Overlord

25 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3012 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -24

Ainz çok kısa bir sürede darbeyi hançerleriyle bloklasa da bedeni tekrardan havaya fırladı. Seyircilerin tezahüratları tüm arenayı kaplamıştı ama Savaş Lordu acı bir şekilde küfretti. “Siktir!” Bu saldırı kombosu ile Ainz’in işini bitirmeyi ummuştu.

 

Havada birkaç metre uçtuktan ve yerde birkaç kere yuvarlandıktan sonra hızlı bir biçimde duruşunu tekrar aldı ve mırıldandı.

 

“İşleri tersine çevirecek bir şeyim yok mu? Beni kandırdı. Punitto Moe olsaydı beni bu yüzden azarlardı.”

 

Ainz gibi, Savaş Lordu da kozunu -dövüş sanatını- son ana kadar saklamıştı. Bu da onun birinci sınıf bir savaşçı olduğunun kanıtıydı.

 

Ainz hançerlerinden birini kınına soktu ve elini boşa çıkardı.

 

Kibri ve acelesi ona ağır bir darbe yemesine neden olmuştu. Hayır, iki darbe. Bu saf düşünceleri kafasından atma zamanıydı. İşleri bitirmeden önce rakibinin özelliklerini istediği ölçüde indirebilirdi.

 

Amma gürültü yaptılar...

 

Seyircilerin tezahüratları cidden de sinir bozucuydu. Az önce ağıt yakarlarken şimdiyse neşeyle bağırıyorlardı. Özellikle de...

 

Hay sıçayım sana Jircniv! “İşini bitir,” derken ne demek istedin?! Ah, cidden de...

 

Ainz yavaşça hareket etti. Çok ağır yara almamıştı fakat dikkatsizliğinin sonuçlarını acı çekere ödemişti ve bu hatayı tekrar yapmayacaktı.

 

Hala dövüş sanatlarını pek anlamıyorum. Bunlar YGGDRASIL’de olmayan yetenekler... Birisi bunları YGGDRASIL oyuncularına karşı kullanmak için mi oluşturdu acaba? Yoksa ben mi fazla komplo teorisyeni gibi konuşuyorum? Bir dakika, o dövüş sanatı saldırı hızını artırmak ile ilgili bir şey olmalı. Büyük ihtimalle tekrar bu hareketi yapacak, o yüzden bedenimi hazırlamayalım değil mi?

 

 

Ainz, Savaş Lordu’nun menziline girdi ve Savaş Lordu sopasını savurdu. Ancak Ainz bundan kaçınmadı.

 

İleri atıldı ve Savaş Lordu’nun saldırısını üstlendi.

 

Basınç ve acı tüm vücuduna yayılıyor olsa da HPlerindeki devasa fark yüzünden bunu yapabiliyordu. Bir şeyi yoktu. Ek olarak, namevt bedeni anında, yaşayanların dayanamayacağı acılara dayanabilmesi için acıyı indirgemişti.

 

Böylece Ainz, Savaş Lordu’nun bedenine dokunabildi. Saldırısını henüz bitirmesi ve Ainz’in Korku etkisinden etkilendiği için bundan kaçınması oldukça zordu.

 

Ardından Savaş Lordu’nun bedeniyle temasa geçti ve bir daire çizere arkasına geçti. Elbette bu sırada durmadan yeteneklerini azaltan negatif enerjisi zırhından içeri yolluyordu.

 

“Uoooooh!”

 

Bu sefer geri çekilen kişi, yerde yuvarlanırmışcasına geri atılan Savaş Lordu olmuştu.

 

Ainz takip etmek ve etmemek arasında kararsız kalmıştı ancak gizli bir hareketi olabileceğini karşı yerinde kalmayı tercih etti.

 

Savaş Lordu ağır ağır silahını kaldırdı. Solunumu ağırlaşmıştı ve ilk karşılaştıklarındaki görkemli tavırları kaybolmuştu.

 

Ainz hançerlerini sıkıca kavradı.

 

Hazırlıklar tamamdı. Bu son saldırı olacaktı.

 

Savaş Lordu, ne olacağını sezmişcesine miğferini çıkarttı ve bir kenera attı.

 

Ainz’i bir şaşkınlık kapladı ve Savaş Lordu zırhının geri kalanını da çıkarttı. Şu anda zayıflamış da olsa zırhının ağırlığı yüzünden hareket edemeyecek durumdan da kurtulmuştu.

 

Ancak Savaş Lordu’nun yüzündeki kararlılığı gören Ainz planını anladı.

 

Anladım. Zırh, hançerlere karşı korusa da yetenek dezavantajına karşı hiçbir şey yapamıyor. O kadar çok tehdit altında hissetmiş olmalı ki düşmanının HP’si ile kumar oynayarak bedenindeki yükü azaltıyor ki saldırmaya devam edebilsin.

 

Bu onun son ve oldukça dezavantajlı kumarıydı.

 

“Söyleyin bana... Ben zayıf mıyım?”

 

“Ne?”

 

“Majesteleri. Şu ana kadar gerçek gücünüzün zerresini bile göstermediniz. Büyünüzün kudretli kanatları olmadan bile zorlanmıyorsunuz. Ben... Ben cidden o kadar mı zayıfım?”

 

Ainz düşünceli bir şekilde gözlerini kapattı ve ardından tekrar açtı.

 

“Evet, zayıfsın.”

 

“Demek öyle.”

 

Arenaya bir sessizlik çöktü.

 

Ainz’in sesi onlara ulaşmamıştı. Ancak onların gözünde galip çoktan belirlenmişti.

 

“Bu savaş sırasında kendime birçok büyülü eşya ve birçok yeteneği kullanmayı yasakladım.”

 

“Öbür türlü anında işimi bitirebilir miydiniz?”

 

Ainz kafasını salladı.

 

Aynen öyle. Ancak senin hakkında bilgim var o yüzden...” Ainz kafasını salladı. Bu onu rahatlatmak için değildi. “Eh, kötü bir rakibin vardı. Eğer sen İmparatorluk’taki en güçlü kişiysen... Ben de dünyadaki en güçlü kişi olabilirim.”

 

“Anlıyorum... Yine de... Memnunum. Benden daha iyi olan birinin olduğunu bilmek beni gelişmek için teşvik ediyor.”

 

“Bir raddeye kadar anlıyorum bunu.”

 

Touch Me gibi bazı arkadaşlarını PVP’de hiç yenememişti. Yine de onu yenmek için taktikler ve ekipmanlar hakkında düşündüğü zamanları sevgi dolu bir biçimde hatırlıyordu.

 

Ainz, Savaş Lordu’na gülümsedi ve Savaş Lordu da Ainz’e gülümsedi.

 

“Pekela o zaman, hamleni yap bakalım.”

 

“Majesteleri, Büyücü Kral Ainz Ooal Gown. İşin sonunda.... En azından çok küçük bir zerre bile olsa bana gerçek gücünüzü gösterin. Gücün doruklarını tecrübelememe izin verin!”

 

Savaş Lordu güçlükle silahını savurdu.

 

“Cidden de... Pekala, öyle olsun. O zaman gücün zirvesini sana göstereceğim.

 

Ainz yeteneğini aktive etti ve ileri doğru yürüdü.

 

Savaş Lordu’nun saldırı menziline girdi. Savaş Lordu sopasını salladı.

 

Kaldırdığı hızdan oldukça farklı bir hızdaydı bu savuruş. Hızını artırmak için bir dövüş sanatı kullanmış olabilirdi. Tabii ki bu, yeteneklerine dezavantaj almadan önceki hızıyla karşılaştırılamazdı bile. Oldukça yavaştı.

 

Sopa, Ainz’in bedenine inse de Ainz aldırmadı.

 

Saldırı artık Ainz’e hasar veremiyordu.

 

Ainz sanki nazik bir rüzgar tarafından savruluyormuş gibi yürüdü.

 

Darbe üstüne darbe yemesine rağmen ilerledi Ainz, ve Savaş Lordu’nun gözlerinin içine baktı.

 

Savaş Lordu, pes edermişcesine gülümsedi. Ainz, Savaş Lordu’nun artık direnmeyen göğsüne hançerini soktu ve içindeki büyüyü aktive etti.

 

♦ ♦ ♦

 

Ainz, Savaş Lordu’nun cesedine baktı.

 

Ardından ödünç aldığı bir büyülü eşyayı çıkarttı. Bu basit bir ses yükselticiydi.

 

“Sözlerime kulak verin! İmparatorluk'un halkı! Ben Büyücü Kral, Ainz Ooal Gown!”

 

Sesi tiz bir şekilde sessizliğin arasında yankılandı. Bu yüzden de Ainz kısa kesmeye karar verdi.

 

“Ülkemde, maceracıları eğiteceğim ve geliştireceğim bir program kurmayı düşünüyorum. Bunun sebebi, hem maceracıları yetiştirip koruyacağımızdan, hem de dünyanın dört bir yanına göndereceğimizden iki taraf adına da avantajlı olmasındandır. Maceracıların çoğu kendi kaynaklarıyla hayatta kalmak zorundadır. Ancak bunlardan kaçı daha yetişkinliğine bile ulaşamadan öldürülüyor?”

 

Ainz, kısa süreliğine beraber dolaştığı maceracı takımını hatırladı.

 

“Bundan dolayı, Maceracılar Loncası’nı kendi ülkemin bünyesinde toplamak istiyorum. Maceracılar Loncası, ulusal bir yapılanmaya dönüştüğü zaman kısıtlanacaklarını ve özgürlüklerini yitireceklerini düşünenler olabilir. Bunu tamamen yok sayamam. Ancak az önce gösterdiğim gibi, gücüm oldukça yeterlidir. Sizi savaş için bir malzeme olarak kullanmak gibi bir niyetim yok. Büyü Krallığı, ciddi anlamda macera arayan kişilere açlık besliyor! Bilinmeyeni keşfetmek isteyen, dünyayı anlayıp maceracı olma hayali kuran her kimse varsa, bana katılın! Aklınızın ucuna bile gelemeyecek bir güçle kendi başınıza ayakta kalmanıza yardım edeceğim! Şimdi bu kuvvetin küçük bir kısmına bakın!”

 

Ainz Savaş Lordu’na doğru yürüdü.

 

Savaş Lordu! öldü! Onun ölümünü kim doğrulayacak?”

 

Cevap gelmedi.

 

“Ölüm, her şeyin sonudur. Yine de, buradaki bazı kişilerini bildiği gibi, ölüm defedilebilir.

 

Ainz bir asa çıkardı ve ucunu Savaş Lordu’nun göğsüne doğrulttu.

 

Eğer hayata geri gelmeseydi oldukça utanç verici olurdu. Var olmayan kalbi güm güm atıyordu sanki.

 

“İyi izleyin!”

 

Asa aktive oldu ve Savaş Lordu aniden nefes aldı. Ardından göğsü hareket etmeye başladı.

 

“Yeniden diriltme büyüsü sadece yüksek seviyeli rahiplerin uzmanlık alanıdır. Ancak bu benim için çocuk oyuncağı! Ancak yine de gereken altın miktarı ödenmeli! Ölümü bile fethetmiş olan ben, size destek çıkacağım! Gerçek bir maceracı olmak isteyen herkes, benim ülkeme gelin!”

 

Ainz [Uçuş] büyüsünü kullandı.

 

Hedefi Jircniv'in VIP odası idi.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-11 07:33:52
Çeviri edit için teşekkürler
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 16:05:13
Çeviri için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-07 16:02:55
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-28 18:41:23
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-24 19:35:26
Çeviri için teşekkürler
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-25 20:25:32
Elinize sağlık
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 15:47:56
Bölüm için teşekkürler. En azından reklam en heyecanlı anda gelmedi.
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-08 12:37:28
De şuna "Hani müttefiktik lan biz?!?" Diye
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-03 15:26:49
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 15:39:26
peltek konuşan savaş lordu elinize sağlık
☆JUDAL☆ (57 puan) Üye
2019-09-25 13:39:31
Çeviri için teşekkürler
Vampire (369 puan) Üye
2019-09-24 17:39:25
Oo bakalım neler olacak
seyirci343 (3138 puan) Üye
2019-02-13 07:26:51
Ne diyecek acaba? Tehdit etmez herhalde. Elinize emeğinize sağlık.
blade (3267 puan) Üye
2019-02-12 03:16:13
Çeviri ve edit için teşekkürler
Devilman (2387 puan) Üye
2018-12-27 09:06:39
Ainz şu jirviche dersini ver savaş sırasında yaptığı tezahürata bak
fuatX (2076 puan) Üye
2018-12-26 09:17:17