Overlord

06 Ocak 2019
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2711 Görüntülenme
Bu bölümü 39 Kişi beğendi.
Cilt 11

Cüce Topraklarının Peşinde -8

Hem Momon olarak hem de Nazarick’in hükümdarı olarak bu masraflardan dolayı çok fazla acı çektiği olmuştu. Bundan dolayı da “neredeyse bedava” olması fikri Ainz’in kalbinde çok değerli bir yer edindi.



Bu yüzden de anlayamıyordu. İşin aslı, Ainz böyle bir tekniğin yok olmasına asla izin vermezdi.



“Başka dezavantajları var mı?”



“Ah, evet var. Ama genel olarak üretiminin zor olması gibi şeyler. Yapımlarının uzun sürmesi bir yana, ründemircisi olabilecek sadece bir avuç insan var. İmparatorluk’takilere göre büyü kullanıcısı olabilecek insanlardan daha az sayıda.”



“Hm. Bir sorum var. Rünlerin modasının 200 yıl önce geçtiğini söyledin, öyleyse neden rün geliştiricisi unvanı hala duruyor? Böyle bir şey için çok geç değil mi? Yoksa cücelerin yaşam süresine göre normal bir şey mi?”



Gondo cevap vermemişti, o yüzden Ainz başka bir soru sordu.



“Şu anda geliştirdiğin rünzanaati nasıl bir şey?”



Ainz birkaç adım atarak Gondo’nun yanına geldi.



Gondo’nun yüzü önüne kilitlenmişti ve az önceki tutkulu ifadesi kaybolmuştu. Ainz’in sorusuna başka bir soruyla cevap verdi.



“Neden rünzanaatini öğrenmek istiyorsunuz?”



Soruya soruyla cevap vermek, cevap vermek istemediğini ima ediyordu. Eğer Gondo’nun sorduğu soruya cevap verirse sakladığı şeyi ortaya çıkarabilirdi. Sonuçta ona Majesteleri diye hitap etmemeye kadar gitmişti. Bu da sorunun oldukça önemli olduğunu gösteriyordu.



Ancak birbirlerinin kalplerini anlayacak kadar yakın değillerdi. Daha da önemlisi...



Neden bu bilgiyi sızdırıyor? Bir tuzak mı yoksa? Yoksa elindeki bilginin ne kadar önemli olduğunu bilmiyor mu? Eğer bu cidden gizli bir sanatsa bunun ne demek olduğunu anlıyor olmalı, değil mi?



Biraz kafa karıştırıcıydı ancak bu süre zarfında, daha önceden hazırladığı bahanelerini söyleyebilirdi.



“Çünkü bu rünler benim bildiklerimden biraz farklılar. Birinin rünzanaatinin tarihi ile ilgilenmesini ve onu yaymayı istemesini anlayabiliyorsun değil mi? O yüzden umarım ki soruma cevap verirsin.”



Gondo etrafına bakındı ve düşüncelere daldı. Bir süre daha sessizlik içinde yürüdüler.



Tam Ainz rahatsız olmaya başlıyordu ki Gondo sonunda cevap verdi.



“Şu anda rün tılsımlamasının süresini azaltmayı ve onları seri üretime dökmeyi amaçlıyorum. Ancak bu sadece asıl amacım için bir araç. Asıl hedefim, rünleri elzem kılacak teknikler geliştirmek. Bir başka deyişle rünzanaatini özel ve yıllara direnebilen bir şey yapmak istiyorum.



Yani rünleri daha değerli kılacağım.” Herhangi bir şirketin patronu bu amacı anlayabilirdi. Bir ürün üretirken, iğrenti noktasına gelecek kadar o ürünü vurgulamak oldukça yaygındı.



“Hoho. Bu oldukça iyi bir araştırmaymış. Nasıl ilerliyor?”



Bir cevap almayı beklemiyordu ancak bir noktada kafası karıştığı için Ainz yine de bu soruyu sordu. Bu da, böyle bir teknolojiyi geliştiren birinin Cüce Krallığı’nda özel birisi olacağıydı.



Neden tek başına burada, böylesine tehlikeli bir yerde örnekler topladığını anlayamıyorum. Böyle birinin korunması gerekmiyor mu?



Ainz’in sorusu anında cevaplandı.



“Hiç de ilerlemiyor. Gram ilerleme kaydedemedim.” Gondo depresif bir şekilde mırıldandı. “Rünzanaati kullanarak büyülü eşya yapan kişilere ründemircisi deniliyor, ancak ben o unvanı hak edecek kadar bile iyi değilim. Bir çırağın yapabilmesi gereken şeyleri bile yapamıyorum.”



Eh? Ainz şaşırmıştı. Yani daha doğru dürüst rün bile uygulamayan birisi rünzanaati alanını genişletmeye mi çalışıyordu? Bu tamamıyla saçma sapan bir durumdu.



Cidden böyle bir şekilde bir yenilik yapabilir miydi, yoksa bu onlar için oldukça normal miydi=



Hayır, bu büyük ihtimalle normal değildi. Normal olsaydı Gondo bu kadar depresif olmazdı. Bir başka deyişle o da beceriksiz olduğunu biliyordu.



İşin aslı, Ainz iklemde kalmıştı. Gondo’dan nasıl faydalanacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.



“Ben yetenekli değilim. Rün oyabiliyorum ancak çok uzun sürüyor... Her ne kadar tüm ründemircilerinin gelişmeden önce bu evreden geçtiğini söyleseler de... Ama diğer ründemircileri benim gibi olduğu yerde saymıyor, gelişiyor.



Gondo güçsüzce kafasını eğdi.



“Ben bir ründemircisi gibi iyi değilim. Ben sadece dedemin geride bıraktığı işe yaramaz bir torunum.”



Anladım, diye düşündü Ainz. Demek problemi yeteneğinin yeterli olmaması.



YGGDRASIL’deki ve bu dünyadaki bilgileri göz önüne aldığında durum büyük ihtimalle böyleydi.



Birisi ründemirciliği mesleğinde seviye atlamak istiyorsa başka iş sınıflarında on seviye daha almalıydı. Ancak eğer bu seviye sınırı 11 ise, bir ründemircisi olarak daha fazla seviye kazanamazdı. Ründemirciliğinde de sadece bir seviyesi varsa sadece çok önemi olmayan yetenekleri öğrenebilirdi.



Ainz’in, Gondo’ya yardım için yapabileceği hiçbir şey yoktu, o yüzden bir şey söylemedi.



Birilerini teselli etmenin onları kurtardığı zamanlar olurdu ancak bazen tek yapmaları gereken pes etmekti.



Eğer Ainz, Gondo’nun durumunda olsaydı daha yeni tanıştığı birinin onu teselli etmesini istemezdi.



“Demek öyle. Konusu açılmışken, tüm cücelerin rünzanaatini geliştirip yeni teknikler ortaya çıkartmak gibi bir hayali var mı?”



“Hayır, o hayali olan tek kişi benim,” diye cevapladı Gondo, inanılmaz kasvetli bir kahakaha ile. “Tüm ründemircileri zanaatlerinden vazgeçti. Rünzanaatinin şu anki durumundan kurtulmasını isteyen ve yeni teknikler geliştirmek isteyen kimse kalmadı. Herkes sırt çevirmenin sorun olmayacağını düşünüyor.”



“Anladım... O zaman bilmek istediğim başka bir şey daha var. Yeni rünzanaati teknikleri geliştirdikten sonra ne yapacaksın?”



“Ne mi yapacağım? Ben sadece rünzanaatini kullanıp bir şeyler üretmeyi ve ründemircisi sayısını artırmak istiyorum. Rünler harika bir teknoloji. Yok olup gitmesine izin vermek inanılmaz bir israf olur.”



“Sana yardım eden kimse var mı?”



“Hayır, dediğim gibi çoğu ründemircisi zanaatten vazgeçti ve günlerini içerek, bu zanaatin nasıl kendileriyle birlikte yok olacağına dair küfrederek geçiyorlar. Geçmişte onlarla konuşmayı denedim ama hepsi beni reddetti.”



“Hm. Eh, zayıflar helak olur. Gereksiz teknolojilerin kaybolması oldukça doğal.”



Gondo birden Ainz’e baktı ancak bu bakışı hemen üstündeki ağırlığı kaybetti.



Gondo’nun kafasını çevirip yürümeye devam etmesini izlerken Ainz tekrar rünlerin değerine dair düşüncelere daldı.



Açık konuşmak gerekirse, oyuncularla ilgili tarihsel bağlantısı dışında onlarla hiç ilgilenmiyordu.



Ancak terk edilmiş sanatları ucuza geliştirip bir yatırım yapmak kötü bir fikir değildi. Para harcamamama fikri de oldukça çekiciydi. Ek olarak nadir teknolojileri toplamak da istiyordu.



Ayrıca başka oyuncular ortaya çıkarsa, rünlere olan ilgilerini kullanarak ortaya müthiş bir yem atabilirdi.



“Bir ya da iki sorum var. Az önce bahsettiğin tekniklerin geliştirilebileceğine dair nasıl bir dayanağın var? Şu ana kadar duyduğum şeyler zanaat hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin boş fantezileri gibi duruyor çünkü.”



“Bu doğru değil! Şey, uygun bir ründemircisi olmak için gerekli yeteneğimin olmadığı doğru. Ancak babam, onun babası, büyük büyük babam... Hepsi bu ülkenin en iyi ründemircilerindendi ve son Ründemircisi Kral’ına sağ ve sol elleri olarak hizmet ettiler. Bizzazt kendi gözlerimle gördüm. Babamın ve dedelerimin bıraktığı tezleri ve literatürleri bizzat okudum. Mümkün olduğunu biliyorum! Babam hasta yatağındayken teorilerimi doğruladı. Bana zor olduğunu ama imkansız olmadığını söyledi!”



Gondo, gözlerinde biriken gözyaşlarıyla birlikte konuşurken sanki kan kusacakmış gibi görünüyordu.



Uzun süredir içinde tuttuğu duygular sonunda patlama noktasına gelmişti.



Bu duygu selinin altında ezildiğini düşününce Ainz durdu. Her ne kadar Gondo’nun sözleri ona cücenin araştırmalarının meyve verebileceğine dair umut verse de Ainz sadece öbür türlü kaybolacak olan nadir tekniklere erişmek istiyordu. Eğer Gondo elle tutulur sonuçlar elde demeyecekse Ainz’in ondan vazgeçmesi gerekecekti.



“Bir evlat olarak işe yaramaz olduğum doğru! Ama yine de atalarımın aktardığı bu sanatın ölmesine müsaade etmeyeceğim! Babamın görkemli isminin tarih kitaplarından silinmesine izin vermeyeceğim! Ne yapmam gerekirse gereksin!”



Bu sözler Ainz’de bir heyecan uyandırmıştı.



O da Ainz Ooal Gown loncasındaki yoldaşlarından kalan şeyleri korumak istiyordu. Zamana meydan okumalarını istiyordu.



O anda Ainz, Gondo’nun içten içe ne hissettiğini anladı.



Ona olan yakınlık hissi anında tavan yaptı.



Aynı zamanda, Gondo’nun neden rünzanaati için böylesine çabaladığını da anlamıştı.



Ona göre rünzanaati ölmüştü, ya da ölüme yakındı. Bu sebepten ötürü saklamasının bir nedeni yoktu. Olabildiğince yere yayılmasını sağlayarak bir şekilde bu zanaatin hayatta kalmasını sağlamak istiyor olabilirdi. Elbette bu kadar ilerisini düşünüp düşünmediğini bilmiyordu.



“Affet beni. Bu seni kızdırabilir ama umarım söylemem izin verirsin. Benim bakış açıma göre, sen sensin. Baban ya da büyük babaların değil. Haksız mıyım?”



Gondo’nun suratında anlaşılmayan duygular belirdi. Kızgın mı, üzgün mü, yoksa duygusal mı olduğunu anlamak çok zordu. Ancak nihayetinde bu duygu keyifsizliğe dönüştü.



“Majesteleri, size oldukça minnettarım. Ancak yaşama nedenimi çoktan belirledim.”



“O zaman benim... Hayır, Büyü Krallığı’nın sana bu uğraşında finansal destek sağlamasına izin ver. Senin hamin olmama izin ver ve sana rünzanaatini geliştirmende yardım edeyim.”

 

Gondo’nun gözleri fal taşı gibi açıldı ve şaşkınlık içinde bağırdı:



“Siz... Ciddi misiniz= Bu... Bu kesinlikle müthiş bir şans... Bu inanılmaz!”



Bu teklifte bir bit yeniği olmalıydı. Kim olsa böyle düşünürdü. Ainz, Gondo’nun nasıl hissettiğini anlayabiliyordu.



“Eh, tek diyebileceğim umarım bana inanabilirsin. Ancak senin gibi ründemircisi olmayan birisi büyük ihtimalle bu bahsettiğin teknikleri geliştiremez, yanlış mıyım?”



Gondo’nun ağzı düzleşti ve sessizliğe büründü.



“Bu yüzden Cüce Krallığı’ndaki tüm ründemircilerini ülkeme, rünzanaatini senin direktiflerin altında geliştirmeleri için alacağım.”



“Bu... Bu da ne demek?”



“Ne diyorsam o. Tüm ründemircilerini toplayacağım ve bilgilerini karşılaştırarak yeni tekniklerin için prototip oluşturacağım. Bu sebepten ötürü... Umarım onları işe almama yardım edersin. Bu mümkün mü?”



Gondo düşündü ve cevap verdi.



“Hayır, mümün olmalı. Neredeyse tüm ründemircileri zanaatlerinden vazgeçti ancak parlamak için bekleyen birçok kişi olmalı.”



“O zaman onların kalplerini etkileyeceksin, Gondo. Ne dersin? Bana yardım edecek misin? Kalbini bana verecek misin? Benim için ne kadar ileri gidebilirsin



“Ne?”



“Tüm ründemircilerini tek bir hedefe odaklamadığın sürece neredeyse yok olmuş bir sanatı tekrardan canlandırman oldukça zor olur. O yüzden de bu adam işe alma işten kaytaramazsın. Tüm ründemircilerini ülkeme getirmek istiyorum. Bu sebepten dolayı da bazı... Kötü yöntemler kullanabilirim. Bu da iş birlikçilerimin, bu ülkeye hainlik etmesi gibi bir izlenim uyandırabilir.”



“Neyden bahsediyorsunuz? Cevap oldukça basit. Kalbimi almak istiyorsanız buyurun sizin olsun. Rünzanaatini sonsuza dek yaşatmak için oldukça küçük bir bedel.”



Gondo elini uzattı.



Ainz de o eli sıktı.



“Ben bir namevtim. Bu sana sorun teşkil etmiyor mu?”



Gondo, Ainz’in sözlerine güldü.



“Hayalimi gerçekleştirdiğiniz sürece majestelerinin namevt ya da Ayaz Ejderlerinin Lordu bile olsanız önemi yok.”



“O zaman ilk olarak, bizi Cüce Krallığı’na götürebilir misin? Ülkem için ründemircilerini işe alırken Cüce Kral ile bir dostluk antlaşması imzalamak istiyorum. Sonuçta hiç bağın olmadığı bir ülkeden işçi almak oldukça zor olurdu. Buna ek olarak, Cüce Krallığı’nın teknolojiyi dışarı taşımak ile ilgili katı kuralları olmadığını sanıyorum, yanlış mıyım?”



“Sorun olmaz. Rünzanaati için arz ve talep çok az. Ah, ayrıca Cüce Krallığı’nın artık bir kralı yok. Ülke şu anda bir naip konsey bulunuyor ve bu konsey de birkaç liderden oluşuyor.”



“Umu. Bunu duymak isterim. Yürürken konuşalım mı? Kabaca ne olduğunu dinlemek isterim.”



Gondo onunla konuşurken, tünelin çıkışı nihayet gözüktü.



Üçü birden tünelden çıktıktan sonra Shalltear ve diğerleri onları karşıladı. Doğal olarak Zenberu da oradaydı.



Gondo çok fazla namevti bekliyor olsa da büyülü yaratıkları görünce istemsizce bir savunma duruşu almıştı. “Hiç kara elf yok,” gerçeğini duyması zaten ona bir darbe vurmuştu ve artık mırıldanmaları Ainz'in kulaklarına geliyordu.



Shalltear öne çıktı ve eğildi.



“Ainz-sama. Sizi apar topar rahatsız ettiğim için özür dilerim anca küçük bir problememiz var.”



“Hanzoların kalanları nerede? Neler oldu?”



“Evet! Bu mağaraya, Aura’nın sizi yönlendirdiği binadaki tünelden başka birileri girdi. Size söylemediğim için özür dilerim fakat çoktan bazı Hanzoları incelemeleri için oraya gönderdim.”



