Theoden

31 Temmuz 2019
Çeviri: 116
Düzenleme: AntiYasuo
957 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Beni İkinci Kez Kurtardın

Turgan karışmak istemedi ve uzaktan onları izlemeye koyuldu. Askerler, bu mesafeden güzel bir kıza benzeyen muhtemel suçlunun üzerine ateş açmasına rağmen, lacivert saçlı kız kesinlikle yaftla karşılık vermiyordu ve tüm saldırıları savuşturarak savaşıyordu. Yakın dövüşe girebildiğindeyse mutlaka bir askeri savaş dışı bırakıyordu. Üç ayrı askeri yere yıktıktan sonra binbaşı rütbeli bir adam konuştu.

“ Halen yaft kullanamıyor. Ona yaklaşmayın ve sadece uzaktan savaşın. Tek bir yaft bile isabet ettirmeyi başarırsak, hareketleri yavaşlayacaktır ve onu yakalamamız kolaylaşacaktır. “

Üzerine aynı anda gönderilen onlarca yaftı savuşturmaktan yorgun düşen kız soluk soluğa görünüyordu ve başındaki şapkası düşerek lacivert uzun saçları tamamen ortaya çıkmıştı. Turgan iç güdüsel olarak, herkesin uzak durduğu alana yaklaştı ve yakından izlemeye koyuldu. Bu sırada da kız konuştu ancak sesi ne kıza ne de bir yabancıya benziyordu.

“ Şu halkaları çıkarın da öyle dövüşelim korkaklar. O zaman ağa babanıza bile kafa tutarım. Ama yapamazsınız değil mi anca böye kahpece dövüşürsünüz. “

Bunu söyledikten sonra geriye doğru bir takla attı lacivert saçlı çocuk ve Turgan bu tanıdık sesin yüzünü o zaman görebildi. Şaşkınlık ve sevinçle bağırdı.

“ Ragnos yardım ister misin? “

Ragnos arkasını döndü ve Turganı görünce gülümseyip, onunla konuşmaya başladı. Turganla konuşurken bir yandan da üstüne gelen yaft yağmurundan estetik hareketlerle kaçınıyordu.

“ Turgan yaşıyorsun. Seni gördüğüme çok sevindim ama ikinci kez beni kurtarmana gerek yok. Bir şekilde hallederim. “

“ En azından halkaları keseyim ki adil bir dövüş olsun? “

“ Bunu yapabilir misin ki? “

“ Hınh hınh buna sahipken o kelepçelerden salata bile yaparım “

Turgan sırtındaki kıyımı eliyle gösterdikten sonra çıkarıp sargısını açmaya başladı. Ayakta kalan bir düzine askere liderlik eden bin başı, şaşırmış ve ürpermiş görünüyordu. Buna sebep olan şeyse üst üste duyduğu iki isimdi. Turgan ve Kıyım. Turgan hızlı adımlarla Ragnosa doğru ilerledi ve durumun vehametini fark eden Bin başı kısa bir plan yaptı. Buna göre Turgan Ragnosun üzerindeki halkaları çıkarmakla uğraşırken, hep beraber bir yaft dalgası gönderip ikisini de haklayacaklardı ve bu sebeple askerlerine durmalarını emretti.

“ Saldırılarınızı durdurun. Ragnos haklı. Bırakalım da halkalarını çıkarsın ve adil bir dövüş olsun. “

“ Ama Binbaşı Kant …”

“ Kes sesini de emirlerimi uygula. “

Asker konuşmaya devam etmedi ve kesilen yaft saldırısını fırsat bilen Turgan, Kıyımı halkalardan birisini açabilmek adına ona temas ettirip kesmeye koyuldu. Turganın arkası Bin başına dönüktü ve o sırada Bin Başı komutunu verdi.

“ Askerler şimdi hep beraber tüm gücünüzle saldırın “

Askerler binbaşının dediğini yaptılar ve en iyi yaftlarını Turgan- Ragnos ikilisinin üzerine gönderdiler. Yaftlar tam isabetle ikiliyi vurdu ve çarptıkları yerde büyük bir dumana sebep oldu. Bin başı; acaba bu çocukları öldürmek için bu saldırı yeterli oldu mu diye düşünmeye fırsat bulamadan, Siyah dumanın dağıldığını , kolunda yeşil renkli ve dalgalı ancak bir nesne olmayan ve en çok ateşi andıran kılıcını tutarak bir gencin üzerine uçtuğunu gördü ve gördükten sadece bir saniye sonrada kendisini yerde buldu. Başını kaldırdığında, yine bu süre içerisinde tüm askerlerinin de yenik düştüklerini gördü.

Turgan uzakta durmuş olanları izliyorken, binbaşı ayağa kalkmak istedi ancak farkında olmadığı şey ise bacaklarının o yeşil şey tarafından kesilmiş olduğuydu. Bunu fark ettiğinde hala acı hissetmiyordu. Bedeni şoka girmişti ve ağlayarak şunları söyleyebildi.

“ Neden Dragutun ve Barbossanın çocukları benim şehrimi seçtiler. Tanrım sadece güvenli bir hayat seçmek ve aileme bakabilmek istemiştim. “

Tanrıdan bir cevap gelmedi ama Ragnosun cevabı anlamlıydı.

