Theoden

29 Temmuz 2019
Çeviri: 109
Düzenleme: AntiYasuo
900 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Kurtarma Operasyonu 3

Jeo, bu adamın varlığından bile rahatsız olmuştu. Hedefine koyduğu kişi, alperi öldüren seçilmiş elit olduğundan pizarro ile zaman harcamak istemiyordu. Operasyon başarısız dahi olsa, alperin bir hiç için ölmesine izin vermeyecekti. Aralarında sadece birkaç metre kalmış olmasına rağmen, yürümeye devam etti jeo. Pizarro yanından geçip gitmeye çalışan Jeonun omuzundan yakaladı ve tekrar konuştu.

“ Neden konuşmuyorsun Jeo, Yoksa yeni patronun Dragut işini sessizce yapmanı mı söyledi? “

“ Dragut mu ne zırvalıyorsun general? “

“ Sadece gerçekleri söylüyorum. O herif önce çaylak oğlu Turganı gönderdi, arkasından da kendi geldi ve şimdi de fedai olarak seni seçmiş olmalı. “

Duyduklarından sadece Turganla olan kısım Jeonun dikkatini çekmişti. Gerçi şu anki durumda Dragutun ve aydakaranının kendi tarafında olması da hiç fena olmazdı. Pizarroyu yakasından tuttu ve öfkeyle sordu.

“ Turgan mı? O buraya mı geldi, şimdi nerede? “

“ Bilmediğine inanmamı mı bekliyorsun? Peki bir aptal olup sana anlatacağım. Turgan tecrübesizliğinin kurbanı olup Korgeneral Tokugaraya meydan okumuş. Tokugara da onun bir arkadaşını öldürüp, Turganı da öldürmek üzereyken Dragut gelip onları kaçırmış. “

Jeo abisinin hikayesini Turgana anlattığı için pişman olmuş hissediyordu. İlk mektubunu sadece onları oyalamak için göndermişken, kendisinden önce Rohanı kurtarmaya gelebilmelerini ise kabullenmekte güçlük yaşıyordu. Her neyse en azından Turgan kurtulmuş, acaba kızlardan hangisi öldü diye düşünüp, Pizarroyu sert bir şekilde yere attıktan sonra yürümeye devam etti. Pizarro öfkeyle düştüğü yerden bir avuç toprak aldı, tüm karaktersizliğini kullanmaya karar verdi ve arkası dönük olan Jeoya elindeki toprağı uzatarak fısıldadı.

“ Madde dönüşümü – Topraktan metale, Demir bilyeler “

Pizarronun elindeki toprak, yuvarlanıp bilye şekline büründü ve metalleşti. Pizarronun bedeni, Attilanınki kadar heybetli görünüyordu ve beden gücünde en yüksek seviyedeki generallerden birisi olduğuna şüphe yoktu. Kolunu gerdi ve avucundaki metal bilyeleri, arkası dönük olan Jeoya fırlattı. Bilyeler adeta bir silahtan çıkmış mermilermişçesine, hızla Jeoya doğru yol aldılar. Jeo bilyelerin gelişini göremediğinden tamamının hedefi oldu. Dört metal bilye sırtına, bir tanesi sağ omuzuna, birer tane de bacaklarının arkasına isabet almıştı. Gülümseyerek arkasına döndü ve sendeleyerek yürürken konuştu.

“ Attilanın, sizin gibi savaş ahlakından dahi yoksun köpeklerle aynı tarafta yer alması üzücü. Arkası dönük bir adama sinsice saldırmak da nedir Pizarro? “

Jeonun söyledikleri imparatorluk tarafının umurunda olmasa gerek ki, seçilmiş elitin işaretiyle bir kez daha saldırı yağmuru üzerine yağmaya başlamıştı. Yaralı halinden beklenmeyecek çeviklikte kalkanını açtı ve Pizarronun üzerine yürüdü Jeo. Hala yerde oturmakta olan Korgeneral Pizarronun yanına gider gitmez, hiçbir şey söylemeden cebinden üç çivi çıkardı ve yaftını tekrar kullandı.

“ Madde Yönetimi – Oransal Artış(8. Seviye yaft 4. Kapı bu kapı hem hacimsel hem de kütlesel bir artış sağlıyor) “

Elindeki çiviler git gide büyüdüler ve bir kazık boyutuna ulaştılar. Jeo saldırı yağmurunun, Pizarronun da orada oluşundan dolayı kesilmesine rağmen kalkanını küçültmemişti ve hem kendisini hem de Pizarroyu, Seçkin elitin görüş alanından çıkaracak şekilde, onun olduğu yöne doğru bırakmıştı. Zincirle mumyalanmış Nebia ise hala onları izleyebiliyordu.

Elini havaya kaldırdı ve tüm gücüyle tekrar aşağı indirdi üç dev çividen ilkini Pizarronun iki koluyla birden durdurmaya çalışmasına rağmen, sağ bacağına sapladı. Dev çivi bacaktaki eti delip geçtikten sonra, Nebianın yaftıyla ıslanmış bir toprak bölümüne çarptı ve çamura saplanarak, Pizarronun bacağını hareketsiz ve acı içinde bıraktı. Pizarronun acı dolu çığlıkları Jeonun umurunda değil gibi görünüyordu.

“ Bedenini güçlendirmişsin ancak karakterin zayıf olduğundan beni durdurman mümkün olmayacaktır. Arkadan vuran piç kurusu. “

Pizarronun öfkeli bakışları arasında diğer elindeki çiviyide havaya kaldırdı ve tek bir hamlede Pizarronun bir kolunu yere çakacak şekilde sapladı. Sonra aynısını diğer kolunun eline yaptı. Pizarronun sadece bir bacağı açıkta kalmıştı ve hareket etmesi artık mümkün görünmüyordu.

“ Artık sahibini rahatça öldürebilirim köpek. Seni öldürmeme sebebim ise, çok sevdiğin lordunun geberişini izlemeni istiyor olmam ve olabildiğince az kişiyi öldürerek, abimi kurtardığımda daha fazlasını da öldürebilirdim ancak sadece zorunlu kalınca öldürdim diyebilmek. “

“ Ahhh! seni şerefsiz Jeo. Bunun bedelini ödeyeceksin. Birazdan çok daha fazla general burada olacak ve bu zindan senin mezarın olacak. Beni öldürme ki seni yakaladıklarında suratına tükürüp bana yaptıklarının aynısını yapabileyim. “

Pizarro acı içinde kıvranırken, ondan aldığı fikirle okkalı bir tükürüğü son hediyesi olarak bıraktı Jeo ve kalkanını eline alıp onu küçültmeye gitti. Kalkan küçüldüğündeyse üzerine Seçilmiş elit tarafından gönderilen, ve bir general seviyesine göre zayıf sayılabilecek yaftlar gönderildiğini gördü. Kalkan görüşünü açıp da Pizarronun halini gördüğünde, Seçilmiş elit korku dolu bir çığlık attı ve farkında olmadan da geriye doğru adımladı.

“ Hey Çakma Soylu, şu sakat tüm generali saymazsak, sanırım artık baş başayız. Şimdi ödeşme zamanı...”

Jeo doğruca alperin cansız bedeninin yanına yürüdü. Gözlerini elleriyle kapattıktan sonra, kalbini delip geçen altın rengindeki mızrağı tek bir hamlede çıkardı. Vücudundaki bilyelerin etkisi, halen üzerinde yaftı etkin olan ve Nebianın etrafını saran zincir için kullandığı özün ve Pizarroyu alt etmek için harcadığı özün miktarı düşünüldüğünde, Jeo yarı gücünde bile sayılmazdı. Karşısındaki seçilmiş elitin kullandığı yaftların etkisizliği düşünülürse, en fazla bir general seviyesinde olmalıydı ya da çok düşük seviyeli bir tuğ general. Bir bacağında büyük bir yara açılmış Tüm general Solid ise fazlaca kan kaybetmişti ve o da gücünün en fazla yarısında sayılırdı. Jeo kalan gücünün bir kısmıyla seçilmiş eliti öldürmeye kararlıydı ve buna göre bir plan yapmıştı.

