Theoden

29 Temmuz 2019
Çeviri: 110
Düzenleme: AntiYasuo
942 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Kurtarma Operasyonu 4

Köstebek Tahmın açtığı deliklerden bir zindan kapısı bulmayı başaran kurtarma timi, Samirin yeteneğini kullanmasıyla beraber, zindanın içine girmeyi başarmışlardı. Planlarına göre Rohanın tutulduğu odayı bulana kadar ilerlemeye devam edeceklerdi. Karşılarına güçlü kişiler çıkarsa, Azrak Pia azrak formuna geçip savaşacak, Azrak karin ise tüm konsantrasyonunu ona odaklanmaya verdiğinden, azrak formuna geçmiş Pianın gücünü katlayarak her türlü rakibe karşı koyabilmesini sağlayacaktı. En azından bu haldeyken kolay kolay kimseye kaybetmeyeceği kesindi.

Diğer üyeler olan Toshi ve Brook ise, Karini güvende tutmaktan sorumluydular. Karanlık Fuchi zindanlarında ilerlemeyi sürdürdüler ve bir süre sonunda da bir zindan kapısına ulaştılar. En uzun boyluları olan Tahm, parmaklıkların arasından içeriye baktı. Loş ışıkta içeriyi görebiliyordu ancak burada bir mahkum tutulmuyordu. O kapıyı es geçip devam ettiler. Birkaç metre sonra başka bir zindan kapısının yanından geçiyorlardı ve içerideki mahkum, işkence görmüş olsa gerek ki acıdan bağırıp duruyordu. Tahm bir kez daha demir parmaklıklardan içeri baktı ve içeride aklını yitirmiş gibi gözüken saçı sakalı birbirine karışmış bir adam gördü.

Adam sürekli olarak “ Ben başıbozuklardan değilim, yanlış adamı tutuyorsunuz, Mirmiranın ne demek olduğunu bile bilmiyorum” diye kendi kendisine konuşup duruyordu. Aradıkları kişinin bu da olmadığını fark eden grup biraz daha ilerledi ve o koridorun bitimindeki son hücreye yaklaştılar. Toshi daha kapıya uzanmadan, içerideki adamın sesi geldi.

“ Demek geldiniz beni lideri olarak görenler.”

Bunu duyan Azrak Pia, Tahmdan önce davranıp, parmaklıkların arasından baktı. İçeride bir adam bağdaş kurmuş oturuyordu ve Jeonun anlattığı kadarıyla Rohana çok benziyordu. Dudaklarından ayaklarına kadar heyecandan titreyen Pia tam konuşacakken Rohan ondan önce davranıp söze girdi.

“ Boşuna geldiniz. Burada yaft kullanmak imkansızdır ve azrak güçleride bir şekilde baskılanıyor. Bu durumda herhangi bir şekilde buradan çıkabileceğimizi sanmıyorum. “

“ Ama ben duvarlardan geçebilirim “ diye arkalardan konuştu Samir.

“ Buradayken yapabileceğini sanmam. Ama istiyorsan dene bakalım. “

Samir odaklandı ve zindan kapısına dokundu. Normalde dokunduğu duvarların ve kapıların arkasını hissedebilir ve yaftını kullanıp oraya geçebilirdi ancak bu kez hiçbir şey hissetmiyordu ve doğal olarak arkasına da geçemiyordu.

“ Olmuyor. Bunun anlamı sanırım artık biz de bu zindanda kalacağız demek. Ama sorun değil en azından Azrak kralın yanında olacağız. “

Küçük bir çocuğun dahi, hiç görmeden kendisine bu kadar bağlanmasına şaşıran Rohan, söze girdi.

“ Aslında ömrümün sonuna kadar zindanda tutulmayı kabullenmiştim. Ancak bu zindandayken güçlerimi kullanamamamdan yararlanıp, Prens Yu ile beni ayırdılar ve muhtemelen onu öldürdüler. O günden sonra buradan çıkmak istedim ancak bunun mümkün olmadığını anladım. “

“ Kehpeler, şerefsizler “

“ Bu kadar ateşlenme bakalım azrak kız. Kaçmak için hala bir yol var ve o da tepemizdeki tavan. Benim üzerimdeki tavanın büyük kısmı topraktan ve sizin bulunduğunuz alan da öyle. Eğer fiziksel gücünüzle oradan geçmeyi başarabilip bir tünel kazarak benim tarafıma geçerseniz, bir şeyler yapabiliriz. Şu an bu duvarlar hem azrak hemde yaft yeteneklerimi engellediğinden, bedenim baskı altında ve fiziksel gücümü de hiçbir şekilde kullanamıyorum. Yani neden zıplamadığımı sormanıza gerek yok. “

Tahmın beden gücü fena sayılmazdı ve çok üst düzey bir yaft kullanıcısı olmadığından da, bedeni büyük bir baskı altında değildi. Ben yaparım diyerek bu işe gönüllü oldu. Zaten diğer alternatifler, bir azrak ve bir çocuk olduğundan bu işe en uygun kişi kendisi gibi görünüyordu.

Rohandan fazla etkilendikleri ve ihanet edebilecekleri için bu koridora gardiyan bırakmama kararı alan imparatorluk yönetiminin bu kararı, kurtarma takımının işine yaramıştı ve Rohandan tüm detayları öğrenebiliyorlardı. Tahm dizlerini büktü ve olanca gücüyle zıplayıp, yaklaşık yedi metre yükseklikteki tavana 2. Denemesinde ulaşmayı başardı. Ve tavana dokunduğunda, yaftını kullanabildiğini fark etti. Toprağa tersten bir çukur açarak tünelini kazdı ve birkaç saniye sonra Rohanın tavanına bir delik açmıştı.

Rohan doğru tahmin etmişti. Toprağa temas etmek, güçlerini kullanabilmelerine olanak veriyordu. İmparatorluk yönetimi bu detayı bilmediğinden ya da yerin onlarca metre altındaki bu tavandan kimsenin yukarıya çıkamayacağını düşündüklerinden olsa gerek, sadece zemini ve duvarları yaft önleyici şekilde dizayn etmişlerdi. Tepesindeki bir delik açılmasıyla beraber, Rohan yere dökülen topraklardan bir avuç aldı. Bu sırada da sesi duyan birkaç gardiyan onların yanına doğru koşmuşlardı. Gardiyanların ayak seslerini duymasına rağmen, umursamadı Rohan.

“ Bu kadarı yeterli değil. Biraz daha toprağın yanıma düşmesini sağlayabilir misin? “

Tahm Rohanın istediğini bir emirmişçesine yaptı ve yerden yükselip küçük bir tümsek oluşturan bir toprak birikintisini aşağıya yığdı. Rohan ellerini yerdeki toprakla doldurduktan sonra, çıplak ayaklarıyla da onun üzerine bastı ve bunu yaptığında birazcık da olsa gücünün geri geldiğini hissetti. En azından artık güçlü bir sıçrayış gerçekleştirebilirdi.

“ Beni yeniden özgür kıldığınız için teşekkür ederim. Bundan sonra size zarar verebilecek tek bir mahlukatın bu evrende olmadığına dair olan sözüme güvenin. Bundan sonra sizler gerçekten azrak kralın ordusunun üyelerisiniz. Ancak hepinizi koruyan ben olacağım “

Bunu söyledikten sonra yerinden sıçradı ve sıçradıktan sadece bir saniye sonra kendisini kurtarmaya gelen üç kişiyi de yanına alarak, toprağın içinden yüzeye doğru ilerledi. Zindandan uzaklaştıkça gücü yerine geliyordu ve toprağı delip gün ışığına çıkmak üzereyken, saydam kanatlarını çıkardı. Şiddetli bir gürültüyle, toprağı delip yukarıya çıktıktan sonra, kibarca kendisini kurtaran üç kişiyi yere bıraktı ve bırakır bırakmaz da, küçük kardeşi Jeonun hareketsiz yatan bedenini ve başına saplanmak üzere olan oku gördü. Kollarını havaya kaldırarak bağırdı.

“ Azrak Kralın Silahsız Dünyası. “

Bunu yaptığında etraftaki bütün silahlar aynı anda yok oldu. Nebiayı saran zincir, seçilmiş elitin kolunu koparıp, toprağa saplanmış devasa mızrak, Pizarronun uzuvlarını yere çakmış olan çiviler( Jeo hala kendinde olduğundan ve bu yaftları sona erdirmediğinden, azalmış özünden yiyerek devam ediyordu yaftların etkisi. Ancak Jeo ölseydi yaftları da doğal olarak kaybolacaktı. ), Gardinin arbaleti ve havada Jeoya dokunmak üzere olan ok… Hepsi tamamıyla yer yüzünden silindiler. Gözleri hala açık olan Jeo abisini görünce gülümsedi ve son dileğini gerçekleştirdiği için tanrıya şükretti. Havada bir melek edasında süzülen Rohan, kardeşini son anda kurtarabildiği için mutluydu ve söze girdi.

“ Bu işin ucunda senin olduğunu bilmeliydim aptal küçük kardeş. Gerisini bana bırakıp dinlenmene odaklan. Eğer sana yönelik bir saldırı gelecek olursa, o amacı güden kişinin henüz düşünce aşamasındayken toza döneceğine emin olabilirsin Jeoriweith. “

Tüm generaller ve seçilmiş elit korkuya kapılmıştılar. Zamanında 7 generalin üçünü tek bir saldırısıyla öldürebilen azrak kral kurtarılmıştı ve ona karşı kazanabilecek kadar kalabalık değillerdi. Bu sırada Tahm, samir ve pia üçlüsü, alperin cansız bedenini görmüşlerdi ve o güne kadar onlara liderlik eden kişinin akıbetinden emin olmak için yanına koşmuşlardı. Gardi öz güvenini korumaya çalışarak söze girdi.

“ Bize bir söz vermişken neden kaçmaya karar verdin Rohan? “

“ O söz Prens Yu ile beni ayırdığınız gün bozuldu. O kadar sözüne güvenilir bir adamsan, bana Yu’nun akıbetini söyle. “

“ Sadece Mareşal ve seçilmiş elitler biliyor. Ama ben hala hayatta olduğunu sanmıyorum. Sonuçta tahtta söz hakkı iddia edebilecek birisiydi ve İmparator Lui de tahtını seven bir adam. “

“ Tahtta söz hakkı olan birisi değildi Orgeneral Gardi( generaller sürekli zindana girip çıktıklarından tanışıyorlar ). O tahtın gerçek sahibiydi. O gerçek bir kraldı ve siz onu hem benden hem de halkından ayırdınız. “

Gözlerini yerde bir kolu kopmuş şekilde yatan Kaiye çevirdi Rohan.

“ Daha bu sabah soyunla ve kanınla övünüyordun seçilmiş elit. Ama kutsal kanın uzvunu yerinde tutmayı başaramamış. Prens Yu’ya ne olduğunu senden dinleyeyim. “

Kai fazlasıyla korkmuş görünüyordu ve anlatamayacağı kadar da büyük bir acı içindeydi. Gardinin dahi bu adamı görüp tehdidini duyunca, önünde hareketsiz duran Jeoyu öldürmeye çalışma işineden vaz geçtiğini gördüğünden, ondan da yardım istemek gibi bir şansı yoktu.

“ Lui onu öldürdü. Benim kararım değildi. Teyzem ve Lui beraber karar verip, bir gün tahtı ele geçirmeye çalışır diye öldürdüler. Ben çok üzgünüm. Baksana zaten bir kolumu benden aldılar bari canımı bağışla ve eksik bir elit olarak yaşamama izin ver Azrak Kral Rohan. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar