Overlord

25 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2747 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -25

Etrafına baktığında odada sadece Jircniv ve iki korumasının kaldığını gördü. Diğerleri erkenden ayrılmışa benziyordu. Ainz, endişelenecek daha az problemi kalmasından dolayı rahatlamıştı, ancak bu konuda ağzını açmadı.

 

“Eh, özür dilerim Jircniv-dono. Hey, yüzünüz çok daha iyi görünüyor. Rahatladım.”

 

Ayağa kalkıncaki baş dönmesi gerçekçi duruyordu. Ancak bu kadar coşkulu bir şekilde tezahürat ettiği düşünülürse çok kısa bir anlığına olmuş olmalıydı.

 

“Sizi endişelendirdiğim için üzgünüm, Gown-dono.”

 

“Ah, lafı bile olmaz. İyi hissetmeyen birini kim görse endişelenirdi.”

 

“İlginiz için teşekkürler. Yine de bu oldukça heyecanlı bir maçtı. Tam da sizden beklenildiği gibi, Gown-dono. İmparatorluk'un en güçlü savaşçısına karşı bu kadar rahat kazanabileceğinizi düşünmek... ‘Olağanüstü’ demek dışında bir şey gelmiyor aklıma.”

 

“Kesinlikle öyle. İyi bir müsabakaydı cidden. İki tarafa da gidebilirdi gerçi, ben sadece şanslıydım.”

 

Jircniv’in, Savaş Lordu’na ettiği tezahüratlar düşünülünce büyük bir hayranı olmalıydı. Bu durumda Savaş Lordu’nu övmesi yanlış olmazdı.

 

Daha doğrusu...

 

Lanet olsun sana, bana hiç tezahürat etmedin. Duydum hepsini!

 

Elbette bu düşüncelerini dillendirmemişti. Durup sakince düşünüldüğünde birisinin, kendi ülkesinin savaşçısı ile başka bir ülkenin savaşçısı arasında, tezahürat ettiği kişi kendi ülkesinin savaşçısı olması oldukça doğaldı.

 

Eh, cidden de Ainz’e tezahürat yapsaydı, yakınlık metresi -bu, Peroroncino’nun sık kullandığı bir tabirdi- kesinlikle tavana vururdu.

 

“Her ne kadar yabancılar bunu söyleyemese de, haksız olmadığınızdan eminim Gown-donı. O zaman... Affedin beni. Böyle bir zamanda neler konuşuyorum?”

 

“Aynen öyle,” diye katıldı Ainz. Bir başka deyişe böyle bir ortamda Jircniv ile uzun uzadıya sohbet etmek istemiyordu.

 

Ainz Ooal Gown’un sadece ölümlü bir insan olduğunu anlamasını istemiyordu.

 

Her ne kadar Büyü Krallığı’nın reklamını yaptığı ve sınırı izinsiz geçtiği için azar yiyeceğini düşünse de Jircniv bunu yapmamıştı. Bu durumda, çabucak gitse iyi olurdu.

 

“Şey, bu...” Ainz az daha söyleyecek olduğu resmi olmayan kelimeleri yuttu. Bu kendi mezarını kazmak gibi olurdu. “Şimdilik işleri burada bitirelim. Başka bir gün tekrar görüşmek üzere, Jircniv-dono.”

 

Kişisel olarak Ainz, ışınlanma büyüsü ile kaçmak istiyordu ancak önce Ainzach’ı da almalıydı. Yere inecek ve kendini ışınlayacakken... Durumu düşünürken Ainz, Jircniv’in ciddi bir bakışla ona bakmakta olduğunu gördü.

 

Kesinlikle tuhaf bir şeyler söyleyecekti.

 

Bu herhangi bir iş adamına oldukça yabancı bir durumdu. Ainz Jircniv’e bakmak için döndü.

 

“Majesteleri. Bir teklifim var. Duymak ister misiniz?”

 

‘Hayır’ demeyi o kadar çok istiyordu ki...

 

Ancak Ainz, gerçeklikten kaçmamaya karar verdi. Her ne kadar yüzü hareket etmese de gülümsedi ve “Devam edin,” diye yanıtladı.

 

“O zaman umuyorum ki... Hayır, Baharuth İmparatorluğu, Ainz Ooal Gown’un Büyü Krallığı’na bağımlı bir devlet olmak istiyor.

 

“Hah?”

