Overlord

13 Ocak 2019
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: -
2240 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 11

Bir Zanaatkar ve Pazarlık- 2

Şimdiye dek için için yanan korlaşmış ateş, alev alev yanan bir yangına dönüştü, sanki biri üstüne benzin dökmüş gibiydi. Ancak hızlıca bastırılmışlardı.

 

 

Hayır, bu mümkün değil. Eğer alakalı olsalardı, Cüce şehri uzun zaman evvel düşerdi. Bu dünyadan güçlü bir şahıs olması daha muhtemel. Ancak herhangi bir bağlantı yok da diyemem. O zaman, planlarımı değiştirmem gerekecek.

 

 

Ainz esasen Quagoa ve Cüceler arasındaki savaşın devam etmesini umuyordu.

 

 

Karşılarında Quagoanın düşmanı varken, Cüceler, Ainzin bayrağı altında toplanmayı seçebilirdi. Ancak Quagoayı yalnız bırakmak, onlara çok fazla zaman vermek, bu çok tehlikeli olurdu.

 

 

Eğer güçlü bireyler yetiştiren bir ırklarsa, o zaman şimdi yalnızca Ölüm Şövalyelerini katletmiş olsalar bile, ileride kim bilir neler yok ederlerdi? Şu an hâlâ onlarla uğraşabiliyorken, yapabileceği en iyi şey ya onları kölesi yapmak ya da tamamen yok etmekti.

 

 

Son seçenek daha iyi olabilirdi.

 

 

En iyi ihtimalle, Quagoayı ele geçirip onlara Cüceleri gizli gizli tehdit ettirebilirim, ama tek bir yanlış adım hayati olur. Bunu yapmamak daha güvenli olur.

 

 

Majesteleri, Konsey Odası göründü.

 

 

Başkumandanın işaret ettiği yere bakmak için döndüğünde, Ainzin karşısına, Cüceler için kesinlikle devasa fakat Ainzin standartlarında makul bir büyüklükte olan bir bina çıktı.

 

 

Kumandan, kapıdaki muhafızlarla bir şeyler konuştu ve Ainz ve diğerlerinin üstlerinin aranmadan geçmesini sağladı.

 

 

Namevte utanmadan bakarken Ainz ve ekibini teftişten geçirmekten vazgeçmelerinin sebebi, kumandanın otoritesini göstermiş olmasıydı.

 

 

O hâlde Majesteleri, Konseye detaylı bir rapor vereceğim. Bir süre burada beklemenizi isteyebilir miyim?

 

 

İtiraz edilecek bir sebep yoktu. Daha önemlisi, eğer Ainzin bu ulusa yaptığı katkıları açıklamazsa işler can sıkıcı bir hâl alabilir.

 

 

Nerede bekleyelim peki?

 

 

Başkumandan, Cüce muhafızlardan tekine bir bakış attı ve cüce öne çıktı.

 

 

Bekleme odası şu tarafta. Size oraya kadar eşlik etmeme izin verin.

 

 

O hâlde... O işi sana emanet ediyorum.

 

 

Hem bedeni hem de sesi titreyen Cüce, onları sıkış tepiş bir odaya götürdü. Aslında oda, bir Cüce için hiç de sıkış tepiş değildi. Aura ve Shalltear için uygun boyuttaydı. Ancak yanlarında devasa bir yapısı olan Zenberu vardı. Odada beklemek bile onda klostrofobi başlatmıştı.

 

 

Asker, Zenberuyu buraya getirmeden evvel ona bakış attığı hâlde buraya getirdiğine göre, burası binadaki en büyük ve en lüks VIP odası olmalıydı. Çevrelerindeki süsler özenle yapılmış ve gerçekten hareket edebilirmiş gibi görünüyordu.

 

 

Ainz bir seferinde geçmiş yoldaşlarının Avatarasını yapmıştı ve bu tarz heykelleri yapmanın ne kadar zor bir zanaat olduğunun farkındaydı. Bir şeyin profilden güzel görünüp karşıdan bakınca çirkin durması muhtemeldi.

 

 

Ainz bir heykelcik aldı, bu heykelcik, kertenkele süren bir Cüceydi.

 

 

Cücelerin olağanüstü zanaatkarlar oldukları gayet açıktı. Mm, böyle yeteneklerim olsun isterdim. Acaba o zaman Avataraları yeniden yapabilir miydim? Eğer yapabilseydim, çalıştıktan sonra daha da iyisini yapabilir miydim? Pekâlâ.

 

 

Ainz, buraya pek uymayan Zenberuya seslenmeye karar verdi.

 

 

Zenberu, bizimle biraz daha gel.

 

 

Ah, Majesteleri, eğer bu sizi memnun ederse, burada kalmaya devam etmek isterim. Dürüst olmam gerekirse, bütün bu yüce şahıslarla konuşmak başımı ağrıtıyor.

 

 

Tuhaf bir cümle. Buraya gelirkenki hâlinden farklıydı. Belki de konuşma biçimini, Cüce Krallığına geldiği için değiştirmek zorunda kalmıştı.

