Overlord

13 Ocak 2019
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2247 Görüntülenme
Bu bölümü 33 Kişi beğendi.
Cilt 11

Yaklaşan Kriz- 3

Orada dur!”

...Bir uyarı bağırışı havayı doldurdu. Sesin sahibi kendini tutuyormuş gibi duruyordu. Bir namevt olduğu doğruydu, ancak düşmanca bir işaret göstermeyen birine karşı oldukça kötü bir karşılama bu, diye düşünürken içten içe iç geçirdi.



“Neden buraya geldin seni namevt!”



Ainz parlak elmacık kemiklerini okşadı.



“Ben Ainz Ooal Gown'un Büyü Krallığı’nın Büyücü Kral’ıyım ve buraya cüce ülkesiyle dostane ilişiler kurmaya geldim. Bize saldırmadığınız sürece biz de size saldırmayacağız, o yüzden lütfen silahlarınızı indirin.



Pencereden izleyen cücelerin gözünde bir şaşkınlık belirdi. Ainz bu şansı kullandı ve konuşmasına devam etti.



“Feoh Raiđō’yu işgal eden quagoaları yakaladıktan sonra buraya da saldırmayı planladıklarını öğrendim. Eğer ordunuza güveniniz yoksa o zaman ben, benim krallığım, memnuniyetle size destek olacaktır. Evet, bu doğru. İyi bir arkadaşlık göstergesi olur.”



Gülümsedi, fakat derisi olmadığından dolayı bu cömert hareketi karşı tarafa ulaşmamıştı.



“Ya arkanızdaki cüce? O bir esir mi?!”



Cüceler hala ona karşı dikkatliydi.



“Ne kaba. Ben bir kralım, anladınız mı? Bir kral ile böyle mi konuşulur?”



Cüceler birbirine baktı ve birisi cevap verdi.



“Hayır, hayır... Bir dakika. Bize cidden kral olduğuna dair bir kanıt göster!”



“Anladım. Hakkınız var,” diye onlara katıldı Ainz. “O zaman, size onu tanıtayım. O sizden biri, Feoh Raiđō’da tanıştığım demirci Gondo.”



Ainz, pratik yaparken çok zahmet çektiği krallara yaraşır hareketlerini sergiledi.



Doğuştan bir lidere yaraşır bir havayla, astına öne çıkmasını işaret etti.



Cücelerden gelen şaşkınlıkla dolu sesleri duyunca Ainz’in kalbi tatminle doldu. Saatlerce yaptığı pratikler boşa gitmemişti demek ki.




“Üzgünüm, fakat kaleye girip durumu onlara detaylıca anlatır mısın?”



“Umu. Bana bırakın.”



Gondo kalenin kapılarına doğru ilerledi ve giriş için izin istedi, ancak kapılar açılmamıştı.



“Sorun ne?”



“Bilmiyorum. Belki bir şey olmuştur?”



“... Bu, bu cidden o mu?! Bu cidden Tuhaf Gondo mu?  Belki de birisi onun yüzünü almak için büyü kullanmıştır!”



Ainz cüceleri duyunca somurttu. Dikkati elden bırakmamak oldukça önemliydi ve Ainz de bunu takdir ederdi. Yine de kimse onlara güvenmezse hiçbir gelişme kaydedemezlerdi.



Ancak burada bir tanıdıkla buluşma olasılığını duymuştu. Eğer durum buysa oldukça şanslı olurlardı.



“Gondo, şehre dair bilgilerini paylaşarak onlara kim olduğunu kanıtlar mısın? Mesela nerede yaşadığın, ya da sadece bu şehirde yaşayan birinin bileceği şeyler falan?”



“Oh, ohh... Peki... Ah, Kara Altın Sakal Çardağı adlı bir restoran var! Suratı bir örse benzeyen bir adam tarafından işletiliyor. Yemekleri iğrenç ve tek güzel yaptıkları şey yahni!”



Cücelere bir sessizlik çöktü. Ainz, konuşacak kelime bulamayan Gondo’ya baktı. Adamın cevabı çok uğraşıyormuş gibi çıkmıştı.



“Aptal! O mekan yemek için değil içmek içindir! Sert biraları en iyi yaptıkları şeydir!”



“Yalancı!  Kırmızı mantar biraları en lezzetlisi!”



“Ne diyorsunuz lan siz, bulanık şarapları en iyisi! O köpüklü hoş kokuyu düşünsenize bir!”

 



“Hiçbiriniz biradan anlamıyorsunuz lan! Sakallı Leydi en iyisi!”



Ainz kafasına, cücelerin birayı çok sevdiğini not aldı ve konuştu:



“Ee, ne diyorsunuz? Onun gerçek Gondo olduğuna inanıyor musunuz? Konusu açılmışken, tek istediğimiz, sizi Büyük Yarık’ın etrafından dolaşıp size saldırmayı planlayan quagoalara karşı uyarmak. Tek yapmanız gereken uyarımızı üstlerinize taşımanız. Böylece bizim ülkemiz görevini yerine getirmiş olur. Quagoa saldırı vahşi olsa da. İşin sonunda bizi azarlarsanız oldukça kötü olur.”



Birkaç cüce kafasını pencerelerden çekti.



Bir süre geçti. Görünüşe göre birkaç kişi tartışıyordu.



“Orada bekleyin! Başkomutanımıza bir rapor göndereceğiz!”



Gondo’ya göre, o kişi bu ülkenin askeri gücündeki en yüksek mevkiye sahip kişiydi.



Görünüşe göre bunu otoritenin en tepesine götürmenin en iyi yol olduğunu anlamışlardı.



“Kukuku~”



Ainz kıkırdamasını gizlemedi.



Bir patırtı sesi duyuldu. Ainz kaynağına bakınca cücelerin tekrardan kundaklı yaylarını kendisine doğrulttuğunu gördü. Nefes alışverişleri karmaşıktı, görünüşe göre yoğun duygular içerisindelerdi.



Siktir. Güldüğüm için mi sinirlendiler?



“Affedin beni. Sadece Gondo girerse sorun olur mu? Kökeninin neresi olduğunu kanıtladı, değil mi?”



“Hayır, giremez, yasak. Orada durun! Bekleyin!”



Onlara gülmüyordu fakat görünüşe göre hepsini birden kızdırmıştı.



Ainz’in güçlü duyguları bastırılmıştı ancak arada küçük duygular açığa çıkabiliyordu.



Eğer daha önce hiç tanışmadıkları bir satış elamanı onlara sanki sakladığı bir şey varmış gibi gülse şirket nasıl hissederdi? Ainz bunu düşünemediği için kendi kendine sinirlendi. Bir hata yapmıştı.



Daha dikkatli olmalıyım, diye düşündü Ainz Gondo ile birlikte gerilerken.



Bir süre daha orada durdular.



Jircniv ziyarete geldiğinde yiyecek ve içecek, mobilya ve tüm hazırlıkları temin ederek onu karşılamıştım. Cüceler böyle şeyleri sevmiyor mu ki? Hayır... Şu anki şart o zaman olduğundan daha farklı.



Jircniv’in önceden planlanmış ziyaretinin aksine Ainz şu anda kapıdan kapıya dolaşan bir satış elemanı gibiydi. Onu gördükleri yerde kovalamadıklarına şükretmeliydi.



Buna ek olarak, ona içecek falan teklif etseler bile bedeni yüzünden bunun keyfini çıkaramazdı.



Yine de, cücelere oldukça değerli bir bilgi verdik. Uygun bir cevap bekliyordum. Eh, bunu resmi diplomatik ilişkilerimizi görüşürken bir yem olarak kullanabilirim. Şimdilik bir şey yapmayacağım.



Yine de karşı tarafı gücendirmekten kaçınmaya çalışması daha iyi olacaktı.



İlk olarak, sahte bir Ainz Ooal Gown’un Asası çıkarttı. Kozmetik olarak, yapılırken kullanılan metaline kadar kusursuz bir kopyaydı. Ancak sadece bu kadardı. Orijinalinin gücünün onda birine bile sahip değildi ve orijinalindekiyle aynı renkli mücevherlerle donatılmıştı.



Ainz asayı kızıl bir ışık ile doldurdu ve ışık anında geri karardı. Neden böyle bir özelliği vardı ki? Eski yoldaşlarının takıntıları onu irite etti.



Kendi aurası ile bağlantılı gibi gözükmüyordu.



Ainz arkasında siyah bir ışık halkası oluşturdu ancak beklediği gibi, asanın aurası değişmedi.



Bu sadece görsel bir efekt mi?



Bir tıngırtı gerçekleşti ve Ainz düşüncelerinden uzaklaştı. Sesin kaynağına dönüp baktığında yerde oturmuş üç cüce gördü.



Kaledeki cücelere benziyorlardı ama aynı zamanda çok daha etkileyici görünüyorlardı. İşin aslı, iki tanesi diğerinden daha iyi giyinmişti. O kişi kaledeki bir asker olmalıydı, diğer ikisi ise büyük ihtimalle üstleriydi.



Neden orada üç tane oturuyor ki? Cüceler arasındaki ahlak konuşurken oturmayı mı gerektiriyor? Gözleri fal taşı gibi açılmış hâlde bana bakıyorlar. Eğer bu cücelere özgü bir bakışsa oldukça sinir bozucu olur.



Ağızları, sakallarının arkasında gizlenmişti o yüzden yüzlerindeki ifadeyi görmek oldukça zordu.



Şaşırıp kalan Ainz yine de oturmuş cücelere doğru elini uzattı.



Bu, onlara yardım etmek ya da el sıkışmak istediği anlamına gelebilirdi. Ancak aslında onlara ayaktayken konuşmak istediğini söylemek istiyordu.



Farklı kültürlere ayak uydurmak cidden zordu. Eğer bu işi kötü hallederse karşı tarafı gücendirebilirdi.



Eğer ona “Bizimle ilişki kurmak istiyorsan ülkemizin gelenek göreneklerini araştırmalıydın,” diye saldırabilirlerdi ve Ainz’in de verecek hiçbir cevabı olmazdı.



Her ne kadar rahatsız hissetse de Ainz hareket etmeyen yüzüne şükran duydu ve elini uzatmaya devam etti.



Cücelerin tedirgin bakışları Ainz’in yüzü ve eli arasında gidip geldi.



Hm? Benden korkuyor olabilirler mi? Eh, görünüşüm düşünülünce... Elden bir şey gelmez, değil mi? İnsansıların toplumundan bu tarz tepkiler almak oldukça normal...



Ondan E-Rantel’de de korkuyorlardı fakat asla böyle bir tepki vermemişlerdi. Bundan dolayı, belki de yüksek rütbeli birinin elini sıkmak onların toplumunda kabaca sayılıyordu.



En nihayetinde Ainz endişelendi ve elini geri çekmeye karar verdi.



Böyle boş işlere vakit harcadıklarına göre quagoalar henüz saldırmamış gibi duruyor. Eğer saldırmış olsalardı  bize borçlu olurlardı, ancak sadece onları uyarmak bile küçük bir iyilik sayılır, şimdilik bununla idare edeceğim. Ahh, ne utanç verici. Yine de, liderleri hangisi?



“Peki o zaman, ben Büyücü Kral Ainz Ooal Gown. Beni karşılamakta görevli beyler sizler misiniz?”



Hangisinin üst rütbeli olduğunu bilmiyordu, o yüzden ortaya seslenmişti Cücelerden biri zoraki bir şekilde kafasını salladı, sanki suratından bir şeyi atmaya çalışıyor gibiydi.



“Ahem! Ben... Ben ordudan sorumlu kişiyim...”



“Ordu demek... Anladım.”



Demek bu kişi başkomutan idi. Ainz şaşırmıştı. En üstteki kişinin bizzat gelmesini beklememişti.



Bu ülkede daha önceden Büyü Krallığı’nı duymuş olabilir miydi? Ya da daha doğrusu... Onlara haberi tam zamanında mı getirdim?



“Quagoalarla bir problem yaşadınız mı? Böylesine meşgul bir zamanınızda bizzat sizi getirttiğim için özür dilerim başkomutan.”



Başkomutanın gözleri genişledi.



“Anladım... Demek neden geldiğimi çoktan anladınız?”



Ne diyor lan bu, diye düşündü Ainz. Doğal olarak da bunu dillendirmemişti.



“Elbette. Doğru.”



Daha önce birçok kez pratiğini yaptığı, krallara layık bir tavırla cömertçe gülümsedi.



“Anladım. Eh, bildiğiniz üzere şimdilik quagoaların ilerleyişini şimdilik durduk, hayır onları durdurmaya çalışıyoruz.”



“Ho. Hoho. Ve?”



Ainz, cücenin kendisinin ne bildiğini sandığını sormak istiyordu ancak Ainz çoktan haberi varmış gibi davranmıştı bu yüzden artık bunu yapamazdı.



Ama benim hakkımda bir şeyler sızmış mıdır ki?



Tek yapabileceği cevaplarını beklerken bu düşünceye tutunmaktı.



“Ondan önce, adamlarım beni, Feoh Raiđō’da birkaç quagoa’yı yakaladığınız ve sorguladığınız hakkında bilgilendirdi. Bunu destekleyecek bir kanıtınız var mı?”



“Gondo var. Ülkenizin bir vatandaşı...”



“Somut bir kanıt.”



“Hm, demek ele geçirilen quagoaları görmek istiyorsunuz? Birkaç tanesini getirebilirim, siz de kendiniz sorabilirsiniz.”



“Anında cevap verdiniz... Görünüşe göre size karşı dürüst olmalıyım. Böyle giderse Feoh Raiđō’nun tahliyesi oldukça zor olacak.”



“Kumandan...!”



Başkomutanın yanında bulunan adamdan gelen sitemkar tona bakılırsa Ainz, başkomutanın askeri sırları açığa vurduğunu tahmin etti. Ancak başkomutan sakin bir şekilde devam etti:



“Majesteleri çoktan her şeyi biliyor. Dediği gibi, ön cephede kumandanlık etmesi gereken birinin burada olması bir çıkmazda olduğumuzu gösterir. Çoktan bunu bildiği için de, destek beklemeyen askerlerimizin ne yapmayı amaçladığını tahmin etmesi zor olmamalı.”



Hayır, sadece kibar olmaya çalışıyordum. Ancak Ainz gerçeği söyleyemezdi, bunun yerine gerçek bir hükümdar olarak pratik yaptığı şekilde kafasını salladı.



Başkomutan, bulundukları kötü durumu anlattı.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-12 15:17:46
Çeviri edit için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-11 23:48:27
Çeviri için teşekkürler
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-26 12:57:19
Elinize sağlık
blade (3267 puan) Üye
2020-10-11 20:50:45
Çeviri ve edit için teşekkürler
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-09 12:18:11
Lan düşündüğüm tek bir konu var o da: Acaba cüceler Alman mı?
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-08 15:05:51
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-07 02:05:13
armut piş ağzıma düş deniyordu bu durumda galiba
ARS (1843 puan) Üye
2020-04-20 09:50:29
Bölüm için teşekkürler.
Vampire (369 puan) Üye
2019-12-04 07:47:54
Hahaha
deden18 (428 puan) Üye
2019-09-24 21:10:35
Büyücü kral değil dolandırıcı kral
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-24 10:37:01
Ya ainz yap bi 11. Seviye büyü kimin kim olduğu anlaşılsın.
ViJinix (1266 puan) Üye
2019-03-29 20:05:54
Bana mı öyle geliyor yoksa gerçektende Ainz her karşılaştıgı yaratıklar tarafından ciddiye alınmadıgı gibi birde sokak diliyle konuşuyorlar . Yeter da . Kral gelmiş yok inanmıyorum yok kanıt göster felan filan bunlar bence aşağılayıcı sözler . Hani kralın gururu ? Ainz rezil ediyorsun kendini . Belki çıkar ilişkisi olabilir ama rezil etme kralıgını
Devilman (2387 puan) Üye
2019-01-20 14:35:27
Ainz hiçbir şey bilmiyorsun ama aynı zamanda biliyorsun ya bizi de eğlendiriyorsun
bust3d (3373 puan) Üye
2019-01-14 17:15:53
çeviri için tesekkurler
Syke (3572 puan) Üye
2019-01-14 08:10:58
Ne şanslı adam bu ya
maahhaam (4749 puan) Üye
2019-01-14 01:30:24
ellerinize sağlık