Gmrev Dağılımı

Kısa süre içinde toplantı odasının olduğu binaya toplanmaya başlamışlardı. Binanın en üst katı saydam bir maddeden yapılmış ve Köklu’nun da içeriyi görebilmesi sağlanmıştı. Tabi ki toplantı burada yapılacaktı. Neredeyse herkes toplanmışken, Köklu binanın üzerinde daireler çiziyordu. Dragut konuşmaya başlamak üzereyken, kapı vuruldu ve Ducia ile Nyu içeri girdiler. Dragut’un üslubu normalde çok daha sert olurdu ancak, durumun aciliyetinden dolayı kısa kesmişti.

“ İlk öğrenenin son gelmesi şaşılacak şey. Gerçi sen sorumlu değildin. “

Bunu Ducia’ya bakarak söylemiş ve Nyu’yu rütbesinin sorumluluğunu taşıyamamakla itham etmişti.

“ Önemi yok usta ben de yardım etmek istiyorum. Hatta Ragnossa ve Elfy’ de istiyorlar. “

Mirliva Yavuz’un yanı başında duran ve mevzudan bihaber olan Turgan söze girdi.

“ Ben yardım etmek istemiyorum. Bir an önce annemi bulacağım. “

Yavuz onu susturmaya çalışsa da engel olamamıştı. Dragut oğlunun söylediklerini yok sayarak Turgan’a bakıp devam etti.

“ Sen, Yavuz ve Nyu Mirza’nın olduğu kampa gidiyorsunuz. Oraya en yakın başıbozuk yerleşkesi burası ve ışınlandığınız yerden oraya ulaşmanız bir saati geçmeyecektir. “

“ Ben annemi aramaya gideceğim dedim. “

Dragut öfkeliydi ve bir an önce görev dağılımını yapıp ayrılmak istiyordu. Pelerinini yerde sürüyerek Turgana doğru yürüdü. Gücünü umursamadan sadece babalık iç güdüsüyle oğluna bir tokat attı. Turgan karşılamayı düşünse de, ona izin vermeyen, burada bulunma zorunluluğu olmayan Ragnossa olmuştu. Turgan’ın bileklerini tuttu ve temiz bir tokat yemesine aracı oldu. Turgan Ragnossa’nın hareketine bozulmuş olsa da, Ragnossa yaptığı şeyin doğruluğuna emindi. Dragut devam etti.

“ Annenin arzularını biliyormuşsun gibi davranma. Ablan seni göndereceğim kampta ve annenin istediği tek şey çocuklarını korumak. Köklu’nun öngörüsüne göre, Mirza da havarilerden birisi. Ablanın içinde olduğu durumu bile umursamıyorsan nereye istiyorsan defol git. “

Turgan bu aşağılanmayı hak edecek bir şey yaptığını düşünmüyordu. Patronunun fevri bir karar verip ona göre yol çizeceğini fark eden Ragnossa kulağına eğilip fısıldadı.

“ Annenin nerede olduğunu bile bilmiyoruz. Ama ablanı kurtarmak için küçük bir çaba bile harcasan, annenin bulduğumuzda mutlu olacaktır. Bir anneyi, iki kardeşin birbirini kollamasından daha fazla mutlu edecek bir şey olmamalı. Hadi ama patron gereksiz inat etme. “

Turgan olduğu yere diz çöktü ve konuşmaya başladı.

“ Uyumadan önce senin kokunu seviyordum baba. Annemden bir parçanın üzerine sinmiş olabileceğini düşünüyordum hep. Ama artık bir havari gibi kokuyorsun ve muhtemelen buna sebep olan adam da bahsettiğin Mirza. Grup isimlerine fazla takıldım ve bunu benden babam olarak istediğini düşünmedim. Özür dilerim. “

Bunu yaparken tamamen samimiydi Turgan. Dragut’un babası olarak değil de başıbozuk lideri olarak kendine emir vermesini başta kabullenemese de, bir aile meselesi olduğunu anladığında durum değişmişti. Ayağa kalktı ve devam etti.

“ Bir an önce ışınla beni baba. Gerisini biz yokken de konuşursunuz. “

“ O herif cidden bir havariyse dikkatli ol. Nyu sana destek olacaktır. Çağıl paşa zaten halletmiş olmalı. Bu yüzden sadece üçünüzü tedbir olarak gönderiyorum. Mirliva Simav ışınla onları. “

Turgan ışınlanmadan önce gözlerini Ducia’nın üzerine dikti ve ona bakarken konuştu.

“ Havarilerin yedisi birden gelse de fark etmez. Bana güvenen kimseyi pişman etmeyeceğim. “

Son cümlesinin her bir kelimesini vurgulayarak söylemişti ve bir arada duran üçlünün siluetleri birden kayboldu. Artık diğer bölge için düşüncelerini anlatabilirdi Dragut.

“ Başbozuk Castro’nun bölgesine gideceğiz. Batıdaki sınır şehrimiz olan Smria düştü ya da düşmek üzere. Castro bile kaybettiğine göre, önemli generaller orada olmalılar ve oraya binlerce başıbozuğu sevk edecek zamanımız yok. Bu yüzden kurtarabildiğimiz kadar yoldaşı kurtarmak adına oraya gideceğiz. “

“ Ben de geleyim serdarım. “

Konuşan Kasim olmuştu. Kolu iyileşmiş olmasına rağmen, uzun süredir aktif savaşın içinde yer almamıştı ve haberi öğrendiğinden beri bir an önce oraya gidip, durumu kendi gözleriyle görmek istiyordu ancak karar Serdara aitti.

“ Sen burada kalıp başkentten sorumlu olacaksın Kasim. Yavuz yokken bu göreve en uygun kişi sensin. Mirliva Simav ve Miralay Noki senden sonraki sorumlular. Diğerleri benimle geliyorsunuz. Köklu bizi götürecek. “

Üç mirliva, bir ferik, Dragut ve Köklu, sabırsızca Smria’ya ilerliyorlardı. Dragut’un hesabında olmamasına rağmen, Elfy de onlara katılmıştı. Ducia’yı götürmek zaten aklında olsa da, Elfy’i hiç düşünmemiş, Ragnossa’yı ise Turgana attığı tokada izin verdiği için, bizzat savaş alanında izlemek istemişti.

“ Koşullar ne olursa olsun başıbozuklar savaşa gülerek giderler. İnandığımız şey için savaştığımız sürece bu böyle olacak. Bu yüzden somurtmayı bırakın da oraya varana kadar biraz muhabbet edelim. Sen kaç yaşındasın Ragnossa? “

Sorarken bir yandan da parmağıyla onu göstermişti.

“ 20 yaşımı birkaç ay geçtim efendim. “

“ Sen bir başıbozuk değilsin. Bu kadar saygılı olmana gerek yok. “

“ Saygım konumunuza değil efendim. Hayatımı iki kez kurtaran adamın babası olmanıza. “

“ Konuşmayı biliyorsun evlat. “

“ Teşekkürler efendim. “

“ Konuştuğun kadar dövüşebiliyor musun bari? “

“ Seyduna Kralı Sabbattan birkaç ay eğitim alma şansım oldu. İhtiyar babam da birkaç teorik şey anlatmıştı. Size yük olmayacağıma emin olabilirsiniz. “

“ Sabbat mı? Sen ciddi misin? O adam ülkesinden hiçbir yabancının sağ çıkmasına izin vermez ki. Barbossa’nın oğluysan Seydunalı olamazsın değil mi? “

“ Misafirlerden pek haz etmedikleri doğru ama kötü olduklarına da inanmıyorum. Hatta kendilerini dış dünyaya kapatmak için mantıklı sebepleri var ve bu sebeplerin bir kısmı başı bozukları da ilgilendiriyor.”

“ Bu sebepleri anlatabilir misin peki? “

“ Ne yazık ki efendim. Oradan ayrılmaya karar verdiğimden öğrenmek istemedim. O bilgilere sahipken Kral Sabbatın bile sağ ayrılmasına izin vermeyeceklerini düşündüğümden, öğrenmek istemedim. Ama siz kıtaya hakim olduktan sonra, onlarla görüşmenize aracılık edebilirim. Zira onlarla savaşmanızı kesinlikle önermem. “

“ O kadar mı güçlüler? “

“ Detay vermeyeceğime söz verdim ama iyi niyetli bir anlaşmaya seve seve aracılık ederim. “

Dragut bu gencin cümlelerinden fazlasıyla etkilenmişti. Acaba dövüş konusunda ne haldeydi? Ragnossa’nın omuzlarından tuttu ve incelemeye başladı. Bedenindeki bölgelere dokundukça da tepkisini gösteriyordu.

“ Hmm hiç fena değil. Wuu burada bayağı kas varmış. Özün de hiç fena sayılmaz. Barbossa gibi bir adamın oğlu neden kendi birliğini kurmuyor? “

“ Barbossa’nın oğlu olduğumu bilmeden beni sahiplenen bir adamla karşılaştım. Babamı öğrendikten sonra şaşırmış olsa da, duygularında ve hareketlerinde bir değişiklik olmadı. Kendine ait bir birliği olduğundan ona katılmaya karar verdim. İyiler kimin lider olacağı üzerine savaşırken, kötüler Theodeni canlı bir mezarlığa çevirdiler. “

“ Olmak istediğin yerdeysen sorun yok evlat. Ama ben olsam yine de kendim lider olmak isterdim. “

O zamana kadar sessiz kalan Köklu konuşmaya dahil oldu.

“ Oğlunu kıskandığını biliyoruz ama en azından ona sadakatini sunmuş gençlerin kafasını karıştırmaya çalışma. Attila Turgan’ın kitabı hakkındaki detayları neden Yavuza anlattı biliyor musun? “

“ Neden? “

“ Çünkü sana anlatsa kıskançlıktan çatlar, bilgileri de Turgan’a ulaştırmazdın. Yanılıyor muyum? “

Dragut cevap vermedi ve küsmüş bir çocuk gibi dirseğini başının üzerine götürerek sessiz kalmayı tercih etti. Birkaç dakika sonra Köklu tekrar konuştu.

“ Gelmek üzereyiz. Şehir alevler içinde ve düşmanlar kuzey batı yönündeler. Siz buradan boyutla geçin, ben de biraz kaslarımı açayım olur mu patron? “

Köklu’nun kaslarını açmasının binlerce imparatorluk askerinin canını alacağını bilen tek kişi Dragut olduğundan onayladı.

“ Dikkatli ol bunak aydakar. Kanatlarının arasında bir başıbozuğu ezmediğine emin ol. “