Sıfır İnananlı Tanrıça ile Isekai'yi Temizlemek - Sınıf Arkadaşları Arasındaki En Zayıf Büyücü

20 Haziran 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
1192 Görüntülenme
Bu bölümü 24 Kişi beğendi.
Cilt 4

Mafya, Takatsuki Makoto’yu Davet Ediyor

Castor Ailesi.

Dağlık’ın en büyük üç mafyasından biriydi.

Batı Kıtasının en ünlü mafyalarından biriydi.

(Gerçi bunları daha yeni öğrendim…) (Makoto)

Peter'ın bağlı olduğu mafya bu kadar mı kodamandı?

Kesinlikle onun küçük bir mafya patronu olduğunu düşünmüştüm. 

Sonuçta kişinin kendisi o kadar da güçlü değildi.

“Castor Ailesi, Shawra Ailesi ve Denebora Ailesi, Symphonia’nın karanlık tarafını işleten ailelerdir.” (Fuji)

Fuji-yan açıkladı.

Bunların alt yapı örgütleri tüm kıtaya yayılmıştı.

“Castor Ailesi, kumar endüstrisini yöneten mafya…” (Nina)

Nina-san acı bir ifadeyle söyledi.

Sorun ne?

“Nina-dono'nun Büyük Keith'in Ateş Ülkesi’nde bir borcu olduğu mafya. Onu köle olma eşiğinde iken satın aldım.” (Fuji)

“Aaaaah! Lütfen söyleme! Hatırlatıyor!” (Nina)

Nina-san kulaklarını sağa ve sola sallıyordu.

Bu çok tatlıydı.

Gerçekten de kumar yüzünden borçlandığını söyledi.

“Bu arada, Nina-san'ın fiyatı neydi?” (Makoto)

Fuji-yan'a sormaya çalıştım.

“Tam 1.000.000G idi. Tam para ödedim!” (Fuji)

“Ooh, bu oldukça iyi bir fiyat.” (Makoto)

Bir kölenin maliyeti ne kadar bilmiyordum.

“Danna-sama! Takatsuki-sama! Lütfen garip şeyler söyleme!” (Nina)

“Nina… Bir daha kumar oynamana izin vermeyeceğim.” (Fuji)

Fuji-yan ve ben ona takılıyorduk. Chris-san'ın şaşkın bir ifadesi vardı.

Bu arada Sa-san, Lucy'yi odasına götürdü.

“Kahraman Makoto, Castor Ailesi'nin davetini kabul edecek misin?” (Sofia)

Boş bir konuşma yaptıktan sonra, Prenses Sofia konuyu soğukkanlı bir tonla tekrar açtı.

“Hmm, davetiyede ne yazıyor Fuji-yan?” (Makoto)

“Okuyalım.” (Fuji)

[Sevgili Kardeşime. 

Sonsuz dostluğumuzu kutlamak için en iyi yemekleri ve büyük bir parti hazırladım. 

Lütfen sana teşekkür etmemize izin ver. 

Tabii ki, lütfen o güçlü hanımı da beraberinde getirebilirsin. 

Burası, VIP alanı olan Büyük Dağlık Gazinosu’nun en üst katında.

Not: Size vermiş olduğum rozeti gösterirseniz kumarhaneye ücretsiz giriş hakkı kazanacaksınız. İsterseniz gazinoda oynayabilirsiniz. Eğer ismimi söylerseniz size iyi bir hizmet sunarlar.

Peter Castor.]

““““……””””

Hm…

“Eğer gidersem ne olur?” (Makoto)

“… Bence kesinlikle harika bir karşılama olacak.” (Nina)

“Ama sonra geri çekilemeyeceksin…” (Chris)

Nina-san ve Chris-san'ın yüzüne baktığımızda bize karşı çıkıyorlarmış gibi gözüküyorlardı.

“Takki-dono, rozet ile ne demek istiyor?” (Fuji)

“Bu.” (Makoto)

“Lütfen bana göster.” (Fuji)

Peter'ın bana verdiği altın rozeti Fuji-yan'a uzattım.

Değerlendirmeyi kullanıyor olmalıydı, dikkatle bakıyordu.

“… Bu rozette oyulmuş iki taç var, şüphesiz Castor Ailesi'nden.” (Fuji)

“Doğru hatırlıyorsam Peter, Ailenin Başı Don Jenova Castor'un beşinci oğlu. Bir kodaman…” (Sofia)

Fuji-yan iç çekti ve Prenses Sofia'nın sesi alçaktı.

“Ve ne zaman gitmem gerektiğini de yazmamış.” (Makoto)

Mesaj yalnızca yeri belirtiyordu.

Zamanı belirtmeyi unutmuş muydu?

