Overlord

20 Ekim 2018
Çeviri: dmc3
Düzenleme: Kyuuseishu
3066 Görüntülenme
Bu bölümü 27 Kişi beğendi.
Cilt 9

Katliam - 3

Üstü kapalı bir ifadeydi ancak Gazef durumu daha iyi açıklayacak kelimeler bulamamıştı.

"İmparatorluk, saflarına canavarları da kattı anlaşılan. Hayret verici bir durum. Öyle hayretler içinde kaldım ki tüylerim diken diken oldu açıkçası.”

"Hayır ama Marki Raeven. Yanılıyorsunuz. Marki'mizin şu an hissettiği... Yani tüylerinizi diken diken eden şey, durumun hayret verici olması değil."

"Neymiş  peki?”

Raeven'in fena hâlde afalladığını gören Gazef kısa kesti:

“O canavarlar en temel hayatta kalma içgüdünü, ölüm korkunu tetikledi.”

Gazef, bakışlarını açık bir şekilde korkuya kapılmış Raeven'den İmpratorluk Ordusu'na çevirdi

"Atlar ürküyor. Eğitimli, nice cenk görmüş geçirmiş savaş atları dahi korkudan nallarını kıpırdatamıyor."

"Neyin nesi bunlar? İmparatorluk'un gizli taburu falan mı?"

"Mümkün değil. Bu canavarlar, biz insanların kontrol edip yönlendirebileceği varlıklar değil."

Gazef'in karşısında duran canavarların gerçek kimliğine dair hiçbir bilgisi yoktu fakat savaşçı içgüdüleri kesin bir yargıya varmasına yetecek kadarını söylüyordu.

 "Adım gibi eminim. Ainz Ooal Gown'un şövalyeleri olmalılar."

"Marki Raeven! Derhâl eski maceracıları bir araya getirin lütfen! En mantıklı hamlenin ne olacağını sorun! Geçmişte nice canavarla savaşıp sağ kurtulmayı başarmışlar; lütfen tecrübelerini bizlerle paylaşmalarını isteyin!”

"An--"

Muhtemelen anladığını söyleyecekti fakat korumaları daha erken davranmış ve onu korumak için pozisyon almışlardı. Başka türlüsü düşünülemezdi zaten. Bu tehdidin büyüklüğünü Gazef'den önce anlamışlardı.

"Marki Raeven!

 Eski orichalcum seviyeli maceracılar çoktan at sırtında idiler.

"Öne çıkan taburu gördünüz mü? Hissediyor musunuz?"

Maceracıların önünde ise liderleri Ateş Tanrısı Paladini Boris Axelson duruyordu.

Sesindeki titremeyi saklayamamıştı.

Raeven ağzını bile açamıyordu. Gazef ise nedenini gayet iyi anlamıştı.

Devasa bir orduyla korunan bir noktada durmasına rağmen zamanında orichalcum seviyeli bi' maceracı olan adamın korktuğu görülüyordu zira.

Gazef görgü kurallarına ayıracak vakitleri olmadığını anlayıp şöyle dedi:

"Konuş! Onlar da neyin nesi? Beni selamlamana gerek yok! Hepiniz bildiklerinizi söyleyin, lütfen!"

Boris boynuna sarılı kutsal sembolü kavradı. Yüz ifadesini saklamak istedi.

"Kesin bir şey diyemesek de suvarilerin bindiği yaratıkların Ruh Yiyiciler olarak bilinen efsanevi canavarlar olduklarını düşünüyoruz. Yaşayanların ruhlarına hasret olan ölümsüz yaratıklar oldukları rivayet edilir. Efsaneye göre kıtanın ortasındaki Yaratıkadamlar Ülkesi'nin bir şehrinde belirivermişler.

"Peki ortaya çıktıkları gün kaç zayiat verilmiş?"

"Yüz bin."

Gazef'in boğazı düğümlendi.

"Üç Ruh Yiyici belirmiş ve şehirde taş üstünde taş bırakmamışlar. Nüfusun %95'ini oluşturan 100 binden fazla insanın ölümüyle sonuçlanmış. Şehir ise akabinde terk edilmiş ve Issız Şehir olarak anılmaya başlanmış."

Gruba ağır bir sessizlik çöktü.

"Şimdi ise karşımızda onlarda 500 tanesi mi var yani?"

