Overlord

16 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2989 Görüntülenme
Bu bölümü 36 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -16

Ainz bir kısa kılıç çıkardı. Dalgalanan bir sis etkisi vardı. Mavi kristal metalden yapılmış, yarı saydam mavi renkte bir kılıçtı ve az miktarda mana barındırıyordu. Bu yüzden YGGDRASIL’de yüksek seviye bir eşya olarak değerlendirilmişti ve bu dünyadaki ortalama büyülü eşyalardan kesinlikle çok daha güçlüydü.

 

“Bu, bu!”

 

İki ses bu kelimeleri haykırdı.

 

Ainzach’ın gözleri, kısa kılıcı görür görmez fal taşı gibi açıldı. “Umu,” diye mırıldandı Ainz, kılıcı Ainzach’ın önüne koymadan evvel.

 

“Al bunu.”

 

“Hah?!”

 

Bir kez daha bu kelimeler, iki ses tarafından dillendirilmişti.

 

“Ainzach, bu sıkı çalışmaların için benden sana bir hediye. Ancak bu bir ödül veya rütbeni temsil etmesi için verilmiş bir şey değil. Bunu sana yalnızca, ideallerimdeki ulusta verilebilecek bir ödül olarak düşündüğüm için veriyorum. Eğer bunun yerine nakit para istersen, satabilirsin.”

 

Bu kısa kılıç, Ainz’e zarar verecek kadar veri barındırmıyordu. Veya eski lonca arkadaşları tarafından yapılmış bir silah değildi, bu yüzden herhangi bir anısı yoktu.

 

“Bendeniz ne cüretle bunu kabul eder...”

 

Ainzach’ın bedeni bilinçsizce titremeye başladı.

 

“Bu hiç de müthiş bir şey değil. Eğer istemiyorsan, zamanı gelince bunu başka bir şeyle değiştirebilirim. Belki bir şifa iksiriyle? Bu yeterli olmalı. Sen ne düşünüyorsun?”

 

Ainzach bir süre endişelendi, ama en nihayetinde kısa kılıcı tutmayı seçti.

 

“Kabul edeceğim. “Çok teşekkür ederim Majesteleri!” Majestelerine tüm gücümle hizmet etmeye devam edeceğim ve çabalarımla bu kılıcın hakkını vereceğim!”

 

“Tebrikler, Ainzach. Eğer herhangi bir sıkıntıyla karşılaşırsan, bunu bir dostun olarak gör.”

 

Osk, bunları söylerken kılıca göz attı. Ainzach’ın yüzünde, yavrularını koruyan bir anne ayınınki gibi bir ifade vardı.

 

“Hayatta olmaz. Asla.”

 

Ainz, ses tonunu değiştirmeye karar verdi.

 

“O hâlde, Esas mevzuya geri dönelim.”

 

Osk, gözlerini Ainzach’ın kılıcı sarmak için kullandığı mendilden çekti ve yanıt verdi:

 

“...Anlaşıldı. Naçizane evimi varlığınızla neden şereflendirdiğinizi öğrenebilir miyim?”

 

 

“Umu. Sözlerimi süslemeyi sevmem. O yüzden direkt sadede geleceğim. Arenanın Savaş Lordu ile bir görüşme ayarlamanızı istiyorum.”

 

Osk'un gözleri genişledi, ama kısa süre içinde normal şekline döndüler.

 

"Savaş Lordu'nun bir arena personeli değil de çocukluktan yetiştirdiğiniz bir gladyatör olduğunu duydum. Ainzach bana, Savaş Lordu da kabul ederse hemen bir dövüş ayarlayabileceğini söyledi, o yüzden ben de sizden istemeye geldim."

 

"Puhahahahahaha. Ciddi misiniz majesteleri? Savaş Lordu'nun canavar gibi bir bedenle ve olağanüstü dövüş yetenekleriyle arenadaki en güçlü kişi olduğunu biliyorsunuz değil mi? Tarihin en güçlü adamı bile olabilir. Belki de majesteleri takipçileri arasında daha güçlü bireylerin olduğunu düşünüyordur ancak onu yenmek..."

 

Osk başını gururla salladı.

 

“..."Fluder'dan daha mı güçlü?”

 

"Hayır, savaşçı açısından konuşuyorum. Büyü kullanıcıları buna dahil değil. Tek yapmaları gereken, uçup büyü ile defalarca saldırmak ve işini bitirirler.”

 

Osk'un sessiz dırdırı Ainz'i tedirgin etse de Ainzach sözü aldı:

 

"Bir zamanlar bir maceracı ekibi gökyüzüne çıkmış ve ona büyü ve ok yağdırarak kazanmış. Bu oldukça hayal kırıklığı yaratan bir dövüşmüş. O zamandan beri, arenada ışınlanma ve uçuş büyüsü yasaklandı.”

 

Ardından Osk, Ainz'e baktı. Kendine gelmiş görünüyordu.

 

"Öhöm! Çok kaba davrandım, majesteleri. Biraz acı anılar aklıma geldi de... O zaman, konuya geri dönersek majesteleri. Savaş Lordu ile kimin savaşmasını planladığınızı sorabilir miyim? Bir insan mı?"

 

Ainz ve Ainzach birbirlerine baktılar. Sonra, Ainz yanıtladı:

 

"Ben savaşacağım."

 

“..."Eh?!"

 

"Ben, Ainz Ooal Gown, onun rakibi olacağım."

 

Kısa bir sessizlikten sonra Osk panikle sordu:

 

“Ama, ama, siz bir ülkenin yöneticisi değil misiniz, Majesteleri?”

 

"Evet öyleyim. Öyle olduysam ne olmuş?"

 

"Eh? Hayır, haklısınız ama... Bu..."

 

“Ahh, seni endişelendiren şeyin ne olduğunu anlıyorum. Eğer bana zarar gelirse ne olacağını düşünüyor olmalısın."

 

"Sadece zarar gelirse yine iyi," diye mırıldandı Osk bıyık altından. Ainz ise fark etmemiş gibi davrandı.

 

"Rahat ol. Bana ne olursa olsun bir sorun yok. Yazılı bir kanıt imzalayacağım."

 

"Ancak bu tür bir şey olursa artık işimi yapamayacak duruma gelirim. İmparatorluk'un Büyü Krallığı ile müttefik olduğunu duydum. Bir müttefik ülkenin kralının ciddi bir şekilde yaralanmasına göz yumarsam tüm ülkenin gözleri bana döner."

 

"Size söz veriyorum, bunun ucu size dokunmayacak."

 

"Öyle deseniz bile..." Osk düşünmek için duraksadı ve tekrar sordu: “Bu sözler kulağa hoş gelebilir, ancak garanti olarak bir şey sunabilir misiniz?"

 

"Bir garanti mi? Ne gibi mesela?"

 

“...Lütfen Ainzach'a söylediğin gibi bir şey söyle bana da. "Bir şey olursa diye saklayabileceğim bir eşya."

 

“Sizi tatmin etmek için gereken şey buysa, o zaman bunu gerçekleştireceğim. Ancak size hemencecik veremem. Ama yarın size ulaşacağına dair söz veriyorum."

 

“Çok teşekkür ederim Majesteleri. ...Sormak istediğim başka bir konu da var, ama uygunsuz olabileceğine dair korkularım var.”

 

Ainz, Osk'un devam etmesi gerektiğini belirterek elini salladı.

 

"Arenanın sermayecilerinden biri olarak oldukça fazla bilgi topladım. Bu bilgilerin çoğu, arenada görünebilecek canavarlarla ve güçlü varlıklar ile ilgili. Siz, majesteleriyle ilgili söylentiler de var: Majestelerinin, on binlerce kişiyi tek bir büyüyle yerle bir ettiğinizin doğru olup olmadığını sorabilir miyim?”

 

“Koff!”

 

Ainzach çok yapmacık bir şekilde öksürdü. Osk'a doğru kınayan gözlerle bakıyordu ancak bu saklaması ya da utanç duyması gereken bir konu değildi.

 

"Evet, doğru. Onları büyüm ile öldürdüm. Beni bunun için kınayacak mısın?"

 

“Hayır, sadece Majestelerinin mistik güçlerinin derecesini ölçmek istemiştim. Sonuçta, söylentilerdeki bu büyüyü kullanırsanız çok... Kötü olur. Sonuçta, arena İmparatorluk Başkenti'nin içinde.”

 

"Hayır. Hayır böyle bir büyü kullanmayacağım."

 

Ainz'in bile, müttefik bir ülkenin ortasında böylesine bir büyüyü kullanma niyeti yoktu. Ne tür bir terörist böyle bir şey yapardı ki?