 

Ainz bu beklenmedik sözleri duyunca bağırmasına engel olamamıştı.

 

Beyni hala az önce duyduğu şeyi idrak edemiyordu.

 

“Bağımlı... Bağımlı devlet mi?”

 

Az önce gördüğü iki muhafız da şaşkınlıkla bakakalmıştı.

 

Bir sebepten dolayı Ainz, Jircniv'in alnına pat pat vurmak istedi.

 

Neden birden bağımlı olmak istemişti? Şimdi düşününce, bağımlı devletlerin ilişkisi nasıldı ki? Bu terimi daha önce duymuştu ama tam olarak ne anlama geliyordu? Kendi kendini yönetme gibi bir şeyler vardı.

 

Ainz böyle önemli bir şey hakkında tek başına karar veremezdi. Cevabını vermeden önce bu konuyu Demiurge ve Albedo ile tartışması gerekiyordu.

 

“Jircniv-dono, ülkenizi bağımlı bir ülke olarak almak...”

 

Krallar arasında bir arkadaşlık kurma planım suya düştü demek.

 

Bağımlı devlet sorunu hakkında ne söyleyebilirdi ki? “Bunu düşünmüyorum,” deyip geçse olur muydu?

 

Ancak Demiurge ve diğerleri, İmparatorluk’u bağımlı yapmak isteyebilirdi. Direkt olarak bu işe burnunu sokmak istemiyordu ancak konuyu cevap vermeden bırakırsa da oldukça can sıkıcı olurdu.

 

Şu anda elindeki en iyi seçenek blöf yapmak gibi görünüyordu.

 

Sözlerini ne yöne çekeceğini kararlaştırdıktan sonra Ainz cevap verdi.

 

“Böyle bir konuyu sözlü olarak tartışmak oldukça tehlikeli. Hemen bir yanıt veremem ancak böyle durumların yazı üstünde ilerlemesi gerektiğine inanıyorum.”

 

“O zaman size belgeyi verdiğim anda kabul edecek misiniz?”

 

Ne? Cidden de yapacak mı bunu ya? Ainz bunu cidden sormayı düşündü ama sözcükleri tekrardan yuttu. Bunun sebebi bir şekilde kendini sakinleştirebilmiş olmasıydı. Gerçek şuydu ki, artık az önceki kadar endişeli değildi. Bu bedenine ne kadar teşekkür etse azdı.

 

Ancak problem hala çözülebilmiş değildi.

 

Demek istediğim bu değildi, sadece zaman kazanmak istiyorum. Bu sözleri dile getiremediğinden dolayı Jircniv’in kabul edebileceği bir şeyler söylemek zorundaydı. Başka bir yolu yoktu.

 

“...Kesinlikle. Bağımlılığa dair dilekçenin bir kopyasını İmparatorluk'un gelecekteki durumunun bir taslağını benim Büyü Krallığı'ndaki yerime gönderin. Ondan sonra daha ayrıntılı bir şekilde plan yaparız.

 

“O zaman öyle yapacağım. Bitirmek için çaba sarf edeceği ve Majestelerinin eline incelikle ulaştıracağım. O zaman... Bu süre zarfında size eşitim olarak, bir kral olarak hitap etmeme izin verin. Sağlığınıza duacıyım.”

 

Her ne kadar duygusal durumu sakinlemiş olsa da Ainz’in ne olduğuna dair ya da neden böyle olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Cevap olarak kafasını sallamakla yetindi.

 

Ardından paniklemiş gibi görünmemek adına [Uçuş] kullanarak arenaya geri indi.

 

“Neden böyle oldu şimdi? Daha doğrusu, Albedo ve Demiurge olsa ne yapardı?”

 

Ainz, tıpkı eve döndüğünde ailesinden azar yiyeceğini bilen bir çocuk gibi omuzlarını silkti.

 

♦ ♦ ♦

 

Büyücü Kral ayrıldıktan sonra VIP odasına bir sessizlik çökmüştü. Nimble, sessizliği bozarak bağırdı:

 

“Majesteleri!”

 

Jircniv kaşlarını abartılı bir biçimde çattı ve Nimble’a baktı.

 

“Çok gürültülüsün. Ben hala odadayım.”

 

“Af... Affedin beni. Ama, ama... Az önce ne olduğunu sorabilir miyim?!”

 

“Neden böyle bir karar verdiğimi bilmek mi istiyorsun?”

 

Nimble cevap olarak kafasını sallamakla yetindi. Jircniv, benzer bir tavırda olan Baziwood’a baktı.

 

“Anlıyorum... O zaman siz başka ne tavsiye ederdiniz?”

 

Jircniv kendi kendine güldü.

 

“O şeyiyle beraber buraya geldiğinden beri... Ah! Slaine Teokrasisi ile olan tüm görüşmeler mahvoldu. Tapınaklar da benim hakkımda çok iyi düşünmüyor. O görüşmeleri tekrar ayarlayabilmek için ne kadar süre geçecek? Bu zamanla çözülebilecek bir problem mi o da belli değil.”

 

Jircniv, Slaine Teokrasisi’nin yüksek mevkisinde biri olsa bu durumda ne yapacağını düşündü. Eğer bir başka ülke “Ainz Ooal Gown bizim komplomuzu görmüş, biz bir şey planlamıyorduk,” gibisinden acınası bir mazeret sunarsa kesinlikle kimse o ülkeyle ittifak kurmak istemezdi ve onları terk ederdi. Hayır, hatta o ülkeyi kendi geleceklerinde kullanmak üzere bile çalışabilirlerdi.

 

Slaine Teokrasisi ile bir müttefiklik şu an imkansız görünüyordu.

 

“Yani diyor ki ‘Teokrasi müttefiğiniz olmadan kendi başınıza debelenin durun,’ değil mi? Majesteleri Büyücü Kral Ainz Ooal Gown’dan beklenildiği gibi. Şapka çıkarmak lazım. Kolları cidden de hayal edebildiğimden çok fazla yere uzanıyor. Önce, düşmanlarının havalanmasına izin veriyor, ardından da gardlarını düşürdükleri anda onları tek hamlede indiriyor.”

 

Her ne kadar düşmanı olsa da Jircniv bu kusursuz kumpası taktir etmeden edemedi.

 

O kadar mükemmelce hesaplanmıştı ki kaybettiğini kabul etmekten başka seçeneği yoktu. Ainz’in çoktan İmparatorluk'un hareketlerinden haberi olmasına rağmen İmparatorluk’un hala bir desteği yoktu. Bir başka deyişle Ainz Ooal Gown, İmparatorluk'un yaşamı ve ölümünü elinde tutuyordu.  

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-11 07:47:00
Çeviri edit için teşekkürler
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 16:10:26
Mükemmel
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-07 16:12:19
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-28 19:13:45
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-24 19:48:00
Çeviri için teşekkürler
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-25 20:50:50
Elinizi sağlık💯💯
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 15:57:33
Bölüm için teşekkürler. Tesadüfler, tesadüfler... mükemmel.
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-08 13:07:33
Lan olay o kadar gelişi güzel olmasına rağmen felaket derecede güzel bir tesadüf ki... İşin sonunda gülmekten yarıldım resmen😂👌
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-03 15:53:56
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 15:44:48
emeğinize sağlık
Vampire (369 puan) Üye
2019-09-24 17:55:11
Hahahaha aferin
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-21 02:55:35
Jircniv adam oluyosun sen :)
seyirci343 (3138 puan) Üye
2019-02-13 07:37:56
Slaine teokrasiyle görüşme kısmı atlanmış mı? Ben mi görmedim? anlamadım. İngilizcesine baktım orada varda burada nereye düşüyor onu da bilmiyorum. Elinize emeğinize sağlık.
itachi018 (19 puan) Üye
2019-10-04 20:41:39
@seyirci343, Baharut imp. 18-19.bolumlerden birine denk geliyor ainzin arenaya giris yaptigi bolumde ama cevirmen atlamis o kısmı
seyirci343 (3138 puan) Üye
2020-07-09 09:48:36
@itachi018, Teşekkürler
sinanozkann1 (1217 puan) Üye
2021-08-24 00:57:26
@seyirci343, biraz geç olsa da bütün bu dövüş mevzularından önceydi görüşme bölümü. Üstünden çok fazla gerekli gereksiz bölüm geçtiği için unutmuş olabilirsiniz.
blade (3267 puan) Üye
2019-02-12 03:24:15
Çeviri ve edit için teşekkürler
Devilman (2387 puan) Üye
2018-12-27 09:15:24
Sonunda jirvich de yola geliyor