Sıfır İnananlı Tanrıça ile Isekai'yi Temizlemek - Sınıf Arkadaşları Arasındaki En Zayıf Büyücü

12 Mayıs 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
1385 Görüntülenme
Bu bölümü 25 Kişi beğendi.
Cilt 3

Sasaki Aya, Makkaren Şehrini Geziyor

-Sasaki Aya’nın Bakış Açısı-

“Takatsuki-kun'un yaşadığı şehir burası demek.” (Aya)

Merakla etrafa huzursuz bir şekilde bakıyordum.

Ne güzel bir şehirdi!

“Burası Makkaren'in su şehri. Şimdilik Maceracı Loncası'na gidelim.” (Makoto)

“Şehrin etrafında akan su yolları var, ha. Tam bir rüya gibi.” (Aya)

“Aya, çok fazla hareket edersen birine çarpacaksın hani.” (Lucy)

Tıpkı Lucy'nin uyardığı gibi, yoldan geçen biriyle çarpışmak üzereydim ve ‘Ah!’ diye düşünürken bundan kaçındım.

Bir başkasına çarpmak üzereyken tekrar tekrar kaçındım.

Çok eğlenceliydi!

Bu dünyaya geldiğimden beri normal bir insan şehrinde ilk defa bulunuyordum!

İnsan kalabalığının arasında, sanki dikiş dikiyormuş gibi dolaşıyordum ve çocuk gibi etrafa baktım.

“Bunlar etkileyici refleksler.” (Makoto)

“Laberintos'ta yetişen biri, ha.” (Lucy)

Takatsuki-kun ve Lucy-san'ın sesini arkadan duydum.

Ah? Bana şaşırmışlar mıydı?

◇◇

“Makoto-kun! Seni tekrar görmek istiyordum~!” 

Maceracı Lonca'ya girdiğimiz anda, sarışın güzel bir kadın Takatsuki-kun'a sarıldı!

“L-Lucy-san…bu kim?” (Aya)

“Mary. Makoto'yu gözüne kestiren lonca resepsiyonisti,” memnun olmayan bir tavırla söylüyordu.

“Oh, öyle mi.” (Aya)

Hmm…

Takatsuki-kun bu dünyada popülerdi, ha.

“Amanın, oradaki kız kim?” (Mary)

“Ben Sasaki Aya. Tanıştığıma memnun oldum.” (Aya)

“Ben Makkaren Maceracı Loncası'nın bir çalışanıyım, Mary. Ben de çok memnun oldum. Buraya ilk kez mi kayıt olacaksın?” (Mary)

Takatsuki-kun'dan ayrıldı ve çalışma modu ifadesi oluşturdu.

Ne kadar olgun bir insandı.

“Mary-san, Sa-san Labirent Şehrinde bir maceracı olarak kendini kaydettirdi. Lucy ve benimle aynı grupta. Bunu bildirmek için buraya geldik.” (Makoto)

“Öyle mi? O zaman grubunuzu kaydedeceğim. Bana maceracı kartını gösterebilir misin?” (Mary)

“Evet, burada.” (Aya)

Fujiwara-kun'un benim için yaptığı maceracı kartını verdim.

“Sasaki Aya-san. Makoto-kun gibi bir diğer dünyalı, ha… Bir maceracı olarak başarın yok. O zaman Taş Rütbesi. Bir sorun yok—eh?” (Mary)

Mary-san gözlerini tamamen açtı.

Ah olamaz! Canavar olduğumu mu anlamıştı?

Ama durum bu değildi.

Sakin Takatsuki-kun beklenmedik bir şekilde Mary-san'a gitti ve dedi ki: “Sa-san'ın İstatistikleri inanılmaz, değil mi?”

“…Bu İstatistikler, bir Altın Rütbe maceracınınkini biraz aşıyor. Eğer boşta olsaydın gruplarında seni isteyecek 20'den fazla grup olurdu.” (Mary)

Takatsuki-kun ve Mary-san yüzleri çok yakınken birbirlerine fısıldıyorlardı.

Biraz fazla yakın değiller miydi?

“Bu arada! Yani aslında Laberintos'tan bir kız getirdin. Makoto-kun, seni yalancı!” (Mary)

“Hayır, hiçbir şey için söz vermedim.” (Makoto)

“Kapa çeneni! Bu gece uyumana izin vermiyorum! Loncada gece yanıma gel.” (Mary)

Mary-san, Takatsuki-kun’a boyunduruk hamlesi yaptı.

Başını göğüslerine doğru bastırmıyor mu…?

“Lucy! Geri dönmüşsün!” 

Geriye baktığımda, Lucy-san'a doğru gelen kahverengi saçlı ve rahat kıyafetleri olan bir kız vardı.

