Sıfır İnananlı Tanrıça ile Isekai'yi Temizlemek - Sınıf Arkadaşları Arasındaki En Zayıf Büyücü

29 Nisan 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
1480 Görüntülenme
Bu bölümü 26 Kişi beğendi.
Cilt 2

Takatsuki Makoto, Laberintos’a meydan okuyor (ilk gün)

"Oi, cevap ver bize, elf kız."

“Orada oldukça iyi bir kıyafetin var.”

“Evlat, Laberintos hala senin için çok erken. Annene geri dön.”

Baş belaları bizi bulmuştu.

Bu şehirde 10.000'den fazla maceracı vardı.

Tabii ki, kötü huylu insanlar da olacaktı.

Lucas-san bana 'bizim gibi gençlerden oluşan bir grubun kesinlikle onlar tarafından yakalanacağını' söylemişti.

Şimdi düşünmüştüm de Makkaren'in maceracılarının hepsi iyi insanlardı.

Bana garip bir takma ad verdikleri noktaya kadar.

Her neyse, bu tür bir durumla başa çıkmanın yolu zayıf görünmemekti.

Ben bir Demir Rütbesi maceracısıydım.

Kendime güvenmeliydim.

Ona karşılık vermek üzereydim, bu yüzden [Salim Zihin]’i %99’a ayarladım ve derin nefes aldım.

“Ha? Ne diyorsun?! Makkaren'de bir Griffon'a boyun eğen maceracılarız, biliyor musunuz?! Sizin gibi zayıflarla ilgilenmiyorum! Kaybolun, shoo shoo! ” (Lucy)

“O-Oi, Lucy.” (Makoto)

Lucy bu tür zamanlarda güvenilirdi.

Tutumu herkesinkinden daha büyüktü.

Ama orada biraz fazla zıt düşmüştü.

“Huuuh?”

Sert yüzlü adam kaşlarını çatmış ve öndeydi.

Kılıcını belinden çıkardı.

Oi oi, biraz çabuk sinirlenmiyor muydu?

“Kime zayıf diyorsun? Huuh?”

“Siz çocuklar, bir grifon mu? Daha iyi bir yalan söyleyin.”

“Ne enerjik veletler.”

Kabadayılar bizi kuşatırken sırıttı.

Loncada gürültü büyümeye başladı.

Lonca personeli büyük olasılıkla bir süre sonra bunu durduracaktı.

Böyle bir şey olursa bize tepeden bakacaklardı.

Diğer taraf birdenbire bize saldıracak kadar aptal görünmüyordu.

Kibirli genç maceracılar tarafından karşılık aldıktan sonra muhtemelen geri adım atamazlardı.

Lucy'yi korumak için bir adım ileri gittim.

Önümdeki kılıfsız kılıç parlıyordu.

Ne kadar tehlikeli.

“Kılıcın oldukça güzelmiş.” (Makoto)

"Ha! Tabii ki öyle. Bu Güneş Ülkesi, Yayla’nın en iyi silah dükkanından aldığım bir şey.”

Kabadayı elinden gelenin en iyisini yapıyordu ve konuşmaya başladı…

Hançerimi kılıfından çıkardım ve...

“Urya” (Makoto)

*Çat*

Kes onu.

Tereyağı gibi tertemiz kesmeyi başardım.

Bıçak yere düştüğünde hoş bir sesi çıktı.

Geçen gün Dev Tanrı'nın parmağını kestiğim tecrübemden dolayı, bu hançerin keskinliği kanıtlanmıştı ama…

“Bu gerçekten çılgın bir keskinlik”, diye mırıldandım.

“Aaaah!! Mitril büyülü kılıcım!”

Kabadayı maceracı çığlık attı.

Geh, mitrilden mi yapılmıştı?

Gerçekten kötü bir şey yapmıştım.

Mitrilden yapılan silahlar çok pahalıydı.

Ama hatalı olanlar bize bulaşanlardı.

Burada üst sıralara çıkacaktım.

“Kullandığın kılıcın kalitesi kötüymüş. Böyle bir hançer tarafından kesildiğine göre, bu kadar konuşabilmenden çok etkilendim.” (Makoto)

Bunu küçümseyen bir ses tonuyla söyledim

“S-Sen...”

“Bize ilk gelen sizsiniz. Biz Makkaren'den Lucas Darmoa'nın öğrencileriyiz. Bizimle kavga etmek demek Lucas ile kavga etmek demek.” (Makoto)

“Geh, Ejderha Avcısı Lucas…?”

Lucas'ın öğrencisi olduğumuz bir yalandı.

O bir kılıç ustasıydı ve sonuçta ben bir büyücüyüm.

Görünüşe göre Lucas'ın Laberintos'taki adı oldukça tanınıyordu.

Kabadayı maceracılarla başımız belaya girdiğinde ismini kullanmamızın uygun olduğunu söylemişti.

“Tch! Oi, hadi gidelim.”

"Siktir."

Kabadayılar gitti.

Ooh, Lucas-san’ın adı oldukça etkiliydi.

Haah, bu beni oldukça germişti.

“Makoto, Lucas-san’ın öğrencisi miydin?” (Lucy)

Hiçbir şey olmamış gibi konuşuyordu.

İşlerin bu raddeye gelmesi kimin suçuydu ki?

“Daha sonra açıklayacağım. Hadi gidelim." (Makoto)

“Eh? Bekle, beni çekme.” (Lucy)

Maceraperest Loncası’ndan Lucy ile çıktım.

◇◇

 “Anladığım kadarıyla Lucas-san meşhur biriydi.” (Lucy)

“Ejderha Avcısı Lucas görünüşe göre herhangi bir maceracının bildiği bir isim.” (Makoto)

“Lucas-san'ın birçok ejderhaya boyun eğdirme talebi olduğu doğru.” (Lucy)

Bana Makkaren tezgahlarındaki kahramanlık hikayelerini hatırlatıyordu.

“O zaman, zindanı biraz keşfedelim. Hafifçe, tamam mı?” (Makoto)

"Tamam! Bu heyecan verici!" (Lucy)

Şehrin derinliklerindeki dev zindan girişine gidiyorduk.

Laberintos'un girişinde giren insanları sayan bir maceracı loncası resepsiyonisti vardı.

Kayıp insanların günlük bir olay gibi olduğu Laberintos'ta, lonca insanların giriş ve çıkışlarını kontrol etmek zorundaydı.

Bir eğlence parkı gibiydi.

Resepsiyoniste gün ışığında macera yapacağımızı söyledik.

Akşam dönmeyecek olursak Maceracı Loncası'nın kayıp insanlar listesine yerleştirilecektik.

“Hey, Makoto, hangisine gitmek istiyorsun?” (Lucy)

“Hmm, doğru…” (Makoto)

Loncadan aldığımız Laberintos (Yukarı) Haritasına bakıp düşündüm.

Üst Kat ölü olarak keşfedilmişti, bu yüzden neredeyse keşfedilmemiş bir alan yoktu.

[Nereye gideceksiniz?]

Sol: Yeşil Mağara ←

Orta: Su Mağarası

Sağ: Ateş Mağarası

 

 “Ah, uzun zaman oldu”, RPG Oyuncusu becerisi.

"Bir şey mi dedin?" (Lucy)

“Hayır, hiç. O zaman Su Mağarası'na gidelim.” (Makoto)

“Şey, onu seçeceğini tahmin etmiştim, Makoto.” (Lucy)

Dev zindanın (mağara) girişi üçe bölünmüştü.

İçinden bana en çok uyanı seçtim.

Adından da anlaşılacağı gibi Su Mağarası yolun kenarlarında akarsu ve kanallara sahipti.

Bu suyun kaynağı, tüm mağaradaki duvarlardan çıkan suydu.

Bu yüzden adı Su Mağarası’ydı.

“Hiç bitmeyen akım yüzünden zindan duvarları zayıf ve kırılganlamış. Bu yüzden Meteor Düşüşü gibi güçlü etkileri olan büyüleri kullanamayız, Lucy.” (Makoto)

“Eh?! Gerçekten mi?” (Lucy)

“Mary-san’ın açıklamasını dinlemedin mi…?” (Makoto)

İç çektim.

“Üst Kattaki canavarlar sonuçta zayıflar. Bir sorun olacağını sanmıyorum.” (Lucy)

“Ama Minotorlar var. Onlar Yüksek Sınıf, değil mi?” (Makoto)

“Minotor Orta Kat’a inen merdivenleri koruyor. Sanki Orta Kat’a giden maceracıları ölçüyormuş gibi.” (Lucy)

“Hmm.” (Makoto)

Ayaklarımızda değişen boyutlarda su birikintileri vardı.

Biz ilerledikçe suların sıçrama sesleri çıkıyordu.

"Hey, şimdi mi başlıyorsunuz?"

“Merhaba, geri mi dönüyorsunuz?” (Makoto)

Yolumuzun üstünde geri dönen bir grup bize seslendi.

Her yerde maceracıları görebiliyordum.

Kıtada en çok gelişen zindandan beklendiği gibiydi.

Zindanın içinde dükkan açan cesur ruhlu tüccarların da olduğunu duymuştum.

Bu arada, mallar görünüşe göre dışarıdan 10 kat daha pahalıydı.

“Canavarlar son zamanlarda aktif oluyor. Dikkatli olun."

“Büyük İblis Efendisi’nin dirilişinin işaretleri mi?” (Makoto)

“Böyle korkunç şeyler söyleme.”

“Tamam, tavsiye için teşekkürler.” (Makoto)

Elimi sallayıp teşekkür ettim.

◇◇

“Hoop.” (Makoto)

Zindanda dolaşan bir koboldun arkasına doğru sürünüyordum.

Sonra görüş alanını uzaklaştırmak için sis yaratıp [Gizlilik] ile ayak izlerimi sildim.

Tanrıça hançeriyle bitirdim.

"Bitirdim, Lucy." (Makoto)

“Bunun goblin avından farkı yok.” (Lucy)

Lucy dudaklarını hoşnutsuz bir şekilde büktü.

Ortaya çıkan tek şey, farklı tiplerdeki balçıklar, goblinler ve zayıf şeylerdi.

“Şey, bu seviyedeki düşmanlar için Lucy'nin büyüsünü kullanmaya gerek yok.” (Makoto)

“Bu doğru, ama…” (Lucy)

Evet, biraz hayal kırıklığıydı.

Zindan büyüktü, bu yüzden çeşitli canavarlar vardı ama… bununla Şeytani Orman daha iyi bir kavga sunuyordu

“Gyaaaaaa!!” 

Bir çığlık yankılandı.

“Lucy!!” (Makoto)

"Hadi gidelim, Makoto!" (Lucy)

“Hayır, gitmiyoruz.” (Makoto)

Ne diyordu?

“Gitmesek de olur.” (Makoto)

“Eeh~? Onları kurtamayacak mıyız?” (Lucy)

“[Algılama] yeteneğimle onayladım. Hiçbir şey yapmasak bile bize gelecekler. Zikretmeye başla. Büyük ölçekli bir Taş Mermi.” (Makoto)

"Anladım!" (Lucy)

Algılama becerisi kafamda yüksek sesle çaldı.

(Bu ses bir Üst Sınıf canavardan geliyor.) (Makoto)

Büyük Labirentin Üst Katında, Laberintos.

Normalde sadece zayıflar olan bir zemindi.

Ama sadece bir tane Üst Sınıf canavar vardı.

"Burada!" (Makoto)

“Bir Minotor!” (Lucy)

Üst Kattaki muhafız ortaya çıktı.

İki elinde bir savaş baltası vardı.

Tek bir tane.

“Sadece zindanın derinliklerinde olması gerekmiyor muydu?!” (Lucy)

“Başıboş olmalı. Ya da belki canavarların aktif hale gelmesinin sonucudur.” (Makoto)

Tanrıça hançeriyle dua ediyormuş gibi duruyordum.

Büyük Labirenti ele geçirmişti.

Mavi ışıklar etrafında dolaşırken yaklaşan Minotoru izledim…

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Madara4Sama (10 puan) Üye
2022-02-15 23:39:38
Mc daha ne kadar boş boş oturcam elinde tanrıça hançeri var fırlaysan adama zaten olcek yani neyini zorluyon
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-01-17 16:36:23
hadi ama mc daha ezik olarak kalacaksın
Emprivon17 (46 puan) Üye
2020-08-23 05:11:52
Ellerinize sağlık
DasanDra (148 puan) Üye
2020-08-01 23:56:57
Bölüm için teşekkürler... toplantı(buluşma mıydı?)nerede acaba?
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-09 18:44:29
Çeviri için thx bir tık boş bölümdü
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-04-29 22:37:28
Teşekkür ederim, Lamia Sasaki ile ne zaman buluşacaklar acaba .d
Milamber (1333 puan) Üye
2020-04-29 16:55:59
Teşekkürler