Theoden

31 Temmuz 2019
Çeviri: 114
Düzenleme: AntiYasuo
1007 Görüntülenme
Bu bölümü 3 Kişi beğendi.

Yargıç Turgan- İlk İnfaz

Turganın emri üzerine, Fink alfabeyi birkaç farklı kağıda ve kumaşa yazmıştı ve bir öğretmen edasıyla, tüm yerli halka okuma yazma öğretiyordu. Turgan da aynı şekilde farklı kişilere okuma yazma öğretmeye çalışıyordu. Yetişkinler zorlanıyor olsa da, Turganın ilk tanıştığı çocuk, yıkanıp paklanmış bir halde ortalıkta şen şakrak geziyor ve okuma konusunda da herkesten daha hızlı ilerliyordu. İkinci günde tüm alfabeyi ezberleyip hecelemeye başlamıştı bile.

Turganın artık adı yerli halk için daha da uzamıştı. Okumaya başlayan insanlar, yüz yıllar süren cehaletlerinin ardından, bu yapabildikleri eylemden dolayı kendilerini önemli hissediyorlardı. Ancak bir sorun vardı ki, herkese yetecek kadar alfabe yazılamamıştı ve bu da daha yavaş ilerlemelerine sebep oluyordu. Bundan dolayı Turgan, yerel halka kalıcı bir hediye bırakmaya karar verdi. Herkesin gözü önünde depremini kullandı ve insanların tepeden baktıklarında okuyabilecekleri şekilde yirmi dört harften oluşan dev yarıklar oluşturdu.

Bunu yaptığında, halk Turgana daha fazla bağlandı ve onun en güçlü tanrı olduğuna bir kez daha emin oldular. Artık alfabeyi herkes görebiliyordu ve bu şekilde çok daha hızlı ilerlediler. On günün sonunda birkaç kişi okumayı sökmüştü ve kader günü gelmişti. Hecelemeden okuyabilen yedi kişi vardı. Turgan yaft kitabını sırayla onlara verip okumalarını istedi. Sonuç muhteşemdi bir genç ve bir de orta yaşlı kadın ilk denemelerinde ateş yaftını kullanmayı başarmışlardı.

Ellili yaşlarındaki kadın ateş yaftını kullandığında korkup Turgana sarıldı. Parmaklarının ucundan çıkan ateşi görebiliyordu hatta onu az da olsa yönlendirebiliyordu ancak bu ateş kendisini yakmıyordu ve bu ilkel kabile insanlarının bunu kabullenmeleri için zamana ihtiyaçları olacaktı.

“ Tanrıların Tanrısı İyilik Tanrısı Turgan Tanrı, beni kutsadınız. Ateş tenimi yakmıyor “

“ Ben kimseyi kutsamadım. Sadece yaft kullanmaya başladın teyze. “

İlk deneme için hiç fena değildi. Yedi kişiden ikisi yaft kullanmayı başarmıştı ve zamanla herkes bu yaftta ustalaşabileceklerdi. Turgan durumdan memnundu ve tüm gün boyunca acemi yaft kullanıcılarını izlemekten keyif alıyordu. Acemi kullanıcılar sürekli bir şeyleri yanlış yapıp bazen bir ağacın, bazen de birinin saçının tutuşmasına sebep oluyorlardı. İki hafta geçmişti ve yaft kullanabilenlerin sayısı bir düzineyi bulmuştu. İşte o zaman Turgan kendi adaletini insanlara gösterdi. Finki alıp bir iskemlenin üzerine çıkardı ve yargılamasına başladı.

“ Bu sahtekar herif, sizi yıllarca kandırdı ve kendi çıkarları için hepinizi kullandı. Şimdi onun yargılamasını başlatıyorum. “

İnsanlar toplanmışlardı ve Tanrının yargıçlığında duruşma başladı. Turgan Kıyımı önündeki masaya koymuştu ve tehditkar bir şekilde Finkin yüzüne bakıyordu.

“ Tüm suçlarını anlat bakalım sahtekar. “

Fink korkmuş haldeydi ve bugünün geleceğini asla düşünmemişti. Daha birkaç hafta önce her şeylerini kendisini mutlu etmeye adayan insanlar şimdi onu yargılayacaklardı ve bu devasa konum değişikliğine alışması da hiç kolay görünmüyordu. Titreyen sesiyle savunmaya geçti fink.

“ Ben kötü şeyler yaptım ama lütfen beni bağışlayın. Buradan giderim ve bir daha da dönmem. “

“ Yok ya daha güçlü yaftları öğrenip geri geleceksin değil mi? Yemezler. Siz anlatın ada halkı bu adam sizin geleneklerinize uymayan neler yapmanızı istedi. “

Açık mahkemede bulunan yerliler arka arkaya konuşmaya başladılar. Artık Turganın anlattığı gerçekleri kabullenmeye başlamışlardı ve Finkin bir tanrı olarak değil de, bir insan olarak herkesi kendi arzularına ait ettiğine ikna olmuşlardı.

“ Beni kocamı öldürerek, kendi karısı yaptı. Tanrının dileğinin bu olduğunu söylediğinden yas bile tutmadım. “

“ Geleneklerimizde yasaklanmış olmasına rağmen, sekiz yaşındaki oğlumu bereket getirmesi için kurban etti. “

“ Kendisi ve dönemsel karıları dışında herkesin yıkanmasını yasakladı. Böylece tanrı ve onun tarafından seçilmiş olanlar daha güzel görüneceklerdi. “

“ Biz belirli bir zamanda sadece bir öğün yarım yamalak yemek yerken, tanrı için böyle kurallar yoktu. O geldiğinden beri bir kez bile karnımızı doyuramadık “

“ Kocamı öldürdükten sonra, on üç ve on beş yaşlarındaki kızlarımla beni aynı anda yatağa çağırdı ve…”

Son kadın anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı. Yargıç Turgan daha fazla dinlemeye tahammül edemeyecekti ve oturduğu yerden kalkarak kararını açıkladı. Hiç olmadığı kadar ciddi ve öfkeli görünüyordu.

“ Aslında seni sağ bırakıp tüm bu insanların kölesi olmanı isterdim. Ama yine bir şekilde onları kandırabileceğinden korktuğumdan öleceksin. “

Fink olduğu yerde korkuyla titremeye başlamıştı. Merhamet dilenmek istiyordu ancak biraz önce anlatılanlardan dolayı Fink bile kendisinden tiksiniyordu. Bu yüzden sessizce infazın şeklinin açıklanmasını bekledi. Turgan gözlerini karartarak, acımadan yoksun bir ifadeyle devam etti.

“ Öylece hemen ölmeni istemiyorum. Önce biraz acı çekmelisin ve cezanı da bizzat senin yüzünden acı çekenler vermeli. Bu yüzden kararım şu. Yerli halk seni; yaftlarını kullanarak, küçük ateş parçalarına maruz bırakacaklar. O sırada ayakta duracaksın ve hemen altında kıyımın mızrak ucu seni bekliyor olacak. Yaft kullanıcıları, yaftlarını bacaklarına gönderecekler ve acı çekeceksin. Ama eğer bacaklarındaki etin yandığından, vaz geçip dizlerini bükersen, seni karşılayan şey, üzerine oturduğun kıyımın mızrak ucu ve temas ettiğin andaki tepkisi olacak. Artık hak etmeyene merhamet yok. Umarım keyifli bir ölüm olur “

Turgan kararını açıkladıktan sonra kısa bir sessizlik oldu. İnsanların bu kararı beğenip beğenmediğini görmek adına Turgan gözlerini oradaki insanların üzerine çevirdi ve tepkilerini ölçtü. İnsanların yüzünden öfkeleri ve memnuniyetleri aynı anda okunabiliyordu ve bir süre sonra da bu memnuniyetlerini hep bir ağızdan dillendirdiler.

“ Yaşasın Adalet Tanrısı, Yaşasın Tanrılar Tanrısı “

Kararı beğenmeyip de sesini çıkarabilen iki kişi vardı ancak onların da cılız sesleri kalabalığın tezahüratına odaklanan Turgana ne yazık ki ulaşmadı.

“ Yapma bize bunu, bizi alet etme “

Turgan kıyım ikizlerini bu kez duymamıştı ve ikizler Finkin kıçına temas edeceklerinden dolayı hiç mutlu değillerdi. Ancak karar verilmişti ve Turganın kararları değişmezdi. Hiçbir konuda olmasa da bu konudaki katılığı çocukluğundan beri aynı kalmıştı.

Tıpkı Turganın söylediği gibi bir düzenek kuruldu ve Finkin infazı başladı. Yaft kullanamayan ancak, Finke kin besleyen kişiler de mahrum kalmasınlar diye, sapanlarını eline almışlardı ve yanıcı yağa buladıkları taşlarını ateşe verip fırlatmaya hazır hale gelmişlerdi. Kıyım Finkin hemen altında dik bir şekilde duruyordu. İnsanlar ateşlerini göndermeye başladılar ve her bir alev topu Finke temas ettikçe Fink sesinin frekansını değiştirip, tuhaf çığlıklar atıyordu.

Gönderilen minik alev topları, göğsüne başına, kollarına ve bacaklarına isabet ediyor ancak Fink dizlerini bükmeye kalktığındaysa, birkaç santim altında duran kıyımla temas edip, çok daha büyük bir acıyla karşılaştığından geri ayağa kalkıyordu. Dizlerini büktüğünde kıyımın hem fiziksel olarak kıçına saplanmasına maruz kalıyor, hem de tepkisine maruz kalıyordu Fink.

İkinci kez ayağa kalkmayı başardı ancak artık takati kalmamıştı. Bedeninin her yerinde minik alevler yanıyordu ve artık hangisinin acısına odaklanacağının bile farkında değildi. Biraz önce mahkemede son şikayetin sahibi olup ağlayan kadın, elini bir tabanca gibi tuttu ve yaftını gönderdi. Bu gelen ateşin acısı, tüm diğer acıları unutturmuştu çünkü tam gözbebeğine gelmişti. Fink kalan tüm enerjisiyle bağırarak, tüm dengesini kaybetti ve olduğu yere olanca şekliyle çöktü. Kıyıma temas ettiği anda bir tepkiyle karşılaşmasına rağmen artık ölmek üzereydi ve bedenine sözünü geçiremediğinden, kıyımın üzerine yer çekimi etkisiyle düşmeye devam etti. Kıyım Finkin bedeninden içeri birkaç santim kadar girmişti ve ardı ardına tepkiler veriyordu. En sonunda mavi parlak bir ışık, büyük bir patlamayla Finkin bedenini parçalarına ayırdı. Ancak patlama öylesine küçük bir alanda olmasına rağmen o kadar etkiliydi ki, Finkin tek bir parçası bile etrafta görünmüyordu.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar