Takatsuki Makoto İzliyor

“Kazanan Sasaki Ayaaaaaa!! Yeni bir Ateş Ülkesi Kahramanı’nın doğuşu!”

Yanlış duymadım.

Spiker kesinlikle Sa-san'ın kazandığını söyledi.

(Çok hızlı belirlenmedi mi?) (Makoto)

Önceki yıllara göre geceye kadar sürüyordu.

“Ayaaa!” “Kuvvetli!” “Çok muazzam değil mi?! Çok küçük olmasına rağmen. Bu korkunç güç nereden geliyor?!” “Çok tatlı~, onu eve götürmek istiyorum!” “(* ´Д`) Haah… haah… Aya-tan.”

Sabahın tam tersiydi. Pek çok insan olumlu tezahürat yapıyordu.

Hayır, onlara tutkulu demek daha doğru.

Görünüşe göre Ateş Ülkesi'nin halkının güçlü oldukça sizi sevmeleri doğruydu.

Yine de grupta karışık birkaç garip vardı.

“Makoto! Döndün mü?!” (Lucy)

“Lucy, görünüşe göre... maçlar bitti.” (Makoto)

“Doğru! Aya hepsini tek vuruşta bitirdi! Muhteşemdi.” (Lucy)

Lucy'yi gördüm ve olduğu yere gittim.

Bekle, Sa-san hepsini tek vuruşta mı bitirdi? Yuh.

“Hey, Şövalyem, neden diğer dünyalılar bu kadar çirkin?” (Furaie)

Furiae-san elinde büyük bir şemsiye tuttu ve eliyle kendini havalandırıyordu.

Ah, kara kedi eteğinin gölgesinde saklanıyordu.

“Naa Naa.” 

Sıcak olmasına rağmen sen de tezahürat yapıyordun ha.

Kara kedinin çenesini övmek için kaşıdım.

“Geri döndüm Prenses. Sa-san özel. Güvenle kazanmayı başardığına sevindim. Onu desteklediğin için teşekkürler.” (Makoto)

Sa-san ringin ortasında seyirciye el sallıyordu.

“Ona tezahürat etmeye gerek yoktu. Ne de olsa ezici bir zaferdi. Ama ilk başta onu alaya alan insanların yavaş yavaş sustuğunu görmek eğlenceliydi.” (Furiae)

Furiae-san'ın bıkkın bir yüzü vardı ama eğleniyor gibiydi.

Ateş Ülkesi ile ilgili kendi fikirleri olmalıydı.

“Sa-san yaralandı mı?” (Makoto)

Hepsini tek vuruşta yenmişti, bu yüzden yine de iyi olacağını düşünüyordum.

“Hazırladığım şifacılar boşunaydı.” (Sofia)

Prenses Sofia kıkırdayarak söyledi.

“Fakat senin sayende, görevimde gönül rahatlığı yaşayabildim.” (Makoto)

Ona teşekkür ettim.

“Takatsuki-kun!” (Aya)

“Vay canına, Sa-san.” (Makoto)

Az önce ringdeki Sa-san aniden ortaya çıktı ve bana sarıldı.

“Kazandım!” (Aya)

“Evet, tebrikler. Üzgünüm, finallere zamanında gelemedim.” (Makoto)

“Hayır, gerçek şey bundan sonra.” (Aya)

Bunu söyleyerek VIP koltuklarına baktı.

Baktığı yerde buraya bakan kahverengi tenli siyah saçlı bir güzellik vardı... Ateş Kahramanı Olga Sol Tariska – gözleri buluştu.

“Şimdi bir ara vereceğiz ve bundan sonra kazanan Sasaki Aya ve Olga-sama ile özel bir gösteri maçı yapacağız!”

Spiker bunu güçlendirilmiş sesiyle ilan ettiğinde…

*Pat *

Birisi ringin ortasına indi.

“Olga-sama?” 

Spikerin sesi kafa karışıklığıyla yankılandı.

Şimdiye kadar Kolezyumun en yüksek koltuklarında olan Ateş Kahramanı Olga.

Eh? O kadar yüksekten atlamayı mı başardı?

Bu 10 metreden fazlaydı.

Kahraman Olga hiçbir şey söylemedi ve kollarını kavuşturarak bize baktı... bizi kışkırtıyor gibi.

“O zaman ben gidiyorum, Takatsuki-kun.” (Aya)

“Ne? Ara vermeyecek misin…” (Makoto)

Ben soramadan Sa-san tek bir zıplamayla ringin ortasına indi.

Sa-san ve Kahraman Olga, sadece 1 metre uzaklıktan birbirlerine bakıyorlardı.

“…Oh, bu ne olabilir? Maçın bir süre sonra olması gerekiyor.”

Spikerin şaşkın sesi yankılandı ve seyirci büyük ölçüde heyecanlandı.

Sa-san'ın Kahraman Olga ile konuşmasını Gizlice Dinleme kullanarak dinledim.

“Maçını yeni bitirdin, değil mi? Seni iyileştirsinler.” (Olga)

Kahraman Olga, kollarını çaprazlarken çenesiyle bir şifacıyı işaret etti.

“Gerek yok. Şimdiye kadar bunların hepsi ısınmaydı.” (Aya)

Sa-san direkt yanıtladı.

“Heeh... yani gerçek şey şimdi mi başlıyor? Bu geçen günün devamı mı?” (Olga)

“Doğru. Seni yeneceğim.” (Aya)

İki cesurca gülümsedi.

Havayı sallayan şey, bu ikisinin çarpışmasının aurasıydı.

Seyirciler de o gerilimden etkilenmiş olmalıydı, sustular.

“Ş-Şey... maçın biraz sonra yapılması gerekiyor ama...”

Ringdeki hakem endişeli bir şekilde Kahraman Olga ile konuştu.

“Görünüşe göre bu kız kavgaya hemen başlamak istiyor.” (Olga)

“Bana fark etmez.” (Aya)

Kahraman Olga ve Sa-san hakeme ikisinin de hazır olduğunu söyledi.

Hakem, yüksek koltuklardaki insanlara işaret göndermiş gibi görünüyordu.

“Vay, görünüşe göre ikisi hemen maçlarını yapacaklar!”

““““UOOOOOOHHHHHH!!”””

Seyirci bu duyuru üzerine hemen heyecanlandı.

“Şimdi savaşçıları tanıtacağız! Bu özel gösteri maçında karşı karşıya olanlar... Ateş Ülkesini temsil eden savaşçı: Kavurucu Kahraman Olga Sol Tariska!”

Adı söylendiğinde bile Kahraman Olga orada sakince durdu.

“Oooooooh!!” 

Ancak seyirci, Kahraman Olga'yı sesleriyle destekledi.

Ateş Ülkesi için Ateş Kahramanı, dövüş sanatlarının zirvesiydi. Güzel bir görünüme ve geçmiş nesilleri aştığı söylenen güce sahip olmak; Kavurucu Kahraman Olga'nın popülaritesi çok büyüktü.

“Dövüş Sanatları Turnuvasında ezici zaferler elde eden Su Ülkesi’nin Savaşçısı Sasaki Aya karşısında! Başka bir ülkenin savaşçısı, Ülkenin Atadığı Ateş Ülkesi Kahramanı olalı kaç yıl oldu! Olga-sama ile onun cesur savaşını dört gözle bekliyorum!”

Sa-san, adı söylenirken seyirciye gülümseyerek el salladı.

“Ooooooohh!!” 

Kahraman Olga'ya kaybetmeyen tezahüratlar yükseldi.

Görünüşe göre seyirciyi tamamen müttefikine çevirmişti.

Ateş Kahramanıyla yüzleştiğinde bile onu destekleyen pek çok insan vardı.

Fakat onları dinlemek için Gizlice Dinleme’yi kullandığımda...

“Kimin kazanacağını düşünüyorsun?” “Sen salak mısın? Olga-sama'nın kaybetmesinin hiçbir yolu yok.” “Ama Aya-chan güçlü. Bunun iyi bir mücadele olacağını düşünüyorum.” “Evet, şimdiye kadar rakipler arasında en güçlüsü olduğuna hiç şüphe yok!”

Duydum.

Beklendiği gibi Ateş Ülkesi insanları için Ateş Kahramanı en güçlüsüydü ve kimse Kahraman Olga'nın zaferinden şüphe duymuyordu.

Bu olurken Kahraman Olga ve Sa-san birbirlerinden uzaklaştı.

İkisi de özel bir duruş sergilemiyorlardı.

İzleyicinin bir kısmı ‘hadi!’ diye bağırdı

“Öyleyse, Büyük Keith'in Dövüş Sanatları Turnuvası, özel gösteri maçı başlayacak!”

Spiker maçın başladığını ilan etti.

“Başla!”

Hakemin işaret verdiği an… Sa-san acele mi ediyor?!

Sa-san bir anda mesafeyi kapattı ve yumruğu Kahraman Olga'ya yaklaştı.

Bundan kaçındı ve dönüp tekme attı.

Sa-san o tekmeyi koluyla engelledi.

* Pat! *

Ağır bir ses yankılandı ve Sa-san'ın bacakları ringe gömüldü.

Hey hey, o ring taştan yapılmış, biliyor musun?

İkisi de birkaç kez yumruk attılar, ama ikisi de kaçtı ya da engelledi.

...Ya da öyle görünüyordu.

Onları gözlerimle takip etmek dürüst olmak gerekirse her şeyimi alıyor ve detaylı hareketlere ayak uyduramıyorum.

“Bu değiş tokuşu gördün mü?” “Evet, bu harikaydı. O anda 2 numara yapmayı başardı.” “Bu 3 yumruk muydu?” “Aptal, 4. Sağdan 2 ve soldan 2.”

Seyircinin gözleri çok iyi değil mi?

Neden normalmiş gibi açıklıyorlar?

“Lucy, görebiliyor musun?” (Makoto)

“Evet, ikisi şu anda birbirlerini ölçüyorlar. En azından Aya'nın gerçek hızının yaklaşık %80'ine ulaştığını düşünüyorum.” (Lucy)

“...A-Anladım.” (Makoto)

İkisi henüz ciddi değil mi?!

Bana beklenmedik bir cevap geldi.

Görünüşe göre Lucy iyi gözleriyle mükemmel bir şekilde görebiliyordu ve görünüşe göre ikisinin kavgasını ciddileştiklerinde göremeyecektim.

Bir süre saldırı alışverişinde bulunduktan sonra, Sa-san ve Kahraman Olga birbirlerinden uzaklaştı.

“İyisin. Geçen seferden çok daha güçlü olmuşsun.” (Olga)

Kahraman Olga güldü, etkilenmiş gibiydi.

“Değil mi? Sonuçta eğitim aldım!” (Aya)

Sa-san masum bir gülümsemeyle karşılık verdi.

“O zaman, bunu bitirmenin zamanı geldi.” (Olga)

Kahraman Olga bunu söylediği anda, patlayıcı bir Aura merkezde onunla birlikte öfkelendi.

Isıyı Aura'ya dönüştürme yeteneği.

Ateş Tanrıçası'nın ilahi korumasını elde eden ve tüm bu yıllar boyunca onu en güçlüler arasında tutan Ateş Kahramanı Olga'nın yeteneği.

Ateş Ülkesinde etkisi olağanüstüydü.

Yoğun bir şekilde parlayan güneş tarafından bolca ısıtılan hava, Kahraman Olga'nın müttefikiydi.

Hemen peşinden Kahraman Olga'nın figürü ortadan kayboldu.

* Pat! *

Çarpışan bir şeyin ağır bir sesi duyuldu ve ringin kenarına karanlık bir gölge uçtu.

(Sa-san?!) (Makoto)

Gözlerimle endişe içinde takip ettim ama uçarak gönderilen Kahraman Olga'ydı.

Neredeyse hemen sonra ayağa kalktı, ancak ilk kez yüzünde şok gösterdi.

“Pekala!” (Lucy)

O-Orada ne oldu?

Hiç göremedim.

“L-Lucy… orada ne oldu?” (Makoto)

Lucy'nin kulağına fısıldadım.

“Kahraman Olga büyük olasılıkla orada ciddileşti, ancak Aya bu Dövüş Sanatları Turnuvasında biriktirdiği Aksiyon Oyunu Oyuncu Becerisini kullandı. Hızlı Koşma ile hızının 3 katı çıktı ve onu Karşı Saldırı ile uçurdu! Bu bizim Aya'mız!” (Lucy)

Lucy mutlu bir şekilde açıkladı.

Anladım… Bekle…

“Sa-san, Aksiyon Oyunu Oyuncu Becerisini kullanmadan turnuvayı kazandı mı?!” (Makoto)

“Evet. Kahraman Olga görmesin diye başından beri kullanmadı.” (Lucy)

İmkansız.

Daha önce kullandığında bile ona rakip olmamasına rağmen.

Geliştikten sonra bu Beceri kullanmadan savaşabiliyordu, ha…

“Cık!” (Olga)

Kahraman Olga'nın Aurası bir kez daha öfkelendi.

Ancak Sa-san ona boş bir ifade ile baktı.

Kahraman Olga ve Sa-san tekrar çarpıştı.

Sa-san bu sefer uçarak gönderilen kişiydi, ama pek hasar almış gibi görünmüyordu.

Çok geçmeden ayağa kalktı.

Bir sonraki saldırı Sa-san tarafından başlatıldı ve üçüncü çatışmaları oldu.

—Birkaç dakika sonra.

Sa-san ve Kavurucu Kahraman Olga tamamen eşit güçteydi.

…Çok güçlü değil misin, Sa-san?