“ O da bir şey mi bin başı. Ben sadece yaşayabilmek istedim. Ama senin imparatorluğun tarafından sadece Barbossanın oğlu olduğum için idamla yargılanıp zindanda tutuluyordum. Bu yüzden bana kimseyi savunma ve bacaklarını aldığım içinde beni suçlama. Bir ailen olduğundan seni hayatta bırakacağım. Ama şunu bil ki babama verdiğim sözün bir geçerliliği kalmadı ve artık sakin bir hayat yaşayamayacağımın farkındayım. Theoden imparatorluğu bundan sonra düşmanımdır ve İntibah Tugayı da yegane dostlarım. “

Ragnosun kolundan çıkan şey Turganı ziyadesiyle etkilemişti ve hala ona hayran hayran bakıyordu. Ragnosu hayran bırakan şeyse, Turganın silahının bu yaft engelleyen halkaları kesebilmesiydi. Zira zindandayken tüm gün bu teknolojileriyle övünen generallerle karşılaşıyordu ve bu halkaların çelikle dahi kesilemeyeceğini defalarca kendi kulaklarıyla duymuştu. Daha fazla orada oyalanmamaları gerektiğinin farkındaydılar ve iki genç yüksek binaların üzerinden sıçrayarak oradan uzaklaştılar. İmparatorluk sınırlarında olmalarına rağmen, hayatta kalabilmek için alışveriş yapıp buradan ayrılmaya karar verdiler ancak bunun öncesinde, karınlarını doyurmak için kuytu köşede görünen bir hana girip, hem karınlarını doyuracak hem de birbirlerini tanıyacaklardı. Fısıldayarak konuşmaya çalışsalar da , Turgan ara sıra şaşkınlıktan sesinin desibelini ayarlamakta zorlanıyordu. (Yüksek sesle söylediği kelimelere * koyacağım)

“ Beni bir kez daha kurtardın. Artık benim dostumsun. “

“ Sorun değil hadi adam akıllı tanışalım ben Turgan. İntibah Tugayının lideriyim ve en çok aranan suçlulardan biriyim hınh hınh “

“ Ben de Ragnossa ancak ismim babamın ismini anımsattığından, imparatorluk askerleri ve komutanları bana Ragnos diyor. “

“ Hmm o zaman baban tehlikeli biri olmalı değil mi? “

“ Yani bence çok insancıl birisiydi ancak gelmiş geçmiş en büyük savaşçılardan olduğu söylenir hatta en güçlüsü. Zaten ondan daha popüler bir isim Theodende henüz yok. “

“ Oooo havalıymış. Benim babamın da bir aydakarı var ama binmeme izin vermiyor. “

“ Cidden Dragutun oğlu musun? “

“ Ne yazık ki öyleymişim ben de yeni öğrendim. Peki senin babanın adı ne? “

“ Barbossa. “

“ Neee!!* Barbossa mı ? “

“ Şşş sessiz ol. Evet Barbossanın oğluyum ben. Annemle biraz yaşlıyken tanışmış ve birbirlerini sevmişler. Zaten o sırada rahat bir yaşam sürebilmek için de öldüğü söylentisini yaymış. Bu yüzden gerçekten ölene kadar mutlu bir aileydik. Ancak babamın hayatta olduğunu öğrenen Birleşik Sargut Krallığı, ben daha çocukken bugünkü mareşali ve iki or generali göndererek babamı öldürdüler. Babamın ölmeden önceki son sözleri bile intikam peşinde koşma olmuştu ama artık bu mümkün değil. “

“Şerefsizler* Babanı gözünün önünde öldürdüler yani. Bunun için üzüldüm Ragnossa. Bu kadar önemli biri olduğuna göre başındaki ödülde hayli yüksek olmalı değil mi ? Söylesene kaç milyon akçe ödülün var ? “

“ Aslında bu özel durumumdan dolayı varlığımı gizliyorlar ve herhangi bir ödülüm falan da yok. Sadece potansiyel suçluyum “

“ Vuhuuuu** yoksa* sen de mi azrak kralsın Ragnossa “

Turgan bu kez tepkisini cidden çok sesli vermişti ve handaki herkes onlara doğru döndüler. Hatta uzakta bir masada oturan askerler de o tarafa yönelince Ragnossa başını eğdi ve eliyle üzgün olduklarını belirten bir hareket yaptı. Askerler kendilerini tanımadıkları için şanslıydılar.

“ Boş ver şimdi bunları belli ki burada seninle sessizce konuşmamız mümkün olmayacak. En iyisi sessizce yemeğimizi yiyip gidelim. Hayat hikayelerimizi sonra da birbirimize anlatabiliriz zira şu an gidebileceğim hiç bir yer yok ve bir süre başına ekşiyeceğim. “

Turgan biraz dikleşti ve belinden uzanarak, karşısında oturan Ragnossanın kulağına eğildi. T shirtünün salatadan yediğinin farkına bile varmadan fısıldadı.

“ O zaman aileme katıl Ragnossa ve hep beraber olalım. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar