Overlord

08 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
4032 Görüntülenme
Bu bölümü 42 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -1

Bölüm 1

 

Albedo, Krallık'a gitmek için ayrılırken hava açık ve güneşliydi. Ainz onu ikametgahının avlusunda görmeye gelmişti.

 

Orada park edilmiş beş tane lüks at arabası vardı. Bunlardan biri Albedo, diğeri ise onun bagajları içindi. Kalan at arabalarından birisi Kral için sunulan hediyelerden oluşuyordu. Amaçları onu etkileyerek Krallık ve Büyü Krallığı arasındaki güç farkını ortaya koymaktı. Bu arabaların çevresinde Ainz'in yarattığı 20 Ölüm Süvarisi vardı.

 

Direkt Krallık'a ışınlanmış olsalar oldukça basit olurdu ama böyle yapmamayı seçmişlerdi.

 

Albedo ve partisi Büyü Krallığı'nın gücünü göstermekten sorumluydu. Bu gösterinin bir kısmı at arabalarını çekmek için at yerine canavarların kullanılmasıydı.

 

"O zaman, Ainz-sama. Lütfen kendinize iyi bakın."

 

“Umu, sen de dikkatli ol. Henüz Shalltear'ın beynini yıkayan kişileri bulamadık. Bu yüzden seni de kontrolleri altına alma ve sonra seni kullanarak Nazarick'e büyük zararlar verme ihtimalini göz ardı edemeyiz."

 

"Elbette. Dikkatli olacak ve beni de yakalamalarına izin vermeyeceğim."

 

Albedo göğsüne Dünya-Sınıfı bir eşya yerleştirmişti.

 

"Buna sahip olduğunda Dünya-Sınıfı eşyalar tarafından beyninin yıkanma ihtimalinin ortadan kalktığına inanıyorum." Ancak bu sadece o eşya ile kısıtlı olmayabilir. Buna ek olarak, her ne kadar bu eşya, fiziksel objelere karşı en güçlü Dünya Sınıfı eşya olsa da tekli hedeflere karşı çok kullanışlı olduğunu unutma."

 

"Öyle mi? Benim ana silahım bunun dönüştürülmüş hali…”

 

"Ancak bu eşya, özelleştirilmiş bir ilahi sınıf eşyasından daha zayıf. Yine de asla yok edilemeyecek veya zarar göremeyecek kadar güçlü bir eşya. Tek söylemek istediğim, dikkatsiz olma. Çünkü sen güçlüsün. Yine de böyle bir hata yapacağını düşünmüyorum…”

 

Şimdi konusu açılınca, Albedo şu ana kadar hiç dışarı çıkmamıştı.

 

Hep Nazarick'te kalıp bir muhafız olmuştu. Bu nedenle Ainz, sanki bir çocuğu hayatında ilk defa tek başına markete gönderiyormuşcasına endişeleniyordu.

 

"Dikkati elden bırakma. Gözünü dört aç. Eğer tehlike hissedersen direkt geri çekil. Herhangi bir ışınlanma eşyan var mı? Bazılarını aktive etmek için zaman geçmesi gerekiyordu, seninki hemen ışınlıyor mu? Bazı düşmanlar saldırmadan önce ışınlanmayı engelleyebilir, bunlarla nasıl başa çıkacağını düşündün mü? Aynı zamanda sana pusu kurmadan önce yemleyecek düşmanlar da olabilir. Düşmanlarının gücüne aldanma, olur mu? Esnekliğini geliştirmek için dövüş eğitiminden geçtiğini bilsem de yine de biraz daha çalışman gerekiyor. Buna ek olarak..."

 

 Shalltear'a da böyle nutuk çekmiş olsaydım iyi olurdu. diye düşündü PKing ile savaşı hakkında. Bu yüzden şimdi makineli tüfek gibi Albedo'yu kelime yağmuruna boğmuştu.

 

Her türlü saldırı düşünmek için ne kadar zaman harcamıştı? Ainz, Albedo'nun yüzünde çok hoş bir ifadeyle ona baktığını fark ettikten sonra normale döndü.

 

Bu muazzam derecede utanç vericiydi.

 

Ainz öksürdü.

 

"Eh, öyle işte. Herkes arasında, Albedo düşmanlarına karşı gevşemeyeceğine inanıyorum. Seni geciktirdiğim için özür dilerim. Seyahatinde kendine iyi bak."

 

“Anlaşıldı Ainz-sama.”

 

"Her ne kadar tam gitmeden önce sormak pek uygun olmasa da, Demiurge hakkında... Neyse, boş verin."

 

"Ona bir şey olmaz sanırım?"

 

Demiurge'den bir haber almış olsaydı aklında ona sorması gereken birçok soru olmazdı. Örnek olarak, Albedo Maceracılar Loncası'nın formasyonunu bilmiyordu ancak en iyisi döndüğünde ona sormaktı. Albedo şaşırmış gibi görünüyordu ancak Ainz'in cevap vermeyeceğini anladığında her zamanki kibar ifadesini takındı.

 

“O zaman, Ainz-sama. Muhafız Denetmeni olarak sizi utandırmayacak sonuçlarla geri döneceğim."

 

"Eylemlerin asla beni utandırmadı."

 

Albedo'nun, kendisinin üstüne cowgirl stilinde bindiğini hatırladı, ancak şu an bu durumda açılacak bir konu değildi.

 

“Söylemem gereken bir şey daha var. Hastalığa karşı bağışıklığınız olmasına rağmen bu dünyada o bağışıklığa bile direnen hastalıklar olabilir, o yüzden dikkatli olun. Özellikle iklim değişimlerinde hastalığa yakalanma olasılığının oldukça yüksek olduğunu duydum."

 

Suzuki Satoru'nun dünyasında dört iklim arasındaki geçiş çok net değildi.

 

Birden bir düşünce aklına geldi, Mavi Gezegen burada olsa ne yapardı? Muhtemelen Albedo'nun yaptığı aynı ışıltılı ifadeye sahip olurdu. Gerçi bu ifadeyi takınıp takınamayacağı tamamen bambaşka bir konuydu.

 

Daha sonra Albedo, yüzünde taze açan bir çiçek gibi ifadeyle bir öneri sundu:

 

“Ainz-sama! Ben... Hastalığa karşı çok işe yarayan bir çare biliyorum!"

 

"Ha?"

 

Bu oldukça sürprizdi. Albedo'nun bu dünyaya özgü bir ilacı bilmesini beklemiyordu.

 

Bitki uzmanı Nfirea'nın Albedo'yla iletişim kurmamış olması gerekiyordu. Bu durumda, YGGDRASIL içindeki bir bilgiden, ya da belki de Tabula Smaragdina'nın programladığı bilgilerden gelmiş olabilir mi? Merakı cezbedilmiş olan Ainz Albedo'nun ne cevap vereceğini bekledi.

 

"Öpücük!"

 

“..."Öpücük?"

 

“Evet, öpücükler stresleri hafifletir ve parasempatik sinir sistemini harekete geçirir. Parasempatik sinir sisteminin etkinliği arttıkça, bağışıklık sisteminin performansı da onunla birlikte artar. Diğer bir deyişle öpüşürsen hasta olmazsın!"

 

“Söylediklerin kulağa tanıdık geliyor…”

 

YGGDRASIL'i oynarken parasempatik sinir sistemi hakkında bir şeyden bahseden birini hatırladı. Böyle olmalı. Ancak, bunun, bu dünyada da etkili olacağını düşünmemişti.

 

“Bu yüzden bir öpücük istiyorum~”

 

Albedo gözlerini kapadı ve dudaklarını büzdü.

 

Ainz'in şu an görebildiği tek şey bir ahtapottu.

 

Bu betimleme muhteşem bir güzelliğin hakkını yemek gibi görünebilirdi, ancak görünüşü yine de çok kötü değildi. Sonuçta güzel bir kadın, yüzüne nasıl bir ifade takınırsa takınsın güzel kalırdı.

 

Bu zamansız düşünce Ainz'ın aklından geçti.

 

Ainz bu noktada kaçmayı düşünmüştü.

 

“Kesinlikle olmaz,” demek istedi, ama Albedo, bir öpücük umduğunu açıkça belli ediyordu. Buna ek olarak karşısındaki kişi bir iş için yola çıkmak üzereydi, bu yüzden belli bir noktaya kadar ona yardım etmek istiyordu. Ayrıca, Tabula Smaragdina'nın kızının isteklerini görmezden gelmek onun kalbine bir acı verirdi.

 

Ainz bir eliyle Albedo'nun çenesini tuttu ve yanağından öptü. Ainz'in hiç derisi yoktu. Yani dudakları da olmadığından Ainz'in öpücüğü ön dişlerini Albedo'nun yanağına değdirmekten öteye gitmemişti. Buna ek olarak, tükürüğü olmadığı için, Albedo'nun hissettiği tek şey kuru ve sert bir şeyin onu dürtüklediği olmalıydı.

 

Bu çok utanç verici olsa da, Ainz bunu yapmak zorundaydı.

 

Hiçbir şey yemediğim halde dişlerimi fırçaladığıma sevindim.

 

Elini çenesinden çektikten sonra gözleri, Albedo'nun geniş bakışlarını yakaladı.

 

"Ne, ne oldu? Dudaklarından öpmek fazla ileri gitmek olurdu, o yüzden yanakla idare edeceğiz. Olmadı mı?!"

 

“..."Bunu düşünebileceğini hiç düşünmemiştim."

 

Ainz ona ne demek istediğini sormadan önce, Albedo'nun gözlerinin kenarından gözyaşları dökülmeye başladı.

 

“Fueeeen ~”

 

Albedo ağladı. Bunlar timsah gözyaşları değildi. Gerçekten ağlıyordu.

 

Bu duygusal şoku üstünden attıktan sonra Ainz aceleyle bir şeyler yapmak için çırpındı. Ama ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu.

 

Geçmişte, Albedo'yu Hazine'de ağlattığında, onu rahatlatacak sözler düşünmüştü. Ancak Ainz, onu öptükten sonra ağlamasını hakkında ne diyeceğini bilemiyordu. O tatlı İmparator (Jircniv) böyle bir zamanda ne yapardı acaba? Bu konuyu düşünmesine rağmen, Ainz böyle bir olaya daha önce hiç tanık olmamıştı.

 

“Albedo, lütfen ağlama.”

 

Umutsuzca yardım için arkasındaki görev hizmetçisine bakmak istedi, ama zaten yeterince kötü bir şekilde utanmıştı. Kendisini daha da rezil edemezdi.

 

“Albedo, ağlama.”

 

Ainz Albedo'yu kucakladı ve nazikçe sırtını okşadı.

 

Bir süre böyle kaldılar, ardından Albedo burnunu çekti. Gözyaşları durmuş gibi görünüyordu.

 

Ainz rahatlayarak, Albedo'yu tutan ellerini serbest bıraktı.

 

“İyi misin Albedo?”

 

“Evet Ainz-sama. Sizi bu utanç verici tarafımı görmek zorunda bıraktığım için çok üzgünüm.”

 

Yüzü gözyaşlarıyla lekelenmiş olsa da, gülümsemesi hâlâ çok güzel bir gülümsemeydi.

 

Ağlaması için tek bir sebep vardı.

 

Ainz'in var olmayan midesi, ne kadar büyük bir acımasızlık yaptığını anladıktan sonra kasılmaya başladı. O zamanlar sorun olmadığını düşünmüştü, çünkü oyunun yakında biteceğini sanıyordu. Eğer bu şekilde düşünmüş olsaydı onu böyle ağlatmazdı.

 

"Demek öyle...Eh, zamanı da geldi. İyiysen eğer yola koyulmalısın."

 

“Anladım, Momonga-sama!”

 

♦ ♦ ♦

 

At arabasının penceresindeki perdeler aralandı ve Albedo'nun ona el salladığını gördü. Buna karşılık, Ainz de ona el salladı.

 

Bu televizyondaki filmlerdeki klasik tren vedalaşmaları sahneleri gibiydi.

 

At arabası, nöbetçilerle beraber yavaşça harekete geçmeye başladı.

 

Ainz, Albedo'nun at arabası görüş alanından çıkıncaya kadar bekledi ve ufka baktı. Ardından kasvetli ve ağır bir emir verdi.

 

“Burada olan her şeyi unut.”

 

"Anlaşıldı."

 

Ainz başını indiren hizmetçinin yanından geçti. Ainz'in, hizmetçinin yüzünde ne olduğunu görmesinin imkanı yoktu.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-09 00:08:01
Momonga sama demesine takıldım bende acaba sadece öylesine mı dedi
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-22 16:18:37
Albedodan şüpheleniyom nedense hayır yani elle tutulur bir kanıt yok ama çok sevdiğim bir karakter yani umarım doğru değildir bu şüphe
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-08 21:05:28
Neden momonga dedi bu beni çok rahatsız etti nedense Çeviri için teşekkürler
Jester (1457 puan) Üye
2021-09-01 00:16:49
Sadece albedo guldururuyor neredeyse artik ejkssmsm
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-06 04:24:50
Çeviri için teşekkürler
jangaga (1331 puan) Üye
2021-02-21 08:14:21
Albedonun momonga sama demesi hala ainz ismine taktigini gösteriyor muhtemelen bu konuda bir sıkıntı çıkacak
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-26 23:26:13
Güzel bölümdü çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-23 12:30:46
Çeviri için teşekkürler
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 00:31:04
Bölüm için teşekkürler.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-01 15:40:47
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-29 18:20:49
Elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 04:19:06
yerleri karışmışmı bunların
akatsuki03 (167 puan) Üye
2020-01-15 14:48:16
bazı yazıları görürüyorüm ainz kötü karakter diye ama bence seride ainz tek iyi lider çünkü diğer ülkeler yozlaşmış ve halk cançekisiyor örneğin kralıktaki soylular teokrasiye bil veriyorlar ,vergiler yüksek ,köylülerin kızları alınıyor (tsuare) tecavüz ediliyor , imparatorlu krallığa göre ekonomisi yüksek ama elfler köle olarak teokrasiden alınıp zülme uğruyor imaparator soyluları sindirmiş (soylu ailelerin kızlarını alıp ainze hediye edilir olmuş) teokrasiinsanı üstün tutup diğer ırkların onlara hizmet etmesi gerektiğini savunuyor elf kralığındaki elfler sistematik bir şekilde öldürülüp köleleştiriliyor elf kralını teokrasinin elflere yaptığı zülmü umursamıyor bile 5 cüce krallığının 4 yok olmuş ejderlerin savaşı yüzünden (buda arlan belediyeleri olabilir) yan, serideki tek iyi lider ainz
Kuresc (2 puan) Üye
2019-10-09 17:35:32
Ainz ne yaptı da ağladı albedo anlamadım dudağından öpmediği için mi ağladı?
shypax (132 puan) Üye
2020-10-21 23:30:53
@Kuresc, fazla sevindi klasik albedo
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-08-09 02:27:31
Çeviri için teşekkürler
Vampire (369 puan) Üye
2019-07-18 16:43:02
Hahahaha