Kimse cesaretini toplayıp da Raeven'e cevap veremedi.

Gazef sessizliği bozmak için bir şeyler söylemeye karar verdi.

"Demin de söylediğim gibi, İmparatorluk'un bu seviyedeki canavarları kendi gücüyle dize getirebildiğine inanmakta güçlük çekiyorum. Ulu büyü kullanıcısı Fluder Paradyne dahi bu işin altından kalkamazdı. Bu da demek oluyor ki..."

Cümlesini tamamlamasına hacet yoktu. Marki Raeven ne demek istediğini anlamıştı.


"Bu... Ainz Ooal Gown'un kudretini mi gösteriyor yani? Öyleyse... Bu yaratıkların sırtına binmiş canavarlar neyin nesi oluyor?”

"Şöyle ki..."

Maceracılar gergin bir ifadeyle birbirleriyle şöyle bi' göz göze geldi.

"Bilmiyoruz. Emin olduğumuz bir şey varsa, o da son derece tehlikeli olduklarıdır. Düzelteyim, özür dilerim, tehlikeli gibi niceliği belli olmayan ifadeler kullanmamalıyım. Lakin karşımızda duran şeyleri anlatacak başka bir kelime bulamıyorum.”

"Peki ne yapacağız o zaman? Gazef-dono?"

Raeven'ın telaşlı sorusuna karşılık olarak Gazef kısa ve öz bir şekilde şöyle cevap verdi:

"Geri çekiliyoruz."

Düşmanın dehşet verici bir tabur hazırladığının çoktan farkına varmışlardı. Bunu anladıktan sonra kaçmaktan başka ne yapabilirlerdi ki?

"Kral'a geri çekilmeyi emretmesini salık ver--"

Gazef cümlesini bitirememişti.

Tam o sırada düşman taburun önünde maskeli bir büyü kullanıcısı belirmişti zira. Büyü kullanıcısının sağında kapüşonlu bir kaftan giymiş kısa biri, solunda ise İmparatorluk'un Dört Şövalyesi'nden biri duruyordu.

Gazef karşısındaki adamı o kadar ırak bir mesafeden dahi asla başkasıyla karıştırmazdı.

"Gown-Dono."

 "Ulu büyü kullanıcısı Ainz Ooal Gown bu adam mı oluyor yani?"

 "Ruh Yiyiciler'i çağıran kişi mi? O mu çağırdı? Marki Raeven, biz--"

Nice amansız muharebeden çıkmış gözü pek savaşçı kısık sesle şunları ekledi:

"Nelerle savaşıyoruz lan biz?"

Ainz'in kolunu sallamasıyla kubbeyi andıran bir biçimdeki yaklaşık 10 metrelik çapta bir büyü çemberi oluştu. Çemberin tam merkezinde duruyordu. Solundaki ve sağındaki insanlar da çemberin içinde kalmıştı fakat bir şeyleri yoktu. Görünüşe göre büyü çemberi kendi yoldaşlarına zarar vermiyordu. Bunun her ne kadar acil bir durum olduğunun bilincinde olsalar da böyle büyüleyici bir görüntüyü ağızları açık izliyorlardı.

Büyü çemberi mavimsi beyaz ışıklar saçarak çemberin eni ve boyunca her yerde yarı şeffaf semboller belirdi. Mühürler ise daha önce kimsenin görmediği rünler ve harfler arasında hızla renkten renge geçerek değişti.

Krallık kuvvetleri hayretler içinde yutkunuverdi. Büyüleyici bir gösteriye tanık oluyorlarmışçasına seslerinde ne korku ne de gerilim vardı. Lakin sağlam savaş içgüdüleri olanlar huzursuz oldukları aşikâr bir şekilde etraflarına bakınmaya başlamışlardı.

"Birliğime dönüyorum ben. Boşa harcayacak vaktimiz yo. Ainz Ooal Gown'un kudreti hayallerimizin de ötesinde. Onunla savaşa girme hatasını hiç yapmayacaktık. Şu an üzerimize düşen ise zayiatı asgari düzeyde tutup bir yandan da olabildiğince tez bir şekilde E-Rantel'e dönmektir. Gazef-dono, Majesteleri'ni koruyun lütfen. Akabinde ise hiç vakit kaybetmeden geri çekilin!”

Raeven'in şimdiye kadar korumayı başardığı sakinliğinden artık eser kalmamıştı.

"Baş üstüne! Yeteneklerime o denli güvenmesem de Majestelerini bizzat koruacağım. Ayrıca usulünce geri çekilmeyi kafaya takma--"

"Elbette. Çarçabuk geri çekileceğiz. Hatta çil yavrusu gibi dağılacağız desek daha doğru olur."

"Peki öyleyse, kendinize iyi bakın Marki Raeven!"

"Bilmukabele Gazef-dono! “

Krallık'ın askerî gücünün ve stratejik beyninin tepesinde duran iki adam hemencecik harekete geçti. Ancak...

- İş işten geçmişti bir kere.

Ortalıkta kimse yok.

Ainz büyü çemberini kurduktan sonra kendi kendine böyle demişti.

Krallık'ta hiç oyuncu yoktu.

YGGDRASIL'deki üstün seviye büyüler son derece güçlüydü. Bu sebepten ötürü de geniş çaplı bir muharebede evvela üstün seviye büyü kullanıcılarını etkisiz hâle getirmek en temel strateji olmuştur.

Üstün seviye büyü kullanıcıları hasımlarını pek çok yöntemle etkisiz hâle getirebilirdi. Işınlanma saldırıları yapabilirdi misal. Bir sihirli halının üzerinden bombardımana tutabilirdi. Çok ıraklardan cımbızla seçer gibi nişanalabilirdi. Bu stratejiyi yürürlüğe koymak için sayısız yöntem vardı yani.

Lakin Ainz, böyle saldırılardan hiçbirinin hedefi olmamıştı. Dolayısıyla da şu an için hiç YGGDRASIL oyuncusu olmadığı kanıtlanmıştı.

Ainz kimsenin göremediği bir şekilde maskesinin altında sırıtıyordu.

İskelet suratı tebessüm edemiyordu tabii. Neşesini ufaktan gösteren keskin bir gülümseme Ainz'in kalbindeki hisleri dışa vurmuştu.

"Öyleyse yem görevi görmeme gerek yok ha?"

 YGGDRASIL'den hiçbir oyuncuya rastlamadığı için bu denli neşeli idi.

 Zira Ainz, YGGDRASIL oyuncuları arasında en kudretli olarak görülmüyordu. Kendisinden daha iyi oyuncular da vardı, ayrıca kendinden daha güçlü oyuncular karşısında hayatta kalma oranı hiç de iç açıcı değildi. Oyunda Ainz'in gücü irfanından geliyordu. PVP savaşlarının ekseriyetini kazanmayı başarsa da bunlar, müsabakanın ilk raundunu kaybettikten sonra gelen ardışık zaferler idi.

Ainz elde ettiği bilgileri pratiğe dökme konusunda şaşırtıcı derecede maharetli idi. Öte yandan daha önce hiç karşılaşmadığı bir rakibiyle çarpıştığında mağlup olma olasılığı ziyadesiyle yüksekti.

 Ainz de pekâlâ meziyetlerinin farkında idi, hakkında hiçbir bilgisi olmadığı güçlü bir rakiple karşılaşmamış olduğu için de yatıp kalkıp şükrediyordu.

Tabii bir yandan da üzüntü duymuyor değildi.

Düşman saflarında Shalltear'ın beynini yıkayan, Dünya Sınıfı bir eşyayı elinde bulunduran biriyle bağlantılı kimseleri bulamamasından mütevellit üzüntü duyuyordu.

Ainz'in kalbine yoğun, taşkın bir nefret işlemişti. Her ne kadar sivri duygularını bastırmayı başardıysa da körpe duyguları hâlâ gün yüzünde idi.

Ainz avcunu açtı, içinde minyatür bir kum saati duruyordu. Paralı bir eşya kullansa hiç vakit harcamadan üstün seviye büyü yapabilirdi. Buna başvurmamasının nedeni ise muhtemel bir YGGDRASIL oyuncusunun varlığını doğrulamak için yem görevi görüyor oluşuydu. 

Gelgelelim düşman saflarında YGGDRASIL'den bir oyuncu yoksa büyü kullanmak için uzun bir hazırlık süresi harcamaya hacet yoktu. Zaten bir büyü çemberinin göbeğinde hareketsiz beklemek de hiç havalı durmazdı.

Shalltear ile olan savaşta bu lükse sahip değildi.

Kertenkele adamlara karşı bir saldırı büyüsüne başvurmamıştı.

Öyleyse--

"Bakalım n'olacak şimdi? Merakla bekliyorum." 

-Üstün seviye bir büyü saldırısı Krallık'ın ordularına tam olarak ne yapardı?

YGGDRASIL bünyesinde çok da abartılacak kudrette bir büyü olmasa da bu dünyada nasıl bir etkiye yol açardı acaba?

Ainz birdenbire olmayan kaşlarını çattı.

Sayısız insan can verecekti fakat onlar için zerre üzüntü taşımıyordu. Bu durum da kendisini korkutuyordu. Karıncaları ezerek öldüren biri gibi zalimlik yaptığını dahi hissetmiyordu. İşin aslı... Doğrusu hiçbir şey hissetmiyordu.

Saldırılarının etkisini görme isteği taşıyordu yalnızca. Tabii bir de kendisi, yani Nazarick'in Ulu Yeraltı Mezarı için elde edeceği getirileri düşünüyordu.

Ainz yumruğunu sıktı. Parçalanan kum saatinden sızan kum tanecikleri rüzgârda savrulup Ainz'i çevreleyen büyü çemberinin içine doldu. Hemen sonrasında ise üstün seviye büyü aktifleşti.

"[Kara İhsan’a adağımızı sunarız! (Iä Shub-Niggurath)]!"

Daha az önce yeni düzenini almış olan Krallık ordusunun içinden kara bir rüzgâr geçti.

Hayır, fiziksel bir rüzgâr esintisi değildi.Ne arazinin dört bir yanında biten otlar ne de Krallık askerlerinin saçlarının bir teli kıpırdamamıştı.

Krallık ordusunun sol kanadında 70 bin er vardı.

Göz açıp kapayıncaya dek her biri katledilmişti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Jester (1457 puan) Üye
2021-08-31 12:48:22
Ceviri icin tesekkurler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-19 23:36:35
Çeviri için teşekkürler
ozant40 (42 puan) Üye
2020-09-23 21:24:48
Ağam eline sağlık
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-05 01:29:12
Bölüm için teşekkürler. Hohoho.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-06-24 15:18:53
Elinize sağlık. Bunun gibi overpowered anime ve ya novel bilen varsa bana söyleyebilir mi?
Exodia (3 puan) Üye
2020-10-19 18:09:03
@Bazil, gelmiş geçmiş en op Novel Karakteri Li Qiye dir .Emperor's Domination dan bir karakter .Impsratorun Hakimiyeti diye geçiyor türkçe de .ama mc o kadar güçlü ki sıkabilir seni. Şöyle diyeyim tek nefes alış verişi milyarlarca insanı yok edebilir .ayakla yere bassa milyonlarca evren yok olabilir .bunları diyorum ki hayal kırıklıgına uğrama başlayınca .
Bazil (1684 puan) Üye
2021-03-04 14:56:35
@Exodia, teşekkürler dostum
deden18 (428 puan) Üye
2019-10-19 10:43:47
Sonunda sağlam bir büyü yaptı
Vampire (369 puan) Üye
2019-02-05 07:54:03
Ve katliam başladı!!!
Çolakpiyanist (22 puan) Üye
2018-12-02 22:28:19
Ya abi muhteşem ya animesinide izledik (çizimleri kötü olsada) bu heyecan bu tutku yok be :D Elinize sağlık
OverLord (16 puan) Üye
2018-12-02 14:43:18
Nasıl yanıtlanılıyor biri söyleye bilirmi
Residenttt (54059 puan) Yönetici
2018-12-02 14:50:40
@OverLord, Yanıtla tuşuna basıp altına yorumunu yazarsan yanıtlarsın.
OverLord (16 puan) Üye
2018-12-05 14:03:31
@Residenttt, gördüm teşekkürler
OverLord (16 puan) Üye
2018-11-19 13:32:58
100 puanda 1 bölüm mü alacaz onluk parçamı?
Ahmet (13 puan) Üye
2018-12-01 18:45:24
@OverLord, kaç günde bir premiumluk bölümler ücretsiz olacak bir bilgin var mı kimse birşey söylemiyor
Residenttt (54059 puan) Yönetici
2018-12-02 14:50:56
@Ahmet, Belli değil henüz.
Ahmet (13 puan) Üye
2018-11-17 14:37:03
Kaç günde bir ücretsiz olacak yeni bölümler