Theoden

05 Mart 2020
Çeviri: 158
Düzenleme: AntiYasuo
645 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

İki Kötü Haber

Turganın bu cümlesi Ragnossanın sinirlerini iyice bozmuştu. Ses tonunu alçaltma ihtiyacı duymadan bağırarak konuşmayı sürdürecekti. Yavuz tam da bu sebepten, kısa süre önce genç başı bozukların eğitime ara verip oradan uzaklaşmalarını sağlamıştı. Ragnossa tabakasını açıp, ince bir kağıdın içine kurumuş otlardan koyduktan sonra, kağıdı bir silindir şeklinde sardı ve ucunu yakarak dudaklarının arasına koydu.

“ Ben de bir karar verdim. Nereye gidersen git peşinden geleceğim. Gücün yetiyorsa engel ol. “

“ Ama o zaman kızlar bir başına kalır. “

“ Bana ne. Patron umursamıyorken benim sorunum olmamalı değil mi? “

Ragnossa sigarasından bir fırt almasıyla biraz daha sakinleşmiş gibiydi. Dumanını uzun uzun üflerken devam etti.

“ Kızları ailene davet ederken babana mı güveniyordun ? “

“ Ne alakası var haddini aşıyorsun Ragnossa. “

“ Bence çok alakası var. Elfy benden önce yaşadıklarınızı anlattı ve daha önce de sen onları yüz üstü bıraktığında Mirliva Yavuz ve diğer başı bozuklar sahip çıkmışlar. Her türlü babanın birliğine güvenip iş yapıyorsun işte. “

“ O zaman babamın başı bozuk serdarı olduğunu bile bilmiyordum. “

Ragnossa, Turgan'ın son cümlesini duymamış gibi devam etti.

“ Yeri gelmişken sorayım. Kaybedeceğim bir düşmandan kaçmak zorunda kalırsam, bir başı bozuk kampına koşup, patronun oğlunun ekibindenim mi demeliyim? Yoksa başka bir parola var mı? “

“ Ragnossa yeter. “

“ Hey Mirliva Yavuz belli ki patronumuz bizi bırakıp kaçacak. Ben her türlü peşinden gideceğimden sorun değil ama Elfy ve Ducia’yı aranıza alır mısınız? Zaten başıbozuklarla İntibah Tugayından çok daha fazla zaman geçiriyorlar. “

Yavuz olaya hiçbir şekilde müdahil olmak istemiyordu. Zaten o vereceği cevabı dikkatlice seçmeye çalışırken, Turgan çoktan söze girmişti. Duciaları odada bıraktığı delici bakışlara ve bir liderde olması gereken öz güvene sahip görünüyordu bu kez.

“ Kaybedeceğin bir düşmanla karşılaşırsan, kaçacağın yer benim arkam olmalı. Başka bir komut vermediğim sürece, bir müttefikin arkasına bile saklanırsan, ihanet sayarım ve ben karşımdaki kim olursa olsun, son tugay üyesi de güvende olana kadar, hiçbir düşmandan kaçmayacağım. “

“ İşte benim patronum. Kiminle aranızda ne geçti bilmiyorum ama şahsi kırgınlıklarını aile işlerine yansıtma. Akıllıca bir alternatif olmadığı sürece bir arada kalacağız. “

“ Yine de Ducia’ya kırgın olduğumu bilmelisin. “

“ Neden diye sormayacağım bile. Ayrıca kolay kolay kimseden kaçmam “

“ Bu ağzındaki şey de nedir? Duman çıkarıyor resmen. “

“ Bu mu? Seyduna kralı Sabbat’ın bir hediyesi. İçinde tütün var ve içmesi hoşuma gidiyor. “

Yavuz Tugay üyelerinin sorunu kendi içlerinde halledebildiklerine sevinmişti. Bunun şerefine de onlara taverna ya da meyhanelerden birisine gitmeyi teklif etti ancak daha sabah saatleriydi ve ikilinin tercihi kahvaltı yapmak olacaktı.

 

 

Nyu ve Ducia, Turgan’ın ayrılmasının üzerinden dakikalar geçmesine rağmen, hiç konuşmamışlardı. Hatta yerlerinden milim oynamamışlardı. Turgan adeta bir deli tay gibi gelip geçmişti. Delici bakışları ve odaya hatıra olarak bıraktığı baskısı hala duruyordu. İlk konuşan Ducia oldu.

“ Abla ne yaptık biz ? Onu tamamen mi kaybettik şimdi? “

Nyu’nun hayran bakışları adeta aşk denilen duyguyu yeni tadan liseli bir kızınki kadar ehil görünmesini sağlıyordu.

“ O gerçek bir erkek. “

“ Abla sence sorun Turgan’ın cinsiyeti mi? Kendine gel Nyu ablaaa “

Ducia’nın dürtmesiyle Nyu kendine gelmişti.

“ Bilmem ama çok kararlıydı. Uzunca bir süre bizi affetmeyecektir. “

Nyu’nun öngörüsü Ducia’nın endişesinin katlanmasına yol açmıştı. Turgandan yoksun geçecek uzun bir süre… Düşüncesi bile ne kadar korkutucuydu.

“ Öyle mi diyorsun? Muhtemelen kısa süre sonra buradan ayrılacağız Nyu abla. Sen de bizimle gelemez misin? Destek olursun. Turganın beni yok saydığı zamanlarda ancak seninle dertleşebilirim. “

“ Aslında Turgana kendimi affettirebilecek kadar zamana sahip olmayı ben de isterim. Ama ben bir başıbozuğum ve Serdar’ın böyle bir planı olmadığı sürece de kendi başıma buradan ayrılamam. “

“ Ustamla ben konuşurum. “

“ İstiyorsan dene ama planlarını değiştireceğini sanmıyorum. “

Ducia söylediklerine kendisi bile inanamıyordu. O güne kadar Nyu’nun Turgan’ın kalbindeki varlığı bile kendisini rahatsız ediyorken, şimdi nedense onunla sırt sırta vermesi gerektiğine inanıyordu. Tabi Nyu'nun durumuna son kararı verecek olan kişi Dragut idi ve Ducia zaman kaybetmeden Dragut’u görmeye gitti.

Dragut bu saatlerde buraya herhangi birinin girmesini yasaklamıştı ve buna değerli kızı Arya bile dahildi. Buna rağmen düşüncesizce bir mağara ağzını andıran girişten içeri yürüdü.

Dragut’u yine tuhaf yaftlar geliştirmeye çalışırken bulmuştu. Bir ara elinden tuhaf renklere sahip, hilkat garibesi görünümlü bir kuş çıkmıştı. Birkaç metre uçtuktan sonra yere düşüp kayboldu. O kanatlarla o kadar yükselebilmesi bile şaşırtıcıydı.

“ Usta ne deniyorsun yine? Sonunda şehri başımıza yıkacaksın o olacak. “

Dragut uzun süredir uğraşmış ve fazlaca öz harcamış olsa gerek ki, nefes nefeseydi ve alnından ve şakaklarından terler boşanıyordu. Dragut’u daha önce hiç bu kadar çabalarken görmemişti Ducia. Dragut nefes nefese konuştu.

“ Daha eğitim saatin gelmedi Ducia. Huff hufff “

Ducia kenarda duran testiden bir bardak su doldurup ustasına uzattı. Dragut suyu bir dikişte içtikten sonra Ducia’yı fırçalamaya başladı.

“ Ben buradayken çok çok özel durumlar dışında buraya girişinizi yasaklamadım mı? Şafağın söküşünden, güneşin tepeye çıkışına kadar burada olduğumu bilip gelmemeliydin. “

“ Şey usta senden bir şey isteyecektim. “

“ Hayati bir mesele mi? “

“ Benim için evet. “

“ Beni bu halde kan ter içinde gördüğünü kimseye söylemeyeceğine söz ver önce. “

“ Söz ama neden ? “

“ Karizmam çizilir. Güçlenmek için bu kadar çaba gösterdiğimi bilmelerini istemiyorum. “

Dragutun buraya girişi yasaklamasının sebebi şimdi anlaşılıyordu. Eğitim yaparken ki halinin astları tarafından görünmesini istemiyordu belli ki. Hiç çabalamadan güçlü olan adam görüntüsü çizmek hoşuna gidiyor olmalıydı.

“ Sen nasıl istiyorsan usta. “

“ Ne isteyecektin? “

“ Şey Turganın kolunu iyileştirdim ve yakında buradan ayrılacağız. Bir süreliğine Nyu ablada bizimle gelebilir mi diye soracaktım. “

“ Neden bunu istiyorsun? Buraya ilk geldiğinde onu öldürmeye çalışıyordun. “

“ Şey Turganla kavga ettik ve o varken işler daha hızlı rayına girecektir. “

Ducia cümlesini bitirdiğinde, Dragut’un bakışları sertleşmişti.

“ Cidden bunun için mi yasağı deldin? Sen benimle dalga mı geçiyorsun kızım? Sizin aşk üçgeniniz umurumda mı sanıyorsun? “

Dragut’un bitmek bilmeyen tepkisi Ducia’nın ağlama raddesine kadar ulaşmasına sebep olmuştu. Ağlamak üzereyken, içeri giren Mirliva Kasim korku ve umutsuzluk dolu bir ifadeyle konuşmaya girecekti ki Dragut ona da bağırdı.

“ Ne var Kasim? Toy bir kız anlamıyor olabilir ama senin gibi akıllı ve tecrübeli bir başıbozuğun burada ne işi var? “

“ Serdarım durum çok kötü. “

“ Geveleme de anlat. Umarım dinlemeye değecek bir şeydir. “

“ Serdarım iki haber var ikisi de kötü. İlki Castro yenildi ve bir şehri kaybetmek üzereyiz. “

“ İkincisi nedir? “

“ Misafir olarak ağırladığımız Mirza, müze olarak kullandığımız binadaki bir silahı alarak ayrılmak istemiş. Kendisine izin vermeyen Miralayların ve başıbozukların çoğunu öldürmüş. “

“ Çağıl paşa ne halt ediyormuş peki? “

“ Sanırım şu an Mirzayla savaşıyormuş. “

Dragut omuzundaki havluya terini sildi. Ducia’ya döndü ve sakince söyledi.

“ İşte benim acizliğimi görmeni yok sayacağım şeyler böyle haberler getirmendir. Kasim; Turganı, Kökluyu ve Mirliva rütbesinin üzerindeki herkesi toplantı odasında topla. Köklu’ya hızlı olmasını istediğimi söyle. Gerekirse şehirdeki binalara çarparak herkesi getirsin. “

“ Emredersin Serdarım. “

Bu haberler işlerin karmaşıklaşmasına sebep olmuştu ve Dragut planlarını değiştirmek zorunda kalacak gibi görünüyordu. Hızlı adımlarla içinde bulunduğu mağaramsı yapıdan ayrıldıktan sonra, gözden kayboldu. Boyutunu baş telepati sorumlusunun yanına açmıştı ve durumu ona özetledi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar