Theoden

26 Temmuz 2019
Çeviri: 101
Düzenleme: AntiYasuo
1382 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

İnsan ile Aydakarın Atışmasın

Dragut endişeli görünmesine rağmen, aynı zamanda fazlasıyla heyecanlı gibiydi. Avucunun içiyle Elfy’nin başının üzerine temas etti ve elini orada bir süre tuttuktan sonra konuştu.

“ Galiba haklısın. Gittiğimde gördüğüm pozisyonlarını düşünürsek; Turganı korumaya çalışırken, ona göre fazlasıyla güçlü bir darbeye maruz kalmış olmalı. Bu geri zekalılıkla böylesi kıymetli arkadaşları nasıl buldu acaba benim oğlum. “

“ Aptal olmasına rağmen on binlerce yandaş toplamayı başarmış bir başka adam daha tanıyorum. Adını söylememi ister misin? “

“ Kes sesini de şu kıza özünden biraz aktar. Oğlumun yüzünden ölürse, hayatı boyunca vicdan azabı çekecektir. “

“ Buna emin misin patron? O minik bedenine rağmen benim özümü kaldırabileceğine inanıyor musun?“

“ Bilmiyorum Köklu. Ama bir şeyler yapmazsak öleceğinin garantisini verebilirim. Ayrıca abartmadan, sadece onu hayatta tutacak kadar öz vereceksin bu kadarını yapabilirsin değil mi ? “

“ Bir çuval şekerin içinden, diğerlerine hiç dokunmadan tek bir toz şeker tanesini çıkarmamı istiyorsun Dragut. Her neyse deneyeceğim. “

Köklu söylediği gibi, özünün eser miktardaki bir kısmını Elfynin bedenine aktardı. Bunu yaptığında Elfynin hareketsiz bedeni, kabus gören bir insanın yataktan sıçraması gibi bir anlığına olduğu yerden havaya kalktı ve olduğu yere tekrar indi.

“ Hala hayatta ama bunun da çok etkili olacağını söyleyemem. “

O sırada baygın düşmüş olan Ducia, bu kadar yüksekte esen rüzgarında etkileyici dokunuşlarından dolayı gözlerini aralayarak ayıldı. Hala oldukça bitkin görünüyordu. Tuhaf mavi bir derinin üzerinde olmasını ve bedenine çarpan şiddetli rüzgarları umursamayarak korkuyla sayıkladı.

“ Turgan, Elfy neredesiniz? “

Dragut bir baba şefkatiyle Ducianın altın renkli saçlarını ellerinin arasına alıp okşayarak konuştu.

“ Merak etme iyi olacaklar. Yani umarım. “

Ducia hiç tanımadığı bu sesi duyunca irkildi. Gözlerini tamamen açarak uykulu halinden kurtuldu ve tuhaf dövmeleri olan, ürkütücü bakışlara sahip ve kahverengi bir pelerin giymiş bir adamın, iri elleriyle saçını okşadığını gördü. Bulunduğu durum düşünülürse, çevik sayılabilecek bir hamleyle ayağa kalktı ve etrafına bakıp manzarayı görünce daha da panikleyerek sorgulamaya devam etti.

“ Sen de kimsin? Çek ellerini saçlarımdan. Ayrıca bu üzerinde uçtuğumuz şey de ne? “

Dragut, Ducianın yaptığı paniği anlayabiliyordu. 18 yaşına henüz ulaşmamış genç bir kızın, ilk kez bir aydakarın üzerinde uyandığına bahse girebilirdi. Açıklamak için tekrar söze girdi.

“ Sakin ol azrak kız. Ben Dragut, Turganın babasıyım. Üzerine bindiğimiz şey de benim evcil hayvanım Köklu. O bir aydakar. “

Köklu başını geriye çevirdi ve masum bir duruşla konuşmaya dahil oldu.

“ Evcil hayvan mı? Kızın yanında ayıp oluyor ama… ”

“ Ayyy konuştu bu şey. “

Kendisinden şey diye bahsedilmesi Köklunun zoruna gitmiş olsa gerek ki bir süre sessiz kaldı. İşte o zaman biraz önce akıllıca empatiler yapan Dragut kendisinden beklenmeyen bir cümle kurdu.

“ Ne olmuş konuşmuşsa ? Daha önce hiç konuşan bir aydakar görmedin mi? “

“ Daha önce hiç aydakar görmedim sizi aptallar. “

Ducia cümlesini bitirir bitirmez kullandığı son kelimelerden pişman olmuştu. Zira uyku sersemliğinden midir bilinmez, Dragutun karşısında durduğunu ancak idrak edebiliyordu. Algılarının açılmasıyla hatırladığı son şeyi düşündü. Bir zindanı basmışlardı ve tüm özü tükenene kadar, görmediği Turganı güçlendirmeye odaklanmıştı. Turganın gücünün düştüğü her an limitlerini daha da zorlamış ve gücü tükenip de yere düşmek üzereyken, güçlü iki kolun kendisini yakaladığını fark edip bayılmıştı. Panikle etrafına bakınıp Turgan ve Elfy nin hareketsiz uzanan bedenlerini gördü ve hemen yanlarına ilerledi.

“ Bizi siz mi kurtardınız Serdar Dragut ? “

Başıbozuk olmayan birisinin kendisine böyle hitap etmesi Dragutun gururunu okşamıştı.

“ Tabi ki ben kurtardım. Başka kim olsa oraya girdikten sonra sağ çıkamazdı ama ben, kendi buluşum olan yaftlarımı kullanarak…. “

“ Aslında biz kurtardık “ diye sözünü kesti Köklu.

“ Nereye biz kurtardık? Ben 7 generali karşıma almış, hepsine karşı aynı anda savaşıyorken, sen güvenli sayılabilecek kadar yüksekte durup, romantik romantik uçuyordun. “

“ Yapma bak kızın yanında… Sanki bana orada uçmamı söyleyen sen değilmişsin gibi konuşma. Ayrıca yalan da söyleme yüksekte de olsam görebiliyordum. 7 generale karşı falan savaşmadın. Sadece bir tanesi yaft kullandı o sırada da, korkmuş olsan gerek ki yaftını kullanarak kaçtın. Zaten onların yerini bulmamızı sağlayan da ben ve kullandığım tılsımdı. “

“ Ben mi korktum? Sadece oğlumu bir an önce kurtarmak için oradan ayrıldım. Bana bak evcil hayvan Turganın arkadaşlarının yanında bir kez daha benimle böyle konuşursan, sana bir kulübe yapıp oraya bağlarım ve bir daha da uçmana izin vermem. “

“ Önce koparamayacağım kadar sağlam bir teknoloji geliştirmen lazım ki o beyinle bunu biraz zor yaparsın insan. “

Dragut ve Köklunun atışmalarının ardından Köklu bir kez daha başını arkaya çevirdi ve tek bir gözü bile Dragutun tüm bedeninden daha büyük olmasına rağmen, Dragut da ayağa kalkıp ilerledi. Aydakar ve insan iki ezeli düşmanmışçasına başlarını sertçe çarpıştırdılar ve bu şiddetli çarpışma, Dragutun birkaç metre geri itilmesine, Köklunun da bedeninin sarsılmasına sebep oldu.

Köklunun bedeni sarsılınca, bunun etkisiyle Turgan olduğu yerden yuvarlandı ve Köklunun üzerinden düşmek üzereyken Ducia koşarak üzerine kapandı. Ardından başını kaldırdı ve şeytani bakışlarını takındı.

“ Siz kesinlikle Turganın ailesisiniz. Aynı kandan olduğunuza şüphe yok. Ama eğer yaptığınız şeyi sona erdirmezseniz, korkarım kurtarmak için onca riske girdiğiniz oğlunuz ve onun grubunun bir üyesi, sizin hareketleriniz yüzünden ölecekler “

Dragut ikinci kafa tokuşturması için Köklunun başına kadar ilerlemişti ancak Ducianın bakışlarından ve söylediklerinden sonra durdu ve Köklunun kulağının üzerine çıkıp fısıldadı.

“ Bu manyağı nereden bulmuş salak oğlum? Bakışlara bak. Biraz daha o bakışlara maruz kalırsam ciddi ciddi korku hissini tadacağım. “

Köklunun fısıldama gibi bir şansı olmadığından, telepati benzeri bir güçle düşüncelerini Draguta aktardı.

‘ Benim bir Aydakar olarak tüylerim ürperdiyse, senin korkmanı ayıplamam patron ‘

Ducia tartışmanın sona erdiğine emin olduktan sonra, Turganı Elfy nin hemen yanına getirmek için çekiştirmeye başladı. Yüklenebilecek kadar enerjisi yerine gelmediğinden Dragutun yüzüne bakıyor ve yardım etmesini bekliyordu. Dragut ise kendisinden beklenen şeyi anlamamış olsa gerek ki, aynı şekilde Ducianın yüzüne bakıp, yardım etmeye yeltenmiyordu bile. Ducia öfkeyle söze girecekken Köklu durumu fark etti ve pençesini olabildiğince dikkatlice kullanarak, Turganı Ducianın yanına yatırdı.

“ Çok kibarsın köklu. Teşekkür ederim “

Ducianın Kökluya adıyla seslenmesi, ihtiyar aydakarın kalbinin çarpmasına neden olmuştu.

“ Rica ederim. Bir ihtiyacın olursa lütfen benden iste. Patron böyle konularda pek iyi sayılmaz. “

Ducia iki baygın bedenin yan yana gelmesiyle beraber, özü tam olarak yerine gelmemiş olsa da bir şeyler yapmak zorunda olduğunu hissetti ve daha kötü durumda olan Elfynin üzerine zümrüdü anka kut taşının iyileştirme gücünü uygulamaya karar verdi. Zayıf özünden dolayı kut taşının etkisini kullanıp bedeninden zayıfta olsa iyileştirici ışık huzmeleri çıkarabilmesine rağmen, Elfy nin bedenine uygulamaya çalıştığında reddedildiğini gördü. Birkaç defa denedi ve her deneyişinde özü daha da zayıfladı.

Ducianın yapmaya çalıştığı şeyden vaz geçmeyeceğini ve bunu yapmaya devam ederse tekrar özünün tükeneceğini fark eden Köklu, Duciayı uyarmaya karar verdi.

“ Boşuna uğraşma azrak kız. Arkadaşının özü tükenmek üzere olduğundan, ona özümden biraz aktardım. Aydakarlar kut taşlarından etkilenmediklerinden, iyileştirici gücü şu an bir aydakarın özüne sahip olan arkadaşına ulaşamaz. “

“ Peki ne yapacağız o zaman? Bir şeyler yapmazsak Elfy.. O ölecek “

Biraz önce bir aydakarı dahi ürkütmeyi başaran Ducia, bunu söylediğinde hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Ducianın bu hareketiyle işleri biraz daha hızlandırmaya karar veren Dragut konuştu.

“ Köklu, Elfyi Amelianın yanına götür. Ben bizi bir boyut açarak, yakınlarda olan bir adaya götüreceğim. Ducia zümrüdü anka taşına sahip olduğuna göre, özünü topladığında Turganı iyileştirebilir. Elfyi ise iyi edebilecek tek kişi Amelia olabilir bu yüzden acele et. “

Bunu söyledikten sonra havada bir boyut kapısı açtı ve Ducianın endişeli bakışlarına rağmen elinden tutup, Turganı da omuzlayarak boyut kapısının içine atladı Dragut.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar