Theoden

08 Ağustos 2019
Çeviri: 130
Düzenleme: AntiYasuo
1381 Görüntülenme
Bu bölümü 3 Kişi beğendi.

Tapınağa Baskın

Turganın cümleleri, Lunanın utanmasına sebep olmuştu. Gözleri doldu ve anlatmaya başladı. Anlatmaya başlamadan hemen önce de soğuktan titremesine aldırmadan, üzerindeki kapalı kıyafeti biraz açarak, Turganın gerdanını, boynunu ve göğüslerinin bir kısmını görebilmesini sağlamıştı. Turganın görebildiği kadarıyla derisi kızarıklıklar ve çizikler içindeydi.

“ Hemşirelik yapmıyorum. Ama ilk seferinde yaptığım şey hemşirelikti. İkincisindeyse komutanlardan bir tanesi, kendisinin morale olan ihtiyacının, sargılara olan ihtiyacından daha fazla olduğunu söyleyerek odasında bana sahip oldu. Susmam içinde biraz para verdi. “

Turgan şaşırmıştı. Kötü bir şeyler olduğunu fark etse de böyle bir dramadan ziyade, Lunanın tıpkı Müdire hana gibi birisi çıkacağını düşünüyordu. Yani çocukları bir şekilde kullandığını. Ama duydukları seçim hakkı verilmemiş çaresiz bir kızın yaşadığı talihsizliklerden ibaretti. Luna gözleri dolmuş ama soğukkanlılığını koruyarak devam etti.

“ Ardından her aç kalışımızda kamplara gidip, gizlice askerlere bedenimi sundum. Zaten kirlenmiştim ve en azından bunun çocukları hayatta tutmasını sağlamalıydım. İki farklı kampta onlarca askerle beraber oldum. Her seferinde iğrendim ama yapmak zorundaydım. Beni bir fahişe olarak görmen umurumda bile değil. Sadece lütfen çocuklara bundan bahsetme. “

Turgan kadının hala açık olan kıyafetlerini kapattı ve tüm içtenliğiyle onu sardı. Erkeksi ama kardeşçe bir kucaklamaydı. Luna hiçbir koldayken kendisini bu kadar huzurlu hissetmemişti ve bu duyguyu yaşayabilmişken, başını teslim olmuş bir şekilde Turganın omuzuna koydu.

“ Merak etme kötü olan sen değilsin; bedeninde o askerlerinkinden çok daha temiz. Bir daha hiçbir askerle yatmak zorunda kalmayacaksın. Sadece bunu nasıl yapacağımı düşünmeme izin ver. Mutlaka yapacağım. “

“ Biraz toprağımız olabilseydi.. “

“ İhtiyacınız olan şey topraksa alacağım. Şimdi git uyu her şey hallolacak. “

“ Tüm gündüz uyudum zaten. Seni ve çocukları uyurken izlememe izin ver. “

“ Nasıl istiyorsan öyle yapalım. “

Tekrar çocukların yattığı odaya geçtiler ve Turgan da bir köşeye uzanıp uyudu. En son uyuyup, ilk uyanansa Luna olmuştu. Turgan iki gece orada kaldı. Üçüncü gecenin sabahındaysa aldığı kötü koku daha fazla uyumasına izin vermedi. Uyandığında sadece iki çocuğun uyumakta olduğunu gördü ve Lunayla diğer çocukların çığlığını duydu. Hemen doğruldu ve yanı başına bıraktığı kıyımı alarak, dışarıya fırladı.

Dışarı çıktığında gördüğü manzara enteresandı onlarca asker üniformalı adam, herkesi katletmek amacıyla tapınağı basmışlardı ve Luna çocukların üzerine kapanmış bir halde onları korumaya çalışıyordu. Turgan sıçrayarak Lunanın önüne geçti. Luna kendileri yüzünden onun da zarar görmesini istemediğinden, başını kaldırıp konuştu.

“ Turgan git. Bu adamların seninle bir derdi yok. “

“ Dostlarımla ilgili bir dertleri varsa, benimle yüzleşmeliler. Çocukları uzak tut Luna gerisini ben hallederim. Sana güçlü olduğumu söylemeyi unutmuşum. En azından bu çöp parçaları bana dokunamazlar bile. “

Uzun sakallarına bir lastik bağlamış ve diğerlerinden üst rütbeli gibi görünen bir adam konuştu.

“ Bir fahişeyi koruduğuna göre, kazandığı paradan sana da pay veriyor olmalı çocuk ha ha. “

Turgan etrafında ne olduğuna bile bakmadan ağır ama sert adımlarla yürümeye başladı. Bu konuşan adamın üzerine doğru gidiyordu ve yürürken yüzüğünü çıkarmıştı. Üzerinde kıyafetleri olduğundan pulları görünmeyecekti. Daha önce pullarının çıkıp çıkmadığını kontrol etmiş olsa da, sertliğini test etme fırsatı bulamamıştı.

“ Fahişe olan sizin ruhlarınız. Buraya neden geldiniz? “

“ Çünkü o fahişeyi düşman kampına girerken gören bir askerimiz olmuş ve onun yaşadığı yeri ancak bulabildik. İki kampa da girdiğine göre fahişelik yapan bir ajan olmalı. Bu yüzden de o ve buradaki herkes ölmeli. “

Turganın cüssesinden çok daha iri olmasına rağmen, öz seviyesi Turganın onda biri kadar bile olmayan bu adamın söyledikleri Turganın hoşuna gitmemişti. Bir ihtimal üzerine bu kadar çocuğa sahip çıkan birini öldürmekten bahsediyorlardı. Hem de çocukları da öldürülenlere dahil etmeyi düşünüyorlardı.

“ Sorgulamaktan falan bahsetsen belki de hak verebilirdim. Ama hikayesini bile bilmeden doğrudan infazına karar verdiysen, adil değilsindir. Bu yüzden de infazı gerçekleşen sen olacaksın. “

Bu sırada Turganın görüş alanının dışından bir ok Turganın tam sırtına isabet etmek üzereydi ve Luna da bunu ancak görebilmişti. Her ne kadar geç kalmış olsa da, Turganı uyarmaya çalıştı ancak Turgan tepki bile vermedi. Ok sırtına çarpıp kıyafetini deldi hemen ardından da yere düştü.

“ Kıyafetinin altına görünmeyecek şekilde, vücudunu saran bir zırh giydin demek. Ne kadar korkakça. Bakalım kılıcımdan da güçlü müymüş  zırhın? “

Adam tüm gücüyle kılıcını kaldırıp savurdu ancak ortada kesilen bir deri görünmüyorken, kırılan bir kılıç sakallı adamın ellerinde duruyordu. İşte o zaman korkunun kokusunu tanımlayabildi Turgan.

“ Senin kalbini elimle sökmeyi isterdim fahişe. Bu kelimeyi söylemeyi seviyorsun değil mi? Sana söylendiğinde de hoşuna gidiyor olmalı. Ama seni bununla kesmek zorundayım. Çünkü ruhları beslemek için senin gibi fahişelerin kanına ihtiyacım var. “

Turgan balyozunu adamın gövdesine geçirdiğinde, bedeni metrelerce uzağa düşmesine rağmen, karnında kocaman bir boşluk oluşmuş ve kanlı iç organları dışarıya dökülmüşlerdi. Diğer askerlerinin üzerine yağdırdıkları düşük seviyeli yaftları, Turgana zarar vermediler. Artık korkmaya başlamışlardı ancak Turganın bağışlamak gibi bir niyeti görünmüyordu. Etraftaki tüm askerleri öldürdü ve bir tanesini, kendisini ana kamplarına götürmesi için serbest bıraktı.

“ Luna ve çocuklar benimle gelin. Artık nasıl yaşayacağınızı dert etmenize gerek yok. Size güvenli bir yer bulana kadar yanımdan ayrılmayın. Ayrıca demin Luna üzerinizde durduğundan hiçbir şey göremediniz ama ben savaşırken gözlerinizi kapamayı unutmayın çocuklar hınh hınh “

Askerin öncülüğünde savaş kampına ilerlediler. İki kamp birbirlerine oldukça yakın görünüyordu ve Turganın yanındaki askerin gözleri korku doluydu. Nöbet tutan askerlere, bir esiri olduğunu ve en üst komutanla görüşmek istediğini söyledi. Komutandan haber gelmesiyle beraberde 3-4 bin kadar asker varmış gibi görünen kampın içinde ilerledi. Komutanın çadırına ulaştıklarında, komutanın tepkisi enteresan olmuştu.

“ Ne var artık gündüzleri de mi çalışmaya başladın? Ben askerlerimi seni bulmaları için göndermişken, kendi ayaklarınla buraya gelmen ne kadar da komik. “

“ Askerlerin onu buldular ve ben de onları öldürdüm. Şimdi de Lunanın huzurunu kaçıran herkesi öldürmeye geldim. Sanırım kimden başlayacağımı da buldum. “

“ Sende kimsin. Ayrıca sırtındaki o komik silah da ne ? “

“ Ben Turgan. İntibah Tugayının lideri olarak adaleti sağlayacağım. “

Komutanın yaveri, eğilip komutanın kulağına bir şeyler fısıldadı ve bu söyledikleri komutanı ürkütmüş gibi görünüyordu. Sayı üstünlüğünün farkında olduğundan, komutan duygularını bastırıp durumu leyhine çevirmeye karar verdi.

“ Demek imparatorluğun en çok aradığı suçlulardan birisin. İmparatorlukla iyi ilişkiler kurmaya çalışırken senin kelleni almak, hem ekonomik hem de siyasi açıdan fazlasıyla işime gelecektir. Askerler yakalayın. “

Turganın çadırdaki işi sadece birkaç saniye sürmüştü ve oradan ayrılırken Lunayı tanıyıp tanımadıklarını tek tek tüm askerlere sordu Turgan. İki tanesi dışında herkes onun pis bir fahişe olduğunu söylemişti. Komutanlarının öldürüldüğünden haberleri olmadığından, düşündüklerini söylüyorlardı. Turgan o iki askeri de yanına aldıktan sonra kamptan ayrıldı ve ayrılmasının hemen akabindeyse dev bir yıldırım kamptaki binlerce canı bir saniye içinde soldurdu.

Diğer kampta da aynı şeyi yapmıştı Turgan. Sadece diğer ülkenin kampında, Lunaya ilk sahip olan komutanın ölüşü bir saat kadar sürmüştü, diğerlerininkiyse bir saniye. Turgan bağışladığı askerleri azletti ve Luna ile çocukları yanına alarak, güvenli bir yer bulmak amacıyla ilerledi.

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar