Overlord

08 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3744 Görüntülenme
Bu bölümü 49 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -3

"En iyi seçeneğin bu olduğunu düşünsem de bu hazırlık yapmamamız gerektiği anlamına mı geliyor? Örnek olarak, eğer Büyücü Kral Krallık'ı yok etmek isterse onun önünde diz çöktük diye bizi de bağışlar mı sanıyorsun?"

 

E-Rantel'de henüz hiçbir katliam duymamıştı.

 

Namevtler orada değil miydi yoksa? Biraz bilgi topladıktan sonra namevtlerin şehri işgal ettiğini ve E-Rantel'i bir iblis şehrine dönüştürdüğünü keşfetmişlerdi.

 

Bölgenin sakinlerini onları öldürmeden yönetmeyi amaçlamış olabilirdi, ancak bu sadece bir tahmin olurdu. Nede olsa da o adamantit seviyeli maceracıyı (Momon) boyunduruğu altına aldığı haberleri yüzünden Büyücü Kral'ın hassas merhametinin İmparatorluk'a da ulaşacağını düşünmek oldukça tehlikeliydi.

 

"Dediğiniz gibi. Büyücü Kral'ın ezici gücünden o kadar korktum ki mantıklı ahkam yürütemedim. En içten özürlerimi sunuyorum."

 

"Özre gerek yok. Sonuçta aklına gelmiş bir düşünceydi sadece. Asıl konuya dönersek, o ülkenin tüccarları nerede kalmayı seçtiler?"

 

"Görünüşe göre kalacakları yer dördün ikincisinin en büyüğü olacak."

 

Dördün ikincisi demek Ateş Tanrısı'nın mabedi demekti. “En büyük” kelimesi bir şifre değildi, bu yüzden muhtemelen Krallığın en büyük mabedine, yani Merkez Tapınak'a atıfta bulunulmuştu.

 

Bu noktadan sonra, Jircniv rastgele konular hakkında kayıtsızca sohbet etmeye başladı ve konuşmaya birkaç yalan da kattı.

 

Bazen uydurduğu şeyler hakkında konuşurdu. Biri duysa bile, bu kelimelerin aslını araştırmak yorucu bir süreç olurdu. Şimdilik, bu beyin zorlayıcı çalışmalarına devam etmek zorunda kalabilirdi. Bunu düşünürken birkaç dakikadır konuştuklarını fark etti.

 

Jircniv daha sonra ana konuya geçmeye karar verdi.

 

"Ailen nasıl? Hala iyiler mi?”

 

"Hah? Ah evet. Oldukça iyiler."

 

"Öyle mi? Harika. Sonuçta sağlık her şeyden önce gelir. Yalan söylemeyeceğim. Gerçek şu ki, vücudum son zamanlarda pek iyi değil. İlaç sadece bir süreliğine bunu engelleyebiliyor. Sence bir rahip getirtmeli miyim?”

 

“Tapınaklar, Majestelerinin son eylemlerinden pek de memnun değil gibi görünüyor. Onlara baskı uygulamak bir geri tepme ile sonuçlanabilir. Neden şahsen ziyaret etmiyorsunuz Majesteleri?”

 

"Ne harika bir fikir!"

 

Tapınaklar namevtler ile savaşırdı. Bu yüzden rahiplere göre, hemen yakınlarında güçlü bir namevt tarafından yönetilen bir ülke kurulması sürekli tetikte olmalarını gerektiriyordu. Bu yüzden Jircniv ile görüşmek için pek çok sayıda istek göndermişlerdi.

 

Ancak, Jircniv her seferinde reddetmişti.

 

Jircniv şimdi alabileceği herhangi bir yardıma ihtiyaç duyduğu bir durumdaydı, ama kabul etmesinin de nedenlerini vardı. Bunlardan biri, casusları saklama yeteneklerine güvenmemesiydi. Diğeri ise, Jircniv bildiklerini anlatırsa beklenmedik bir şey yapabilecek olmalarıydı.

 

Eğer iki taraf da anlaşmaya varır ve rahipler güçlü Büyücü Kral'a sırf namevt diye savaş açmaya kalkarsa sonuçlar tahmin edilemeyecek boyutlara ulaşabilirdi. Bu, İmparatorluk'un kendi sonunu getirmesi gibi bir şey olurdu.

 

Kısacası, Jircniv, tapınaklarla temas kurduğunda, Büyücü Kralın, İmparatorluğun kendisine karşı düşman olduğunu varsaymasından korkuyordu.

 

Jircniv derin bir şekilde iç çekti.

 

Doğru anı bekleyeceklerini umuyor olmasına rağmen, asıl noktayı anlamamışlar gibi görünüyordu. Ancak, Teokrasi'nin diplomatik partisi İmparatorluk Başkenti'ne gizlice ulaşmıştı. Belki de onların tapınaklarla temas kurmasını beklerse, işleri tersine çevirmek için bir şansı olabilirdi.

 

“Öyleyse, önümüzdeki birkaç gün içinde tapınakları ziyaret edip vücuduma bir baktırmalıyım.”

 

“Bu akıllıca bir hareket gibi görünüyor. O zaman, şimdi gidip düzenlemeleri yapacağım.”

 

"Teşekkür ederim. O zaman, arena hakkında ne yapalım? Yakında planlanmış bir gösteri maçı olduğunu hatırlıyorum; planlandığı gibi devam edelim mi? 'Bir kontrole gittiğini söylemiştin, oraya gidemezsin' gibi kelimelerle durmayacağım, biliyorsun. Eğer herhangi biriniz benimle birlikte dövüşü izlemek istiyorsan, bana VIP odamda katılabilirsin.”

 

Kâtibin gözleri genişledi ve bu cümlenin gerçek anlamını kavradığında gözlerinde bir aydınlanma oldu.

 

Evet, doğru. Benden şüphelenmekte haklısın. Ne demek istediğimi anla lütfen.

 

Jircniv Teokrasi ile tapınaklarda buluşmaktan kaçınmak istiyordu.

 

Tapınaklar şifa ve diğer çeşitli bilgelikler hakkında bilgi içeriyordu. Bir saldırı için hedef olarak seçilirlerse birçok ilim ve irfan, en ihtiyaç duydukları anda yok olabilirdi.

 

"Anlaşıldı. O zaman arena ile ilgileneceğim. O gün de hastaneyi, savaşta yaralananları ziyaret etmeyi planladığınızı sanıyorum.”

 

Jircniv bu haberi almamıştı, bu yüzden muhtemelen bir blöftü bu.

 

Başka bir deyişle, Jircniv'e, hastanenin arenadan daha iyi bir yer olabileceğini ileri sürüyordu.

 

Jircniv arenayı seçmişti, çünkü yaralıları iyileştirmek için genellikle rahiplerin kiralandığını duymuştu. Bu yüzden de Slaine Teokrasi'sindeki elçileri rahip kılığında sokmayı planlıyordu.

 

“Ziyaretleri ertele. Az önce anlaştığımız programı takip edeceğiz.”

 

Bununla birlikte, tüccarlar hakkındaki tüm konuşmalar konuşmanın ortasında yok olmuştu. Herhangi bir dinleyici varsa, bunun hakkında ne düşünürdü ki? “Dördüncünün ikincisi” ifadesinden ne öğrenebilirlerdi?

 

Ancak o şeytani Büyü Krallığı'nın zekasını düşündüğünde bilgisiz bir şekilde plan yapamıyordu. Buna ek olarak, Büyü Kralı'nın astlarının her biri onun kadar zeki olmayabilirdi. Ayrıca ne kadar fazla casus varsa ortaya çıkma ihtimalleri o kadar artardı. Bu casuslar hakkında henüz bir bilgi bulunmadığından, muhtemelen pek çok casus yoktu. Ya da daha doğrusu, bunun böyle olmasını umuyordu.

 

Büyü Kralı'nın mutlak ve inkâr edilemez büyüsünün izleri hâlâ zihnindeydi. İçinde bir tarafı “Büyücü Kral'ın adamları olduğuna göre onlar da olağanüstü olmalı,” diye düşündü. Büyücü Kral'ın altında çalışan çok güçlü varlıklar görmüştü, bu yüzden de casusları da onlarla aynı kapasitede olabilirdi.

 

Eğer gerçekten durum buysa, o zaman hiç şansımız yok… Eğer ona yeminli bir kulluk yapmak durumu çözecekse hiçbir şey yapmamak en iyisi mi olur?

 

Daha az önce bir iyileştirme iksiri içmesine rağmen Jircniv karnında tekrardan bir ağrı hissetmişti.

 

♦ ♦ ♦

 

 

İki hafta sonra, içinde Jircniv’in olduğu bir at arabası, arenaya gitmek üzere yola çıktı.

 

Görünürde arenaya, bir dövüş izlemek için gidiyormuş gibiydi, ama aslında oraya Slaine Teokrasisi’nin temsilcileriyle ve İmparatorluk’un yüksek seviyeli rahipleriyle bir anlaşma yapmak için gidiyordu.

 

Dikkat çekmemek için imparatorluk muhafızlarından hiçbirini yanına almadı, ama İmparatorluk’un Dört Şövalye’sinden ikisi ― “Yıldırım Topu” ve “Şiddetli Fırtına” Jircniv’in muhafızları olarak araçtaydılar.

 

Eğer mümkün olsaydı bu savaşçıların tamamını kendisini korumak için kullanmak isterdi. Ancak “Şiddetli Patlama” güvenilir değildi, bu yüzden İmparatorluk Başkentini koruması bahanesiyle onu geriye bıraktı. Hayır, güvenilir olmadığını söylemek tam olarak doğru olmazdı. Kesin konuşmak gerekirse, eylemlerine bakıldığında, Büyülü Krallık’a gitmek istediği belliydi. Bu yüzden eline, Büyülü Krallık’a hediye olarak sunabileceği bir bilgi geçmesini engellemek için, Jircniv onunla arasına mesafe koymaya karar verdi.

 

Aslında “Bu laneti kaldırmak için her şeyi yaparım, hatta bu kılıcı size bile doğrulturum, Majesteleri.” demişti. Jirchiv bunu anlamıştı, ama yine de onu kullanmaya karar vermişti. Bu yüzden İmparatorluk’a ihanet etmeye karar verse bile onu azarlayamazdı. Ancak, yine de İmparatorluk için hayati olan bilgileri almasına izin veremezdi.

 

Eğer İmparatorluk’un sırlarına kulak misafiri olsaydı, o zaman onu tutuklatması gerekirdi. Ancak o, İmparatorluk’taki en güçlü insanlardan biriydi. Bu yüzden onu ortadan kaldırmak için onun seviyesinde insanlar göndermesi gerekirdi. Kılıç ustalığı konusunda yalnızca “Yıldırım Topu” ve “Şiddetli Fırtına” ona denk olabilirdi.  Başkasını yollamak, tek taraflı bir katliam olurdu. Ayrıca onu İmparatorluk Başkentini ve İmparatoru koruması gereken adamlarla bastırmaya çalışırsa, güvenlik zayıflardı.

 

Bu yüzden hepsi yakın dövüş dışında yeteneklere sahip olan Fluder’in öğrencilerine, işçilerine veya İjaniya’nın suikastçilerine başvurması gerekirdi. Ancak hangi seçeneği seçerse seçsin, bunun için yüksek meblağda para bayılması gerekirdi.

 

Öğrencilere para yıllık ödeniyordu ― ancak Fluder ihanet ettikten sonra Fluder’in topraklarına el oymuştu ve onları asil yapmıştı ― bu yüzden fazla ek masraf çıkmazdı. Ancak onları dağıtmak, işlerini durdurmalarını gerektirirdi, bu da çıplak gözle görülemeyecek zararlara sebep olurdu. Ayrıca eğer öldürülürlerse, hasar ikinci seçenektekinden çok daha fazla olurdu.

 

Bu yüzden en iyi seçenek “Şiddetli Patlama”nın, Büyülü Krallık’a sunacak değerli bilgiler elde etmesini önlemek ve onu eli boş göndermekti. Bu herkes için en tatmin edici seçenek olabilir.

 

Jirchiv, “Şiddetli Patlama”ya bu kadarını belli etmişti.

 

Ancak “Şiddetli Patlama” hâlâ İmparatorluk Başkenti’ndeydi. Cevabı “Majestelerinin bana gösterdiği nezaketin karşılığını verene kadar kalacağım.” sözlerinde gizliydi.

 

Bunun doğru olduğunu kabul etmek istedi, ama bu imkânsızdı.

 

“Şiddetli Patlama”, İmparatorluk’un Dört Şövalyesi’nden biri olabilirdi, ama Büyülü Krallık onun dövüş gücünü muhtemelen düşük görecekti. Büyücü Kral’a bağlı olan namevtlerin her biri ve tamamı ondan daha güçlüydü. Bu yüzden onların gözünde değerini artırmanın bir yolunu arıyordu.

 

Jircniv’in karnı, Büyücü Kral’ın, Krallık’ın en yüce savaşçılarından biri olan “Şiddetli Patlama”dan daha güçlü binlerce namevti yönettiği gerçeğini düşünür düşünmez ağrımaya başladı. Ve Büyücü Kral’ın gücünü hesaba katmıyordu bile.

 

Bu konuda ne yapmalıyım?!

 

Tek bir kişinin savaşın seyrini değiştiremeyeceğini söylerler. Ancak aslında olan farklıydı.

 

Krallık’taki Gazef Stronoff, bunu yapabilecek bir adamdı. İmparatorluk’un baş büyücüsü Fluder Paradyne’ın kcoa bir ulusu sarsabilecek bir varlık olması bunu daha da doğrular gibiydi.

 

Her biri koca bir orduya, hatta bir ülkeye denk şahsiyetlerdi.

