Overlord

27 Ocak 2019
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
2251 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 11

Ayaz Ejder Lordu- 6

2



Cücelerin Kraliyet Başkentine giden yolda üç patika olduğu söylenirdi.



İlki Büyük Yarık idi.



Söylemeye bile gerek yoktu, fakat burası yayan geçilebilecek bir yer değildi. Elbette etrafından dolanmak için bir yol aramak da mümkündü ancak bu da canavarlarla karşılaşma riski artırıyordu. Böyle bölgelerdeki canavarlar cüceler için oldukça büyük bir tehditti.



Hedeflerinin ayak seslerini hissedip yer altından saldırabilen canavarların kurduğu pusulardan kaçınmak oldukça zordu. Tek bir yanlış hareketle yutulup mideye indirilebilirlerdi. Buna ek olarak zihinsel saldırılar yapıp, kurbanlarının kafası karışmışken ölümcül darbeler indirebilen canavarlar da vardı.



Böyle yerlerde, insan, elf, cüce gibi insansı ırklar basit avlardan başka bir şey değildi.



Her ne kadar en güvenli yol, dağ menzilinden geçen, toprağın üstündeki yol olsa da orası yüzeyde yaşayan canlılar için bile oldukça tehlikeliydi. Perytonlar, Harpyler, Itsumadeler, Dev Kartallar ve uçan büyük daha birçok farklı yaratık, yüzeyden geçmek isteyenlere saldırabilirdi. İnsanların görüşü oldukça kısıtlı olduğu için bir anlık dikkatsizlik onlara havadan gelen bir pusuyu görememelerine sebep olurdu ve bu da tek darbede öldürülmeleriyle sonuçlanabilirdi.



Bu yüzden de Büyük Yarıkı geçmek bile başlı başına bir sınavdı.



Bundan dolayı da cüceler şehirlerini Yarık'In yakınlarına kurup bir tane asma köprü inşa etmişlerdi. Köprü düştükten sonra kimse orayı geçemeyecekti ve Büyük Yarık, şehri koruyan, aşılamaz bir bariyer görevi görecekti.



Artık quagoalar asma köprüyü kestiğine göre, Büyük Yarık muhteşem bir zorluktu.



Ancak



Ainz ve ekibini hiç zorlamamıştı bile. Sonuçta [Uçuş] kullanmaları bu engeli önemsiz bir şeye dönüştürmüştü.



Ardından ikinci sınav vardı. Erimiş magma toprakları.



Bu kavurucu sıcaklık denizi, kör edici bir şekilde parlıyordu. Tek bir nefes almanın bile ciğerlerini kömüre çevirmeye yeteceği, inanılmaz tehlikeli bir bölgeydi.



Lavın sayılamayacak kadar uzun kilometreler boyunca yayılmasının sebebi büyük ihtimalle bu dünyanın büyülü bir dünya olmasından kaynaklıydı. Güç olarak [Geçit]lere yakın olan, doğal bir şekilde oluşmuş portallar vardı ve onlar da magmanın bu akışını uzak bölgelere taşıyordu.



Bu kavurucu okyanusun içinde, burasının neden bir sınavolarak görüldüğünün sebebi vardı.



Bu da yanan denizin içinde aylak aylak dolaşan canavardı.



Bir balığı andıran, 50 metreden daha uzun, devasa bir canavardı. Kesin konuşmak gerekirse, bir fener balığına benziyordu. Ancak kafasının üstünde bir tuzağı olmak yerine, el niyetine kullandığı bir dokunacı vardı. Uzaklardaki bir düşmanı alı koyup devasa çenelerine atabilirdi.



Derisi sağlam ve kalındı ve normal bir balık gibi pullara sahipti. Ancak sertlikleri orichalcumu bile aşıyordu.



Birçok canavar uzun zamandır yaşadığı için oldukça güçlenmişti. Bu canavarlar, güçlü örnekler olarak ünlenmişti ve birçok durumda, ebeveynlerinin ırkından daha farklı sınıflandırılırlardı. Bu canavar özel bir evrimleşme formunu tamamlamış ve dünyada hiçbir yerde bulunmayan, eşsiz bir varlığa dönüşmüştü.



Ve bunlar da, Rappaslea Dağının, [Geçit] ile birbirlerine bağlanmış üç hükümdarıydı.



Göklere hükmeden, Phoinix Lordu.



Toprağa hükmeden, Kadim Alev Ejderi.



Ve de, yer altına ve magma denizine hükmeden Lav Lordu La-Fenerbalığı.



Eğer maceracıların zorluk ölçütleriyle sınıflandırılırsa, bu erimiş okyanusun efendisi 140 civarında olurdu. Büyük ihtimalle de onunla savaşan birisi sağ çıkamazdı.



Ancak tehdit verici karasal hedeflere karşı zayıftı. Çünkü magmadan uzak durduğu sürece saldırı yememe ihtimalleri vardı. Ancak Cüce Kraliyet Başkentine giden yol, aşağısındaki erimiş kaya denizinden sadece çok az yüksekteydi. Ayrıca dar ve istikrarsız bir patikaydı.



İstilaları sırasında birçok quagoa bu magmaya düşmüş. Aşağıdan yükselen aşırı ısınmış hava bedenlerini titretmiş ve onları erimiş kaya denizine düşürmüştü.



Ancak



Bu geçit, ateş bağışıklığı ve uçuş büyüleri ile hazırlanmış yolcular için bir problem teşkil etmiyordu. Lav Lordu La-Fenerbalığının yetişemeyeceği bir uzaklıkta havadan uçuyorlardı ve iki taraf da birbirlerinin varlığından haberdar olmuyordu.



Bu yüzden de Ainz ve ekibi magma denizini geçmişti.



Şu ana kadarki sınavlaruçuş büyüsüyle rahatça geçilmişti, o yüzden pek sınavolarak nitelendirilemezdi. Ancak son sınav kelimenin tam anlamıyla bir zorluktu. Uzun, kıvrımlı, dallanıp budaklanan bir mağara silsilesi.



Kesinlikle labirentkelimesini hak ediyordu.



Yine de bu da tek başına bir sınav sayılmazdı. Bu bölgede canavarlar yoktu, o yüzden harita yapmak için zaman ayırdıkları sürece öyle ya da böyle geçilebilirdi. Ancak sadece bu kadarla sınırlı olsaydı sadece yanına yemek ya da su almış kişiler için bir zorluk olurdu.



Evet, buranın bir sınav sayılmasının bir başka nedeni de vardı.



Bu bölge, düzenli aralıklarla volkanik gaz püskürten gayzerlerle doluydu ve bu yüzden gazla birikmiş bölgeler vardı. Bir başka deyişle görünmez, ölümcül zehirlerle dolu cehennem gibi bir bölgeydi.



Çıkışa giden birkaç farklı rota vardı ancak sadece bir tanesi gazdan kaçınarak gitmelerini sağlıyordu. Fakat o rota bile hızlı bir şekilde geçilmezse gaz ile dolabilirdi.



Şu ana kadarki tüm zorlukları aşmalarını sağlayan [Uçuş] büyüsünü kullanmak bile sadece tavanda gitmelerini sağlayabilirdi. Püsküren gaz en üstteki havayı bile zehirleyebilirdi. Büyünün en fazla yapacağı şey, gazın yerli yerine oturduğu yerlerde gazdan kaçınmak olurdu.



Ancak



Ainz ve Muhafızların gaz saldırılarına karşı aldığı önlemler vardı, o yüzden onlara bir sorun teşkil etmiyordu. Bu tehlikeli gaz saldırılarından etkilenebilecek tek kişi Gondoydu. Namevtlerin bağışıklığı vardı ve asit ya da ateş hasarına sahip gazlar hariç gazlar onlara etki etmezdi. Auranın, onu bir temiz hava balonuyla kaplamasını sağlayan bir büyülü eşyaya sahipti, o yüzden sıradan gazlar ona karşı işe yaramazdı.



Bir başka deyişle, Gondo büyü ile korunduğu sürece bu ölüm buharlarında kolayca yürüyebilirdi.



Ve böylece, bilgisiz ve hazırlıksız giden kişilerin geçmesinin imkânsız olduğu bu tehlikeli üç sınav da Ainz ve ekibi tarafından kolayca geçilmişti.



Ainzin, zindanlarda ona en iyi yolu göstermesini sağlayan [Titanianın Kutsaması] büyüsü yavaşça sönüp gitti. Bunun sebebi ya süresinin bitmesi ya da amacının sonlanmasıydı.



...Hımm. Görünüşe göre mağarada taze quagoa cesetleri var. Ancak bölüklerine hala yetişemedik. Görünüşe göre bir gün bile çok büyük bir fark yaratıyor.



Yine de aramızdaki mesafeyi çok iyi bir şekilde kapattık. Onlara neredeyse yetişmiş olmalıyız,dedi Aura, yerdeki ayak izlerini inceledikten sonra.



Cidden de... O zaman, ileride neler yapacağımızı tartışalım. Gondo, yakında Kraliyet Başkentine varmış olacağız, değil mi?



Evet. Sadece efsanelerden duydum, ancak bu mağaralar cidden de Ölüm Labirenti ise, yakında orada olmalıyız.



Gondonun yüzünde acı dolu bir ifade yayıldı.



Ama cidden de bu Ölüm Labirenti miydi... Efsanelere göre yolu bilmeyenler, yolculuğunun sonunda sadece ölümü bulacaktı...



Ainz bu soruya cevap veremedi. Sonuçta bu onun için çok basit bir mücadeleydi. Belki de bu, karşı tarafın her şeyden kurtulduğunu düşündürtmek için yapılmış bir tuzaktı. Bu tam anlamıyla imkansız bir şey değildi.



Öyle bir şey olursa, tek yapmamız gereken bizi bekleyen her türlü tuzağı yıkıp geçmek. Ancak kurulmuş bir tuzağa da bilerek basmak tam bir aptal işidir. O yüzden yavaşlayıp dikkatli olarak ilerleyelim.



Şu ana kadar, düşmana yetişebilmek için çok müthiş bir hızda ilerlemişlerdi. Ancak taa buraya gelmelerine rağmen hala onlara yetişememişlerdi. Düşmanın çoktan üslerine vardıklarını varsayarak stratejilerini buna göre düzenlemeleri gerekiyordu.



O zaman, düşmanın ana üssüne vardığımız zaman ne yapacağımızı düşünelim.



Herkes kafa salladıktan sonra Ainz Gondoya döndü.



İlk olarak, Gondo ve ben Kraliyet Sarayına gideceğiz.  Ejderhayı orada halledeceğim.



Muhafızlar da Gondo da buna karşı çıkmadı.



Yüksek seviyeli Ejderhalar, YGGDRASILdeki en güçlü rakiplerden idi. Düşmanın tam gücünü bilmeden, Muhafızlardan ayrı hareket etmesi oldukça tehlikeliydi. Ancak Ainz, Dünya Sınıfı bir eşyaya sahipti. Bu eşya birçok güce sahipti ve bir tanesi özellikle Ejderhalara karşı çok etkiliydi. Bu sebepten ötürü en kötü durumda bile kaçmayı başarabilirdi.



Fakat tam tersi, eğer Muhafızları da kendisiyle Saraya götürse ve düşman beklediklerinden çok daha güçlü çıkarsa, kaçmak için çok daha fazla çalışması gerekirdi.



Gondo etraftayken, en kötü durumda Ainz onu bırakmak zorunda kalırdı. Ancak arkadaşlarının çocuklarının hayatlarını bırakıp gidemezdi. Bu sebepten dolayı en iyi çözüm, onları baştan yanına getirmemekti.



Ejderhalar, demek... Bunu dört gözle bekliyorum.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DeDoS (42 puan) Üye
2022-11-24 16:44:25
Kullan-at Gondo
CodeKX (1676 puan) Üye
2022-08-13 04:32:29
Çeviri edit için teşekkürler
Midas (27 puan) Üye
2022-04-03 17:32:34
Çeviri için teşekkürler.
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-13 19:03:38
Çeviri için teşekkürler
Musa (2 puan) Üye
2021-07-10 22:02:54
Elinize sağlık
Darksiders78 (24 puan) Üye
2021-06-25 21:08:35
Çeviri için teşekkürler ❤️
Overlord (32 puan) Üye
2020-12-26 15:59:19
Elinize sağlık
KingWd (37 puan) Üye
2020-07-17 10:35:54
Emeği geçen herkese teşekkürler.
ARS (1843 puan) Üye
2020-04-20 17:49:04
Bölüm için emeği geçen herkeze teşekkürler.
Hilmi_16 (66 puan) Üye
2020-04-16 14:50:48
Ainz de kendini iyice çocuk bakıcısı yaptı
Hilmi_16 (66 puan) Üye
2020-04-16 14:50:31
Çeviri için teşekkür ederim.
Vampire (369 puan) Üye
2020-03-10 13:03:53
Bakalım neler olacak
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-10-01 15:39:56
Dragonssss
deden18 (428 puan) Üye
2019-09-25 13:52:27
Gondo garibim
Syke (3572 puan) Üye
2019-01-28 10:13:12
Güzeldi
maahhaam (4749 puan) Üye
2019-01-27 20:50:38
Bu kısmı fazla uzatmış yazar biraz sıkıcıydı