruyorsun. Neden siz yaşayan varlıkların birleştirilemeyeceğini söylüyorsun? Namevtlerden biri olarak, bunu anlamayı çok güç buluyorum. Benim için insanlar ve goblinler arasında bir fark yok. Bütün ırklar emrim altında eşit olacak. Tabii ki ben mutlak hükümdarınız olarak sizden üstün olacağım, keza astlarım da öyle.”

 

Ainzach’ın nefes alıp verme hızı sürekli değişiyordu fakat en sonunda sakinleşti.

 

“Yani goblinleri sancağınız altına alıp ― onları vatandaşınız mı yapacaksınız?”

 

“Daha evvel dediğimi duymadın mı? Orkları ve gulyabanileri de vatandaşım yapacağımı söyledim, değil mi?”

 

“A-Affedin beni. Bunu duydum, ama köleleriniz olacağını düşünmüştüm.”

 

“Bu, elfleri köle olarak gören bir ırka yakışır bir cevap. Dediğimi tekrar etmeme izin ver: Hükmüm altındaki tüm ırklar eşit olacak.”

 

Ainzach’ın nefes alıp verme şekline baktığında Ainz, adamın niyetini anlayıp anlamadığını merak etti.

 

Ainz’in sözleri aşırı biçimde yorumlanacak olsaydı, Sihir Krallığı vatandaşlarının, Nazarick’in Büyük Yer Altı Mezarı’nın köleleri olacağı şeklinde yorumlanırdı. Ama tabii ki böyle diyemezdi. Veya böyle demesine gerek yoktu. Ainzach’ın bu konu hakkında bir şey dememesi en iyisi olurdu.

 

“Korumam altında bir sürü goblin var. Birkaç gün içinde bir goblin grubu, E-Rantel’i ziyaret edecek. Onlara karışmayı deneyin. Goblinler hakkındaki önyargıların kesinlikle paramparça olacak. Buna ek olarak, Kertenkeleadamlar fazla et yemezler, ana yemekleri balıktır. Orman Perileri ve treantlar temiz suyu ve güneş ışığını severler ve insanlara yalnızca meşru müdafaa amacıyla saldırırlar.”

 

“Çoktan sancağınız altına bu kadar kul topladınız mı?”

 

“Buna hiç şüphe yok. Tebaalarım olmuş bir sürü yarı insan ve heteromorf var. Oh, konudan saptık galiba. O hâlde Ainzach, bunu Maceracılar Loncasının, Sihirli Krallık’ın bir parçası oluşunu onayladığın şeklinde varsayıyorum?”

 

“―Majesteleri sözlerine sadık kaldığı sürece.”

 

“Fazla endişeleniyorsun, değil mi? Yalan söylemiyorum. Maceracılar bilinmezleri keşfetmeye koyulmalı.”

 

Eğer mümkünse bütün ırklarla ekip kurup onları göndermeyi umdu.

 

“O hâlde meseleyi diğer maceracılara açıklama görevini sana bırakıyorum. Eğer devlet memuru olmayı onaylamayan maceracılar varsa, o zaman onları özgür bırakmaktan yana hiçbir sıkıntım yok.”

 

“İyi olacaklar mı?”

 

“Zoraki işbirliği yapmaları etkili olmaz. Organizasyonun yapısında böyle büyük değişiklikler yapmak ve şu anki yöntemlerden sapmak, bir sürü soruna neden olabilir. Bu yüzden mevcut durum bir nebze korunacak. En bariz değişiklik, lonca ve lonca ustası için bir soruşturma ofisinin kurulması olacak.”

 

Geriye bir tek en önemli kısım kalıyor: Sihirli Krallık’ın Maceracılar Loncasına daha fazla maceracının katılmasını sağlayacak teşvikler.

 

“Sihirli Krallık’ın sunduğu destek, esas olarak bir eğitim tesisinin kurulması yönünde olacak. Maceracıların uzak diyarlara, bilinmez canavarlar tarafından katledilmek için gönderilmesi büyük kayıp olur. Bu yüzden şu anki yöntemden daha pratik bir eğitim gerekli olacak. Maceracıların takım savaşına hazır olması gerektiğini göz önünde bulundurursak, içine dalabilecekleri bir labirent inşa etmek iyi bir fikir olabilir.”

 

Ve canavar kısmı da Nazarick’in POP namevtleriyle doldurulacak.

 

“...Bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Bu kesinlikle ayarlanabilir bir girişim.”

 

Ekip, maaş istemeyen namevtlerden oluşacağından, yönetme ücreti fazla yüksek olmayacak. Ancak bilgi konusunda tamamen açık olmanın gereği yok. Kişi, ihtiyaç duyduğunda hiç tereddüt etmeden iyilik satmalı.

 

“Kesinlikle, bu ayarlanabilir bir yatırım gerektirir. Ancak bu, şu anki gerekli harcamalar bütçesinin sınırları dahilinde. Sonuçta maceracılar, Sihirli Krallık için değerli insan kaynakları.”

 

“Çok minnettarım Majesteleri.”

 

“Resmi kurallara göre davranmana gerek yok. O hâlde buna ne dersin? Bunun maceracıların ilgisini çekeceğini düşünmüyor musun?”

 

“Labirent düşük seviyeli maceracılar için kesinlikle ilgi çekici olur, ama maceracılar eğitimlerini tamamladıktan Krallığın veya İmparatorluğun loncasına geçmek isterlerse ne olacak?”

 

“Buna tabii ki izin verilmeyecek. Burası bir devlet organı. Yanlış kullanımı vatan hainliği sayılır.”

 

“Anladım... Görünüşe göre bu kısmı dikkatlice açıklamam gerekecek.”

 

“O hâlde yüksek seviyeli maceracıları nasıl çekelim?”

 

“Ödeme yapmak bunun için en iyi cevap gibi duruyor.”

 

“İnsanın karnı hayallerle doymuyor sonuçta.”

 

“Tıpkı dediğin gibi. Buna ek olarak, daha iyi silahlar, zırhlar ve diğer büyülü eşyalar olmadan güçlü canavarları yenmek imkânsız olur. Bu eşyalar genelde çok pahalıdır.”

 

“...Hımm. Bu da var.”

 

Toplu üretim, böyle ekipmanların fiyatını düşürebilir. Ancak güçlü maceracılar çok nadirdir. Bu yüzden ekipmanları özel yapımdır ve bu da fiyatlarını artırır. Buna ek olarak böyle nadir eşyaları yapabilen insanlar da çok nadir ve bu da fiyatları daha da artırıyor. Bu sorunları da çözmenin bir yolunu bulmalıydı.

 

“Buna ek olarak, Krallık ve İmparatorluktaki maceracıların da burasını duymasını istiyorum. Bunun için bir fikrin var mı?”

 

“Siz Majestelerinin kurduğu Maceracılar Loncası, İmparatorluk ve Krallığınkilere kıyasla kesinlikle arzulanan bir şey.  Haber bir kez yayıldığında, çeşitli ulusların loncaları maceracılarının çalınmaması için karışmaya çalışabilir. Sonuçta her ülke maceracıları kozları olarak görüyor ve maceracılarının başka bir ülkeye gitmesinden hoşnut olmazlar.”

 

“Kesinlikle doğru söylüyorsun. Bunun için nasıl bir çözüm geliştirilebilir?”

 

“Bu soruya hemen yanıt vermem çok güç. Biraz düşünebilir miyim?”

 

“Şimdi aklıma geldi, tabii ya. Benim de gelecek için bir yol haritası çizmem gerek...”

 

Bu yüce hedef, Ainz’in tek başına ulaşması için biraz aşırıydı. Sakinleşmesi, düşünmesi ve başkasıyla görüşmesi gerekiyordu.

 

Ainz ayağa kalktı.

 

“O hâlde biz gidelim―” dedi Ainz kaba bir şey söylemeden önce çabucak ağzını kapatarak. Bir kral böyle konuşmazdı. “Bu konuları şimdilik burada bırakacağız. Seninle yeniden görüşeceğim.”

 

Ainzach çabucak ayağa kalktı ve başını eğdi.

 

“Anlaşıldı, Majesteleri.”

 

Ainz ardına bile bakmadan Beşinci’nin açtığı kapıdan çıkarak odayı terk etti.

 

İç çekmek istiyordu ama hâlâ loncadaydı. Bunu şimdi yapması çocukça olurdu.

 

Ainz, Keruvları Maceracılar Loncasından çıkardı. Biraz daha uzaklaştıktan sonra, sessizce iç çekti.

 

Ahhhh~ Pestilim çıktı resmen...

 

Ainz Ooal Gown yorulduğunu söyleyemezdi, ama Suzuki Satoru resmen beyninin aşırı ısınmasından ötürü ağlıyordu.

 

Albedo’yla Maceracılar Loncasını ele geçirmeden önce konuşmadan önce bir güzel dinlenmeliyim. Ayrıca Albedo’yu bu plana ikna etmenin bir yolunu da bulmalıyım. Yapılacak çok şey var.

 

Ainz sessizce ilerledi. Işınlanma büyüsünü kullanmadı, onun yerine eve varana kadar aklına güzel bir fikir gelmesi için dua etti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-08 08:50:38
Reis-ül Fettah büyük oynadı güzel konuştu
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 19:53:13
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-26 13:03:06
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-21 16:24:00
Çeviri için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 20:41:36
elinize sağlık güzel olmuş
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-06 03:07:15
Bölüm için teşekkürler. Lonca liderinin düşüncesinide dinlemek isterdim.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-06-26 15:24:06
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-28 18:06:11
Çevirmenler efsanesiniz :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 02:10:01
çağ açan iskeletor
emircan (120 puan) Üye
2019-07-15 23:16:28
güzel güzel hep böle gitsin
Vampire (369 puan) Üye
2019-04-20 14:15:45
Hahaha aferin
czkombo (15 puan) Üye
2019-03-04 17:12:43
çok sağolun elinize sağlık :)
blade (3267 puan) Üye
2019-02-04 02:03:51
Çeviri ve edit için teşekkürler
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-11-26 13:10:50
Elinize sağlık bu bölümler güzeldi.