 

Başka bir deyişle, Namevt Kral’ın korkutucu gücünü hesaba katmadan bile Büyülü Krallık, çoktan binlerce orduya denkti.

 

Yapılacak bir şey yok, değil mi? Şey... Onu bin orduyla bile durduramazdın, değil mi? ...Tıpkı düşündüğüm gibi, pes etmek daha iyi...

 

Tabii ki astlarının önünde böyle bir şey diyemedi, ama bu fikir şu ana dek Jircnov’un aklına birkaç kez gelmişti bile. Hatta Katze Ovası Savaşı’nı duyar duymaz aklına ilk gelen düşünce buydu.

 

“―Majesteleri. Gümüş Kanarya ile buluştuktan sonra gideceğiz. Bir sorun olmaz mı?”

 

Jircniv bakışlarını, önünde oturan adama dikti.

 

Karşısında Dört Şövalye’den biri olan “Yıldırım Topu” Baziwood Peshmel vardı.

 

Jircniv sessizce başını salladı.

 

Bugün güvenlik olarak adamantit seviyesi maceracılardan oluşan bir ekip tutmuşlardı. Görünürde ek savunma olarak oradaydılar, ama esas amaçları Büyülü Krallık casuslarını saptamaktı. Seçeneklerden biri olarak gördüğü Ijaniya’yla buluşamadığı için pişmandı. Bu ayrıca Jircniv’e, onları İmparatorluk’a katmanın zor olacağını fark ettirdi.

 

“Majesteleri, adamantit seviye maceracılar, insanlıktaki en büyük dövüş gücüne sahip olsalar da, insan yeteneklerini aşamazlar. Lütfen gardınızı indirmeyiniz.”

 

Jirchiv, her ne kadar acı verici de olsa “Şiddetli Fırtına” Nimble Arc Dale Anoch’un ona anlatmaya şeyin farkındaydı. Hatta taht odasının içindeki sıralı canavar saflarını ve katliamı kendi gözleriyle gördüğünden, bu sözleri Nimble’dan bile iyi anlıyordu.

 

“Tabii ki ancak dayanabilirlerdi. Krallık’ın adamantit seviye maceracısı Momon’u ele al. Kılıcını Büyücü Kral’a doğrulttu ve halkı gücüyle korudu. Gümüş Kanarya’nın üyeleri de adamantit seviye maceracılar olduklarından, aynılarını yapamazlarsa çok sıkıntı olur.”

 

Jircniv bunu der demez üzülerek gülümsedi.

 

“Ya... Ya yapamazlarsa ne olacak?”

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-09 01:50:18
Boyun eğin lan
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-22 17:28:27
ayvayı yersiniz o olur
Wickedleopar (1865 puan) Üye
2021-11-21 15:04:11
Çeviri için teşekkür ederim
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-08 21:22:46
Çeviri için teşekkürler
BT1HN (9 puan) Üye
2021-09-03 20:36:10
Momon olayı ortaya çıkınca ne yapacaklar merak ediyorum
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-06 17:38:01
Çeviri için teşekkürler
jangaga (1332 puan) Üye
2021-02-21 10:21:35
Tabi tabi kesin tutarlar
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-27 01:23:46
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-23 15:24:22
Çeviri için teşekkürler
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 01:25:16
Bölüm için teşekkürler.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-02 10:58:56
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-29 18:37:26
Elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 12:40:59
emeklerinize sağlık
akatsuki03 (168 puan) Üye
2020-01-15 15:12:23
bazı yazıları görürüyorüm ainz kötü karakter diye ama bence seride ainz tek iyi lider çünkü diğer ülkeler yozlaşmış ve halk cançekisiyor örneğin kralıktaki soylular teokrasiye bil veriyorlar ,vergiler yüksek ,köylülerin kızları alınıyor (tsuare) tecavüz ediliyor , imparatorlu krallığa göre ekonomisi yüksek ama elfler köle olarak teokrasiden alınıp zülme uğruyor imaparator soyluları sindirmiş (soylu ailelerin kızlarını alıp ainze hediye edilir olmuş) teokrasiinsanı üstün tutup diğer ırkların onlara hizmet etmesi gerektiğini savunuyor elf kralığındaki elfler sistematik bir şekilde öldürülüp köleleştiriliyor elf kralını teokrasinin elflere yaptığı zülmü umursamıyor bile 5 cüce krallığının 4 yok olmuş ejderlerin savaşı yüzünden (buda arlan belediyeleri olabilir) yan, serideki tek iyi lider ainz
Vampire (369 puan) Üye
2019-07-19 16:28:58
Bölüm için teşekkürler
emircan (120 puan) Üye
2019-07-16 20:04:05
Çeviri ve edit için teşekkürler