“Emily. Şimdi geldim. Bugün macerada değil misin?” (Lucy)

“Bugün kiliseye yardım ediyorum. Son zamanlarda canavar saldırılarından yaralanan birçok insan var. Bu arada, zamanın varsa bana Laberintos hakkındaki hikayeleri anlat.” (Emily)

“Tamam. Büyük başarılarımı sana anlatacağım!” (Lucy)

“Makoto için sürekli sorunlara yol açmış olmalısın, değil mi?” (Emily)

“Bu doğru değil! Seni yeni büyüm [Meteor Yağmuru] hakkındaki hikaye ile şok edeceğim!” (Lucy)

Orada baya neşelilerdi.

Kendini tanıtmasına göre o, Emily-san adlı bir rahip gibi görünüyordu.

Görünüşe göre Takatsuki-kun ve Lucy-san ile birlikte maceraya çıkmışlardı.

Lucy-san, Emily-san ile bir yere gitti.

“O zaman Sa-san, sana şehirde rehberlik edeceğim.” (Makoto)

Grup kaydı tamamlanmış gibi görünüyordu.

“T-Tamam.” (Aya)

Takatsuki-kun ile yalnız!

Belki de Lucy-san bana karşı düşünceliydi.

Bu bir randevu!

Onu büyük bir keyifle takip ettim.

 ◇◇

“Burası ana cadde. Makkaren'deki en canlı yerdir.” (Makoto)

“Bu dükkanda yemekler güzeldir. Daha sonra oraya gidelim.” (Makoto)

“Bir sokak daha ileride, yemek bölgesi var. Şu anda tıka basa dolu değil, ancak geceleri barlarda çok sayıda insan olur.” (Makoto)

“Şimdi de Fuji-yan’ın mağazasına gidelim.” (Makoto)

“Böylece… gece mağazaları gibi şeyler var.” (Makoto)

Takatsuki-kun tanıdık adımlarla bana şehir boyunca rehberlik ediyordu.

Tuğladan yapılmış çok sayıda süslü mağaza vardı.

Bir atmosfer vardı.

Makkaren'in su yolları olan birkaç alanı vardı ve içinde tekneler geçiyordu.

“O gemilere binemez miyiz?” (Aya)

“Ücreti ödersen evet, ama su büyümle hareket etmek daha hızlı olur.” (Makoto)

Takatsuki-kun bundan bahsettiğine göre su üzerinde hareket etmesine izin veren bir büyüsü vardı.

“Peki ya şu büyük bina?” (Aya)

Taştan yapılmış bir binayı işaret ediyordum.

“Aah, burada kaplıcalar var. Görünüşe göre Makkaren'e yakın bir kaynak var.” (Makoto)

“Ooh! Bu şehir çok güzel üstelik kaplıcalar bile var. Güzel bir yer!” (Aya)

“Kaplıca hanları görünüşe göre bu kentin en büyük sektörü. Yine de gitmedim.” (Makoto)

‘Öyle bir lüksüm yoktu,’ Takatsuki-kun'un alaycı bir gülümsemeyle söylediği şey buydu.

Her zamanki gibi ilgisizdi.

Her zaman olduğu gibi görünüyor, ama…

(Çok enerjik görünmüyor.) (Aya)

Bu yüz… evet.

Takatsuki-kun, birkaç ay önce ayırdığı ünlü bir RPG'nin devamını dört gözle beklediği ve bütçe eksikliği nedeniyle kutu oyunu haline geldiği ve depresyona girdiğinde ortaokuldaydı.

Aslında, onu denedikten sonra gayet iyi bir şekilde eğlenmiş gibi görünüyordu.

Ne oldu acaba.

Takatsuki-kun, ortaokuldan beri arkadaşım ve bana karşı yardımseverdi.

Eğer bir şey için endişeleniyorsa onu desteklemek istiyordum.

“Hey, burada olduğumuza göre kaplıcalara gitmeye ne dersin?” (Aya)

Cesurca ve onu davet etmeye çalıştım.

“Eğer gitmek istiyorsan bana da uyar.” (Makoto)

“Ayrıca karışık banyolar var diyor!” (Aya)

Utanç verici ama tahammül etmeye çalışıyordum.

“…………….Eh?” (Makoto)

Yüzünü şok olmuş bir şivava gibi yapan Takatsuki-kun, gördüğüm manzaraydı.

◇◇

 -Takatsuki Makoto’nun Bakış Açısı-

Bu tuhaftı.

Bu durum ne böyle?

“Aah, ne güzel bir banyo.” 

Gevşemiş ve rahat bir ifadeye sahip Sa-san yanımdaydı.

Sınıf arkadaşım tamamen çıplaktı.

Hayır, bu doğru değildi.

Vücudunun etrafına sarılmış bir banyo havlusu vardı.

Ama!

Onun altında çıplaktı!

…Sakin ol.

[Salim Zihin], bana gücünü ver!

Yazılan şey, ‘Ayrıca karışık banyolar var,’ ama görünüşe göre bu, aile banyosu denilen bir şeydi.

Küçük bir açık hava banyosu rezerve edebilirdik.

Tabii ki biraz pahalıydı ama Minotor’u ve Harpy Kraliçe’sini yendiğimiz için ceplerimiz biraz dolmuştu.

Sa-san'ın isteğini gerçekleştirmek istedim.

“Aah~, beni gerçekten hayata döndürüyor.” (Aya)

“Aah… evet…” (Makoto)

Sa-san uzanırken ‘Uungh~’ diye bir ses çıkardı ve banyo havlusu düşme eşiğindeydi…

Bu yüzden bakmamaya çalıştım ve onun yerine yukarı baktım.

“Kaplıcaları olan bir şehir, çok güzel.” (Aya)

“Kaplıcaları çok mu seviyordun, Sa-san?” (Makoto)

“Laberintos'ta kaplıca yoktu, bu yüzden hep soğuk suda banyo yapmak için yeraltı gölüne gidiyorduk. Bir canavarın bize ne zaman saldıracağını bilmiyorduk, bu yüzden asla gardımızı indirmiyorduk.” (Aya)

Bu kulağa çok rahatsız geliyordu.

Bir süre sohbet etmeye devam ettik.

“Bu arada Sa-san, bu formu almak için Değişim Becerini kullanıyorsun, değil mi?” (Makoto)

“Evet. Ten rengim daha önceleri mavimsiydi ama şimdi insana benziyor, değil mi?” (Aya)

Bunu söyleyerek bana üst kolunu gösterdi.

Hayır, bana bu şekilde göstermene gerek yoktu.

Öksürdüm.

“Bir dahaki sefere bana dönüşüm yeteneğini öğret. Sana Kaçınma ve Kaçışı öğreteceğim.” (Makoto)

“Tamam. Ancak, Değişim gibi bir beceri mi kullanacaksın?” (Aya)

Ne diyorsun?!

Görünüşü değiştirmek, suikastçı oyunlarının ve ninja oyunlarının temeliydi!

“Oyuncu beynin tekrar çılgınlaşıyor, Takatsuki-kun.” (Aya)

“Ne kadar kabasın.” (Makoto)

Yine de inkar etmeyecekti.

“Seviyen nedir, Takatsuki-kun?” (Aya)

“21. Sa-san'dan 10'dan fazla seviye gerideyim.” (Makoto)

“Seviyeni mümkün olduğunca yükseltecek bir tip değil miydin?” (Aya)

Sa-san'ın oyun tarzımı bile hatırladığına şaşırdım.

“Başlangıçta yaptım. Ama ilk baştaki istatistiklerim çok düşüktü, bu yüzden onları arttıramıyordum. Seviyemi yükseltsem bile, istatistiklerim çok yükselmiyor.” (Makoto)

“Bundan dolayı mı üzgünsün?” (Aya)

“Eh? Hayır, artık umursamıyorum. Şu anda Su Uzmanlığımı arttırmak eğlenceli. Bir de Ruh Büyüsü Becerimi en yüksek seviyeye yükselteceğim.” (Makoto)

“‘En yüksek seviye,’ geçmişte en sevdiğin aşama buydu değil mi, Takatsuki-kun?” (Aya)

Bunu nostaljikmiş gibi söylüyordu.

Öyle miydi?

“Sa-san, seviyeni yükselt. Temel istatistiklerin benden farklı, bu yüzden çok fazla büyüme elde edebilirsin. Dahası, Aksiyon Oyunu Oyuncusu Becerisi 3 kat daha fazla etki göstermesini sağlayacak.” (Makoto) 

“Ancak seviye artırmakta iyi değilim.” (Aya)

Doğruydu.

Bu yüzden Sa-san aksiyon oyunlarını severdi.

“Hey, Takatsuki-kun.” (Aya)

“Sorun nedir Sa-san?” (Makoto)

“Herhangi bir endişen varsa bana söyleyebilirsin.” (Aya)

“…Eh?” (Makoto)

“Bir şey için endişelendiğini görebiliyorum.” (Aya)

“…Gerçekten mi?” (Makoto)

Demek ki bir arkadaşımın gözlerini kandıramıyordum, ha.

Sa-san'a Kötü bir Tanrı inananı olma hakkındaki detayları anlatmalıydım.

“Teşekkürler.” (Makoto)

“Lafı bile olmaz.” (Aya)

Düşündüğüm gibi, eski bir arkadaşla konuşmak kolaydı.

◇◇

“Pekala! Makoto ve Lucy'nin Makkaren'e dönüşünü kutlayalım!” (Lucas)

Lucas-san maceracıları topladı ve bir içki partisi ayarladı.

“Makoto! Bize Laberintos'tan bahset!” (Jean)

Sarhoş Jean bana doğru geldi.

“Jean her gün ‘Makoto iyi mi?’ diye soruyordu, biliyor musun?” (Emily)

Emily bunu sırıtarak söylüyordu.

“O-Oi, Emily, ne diyorsun sen?!” (Jean)

“O kadar büyük bir maceramız olmadı.” (Makoto)

“Makoto… bu yalan kategorisine girer…” (Lucy)

Sarhoşken konuşmak çok zordu ama Lucy karşılık vermişti.

Aah, bu his bana gerçekten Makkaren'e döndüğümü hatırlatıyordu.

Sa-san'ın eğlenip eğlenmediğini kontrol etmeye baktım ve içkisini neşeli bir şekilde içiyordu.

Sa-san alkole karşı dayanıklıydı.

“Bugün Aya ile ne yaptınız?”, diye sordu Lucy.

“Bir bakalım, Takatsuki-kun bana şehirde rehberlik etti. Fujiwara-kun’un mağazasına gittik. Öğle yemeği yedik. Ve bir de kaplıcaya gittik.”, diye cevapladı Sa-san.

“““““Eh?”””””

“A-Aya…U-Uhm, kaplıcaları ayrı ayrı girdiniz değil mi?” (Lucy)

“Hayır, birlikte 'aile kaplıcası’ adı verilen bir şeye girdik. Öyle değil mi, Takatsuki-kun?” (Aya)

“Evet.” (Makoto)

Bu dünyada aile kaplıcası normaldi, değil mi?

Sonuçta şehirde bir sürü şey vardi.

“M-Makoto…” (Jean)

Jean neden bana bu saygılı gözlerle bakıyordu?

“…Gündüz vakti… En kötüsü.” (Emily)

Emily neden bana, sanki bu bir saçmalıkmış gibi bakıyordu?

“…” 

Lucy yerinde donakalmıştı.

Neden?

“Y-Yok artık… Makoto-kun'un ilk kadını olmayı planlıyordum.” (Mary)

“Mary-san, neden bahsediyorsun?” (Makoto)

“Peki madem. Ben ikinci olacağım, bir dahaki sefere birlikte gidelim.” (Mary)

Mary-san kollarını benim etrafımda sardı.

Bu da neydi?

Burada bir şeyleri yanlış mı anlıyorlardı?

“Ooi, Makoto erkek oldu! Kutlayalım!” (Lucas)

Lucas-san?! 

“Lanet olsun!” “Patlama!” “Seni hain piç!” “Bir harem grubu, güzel.” 

Eve döndüğümden beri bir süre geçmiş olsa da maceracılar benimle alay ediyorlardı.

Neden?! 

—Aile kaplıcası.

Görünüşe göre oraya giren genç erkek ve kadın istinasız olarak ‘bu’ eylemi yapar, düşüncesi herkesin aklında vardı.

Orası kadın ve erkeklerin ‘eğlence alanları’ idi.

Sanki yabancı dünya hakkında çok şey biliyormuşum gibi!

Su Tapınağı’nda bana bu öğretilmemişti!

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-07 22:33:29
lel
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-01-18 00:53:06
Lan kendinize gelin güvey olmayın
shypax (132 puan) Üye
2020-09-28 21:44:30
Arkadaşınla aile kaplıcasına girersin STONKS Diğer arkadaşların kıskanıe ve onlarda girmek ister ULTRAMEGA STONKS
agamoneypls (207 puan) Üye
2020-09-28 00:12:21
hasss şimdi tüm harem gitmek ister.
xXxPillarmenxXx (24 puan) Üye
2020-09-14 14:10:16
Eee şimdi aile kaplıcası deniyor tüm aile gitse ne olacak peki?
DasanDra (148 puan) Üye
2020-08-03 00:24:27
Neden öğretmediler acaba 🤔🌝😏 ... Bölüm için teşekkürler
İbocan42 (61 puan) Üye
2020-06-13 23:16:45
kaplıca diye gittik kerhane çıktı dgahakfllakfbha
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-05-13 04:34:59
Aile kaplıcaları...
Shinnatsume61 (130 puan) Üye
2020-05-12 22:07:07
Yok bi de öğretselerdi 😂😂😂 Bölüm için teşekkürler 😊
Ker!m (339 puan) Üye
2020-05-12 21:32:56
Çeviri ve edit için teşekkürler.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-05-12 16:47:12
Çeviri için teșekkürler.