Theoden
Yavuz'un Son Sözleri
Ducia gülümsemeye çalışıyor olsa da, burukluğu yüzüne yansıyordu. Turgan’ın gözündeki motif ona biraz heybet katıyor olsa da, yüzünün masumluğunu silip atıyordu ve Ducia Turgan’a aşık olduğunda, heybetten eser barındırmayıp, saf masumluktan oluşuyordu Turgan. Nyu’nun yaraları kısa sürede iyileşmişti. Kontrol etmek için eğilip, artık belini eğmesiyle oluşan acının var olmadığını fark etti. Ducia’ya teşekkür etmeye hazırlanıyordu ki Turgan’ın sesini duydu.
“ Yavuz amca, Nyu, abla… İyi misiniz. “
“ İyiyiz Turgan bak ablan yanında. “
Arya Turgan’ın yanına çöküp saçlarını okşamaya başlamıştı. Turgan ablasının şefkatli dokunuşlarıyla biraz huzur bulsa da, sorumluluk duygusunda kurtulamıyordu. Başını biraz kaldırıp Nyu’nun da orada olduğunu gördükten sonra gözleri dolarak konuştu.
“ Ben… Ben Yavuz amcayı koruyamadım. Neredeyse Nyu da ölüyordu.“
Arya ikinci havari gelir gelmez, destek getirmek amacıyla ayrılmıştı ve detayları bilmiyordu. Nyu, ona işaret diliyle sadece aydakar ve Turgan’ın arasındaki gönül ilişkisini anlatmıştı. Bunu da pot kırmaması için yapmıştı. Bu yüzden olaya tek vakıf olan Nyu konuştu. Onun da gözleri dolmuştu ancak Turgan’ın suçlu hissetmesini önlemek adına moralli görünmeye çalışıyordu.
“ Yavuz amcanın ölmesinden dolayı nasıl sorumlu oluyorsun ki? O Çağıl paşayı korumaya çalışırken öldürüldü. Hareket dahi edemeyen bir yoldaşının önüne siper oldu. O sırada oradaymışsın da sadece izlemişsin gibi konuşma. “
“ Ama yine de o bulutun içinden daha erken çıkabilseydim… “
“ Sen buluta girer girmez diğer havari peyda oldu. Bulutun içinden çıkman beş dakika bile sürmedi ama o kadar bile dayanamadık. Birkaç saniye daha geciksen ben de ölmüş olurdum. O adamla azrak formunda savaşmama rağmen, ikinci oku bana isabet ettiğinde, formumu koruyamayıp normale döndüm ve sen öyle bir adamın ellerinden beni kurtarmayı başardın. Eminim başka yaşayanlar olsalar, onları da kurtarırdın. “
Ne söylense Turgan’ın gözyaşları dinmeyecek gibiydi. Tüm sorumluluğu kendinde hissediyordu çünkü zarar gören dostları, zararı verense kaderin belirlediği düşmanlarıydı. Yavuz’un öldüğünü öğrenenler arasında en çok etkilenen Kasim olmasına rağmen, şu an tüm şehrin sorumlusuydu ve güçlü görünmeliydi.
“ Bir Mirliva olarak, Paşa seviyeli bir adamın önüne geçmek ancak ona yakışırdı. Tanrı ona kaybettiğimiz diğer yoldaşlarla buluştuğu bir dünyada, Theoden’den daha güzel bir hayat bahşetsin. Son sözleri ne oldu. “
Nyu artık sesinin titremesine engel olamıyordu.
“ Yedi tane patlayan oka ayrı ayrı hedef olduktan sonra kanlar içinde olmasına rağmen, Çağıl paşanın önünden çekilmedi. Bacaklarından birisi yerinde olmadığından, oturduğu yerde gururlu bir şekilde hayatını alacak son patlayan oku beklerken, gülümseyerek şunları söyledi.
‘Sevimli ufaklık oradan çıkana kadar dayanamadım üzgünüm Nyu. Benim yapamadığımı yap ve Turgan oradan çıkana kadar bu herifi oyala lütfen. Gerisini o halleder. Buradan sağ salim çıktığında da Serdarıma tam hayal ettiğim gibi bir ölüm şeklimin olduğunu söyle. Bir dostumu korumaya çalışırken ve sıradan olmayan bir düşman tarafından öldürüldüğümü. ‘
Bunları söyledikten sonra, son okun dokunmasıyla hayatını kaybetti. Hem o hem de çağıl paşa, son okla eş zamanlı öldürüldüler. “
Kimse cesaret edemese de Turgan sorguladı.
“ Daha önce neden azrak formuna geçmedin? Belki de onu kurtarabilirdin. “
“ Yapacaktım ancak Mirliva Yavuz izin vermedi. Emir demiri kestiğinden ve Serdar Dragut daha yüksek rütbede olmama rağmen inatla Yavuz abiyi sorumlu kıldığından, azrak formuna geçmeden sadece onu güçlendirmeye odaklanmıştım ancak son saldırıdan önce Yavuz’un özü neredeyse tükendiğinden ve onu artık arttıramadığımdan, kendime gelip son sözlerini duyabildim ve o zaman azrak formuna geçip kendim savaşmaya başladım. “
Kasim Turgan’ın sorgusunu gereksiz bulmuştu.
“ Her ölenin ardından, her mağlubiyetin ardından birilerini mi suçlarsın sen ? Eğer ilk başta azrak formunda dövüşseydi, muhtemelen şu an o da hayatta olmayacaktı. En azından Yavuz’un uzun sayılabilecek bir zaman kazanmasını sağlamış. “
Kasim haklıydı zaten Nyu oklara hedef olduktan sonra, azrak formundan çıkmak zorunda kalmıştı. Turgan’ın tatmin olmadığını fark eden Nyu gözyaşlarını artık tutamayarak konuştu.
“ Çok mu mutluyum sanıyorsun ha? Eğer sorumluluk Yavuz abiye verilmişken onu dinlemeseydim ve benim kararlarım yüzümden onu kaybetmiş olsaydım, nasıl hissedip durumu Serdarıma nasıl açıklayacaktım? Yavuz abi buna bile izin vermedi. Kendi seçimi sonucunda öldü ve pişmanlık duyacak fırsat bile bırakmadı bana. “
Biraz duraksadı. Ağlamasına ara vermeden titreyen sesiyle devam etti.
“ Keşke ölen ben olsaydım. “
Turgan öyle söylemek istememişti ancak birilerinin ölmek zorunda kaldığı senaryoları da kabullenemiyordu. Açıklamak istese de Nyu çoktan son cümlesinden sonra ağlayarak odadan ayrılmıştı. Kısa süreli sessizliğin ardından kapıda doktor göründü.
“ Burası da doluymuş. “
“ Boş yatak lazımsa getir hastaları doktor amca. Ben iyileştim zaten. “
Turgan yerinden kalktı ablası ve Ducia ile hastaneden ayrıldı. Ducia hastanede kalmayı teklif etse de, doktor zaten kısa sürede fazlasıyla yardımı olduğunu söyleyip ayrılmasına göz kırpmıştı. Gecenin karanlığında amaçsızca yürüyorlarken, Ducia yaptığı yanlışı Turgana hatırlatmak istedi.
“ Nyu’yu boş yere kırdın. O sana o kadar değer veriyorken, sanki elinden geleni yapmamış gibi onu suçlaman yanlıştı Turgan. “
Turgan cevap vermemişti. Dürüstlük taşı meselesinden dolayı halen kırgın olmalıydı. Durumun farkına varan Ducia devam etti.
“ Peki sen bilirsin. Konuşma bakalım. Bugün Nyu abla ölebilirdi ve ola ki ilgilenirsen diye söyleyeyim ben de ölebilirdim. Smria da karşımıza kim çıktı biliyor musun? “
Turgan konuşmasa da başını o tarafa çevirip duymak istediğini belli etmişti.
“ Bir Hakan. Bir sürü aydakarı öldürmüş ve onların cesetlerini istediği gibi kontrol eden bir hakan. “
“ Hakan mı ? Oda ne? Cidden aydakar cesetlerini mi kontrol edebiliyor ? “
“ Aynen öyle. Generallerden bile çok daha güçlü bir adamdı ve muhtemelen ustam şehri bırakmayı kabul etmeyip savaşmayı seçse, ben de dahil bir çoğumuz ölmüş olacaktık. “
“ Sana kötü bir şey yaptı mı? Babam nerede? “
Turgan başta utanır gibi fısıldayarak başlasa da, babasını sorarken yüksek sesle konuşmuştu.
“ Sizin olduğunuzu düşündüğü yere gitti. Oradan da başıbozuk komutanlarıyla toplantı yapmak için bir başka yere uğrayacak. Bana ne olduğunu da umursuyor gibi davranma. Ölsem üzülür müydün onu bile bilmiyorum. “
Turgan’ın sesi birden sönükleşti. Bir anlığına Ducia’nın söylediği senaryoyu hayal etmiş olmalıydı.
“ Ben o zaman ışıksız kalırdım. Nyu’yu çok kırmış olmalıyım. “
“ Kırdın tabi. Üzerindeki t-shirtle kapattığın yarasından çok daha büyük bir acıyı hareketlerinle verdin ona. “
“ Ne yapsam ki o zaman ? Ona yemek götürsem üzülmeyi bırakır mı? “
“ Saçmalama Nyu’dan bahsediyoruz Elfy’den değil. “
“ Sahi Elfy nerede ?”
“ Eğitim yapacağını söyledi. Ragnossa da babanla beraber. Ne yapmaya karar verdin? Nyu ablanın gönlünü alacak mısın “
“ Nasıl alınıyor ki? “
Arya konuşmaya dahil olmaya karar verdi.
“ İstiyorsan bu gece onda kal eminim kırgınlığı azalacaktır. “
Bunu kikirdeyerek söylemişti kardeşiyle gururlanan abla. Ama Ducia’nın öylece izin vermeye niyeti yoktu.
“ Ablan doğru söylüyor. Hep beraber Nyu’ya gidelim. “
Nyu’nun evinin yolunu tutmuşlarken, artık konuşmayı sorun etmeyen Turgan, Ducia’nın aldığı t-shirt için üzgünlüğünü belirtmişti. Hala eskisi kadar samimi değildi ve kırgınlığının geçmediği belliydi ancak, bu kadar bıçak sırtında yaşıyorlarken, hiç konuşmamasının da doğru olmadığını fark etmişti. Her an birisi hayatını kaybedebilirdi ve bunun pişmanlığıyla yaşamak istemiyordu.
T-shirt konusu açılınca Arya kardeşinin üzerinin hala çıplak olduğunu fark etmişti ve bu durumu çözmek istiyordu. Zira Turgan buraya geldiğinde valizi falan yoktu.
“ Hazır yakınındayken bir dükkana uğrayıp bir t-shirt ya da gömlek almak ister misin Turgan? “
“ Olmaz hayatta dükkanların olduğu yere gitmem. Yanımda iki kız varken hiç gitmem. Ustamın öğrettiği şeylerden biri de buydu. “
“ Ha ha dayıma bak sen. Cidden akıllı adammış. Böyle mi gezeceksin peki? “
“ Gece gece açık dükkan var mı ki? “
“ Bir tanesinin sahibi arkadaşım ve evi de yakın. Ondan benim için açmasını rica ederim. Beni kırmayacaktır gel hadi. “
“ Olmaz. Sen benim için bir tane seç işte abla ama pembe olmasın. Pembe kız rengidir. “