Theoden
Yanlış Anlaşılma
Turganın hakaretini duyan Şahmeran kuyruğunu sürüyerek Turganın yanına ilerledi. Gözlerinde öfke yoktu ama sevecen bir bakışa sahip olduğu da söylenemezdi. Turganın kendinde olduğuna emin olmak için sağa ve sola doğru hızlıca süründü. Turganın gözleriyle kendisini takip ettiğini görünce de, bilincinin yerinde olduğuna kanaat getirip konuşmaya başladı.
“ Seni zehirledim mi? Demek böyle düşündün, gerçi haksız da sayılmazsın. Hiç beklemediğin bir anda seni ısırdım ama minnettarlığımı bir an önce göstermek istedim. Yaptığım şey, kontrollü bir şekilde zehirli kanımı, kanına katmaktı. Bunun anlamını biliyor musun? “
Turgan, dudaklarını güç bela hareket ettirebiliyordu ancak her geçen saniye zehrin etkisi azalıyor ve felç etkisinin kaybolduğunu hissedebiliyordu.
“ Beni zehirledin. “
“ Ha ha. Birileri Şahmeranı cidden yanlış anlatmış olmalı. Seni zehirlemedim aksine kutsadım. Bu kadar kısa sürede, kanıma uyum sağlaman ve bilincinin yerine gelmesi şaşırtıcı hem de tüm zayıf görünüşüne rağmen. Madem beni dinleyebiliyorsun kanında dolaşan zehirli kanımın anlamını öğren. Benim yılanların şahı olduğum gibi, zehrim de zehirlerin en etkilisidir. Eğer amacım sana zarar vermek olsaydı derine dokunduğu anda ölürdün ama ben zehrimle kanımı karıştırıp, damarlarında dolaşmasına izin verdim. Artık hiçbir zehir sana etki etmez. Seni sokan yılan ya da akrep kendi hayatından vaz geçmiş demektir. “
Turgan bunu duyduğuna memnun olsa da, doğruluğundan ve gerçekliğinden henüz emin değildi. Bedeni biraz daha özgürleşmeye başladığından, artık hareket edebiliyordu ancak halen zehrin etkisindeydi ve hareketleri adeta ağır çekimde gibiydi. Yerinden doğrulup bir duvara yaslanmaya başladıktan sonra konuştu.
“ Doğru söylediğini nereden bileyim? Sonuçta demin beni ısırdın değil mi? “
“ Demin seni kutsayabilmek adına ısırmıştım. Ayrıca merakını gidermek adına yılanlarımdan birisi seni zehirleyebilirler. Ama bu seni zehirleyen yılanın ölümü anlamına gelir. Yine de denemek istiyor musun? “
“ Yok ölmesin yılanlar. “
“ İyi niyetine hayranım insan. Arzularını her şeyden önce tutan insan ırkına ait olduğuna inanmakta bazen zorlanıyorum. Ayrıca verdiğim söz hala geçerli. Dile benden ne dilersen kabilemin kurtarıcısı. “
Turganın üzerindeki felç etkisi neredeyse sona ermişti. Uç uzuvlarındaki uyuşukluk dışında da kendisini rahatsız eden bir şey hissetmiyordu. Aksine her zamankinden çok daha zindeydi ve damarlarında dolaşan bir tuhaflığın da farkına varmamıştı. Her şeyin yolunda olduğunu görünce Şahmeran karşısında tüm cömertliğiyle duruyorken, kendisi için olmasa da ailesi için bir şeyler istemezse vicdanı rahat etmezdi.
“ Bir arkadaşım bir generalin zehir yaftından beni korumaya çalışırken zehirlendi. Ölmüş bile olabilir ama sen yılanların şahı ve zehirlerin en etkilisinin sahibi olarak bir şey yapabilirsin değil mi ? “
“ Arkadaşın şimdi nerede? “
“ Bilmiyorum ama bir başı bozuk kampında olmalı. “
Bunu duyan şahmeran bir anda memnuniyetsiz bir yüz ifadesi takındı ve öfkeyle, tehditvari bir ifade takınıp konuştu.
“ Tısss Köklu denen mendeburun dahil olduğu başı bozuklar mı? “
“ Babamın aydakarını tanıyor musun? “
“ Karakter yoksunu aydakarların öncülerinden sadece biriydi. Uzun hikaye ve bir önemi yok ama o egoist ve kendini beğenmiş yaratığın, insanlarla birlik olmasına şaşırdım. “
“ Demek Köklu kötü bir aydakar. Ben de öyle tahmin etmiştim. Bu arada Şahmerandan sadece bir dilek hakkım mı var ? “
“ Hayır. İstediğin her şeyi gerçekleştireceğim. İyi yüreğin kailemi ve beni özgür kıldı. Bu yüzden iyi yüreğinin her arzusunu yerine getireceğim. Arkadaşın hayattaysa, yanına gittiğinde ona kendi kanından bir damla içir, bu bedenindeki zehri kovacaktır. Yine de saf bir adam olduğundan, sana kendi zehrimden biraz vereceğim. Bu da aynı işi görecektir. Yoksa hemen iyileşsin diye bedenindeki tüm kanı ona sunup, hem arkadaşını hem de kendini öldürürsün sen. “
“ Daha fazla verirsem daha hızlı iyileşmez mi ama ? “
“ Üst seviye bir yaft kitabının tamamını hemen okudun diye o yaftın tüm kapılarını hemen açabilir misin? “
“ Açamam. Çünkü ben yaft kullanamıyorum hınh hınh “
“ Her neyse temiz insan, diğer dileklerin nedir ? “
Turgan başta bu sırf kendisi istiyor diye gerçekleşmesini arzuladığı şeyi anlatmakta tereddüt etti. Zira bu dileği gerçekleşse bile hiç kimseye faydası dokunmayacaktı. Ama böyle bir fırsatı bulmuşken, bunu istemezse de hep aklında kalacaktı. Bu yüzden mahcup bir ifadeyle ve yüzü kızararak söyledi.
“ İki gün önce bir aydakarla tanıştım. “
Bir kez daha hiç haz etmediği bu türün adını duymak, Şahmeranın bakışlarının öfkeyle dolmasına sebep olmuştu. Durumun farkına varan Turgan hemen devam etti.
“ Bu aydakarın varlığından kimsenin haberi yok, özellikle de diğer aydakarların. Çünkü onların düşman kabilesinin soyundan kalan tek aydakarmış. O bana güvenip anlatmıştı biz de artık arkadaş olduğumuzdan ve güvendiğimden anlatmam sorun olmayacaktır Şahmeran. “
Turganın bu söyledikleri, Şahmeranın ilgisini çekmişti. Zira dört yüz sene önce, aydakar kabilelerinden birisinin, diğeri tarafından soykırıma uğradığını biliyordu.
“ Cidden Eşrarın soyundan biri hayatta mı kalmış? İşte bu önemli bir bilgi. Peki onunla ilgili dileğin nedir ? “
“ Onu bir kez daha görmek istiyorum. Bunu yapabilir misin Şahmeran? “
“ Ben bir tanrıça değilim ve onu olduğu yerden buraya getiremem. Ama sana işine yarayacak bir güç daha verebilirim. “
“ Yok istemiyorum. Ben sadece onunla bir kez daha görüşmek istemiştim. Sadece size yardım ettim diye süper güçler vermeni istemiyorum. Sonuçta karşılık için yapmadım. Yardıma ihtiyacınız vardı bende yardım ettim ve artık bu sayede bir efsane olan Şahmeranla arkadaş oldum. “
Turganın bu sözleri Şahmeranın gururunu okşamıştı. Turgan pek nasıl konuşacağını bilmediğinden, içinden gelenleri söylüyor olmalıydı ve içinden böyle şeyler geçirmesi de Şahmeranın gururlanması için yeterli bir sebepti. Gururunu sesine yansıtarak söze girdi.
“ Sen bilirsin temiz insan. Ama bu bahsettiğim şeyle onun kokusunu alabilirsin. “
“ Nasıl yani, köpekler gibi mi ? “
“ Sana çok daha büyük bir güç bahşedebilirim. Her şeyin kokusunu alabileceğin bir güç “
“ Nasıl yani ? O aydakarın nerede olduğunu bilecek miyim ? “
Şahmeranın bahsettiği güç, kokuyu tüm bedeniyle hissetmekten ibaretti aslında ve bu sadece bir nesnenin kokusunu almakla alakalı olmayıp çok daha kıymetli bir özellikti ancak Şahmeran Turganın odaklandığı şeyin sadece aydakar olduğunu fark ettiğinden, ona duymak istediği cevabı verdi.
“Evet aydakarların kokusunu dahi ayırt edebileceksin. O aydakarın kokusunu diğer aydakarlardan da ayırabileceksin. “
Bu cevabı duymak Turgan için yeterliydi ve artık o gücü istiyordu. Bunu mahcup bir şekilde Şahmerana iletti. Şahmeranın biraz tuhaf ve utanç verici hissettiren ve diliyle Turganın bedenine gerçekleştirdiği seremoninin ardından, artık her şeyin kokusunu alabileceğini öğrendi. Ama bu seremoniden sonra hiçbir şey değişmemişti ve tuhaf kokularda hissetmiyordu. Şahmeranın kendisini kandırma ihtimalini de düşünmüyordu Turgan. Bu yüzden bir şekilde gücü kullanmayı öğrenmesi gerektiğine karar verip bir şey söylemedi. Ama Şahmeranın söyleyecekleri bitmemişti.
“ Son bir şey daha var ve bu sefer ki iyi bir şey değil. “
“ Koklama özelliği vücudumu kabul mu etmedi yoksa? “
“ Tabi ki hayır. Etmese vücudun kanımı kabul etmezdi. Bu seferki bir güç değil. Bu bir lanet ve bunu bozmak benim bile elimde değil. “
Darkness dışında buradan okuyan varsa bi ses etsin yahu