“Takki-dono, bu 'istediğiniz zaman gelebilirsiniz' demenin özel bir mafya yolu.” (Fuji)

“Bu, ‘sizi ağırlamak için bütün hazırlıkları bitirdik, hazırlanın’ demek.” (Sofia)

… Hazırlanmak mı?

Yine de mafyaya girmeyi planlamıyordum.

“En rahatsız edici şey Castor Ailesini destekleyen soylular.” (Chris)

“Mafya soylularla bağlantılı mı?” (Makoto)

Chris-san'ın söylediği şeye şaşırdım.

“Takatsuki-sama, bu Dağlık’ta bilinen bir şey... maalesef.” (Chris)

“Üç büyük mafyanın her biri soylular tarafından desteklenmekte. Castor Ailesi'nin destekçisi... Valentine Hanesi.” (Sofia)

“Hah?” (Makoto)

Cidden mi? 

Bu Geralt-san'ın ailesi. Olamaz…

“İçeri girersem kaçırılmam, değil mi?” (Makoto)

“Mafya ve soylular arasındaki ilişki, yalnızca otorite ve altın ile ticaret ödemeleri yoluyla desteklemek... Mafyanın Geralt'ın yenilgisinin intikamı üzerinde hareket edeceğini sanmıyorum.” (Chris)

“Castor Ailesi'nin oğlunun hayatını kurtardın, yani…” (Fuji)

Chris-san ve Fuji-yan bunu sanki beni rahatlatıyormuş gibi söylediler.

“Kahraman Makoto, Rozes'in temsilcisisin, bu yüzden endişelenmene gerek yok.” (Sofia)

“Prenses Sofia…” (Makoto)

Güçlü sesi beni biraz sakinleştirdi.

“O zaman, onları çok fazla bekletmek korkutucu olur, bu yüzden bugün çabucak gideceğim, rozeti iade edeceğim ve geri döneceğim.” (Makoto)

“Nereye gidiyorsun, Takatsuki-kun?” (Aya)

Lucy'yi yatağına bırakan Sa-san geri dönmüştü.

Sa-san'ın elini tuttum.

“Sa-san, hadi birlikte gidelim.” (Makoto)

“Hah? T-Tamam. Nereye?” (Aya)

Buna bulaşmamış olan Sa-san'ı bu işe sürükledim.

Haha, kabul etti.

Artık geri alamazsın, tamam mı?

Üzgünüm, ama şiddet olayları söz konusu olduğunda en güçlü fiziksel savaşçı Sa-san eksik olamazdı.

“Ben de geleceğim. Kin varsa müzakere edebilecek birine ihtiyacınız olacak.” (Fuji)

“Bu iyi olur, Fuji-yan.” (Makoto)

Gerçekten, çok teşekkürler.

“D-Danna-sama gidiyorsa ben de geleceğim.” (Nina)

Nina-san bile.

Gerçekten gitmek istemiyormuş gibi görünse de.

“O zaman, Rozes'ten bir dizi şövalyeyi size vereceğim—” (Sofia)

“Hayır, Sofia-sama. bundan bir sorun çıkarsa ulusal bir soruna dönüşebilir. Bence bunu Danna-sama'ya bırakmak en iyisi. Nina, sana bırakıyorum.” (Chris)

“Chris. Bana bırak!” (Nina)

Görünüşe göre sona ermişti.

Sa-san, Fuji-yan, Nina-san ve ben, 4 kişilik bu grup mafyanın karargahına gidiyorduk.

Gergindim…

◇◇

Büyük Dağlık Gazinosu.

Görünüşe göre Symphonia'daki en büyük kumarhaneydi.

Bina biraz tuhaf görünüyordu.

Binanın ne kadar yüksek olduğuna bakılırsa yaklaşık 10 kat olduğunu söyleyebilirdim.

Bu dünya için yüksek olabilirdi, ama bizim dünyamızdakilerden çok uzaktı.

Dağlık Kalesi ve Kutsal Anna Kilisesi'ne kıyasla makuldü.

Bunda göze çarpan şey, tüm binanın altın olarak parlamasıydı.

“Altın Köşk Tapınağı{1}?” (Makoto)

“Bundan çok daha büyük, Takatsuki-kun.” (Aya)

Sa-san ve ben binaya şok içinde bakıyorduk.

“Bu, Symphonia’da büyük miktarda para içinde en çılgın hareketliliğe sahip olan yerdir.” (Fuji)

“Hah, çeşitli şekillerde kumar oynayabilirsiniz.” (Nina)

Fuji-yan açıkladı ve Nina san sanki eğleniyormuş gibi ekledi.

Nina-san, buraya kumar oynamak için gelmedik, biliyorsun değil mi?

“Bu arada, garip bir yere konumlandırılmış.” (Makoto)

Altın bina 6. Bölge ve 7. Bölge duvarını delip geçiyormuş gibi duruyordu.

“Kumarhanenin içi, onu yöneten farklı bir yasal güce sahip. İnsanlar ve yarı insanlar için girişler ayrı, ancak içeride karışık ırklar var. İçeride ırkçı sözler yasak. Bir anlamda, en eşitliğe sahip olan yer burası.” (Fuji)

“Hah, bu ilginç.” (Makoto)

Yani isteklerin tadını çıkarırken ırk önemli değildi.

“Hey, Takatsuki-kun, Fujiwara-kun, hadi girelim~ Bekle, he? ‘Yakında çocuklar için’ mi? Ne kadar kaba!” (Aya)

Sa-san içeri koşmak üzereydi, ama siyah giyimli iyi bir yapıya sahip bir adam onu durdurdu.

Ben de oraya gittim.

“Hm…” (Makoto)

“Ha? Sorun ne? Bu kız grubunuzun bir parçası mı?” 

Altın rozeti ve davetiyeyi gösterdim.

“Peter-san tarafından davet edildik, benim adım Takatsuki. İçeri girmek uygun mu?” (Makoto)

“T-Takatsuki-sama! Seni bekliyorduk! Devam edin!” 

Tutumu gözle görülür biçimde değişmişti.

Ağır görünümlü bir kapıyı açtı ve kumarhaneye girdik.

“““Ooooh~”””

Parlak kırmızı halı.

Dizilmiş çok sayıda slot makinesi vardı ve birçok kişinin paralarını attığını duyabiliyordum.

Ruletlerde ve yirmi bir oyunu masalarında, orada duran takım elbiseli görevliler vardı.

Kumarhanede dolaşanlar... tavşan kızlar mıydı?

Jartiyer kayışları olan mayo benzeri kıyafetler ve fileli kilotlu çorap giyiyorlardı.

Müstehcen! 

Ayrıca, o kulaklar, gerçek mi sahte mi?

Onları içgüdüsel olarak yanımdaki Nina-san ile karşılaştırmaya çalıştım.

“Takatsuki-sama?” (Nina)

“Ah.” (Makoto)

Gözlerim Nina-san'la buluştu.

Aceleyle bakışlarımı çevirdim.

(Tanrım, Makoto, bir arkadaşının karısına böyle bakmamalısın~) (Nuh)

Tanrıça-sama, bu bir yanlış anlama!

(Gerçekten mi~?) (Nuh)

Bu bir yalandı.

Tavşanlar ve Nina-san'la ilgileniyordum! (Kulakları ile)

“Bu kumarhanedeki tavşan kızların hepsi tavşan canavarı-desu zo.” (Fuji)

Fuji-yan bana söylerken kıkırdadı.

“Haah, Nina-san'ın üstünde de iyi görünür!” (Aya)

Bunu ben de düşündüm ama bunun yüksek sesle söyleyebileceğim bir şey olduğunu sanmıyordum.

“Nina-dono ile tanıştığımda bir tavşan kız kıyafetindeydi.” (Fuji)

Fuji-yan nostaljik bir şekilde konuştu.

““He?””

Sa-san ve ben sesimizi şaşırmış bir şekilde yükselttik.

Nina-san bir tavşan kız mıydı?

Bir tavşan kız mı aldın (Nina-san)? 

Seni yobaz! …Bu iyi.

“A-Ah, bunu söylemedim mi?” (Fuji)

“Bir kelime bile.” (Makoto)

“Fujiwara-kun, seni zampara~” (Aya)

Sa-san ve ben, Fuji-yan ile sınıf arkadaşı halimizle takılıyorduk.

Nina-san ışıltılı gözlerle kumar masalarına heyecanlı bir şekilde bakıyordu.

Gözlerimizi ondan alırsak kumar masalarına gidecekmiş gibi hissediyordum.

Sa-san, Nina-san'ı sürükledi.

“Buraya, Takatsuki-sama.” 

Anlamsızca konuştuğumuz zaman bir Personel Üyesi-san (siyah takım elbiseli) bize rehberlik etti.

“Sizi VIP odasına yönlendireceğim.” 

Merdivenlerden yukarı çıkacağımızı sanıyordum, ama bizi avlu görevi gören bir yere getirmişti.

O yerde demir bir çitle çevrili bir yer vardı ve bir büyücü yanında duruyordu.

“Yukarı çıkıyoruz.” 

Bulunduğumuz zemin yükselmeye başladı.

Bu bir asansör müydü?! 

Süzülme Büyüsü ile yukarı çıkıyorduk! 

Bu kılıçlı ve büyülü bir Isekai…

Ancak yükselme hızı oldukça yavaştı.

“Hey, Fuji-yan.” (Makoto)

“Evet, ne oldu?” (Fuji)

“Castor Ailesi’nde dikkatli olmam gereken kim?” (Makoto)

Birbirimize fısıldıyorduk.

Dikkat noktalarını gözden geçirelim.

“Castor Ailesi’nin başı Jenova Castor. Ama bugün olmaması gerekiyor. Yeraltı toplumunun yüzü, bu yüzden nadiren yüzünü halka gösterir. Diğer adı Yaralıyüz. Yüzünde büyük bir yara izi olan biri.” (Fuji)

“Hm, hm, anlıyorum. Başka herhangi bir şey var mı?” (Makoto)

“Diğeri, Castor Ailesi'nin en büyük oğlu Jack Castor-dono. Bugün burada olma şansı yüksek. Sarışın iyi görünümlü uzun boylu bir adam-desu zo.” (Fuji)

“Anlıyorum… Bu arada, bu insanlar hangi ırktan?” (Makoto)

Doğru hatırlıyorsam Peter kurt gibiydi.

Bunu düşünerek sormaya çalıştım.

“Takki-dono, Castor Ailesi'nin daha yüksek olanlarının çoğu insan-desu zo.” (Fuji)

“He? Gerçekten mi?” (Makoto)

“Ama Patron’un cariyelerinin bir kısmı yarı insanlardır. Çünkü hem insan hem de yarı insan müşterileri ile ilgilenen bir iş.” (Fuji)

Anladım.

İnsan oğullarını ve yarı insan oğullarını doğru zamanda doğru yerde kullanıyorlardı, ha.

Ne iş adamı ama.

Bu konuşmayı yaparken en üst kata vardık.

Kumarhanenin 1. katı yüksek sınıfla insanlarla doluydu, ancak en üst kat başka bir seviyedeydi.

Ana renk olarak siyah ile ciddi bir iç tasarımı vardı.

Abartılı bir avize ışıltılı bir ışık saçıyordu.

Altında bir grup siyah takım elbiseli adam vardı.

Bu grup içinde, küstah bir adam bize doğru geldi.

“Selam, kardeşim! Seni bekliyordum!” (Peter)

“E-Evet.” (Makoto)

Peter-san bir gülümseme ile kolunu omuzlarımın etrafına sardı.

Samimiyet.

Amerikalı bir sınıf arkadaşı gibi hissettiriyordu.

Ama sevmediğim bir şey bulamadığım gerçeği, o olduğu için miydi?

Ya da belki de alışmıştım?

“Onları size tanıtacağım. Bu benim gururum, Castor Ailesi.” (Peter)

Kendini belli eden erkekler sırayla dizilmişti.

(Aah… bu mafya. Gerçek bir mafya.) (Makoto)

Bunun arkasında üst sınıf elbiseler içerisinde dizilmiş güzel kadınlar vardı.

Bunlar eskortlar mıydı?

Ama gözlerimi en çok çeken şey...

Siyah takım elbiseli grubun ortasında oturan, pahalı görünümlü kıyafetler giyen ve abartılı aksesuarlar takan orta yaşlı adamdı.

Yüzünde büyük bir yara izi vardı.

Çevirmen Notu

{1} Altın Köşk Tapınağı: Kinkaku-ji, ayrıca Rokuon-ji olarak da bilinir. Japonya'nın Kyôto Eyaleti, Kyôto Şehri, Kitaku semti sınırları dahilinde bulunan, Budizm'in Rinzai koluna mensup tapınak.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-01-19 00:05:07
dakka 1 gol 1
BloodSongs (29 puan) Üye
2021-05-11 09:57:17
Bölüm için teşekkürler
STERBEN (225 puan) Üye
2020-08-09 15:33:27
Bölüm için teşekkürler
Damocles (222 puan) Üye
2020-06-29 15:44:01
Çeviri için teşekkürler. Elinize sağlık.
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-06-23 17:26:05
Teşekkürler, amma garip işler peşindesiniz...
murat1habib (33 puan) Üye
2020-06-21 11:20:52
Yine aptal japon fantezileri görüyoruz. Eğer lanet olası bir fantezi dünyasına gidersem karşıma çıkabilecek en son şey fileli kilotlu çorap ve mayo benzeri bir kıyafet giyen tavşan kızlar olurdu. Sonuçta ne kadar büyü olursa olsun teknolojinin gelişmediği ve her an kıtlığın yaşanabileceği herhangi birini cadı ilan edip yakabilecekleri kanlı ve vahşet dolu savaşların olduğu ortaçağ tipi bir dünyadan bahsediyoruz herkesin harem kurup s*x yaptığı bir dünyadan değil.
Shinnatsume61 (130 puan) Üye
2020-06-21 08:27:09
Emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkürler 😊
ilgin (71 puan) Üye
2020-06-20 15:57:17
Bölüm için teşekkürler
Foudre1234 (50 puan) Üye
2020-06-20 13:50:00
E. S. Cok guzel oaylar ilginclesiyor
Ker!m (339 puan) Üye
2020-06-20 13:36:27
E. S.