 

“Elbette, ben de aynı şekilde hissediyorum. Namevtlere karşı oluşan genel kanının aksine majesteleri çok soylu ve mantıklı bir kişi. Yaşayanlardan nefret ettiğiniz için büyük bir katliama sebep olacağınızı düşünmüyorum. Yine de varsayımlar yapıp bir hataya düşmek istemedim."

 

Ainz de bu konuda ona katılıyordu. Bu, yeni bir kişiyi arenaya katarken ortaya çıkabilecek problemlerden biriydi. Aslında Suzuki Satoru geçmişte buna benzer bir şekilde başarısızlığa uğramıştı.

 

"Endişelerinizi oldukça yerinde. Kendimi tekrar etmeme izin verin. O büyüyü kullanmayacağım."

 

"Peki neden? Yıldızların hizalanmasıyla ilgili bir şey olduğu için mi?”

 

"Hayır öyle olmasa da..."

 

Ainz'in kafasına bir ampul patladı.

 

"Eh, bu büyü benim en güçlü kozlarımdan birisi. El-Nix-dono istediği için, her on yılda bir kullanabileceğim o büyük büyüyü kullanmak zorunda kaldım. O yüzden önümüzdeki on yıl boyunca gücümü toplamam gerekiyor."

 

"Hoh!" Garip bir parıltı, Osk'in gözlerinde belirdi. "Bunu bana söylemenizde cidden bir problem yok mu? Sonuçta bu sizin bir zayıflığınız olarak düşünülebilir majesteleri..."

 

"Sorun değil. Böyle yıkıcı bir büyüyü kullanamayabilirim, ama bana karşı çıkan her aptalı öldürmek hala oldukça kolay. Sonuçta bu, başka büyü kullanamayacağı anlamına gelmiyor.”

 

"Tıpkı majestelerinden beklendiği gibi. Bir başka deyişle, Savaş Lordu da kolay bir rakip olacak. Bunu mu ima ediyorsunuz?"

 

Ainz güvenerek başını salladıktan sonra, Osk'un yüzünü bir gülümseme kapladı. Ancak, Ainz onu incelediğinde, gülümsemenin gerçek olup olmadığından emin olamadı.

 

"Anlıyorum. Son olarak, bir soru sormama daha izin verin. Neden Savaş Lordu ile savaşmak istiyorsunuz majesteleri?”

 

“Çünkü onun güçlü bir düşman olduğunu duydum… Kendisi ile Gazef Stronoff arasında hangisinin daha güçlü olduğunu bilmek istiyorum. Krallıkta Gazef diye biri vardı. İmparatorluk'ta da ona eş kim var diye bakmak istedim."

 

Elbette Ainz'in savaşma nedeni bu değildi. Ancak, o ve Ainzach konuyu tartıştıktan sonra savaşma sebebi olarak bunda karar kılmışlardı.

 

Gerçek sebebi belirtmek çok da sorun olmazdı, ama Osk güvenilir bir insan değildi. Kendi kazanımlarını öne çıkaracak türden biriydi. Ainz şu anda dürüstlüğün çok iyi sonuç vermeyeceğini düşünüyordu.

 

"Anladım. Çok teşekkür ederim. O zaman Savaş Lordu ile olan dövüşü planlayacağım. Ancak..."

 

Osk, Ainz'in teşekkürünü kesmek için elini kaldırdı.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-11 04:27:16
Çeviri edit için teşekkürler
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 01:21:39
Çeviri için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-07 14:42:34
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-24 17:49:38
Çeviri için teşekkürler
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 13:41:15
Bölüm için teşekkürler.
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-08 11:20:20
Adam kısa kılıcı görünce daha da heyecanlandı.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-03 13:55:14
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-30 00:04:15
Efsane elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 14:53:20
kralsın sen kral kendıine gel
Vampire (369 puan) Üye
2019-08-20 17:13:13
Hiç sevmedim şu adamı
☆JUDAL☆ (57 puan) Üye
2019-08-19 14:53:03
Çeviri için teşekkürler
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-08-10 02:05:58
Bu tüccar fazla saygısız. Ainz şuna şöyle sert bi bakış at altına falan sıçsın saygılı olmayı öğrensin hödük tüccar
blade (3267 puan) Üye
2019-02-12 02:15:11
Çeviri ve edit için teşekkürler
BenJamin (1689 puan) Üye
2019-01-07 22:42:20
Ssss yavru ceylan ainzin sozunu kesme sakin
bust3d (3373 puan) Üye
2018-12-28 07:32:46
Çeviri için teşekkürler.
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-12-22 12:02:17
Elinize emeğinize sağlık.