 

 

...Sen bir kabilenin şefisin, değil mi?

 

 

Shalltear-sama, kişi, birçok şeyde iyi veya kötü olabilir. Ayrıca Majestelerine rahatsızlık verirsem kendimi çok kötü hissederim.

 

 

Ainz, Zenberunun niyetini anladı, fakat yine de kafasını salladı.

 

 

Hayır, seni de yanıma alacağım. Eğer bir şey olursa, uzaktayken seni koruyamam. Herhangi bir tehlike çıkacağını sanmıyorum, fakat dikkatsizlik ahmakların işidir. Bana kalırsa şu an düşmanın avcunun içinde bile olabiliriz. Bunu asla unutma.

 

 

Emredersiniz! Bunu kalbime kazıyacağım!

 

 

Ainz, Cücelerin ülkelerini kurtaran adama zarar vermeyeceklerini düşündüğü hâlde, kendini sağlama almak için böyle yaptı.

 

 

Bu da ne? Shalltear bugün gayet iyi yanıt veriyor. Bir şey mi oldu?

 

 

Ah, Majesteleri... Ne yapmalıyım?

 

 

Ha?Açık konuşmam gerekirse, yalnızca bizi dinle Zenberu. Ne olursa olsun, asla dövüşe katılma.

 

 

Ainz, Zenberunun anladığını belirtirmişçesine kafasını salladı.

 

 

Çok iyi. O hâlde Aura, Shalltear, kıyafetlerimin mahvolup mahvolmadıklarına bir bakar mısınız?

 

 

Cüce askerler, ikisi kıfayetlerini denetlemeyi bitirir bitirmez onlara yolu göstermek için gönderildi.

 

 

***

 

 

Ainz, Cücelerin beklediği odaya doğru ilerledi.

 

 

Tam zırh takımında gözleri kamaştırırken Ainz, göğsünü kabartarak ilerledi. Sırtı dimdikti, başı yüksekteydi ve duruşu krallaya yaraşırdı. Arkasındaki auranın obsidyen parıltısı ışıl ışıl parıldadı, sanki parfümün yerine geçmiş gibiydi. Tüm bu hazırlıklardan sonra kimse ona tepeden bakamazdı.

 

 

Kral asasının yerine geçen değneğini belinde tuttu. Birinci seviye bir büyüyle doldurulmuştu, ama onu aktifleştirmeye niyeti olmadığından, bir sorun çıkmamalıydı.

 

 

Kendisini baştan aşağı süzdükten sonra, nedense bu kılık kıyafetin, dostane ilişkiler kurma amaçlarını baltalayacağını düşündü, ama Aura ve Shalltear onun bu kılığını kesinlikle onaylıyordu.

 

 

Buradaki sorun, ikisinin de Ainzi çok üstün görüyor olmalarıydı. Bu yüzden onların görüşlerine uymak onu huzursuz hissettiriyordu.

 

 

Bu yüzden Zenberuya görüşünü sordu.

 

 

Kendi uzmanlık alanının dışında bir soru sorulduğu için biraz titredikten sonra Zenberu nihayet Kılık kıyafetinizle sizi gören herkesin ağzını açık bırakacaksınız.dedi. Ainz lafına inandı ve buraya geldi.

 

 

Ancak karşılaştığı Cücelerin beti benzi attı, duruşları gerginlikle dimdik oldu. Tabii ki bu da krala verilmesi gayet münasip bir tepkiydi.

 

 

Majesteleri Büyücü Kralın gelişini duyuruyoruz!

 

 

Kapının öbür yanından cüce mübelliği duyabiliyordu.

 

 

Kapı açıldı, Ainz odaya girdi.

 

 

Bir toplantı odasına benziyordu ve içeride sekiz Cüce vardı.

 

 

Başkumandandan şans eseri isimlerini, görevlerini, görünüşlerini ve özelliklerini öğrenmişti.

 

 

Büyüyle alakalı her şeyden sorumlu olan Yüksek Toprak Rahibi vardı. İlahi büyü kullanıcılarına ve hatta gizli büyü kullanıcılarına bir hakimdi.

 

 

Demircilikle alakalı her şeyin üretimini kontrol eden Demircibaşı vardı.

 

 

Onları buraya getiren başkumandan vardı. Bütün güvenlik ve askeri işlerden sorumluydu. Bir seferinde bir sürü Cüce askeri yönetmişti, ama artık yüzden bile az adamı olması, unvanını resmen bir şakaya çeviriyordu.

 

 

Yemek Üretimi Müdürü vardı ve kendisi yemek üretimiyle demirciliği alakadar etmeyen diğer endüstrileri kontrol ediyordu.

 

 

Kabine Sekreteri vardı ve kendisi buradaki diğer liderlerin ilgi alanına girmeyen her şeyden sorumluydu.

 

 

Konseyde sırf Cüce halkının favori eğlencesi alkol olduğu için bulunan İçkicibaşı vardı.

 

 

Mağara ve Maden Ustası, madencilik ve kaynak çıkarma konusunda çok güçlü ve nüfuzlu biriydi.

 

 

Bir zamanlar Tacirler Loncası isimli bir teşkilat vardı fakat tacir ve ticaret azlığından ötürü Tacir Lonca Ustası unvanı artık dışişleriyle ilgilenen boş bir unvandı.

 

 

Sekiz kişi işte bu kadardı.

 

 

Ainz yavaşça herkesi süzdü. Yedisi ona dik dik baktı. En sonuncuları başkumandanın yüzünde yorgun bir ifade vardı ve gözleri Ainzinkilerle buluştu.

 

 

Ainz sakin görünmeye çalışıyordu fakat kalbi kargaşa içindeydi.

 

 

Hop! Onları ayıramıyorum bile! Belki bazılarının diğerlerinden daha kısa sakalı vardır, ama aşağı yukarı hepsi aynı boyda değil mi bunların? Bana yalan mı attı? Hayır, söylediği gibi olmalı. Ne yapmalıyım?

 

 

Zenberunun onları birbirine benziyormuş gibi hatırlıyordu ve Ainz en başta bunun sebebinin Kertenkeleadamların bütün Cüceleri aynı görmesinden ötürü olduğunu sandı. Zenberunun yüz tanıma yeteneğinin gelişmesi gerektiğini düşünmüştü. Ancak durum hiç de öyle değildi.

 

 

Senden şüphelendiğim için özür dilerim Zenberu. Bunca zamandır bana doğruları söylüyormuşsun.

 

 

Bu dünyada tanışır tanışmaz kartvizit vermek gibi bir adet yoktu ve bunun yokluğunu çok çekiyordu. Ainz bugün de bu yokluğu çekiyordu ve tüm gücünü karnında topladı.

 

 

Sırada çoktan birkaç kez yaptığı bir sunum vardı. Arkasında iki muhafız ve astının astı vardı. Onların karşısında kendisini aptal konumuna düşüremezdi.

 

 

...Keşke üçünü de getirmeseydim...

 

 

Ancak pişmanlığı önemsizdi. Dönüşü olmayan bir karar verilmişti.

(Çeviri Notu: Alea iacta est)

 

 

Kendini buna hazırlamasına rağmen diyalogun başlayacağına dair en ufak bir iz dahi yoktu. İçeri girmesinin üstünden bir dakika geçmesine rağmen sessizlik devam ediyordu.

 

 

Neler oluyor? Normalde bir ekip, öncelikle çalışanlarını tanıtır, değil mi? Başkumandanın bizi tanıştırması gerekmiyor mu? ...Yoksa ilk hamleyi ben mi yapsam? Saray adab-ı muaşeretine pek hakim değilim ve hırbo gibi görünmek istemiyorum.

 

 

Saray adab-ı muaşeretine göre alt sınıftakiler kralla doğrudan konuşamaz. Doğrudan temasa geçmek için önce izin falan almak lazım. Başka bir deyişle kral, dokunulamaz bir varlıktı. Bu yüzden eğer konuşmayı Ainz başlatırsa, Cüceler ona tepeden bakar mıydı?

 

 

Cücelere baktıktan sonra cevapları evet miydi yoksa hayır mıydı?

 

 

Ülkenin durumuna ve yaptığım hareketlere bakılırsa, kimsenin beni hakir göreceğini sanmıyorum. Eğer öyle bir şey olursa, onlar gibi hödüklerle pazarlık yapmayacağımı söyler geçerim.

 

 

Kararını verdikten sonra Ainz harekete geçti.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-12 16:27:28
Çeviri edit için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-13 00:42:00
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-27 15:09:07
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-21 19:51:09
Çeviri ve edit için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-06 01:05:15
elinize sağlık çok güzel olmuş
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-26 14:04:03
Elinize sağlık
blade (3267 puan) Üye
2020-10-11 22:03:33
Çeviri ve edit için teşekkürler
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-18 11:56:17
Lan adama acıyom be. Gece gündüz kral gübi davranmaya çalış ama bilmediğin bi ırkla karşılaştığın vakit elin ayağına dolansın.
KingWd (37 puan) Üye
2020-07-16 18:11:30
Emeği geçen herkese teşekkürler.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-09 10:47:37
Emeğiniz için teşekkürler
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-07 05:55:35
teşekkurler
ARS (1843 puan) Üye
2020-04-20 13:18:28
Bölüm için teşekkürler.
Vampire (369 puan) Üye
2019-12-08 20:26:05
Hahaha ainzin şu halleri tam komedi
ARS (1843 puan) Üye
2020-04-20 13:17:59
@Vampire, Hakikatten.
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-09-27 13:52:00
Bölüm için thanx
Devilman (2387 puan) Üye
2019-01-20 19:20:32
Ainz:bir derdiniz olursa ainz abinize gelin oke
bust3d (3373 puan) Üye
2019-01-14 20:27:52
çeviri için tesekkurler