Özre gerek yok Shalltear. Yerinde bir karar olmuş. Hanzoların dönmesini bekleyecek, raporlarını inceleyecek ve ne yapacağımıza karar vereceğiz. Ardından...”



Bir zamanlar burada kalmış olan cüceye bakmak için durdu. Cüce olan şeylere dikkat etmiyordu. Onun yerine Zenberu ile neşeli bir muhabbete girmişti. Dikkatli dinlediğinde konunun Zenberu'yu kurtaran cüce olduğunu anladı.



Gondo. Böldüğüm için özür dilerim fakat şehre birileri sızmış gibi görünüyor. Burada güç kullanmak zorunda kalabiliriz. Zamanı geldiğinde umarım böyle bir kuvveti kullanmak zorunda kaldığımıza dair görgü tanığı olup bizi savunursun.”



“Elbette. Bu meseleyi bana bırakın. Ancak yine de vereceğiniz hasarı minimuma indirgeyeceğinizi umuyorum.”



Ainz kafasını salladı. Gelecekteki antlaşmalarını kötü etkileyecek şeylerden kaçınmaları oldukça doğaldı.



“Shalltear, çevre ne durumda?”



“Aura’nın yaratıklarını çoktan etrafa yaydım... Ne diyorsun Aura?”



“İyi bir fikir. Düşman görünmez olabiliyorsa bile yaratıklarım onların kokusunu alır.”



“Anladım. O zaman Hanzoların geri gelmesini bekleyeceğiz.”



Bir süre sonra geldiler de.



Raporlarına göre gelen kişiler Quagoalardı. Sayıları yüzü aşkındı. Gondo bir yandan dinliyordu ve oldukça şoka uğramıştı. Bu basit bir izci grubundan fazlasıydı. Büyük ihtimalle bir savaş ekibi ya da göç eden bir kabileydi.



Ainz’in yapabileceği tek bir şey vardı.



“Shalltear. Hepsini yakala. Bunu yapabilir misin?”



“Eğer emriniz buysa.”



“O zaman öyle yapmanı emrediyorum. Onları neden yakalamak istediğimi anlıyor musun?”



“Onları sorgulamak ve haberlerin etrafa yayılmasını önlemek için.”



Ainz kafasını salladı.



“Doğru. Eğer bir tanesini canlı ele geçirirsek sadece bir tanesini sorgulayabiliriz. Eğer öyle olursa yanlış bilgi edinebiliriz. Buna ek olarak, onlar için bir örnek teşkil etmemiz gerekebilir.”



Gondo burada olduğu için Ainz’in bahsedemediği başka bir konu daha vardı. O da, sadece tek bir tarafın hikayesini duyup ona inanmanın bir hata olacağıydı. Kim bilir, belki de quagoalarla iş birliği yapmak cücelerle iş birliği yapmaktan daha iyi olurdu.



“Git o zaman Shalltear. İyi haberlerini bekliyorum.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-12 12:20:43
Çeviri edit için teşekkürler
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 21:30:11
Çeviri için teşekkürler merhaba
Darksiders78 (24 puan) Üye
2021-06-25 18:58:02
Çeviri için teşekkürler ❤️
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-26 20:30:18
Çeviri için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 23:01:21
elinize sağlık çok güzel olmuş
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-26 11:31:43
Elinize sağlık
blade (3267 puan) Üye
2020-10-11 19:41:36
Çeviri ve edit için teşekkürler
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-09 09:29:07
Lan be Gondo iyice yıpranmış aga...
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-08 10:49:36
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 19:51:39
burayıda fethet ainz sama tek gücümüz felak nas
ARS (1843 puan) Üye
2020-04-19 23:47:18
Bölüm için teşekkürler. :)
Vampire (369 puan) Üye
2019-11-08 08:25:07
Bölüm için teşekkürler
BenJamin (1689 puan) Üye
2019-09-28 18:03:24
Baya iyi bolum ceviri icin tesekkurler
deden18 (428 puan) Üye
2019-09-24 20:02:21
Vay vay hain
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-24 01:03:49
:3 sarıyoorrrrrr
Syke (3572 puan) Üye
2019-01-08 16:13:14
Iyi bölümdü