Theoden
Yaft Kombosu
Dragut ile Ducianın tanıdığı tüm diğer kişiler arasında, akıl almaz bir seviye farkı görünüyordu. Benzer şeyleri Attila ve Ryonun general seviyesindeki kişileri aşağıladığında da hissetmişti ancak ilk kez gücünün detaylarını öğrenebildiği bir adamın limitleri, nasıl bir dünyada yaşıyoruz sorusunun beynine işlenmesine neden oluyordu. Korkularının üzerine gitmeye karar verdi.
“ Bahsettiğin gibi yedi veya daha fazla yaftta ustalaşabilen çok adam var mıdır Dragut amca? “
“ Kesin vardır. “
“ Senin tanıdığın kaç kişi var böyle? “
“ Bir tek ben varım ama Theoden büyük. Bu yüzden çok ego yapmamak ve akıllıca davranmak lazım. “
“ Doğru diyorsun Dragut amca. “
“ Ama en güçlü olanın da ben olduğumu bilmende fayda var hıah hıah “
“ Ego sahibi olmamanı cidden kıskandım Dragut amca. Peki böyle senin gibi olabilmenin bir yolu var mı? “
“ Benden bir tane var üzgünüm Ducia. “
“ Cidden sıfır ego… Yani tabi ki senden bir tane var amca ama dediğin gibi üç ve daha fazla yaftta ustalaşmanın da bir metodu olmalı değil mi? “
Dragut ciddileşti, Yerde duran ikiye bölünmüş pelerininin parçalarını, bir sofra bezi gibi yere serdi ve yırtık kenarlarını birbirine temas edecek şekilde yerleştirdi. Pelerin parçalarının birbirine temas eden kısmının iki ayrı ucunun üzerine ellerini getirdi ve elleri birbirlerine yaklaşacak şekilde, dıştan içe doğru yavaşça pelerinin bir karış üzerinde hareket ettirdi. Elleri birbirine dokunduğundaysa avuç içlerini bir kere birbirine dokundurdu.
“ Kusursuz birleşme ( 2. Seviye ve tek kapısı olan bir yaft) “
Bunu söylediğinde pelerinini bir kolunun üzerine astı ve diğer eliyle de çırparak tozlarından arındırdı. Bunu tamamladıktan sonra da sırtına geçirdi. Tuhaf olan şeyse pelerinin artık tek parça haline gelmesiydi ve dikildiğine ya da yapıştırıldığına dair hiçbir iz görünmüyordu.
“ Önemli olan tek şey yaftının seviyesi değildir Ducia. Yenilmez olmak istiyorsan farklı seviye yaftlar öğrenmeli ve daha da önemlisi bu yaftları birlikte kullanabilmelisin. Mesela bu pelerinimi tamir ettiğim yaftı bir komboda kullanarak, Eski Herdanya Birleşik Krallığının en önemli komutanlarından birisini öldürebilmiştim. “
Yaft seviyeleriyle ilgili bir konuşma geçmemesine rağmen Dragutun bu yaftı yapıp, pelerinini birleştirmesini sadece göstermek istediğinden yaptığını düşündü Ducia. Zira konuştukları şeyle hiç alakası yokken bir anda yapıvermişti.
“ Bunu anladım Dragut amca ve tam da onu soruyorum. O kadar yaftta nasıl ustalaşabilirim? “
“ Bunu öylece bir cümleyle anlatamam. Üzgünüm Ducia. “
“ Kaç cümleye ihtiyacın varsa lütfen söyle Dragut amca. “
“ Öyle bir şey değil işte ama bakış açını sevdim hıah hıah. Sana bunu anlatabilmem için en az birkaç aya ihtiyacımız olurdu. “
“ Tamam öğret işte bize. Ben Turganı da ikna ederim. Hayatta kalmak için daha fazla yaft öğrenmemiz lazım değil mi? O zaman birkaç ay yanında kalmamıza izin ver ve öğret bize “
“ Olmaz. “
“ Neden olmasın? Oğlunun ekibinin daha güçlü olmasını istemiyor musun? İntibah Tugayı.. baksana adımız bile başıbozukların amacına hizmet ediyor gibi. “
“Boşa uğraşma Turgana hiçbir şey öğretmem ben. “
“ Neden ? “
Dragut bir anda tüm enerjisini kaybetti. Gözlerinin dolmasına engel olmaya çalıştığı çok belli oluyordu. Başını iki elinin arasına koydu ve oyuncağını kaybetmiş bir çocuğun ses tonuyla konuştu.
“ Turgan benim kullanamadığın yaft kitabını kullanabiliyor. O beni eğitsin…”
Ducia duyduğu bu açıklamadan sonra yere düşmemek için, yanı başında duran bir kaya parçasına tutundu ve sakince onun üzerine oturdu.
“ Sen oğlunu kıskanıyor musun Dragut amca ? “
“ Hayır ne alakası var? Ama o kitap beni değil de Turganı seçti. Buna üzülmem normal değil mi? Hem görmedin mi o çocuk yıldırım çaktırabiliyor. Yıldırım diyorum ya baya bildiğin yıldırım çaktırıyor. Ben ona ne öğretebilirim ki? “
Ducia aklına gelen ilk şeyi söyledi.
“ Yağmur yağdırmasını…”
“Onu yapmasını ben de bilmiyorum ki. Her neyse ona ders falan vermem. Ama eğer o bana yıldırım çaktırmasını öğretirse ben de ona bir şeyler öğretebilirim. “
Dragut her yıldırım dediğinde gözleri parlıyordu. Dragut aslında Theodendeki en çok sayıdaki ve en yüksek seviyelerdeki yaftları kullanabilen adamlardan birisi olmasına rağmen, kendi yapamadığı yaftlar hep ilgisini çekerdi. Tam olarak bu yüzden, üç yıl boyunca uğraşıp da tek bir yaft bile okumayı başaramadığı ve şu an Turgana ait olan kişiye özel yaft kitabındaki tüm yaftlar ilgisini cezbediyordu.
Kitabı Attiladan ilk aldığında, Attila aile yadigarı olan ve içindeki yaftlar nesilden nesile anlatılan bu kitabın içerdiği yaftlardan bazılarını kendisine anlatmıştı. Dragut o gün bu kitabı kullanabilmeyi adeta kişisel hedefi haline getirdi, ancak başarılı olamayınca gurur yapıp kitabı yok etmeye çalıştı. Kitabın üzerine litrelerce yağ dökerek içinde bulunduğu binayla beraber yaktı. Ama geri döndüğünde gördüğü şey enteresandı. Kitabın üzerinde durduğu masa, içinde bulunduğu tek odalı bina kısacası her şey yanıp küle dönmüşken, yaft kitabı enkazın üstünde duruyordu ve tek bir noktası bile kararmamış, yangından etkilenmemiş gibi görünüyordu.
İşte o zaman karısının soyundan gelen başka birilerinin, bu aile yadigarı kitabı kullanabileceği umuduyla, evinin en kıymetli hazineymişçesine muhafaza etti. Kızı kaçırıldıktan sonraysa, oğlunu Köklu ile gönderirken, kitabı da beraberinde yolladı. Kitap Dragutu seçmemesine rağmen, yaft kullanıcısı anlatırsa belki de bir başkası tarafından kullanılması mümkün olabilirdi. Dragut tüm bu denemeleri sayesinde, boyut geçişi gibi muazzam özellikler barındıran üç farklı yaftın mucidi olmayı başarmıştı ve bundan sonra da alışıla gelen şeyleri öylece kabullenecek gibi durmuyordu.
“ O zaman sadece bana öğret Dragut amca. “
“ Neyi öğreteyim? “
“ Sabah beri ne konuşuyoruz biz? İşte yeni yaftlarda nasıl ustalaşacağımı ve en fazla yaftı kullanabilmemin yöntemini “
“ Olmaz. “
“ Neden olmasın ? “
“ O kadar başı bozuk varken sana eğitim verirsem, yoldaşlarım gönül koyarlar. Ama bir başı bozuk olmaya karar verirsen başka tabi. Gerçi o zaman da Turgan tek başına saçma sapan şeylere bulaşıp durur. “
Turganın, Draguttan aldığı yumrukla kendinden geçmesinin üzerinden birkaç saat geçmişti ve Ducia onun sayıkladığını fark etti.
‘ Nyu bak buramda uf oldu, sen dokununca acısı geçiyor hınh hınh. Bak oramda da uf var dokunsana oraya da. Ducia ve babam bana kızdılar hep biliyor musun? Bir tek sen iyi davranıyorsun bana. ‘
Ducianın duyduklarından ötürü bir gözü seyirmeye başlamıştı. Öfkeyle Turganı sarsarak uyandırdı.
“ Ne ne oldu? Nyu abla nerede ? “
Turganın sayıklamalarını işitmemiş olan Dragut cevapladı.
“ Hala Herakliada. Hatırladığım kadarıyla ona henüz başka görev vermedim “
Duciaya dikkati kendi üzerine çekmek isteyerek araya girdi.
“ Ben gidiyorum Turgan. Gitmeden önce uyandırayım dedim. “
“ Nereye gidiyorsun Ducia? “
“ Dragut amcayla eğitime. 8. Seviye yaft bile kullanabiliyor ve beni eğiteceğine söz verdi. “
Dragut böyle bir söz verdiğini hatırlamıyordu ancak doğrudan dahil olup Duciayı bozmak da istemediğinden sessiz kalmayı tercih etti.
-