“ Korkak seçilmiş, bana adını söyle. Abimi kurtardığımda ona hesap vermem gerekecek. “

Tüm general Solid, sekerek lordunun önüne geçti ve yanıtladı.

“ Lord Kai, imparatorumuz Luinin kuzeni. Onu öldürmene izin vermeyeceğim Jeo. “

Bir tüm general kendisini koruyacağı için birazcık da olsa rahatlamıştı Kai. Eğer kendisini hayatta tutmayı başarırsa, mutlaka ödüllendirilecekti. Kai esasında en zayıf generallerden birisiyle ancak boy ölçüşebilirdi ancak kan bağı ve nüfuzu, seçilmiş elitlerden birisi olmasını sağlamıştı.

Jeo olduğu yerde bekledi. Sakince Alperin bedeninden çıkardığı mızrağı eline aldı ve yaftını kullandı. Yine oransal artışı kullanmıştı ve bunu yaparken de mızrağını ileri doğru savurmuştu. Üzerindeki yaftın etkisiyle mızrak havada ilerlerken dengeli bir oranla büyüyor ve uzuyordu. Pizarronun gönderdiği bilyelerden çok daha hızlı ancak çok daha kaba olan bu mızrağı durdurmak adına, Kainin 5 metre kadar önünde duran Solid, hamle yaptı ve aklına gelen en iyi yöntem olduğundan bedenini güçlendirerek havadaki mızrağı durdurmaya çalıştı.

“ Devasal insan bedeni – Güç patlaması( 5. Seviye ) “

Solid yaftını kullanmasına rağmen, bacağındaki derin yaradan ve o anki güçsüzlüğünden dolayı, her zamanki kadar etkisini hissedememiş olmasına rağmen, yanından geçen mızrağı yakaladı ancak sadece bir saniye dokunduktan sonra, mızrak ellerini acı içinde bırakarak, avuçlarından kayıp gitti. Korkuyla arkasına döndü ve mızrağın, tam da Lord Kainin kalbine doğru ilerlediğini gördü. Kai hiçbir şekilde tepki veremiyordu ve korkulu gözlerle izlemekle yetiniyordu. Tam mızrak kalbine saplanmak üzereydi ki, güçlü bir çift el Kainin bedenini ittirerek hayatını kurtardı.

Dev mızrak, Kainin hayatını almamış olsa da bir kolunu omuzundan alıp koparmıştı. Kai acı içinde bağırdı ve kanayan kolunu gösterip, kendisini kurtaran kişinin suratına bakarak ağlamaya başladı.

“ Neden geciktiniz aptallar? Neden geciktiniz? “

Dört yeni general gelmişti ve bunlardan ikisi oldukça dikkat çeken güçlü kişilerdi. Bir tanesi Kor general Timur, diğeriyse Or general Gardi. Timur Olmayan bacağını göstererek Kaiden kendisini affetmesini ister gibi baktı.

“ Zamanında kendi bacağımı koruyamadığım gibi, şimdi de sizin kolunuzu koruyamadım. Üzgünüm Lordum. “

Muhabbeti uzatmak istemeyen Gardi, Timur, bir tüm bir de tuğ general, Bitkin düşmüş görünen Jeonun etrafını sardılar. Bunu gören Jeo artık her şeyin bittiğine ikna olmuştu. Tek istediği şey, ölmeden önce, Abisi Rohanın zindandan çıkıp özgür oluşunu görmek ve yüzüne bir kez daha bakabilmekti. İntikam alayı dağılmışken, ondan sonra ölse de umursamayacaktı. Generaller önce Jeonun üzerine birkaç dakika sürecek bir yaft saldırısında bulundular.

Jeo kalkanını büyüttü ancak bir süre sonra özü tükendiğinden, kalkanı elinde küçülüp yere düştü. İşte o zaman Gardi infazı gerçekleştirmek için, Yeşil bir metalden dövülmüş olan Arbaletini çıkarıp içine yine yeşil renkli metal bir ok kurdu. Arbaleti havaya kaldırıp Jeonun başına doğrulttu ve infazı gerçekleştirmek için oku serbest bıraktı.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar