Theoden

12 Mart 2020
Çeviri: 181
Düzenleme: AntiYasuo
645 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Yalancı Serdar

Odaya beraber giren Turgan ve Jeo nefes nefeselerdi ve kıyafetleri de toz içindeydi. Hatta Turgan’ın pantolonu yırtılmıştı.

“ Şu ana kadar Dumrulla mı uğraştınız? “

“ Ha ha beni küçümsüyorsun sanki Dragut abi. Onunla işim birkaç saniye sürdü. “

“ O zaman neden nefes nefesesiniz? “

“ Ha bana da mı soruyorsun baba? Son iki saattir Jeo abimle antreman yapıyorduk hınh hınh “

“ Cidden Dumrula karşı kazandın mı lan sen ? “

“ Evet ama öldürmek istemememe rağmen dövüşmeyi bırakmadığından biraz sorun yaşadım. Düşman olsa daha kolay olurdu. Adamın lakabı deliymiş zaten hınh hınh “

Araya öfkeli bir ses tonuyla giren Jeo oldu.

“ Söyleyene bak. İlk saniyelerde kaybetmiş olmana rağmen, iki saattir pes etmeyen başkasıydı sanki. “

“ Kaybetmedim. “

“ Hem de hezimete uğradın. “

“ Hayır. “

“ İnkar etme. “

“ Gel bir daha kapışalım o zaman. “

“ Bana uyar… “

 

“ Kesin lan sesinizi. Susmazsanız ikinizi de Attila’ya şikayet eder huzuru bozduğunuzu söylerim. “

Sesler bir anda bıçak gibi kesilmişti. Fırsatı kollayansa yine Elfy olmuştu.

“ Şey Ragnossa nerede acaba efendim? “

“ Bilmiyorum ama başkentte. Onunla ilgili seninle konuşmamız gerekecek Turgan. “

Turgan kaşlarını çatıp, kendindne emin bir ifadeyle cevap verdi.

“ Bir başıbozuk olmasına izin vermem. O benim ailemden. “

“ Öyle bir şey değil merak etme. Sen neden buradasın Jeo?“

“ Patronu arıyorum. Senin bilgi sahibi olabileceğini düşündüm Dragut abi. Hem uğramışken belki kapışabiliriz. “

“ Abinin yanında kalacağını sanıyordum…”

“ O hayat bana göre değil. Fazla huzurlu ve ben buna alışık değilim. Zaten artık abimin yerini biliyorum ve istediğimde ziyaretine gidebilirim. Patron ne alemde haberin var mı? “

“ Kardeşinin, dolayısıyla havarilerin peşinden gitti. “

“ Havarileri duydum ama patronun ilgisini çekecek kadar güçlüler mi? “

“ Bir havari bir başı bozuk paşasını öldürebiliyor. “

Turgan araya girdi.

“ Dediğin paşayı öldüren gerçek bir havari bile değildi. Sadece onların silahını kullanan Mirza idi. Gerçek havariler çok başka bir seviyedeler. “

“ Suratına ne oldu senin? “

“ Önemli bir şey değil. “

Turgan’ın babasından medet ummak gibi bir kaygısı olmadığından anlatmak istemese de, Arya aynı fikirde değildi. Dragut çocuklarını seviyordu ve  Elfy'nin hayatta kalması için dahi o kadar çabalamışken, Turgan'ın iyileşmesi adına yapabileceği her şeyi yapacağını biliyordu Aria.

“ İkinci havari, yani gerçek bir havari ortaya çıktığında, Nyu’nun kanına lanet karıştırmış ve Turgan da onu kurtarmak için Nyu’nun kanını emince bu hale gelmiş. Kısaca lanet yüzünden.“

“ Lanet de neymiş? Theoden iyice tuhaf bir dünya olmaya başladı. Çözümü yok muymuş bunun? “

“ Çözümü var baba ama bunun için kimin uygun olduğunu bilmiyorum. Keşke Yavuz amcayı kurtarabilseydim. Eminim o uygun olurdu. “

“ Neden bahsediyorsun sen ? “

Turgan tüm detayları anlattığında, Ertesi gün hizmetkarı bulmak için ayık kafayla düşünmeye karar verdiler. Dragut çocuklarıyla konuşmak istediğini söyleyip diğerlerini odadan çıkardı.

“ Ne konuşacaksın bizle baba? “

“ Güzel, küçük kızım benim… “

“ Neden ikidir küçüklüğümü vurgulayıp duruyorsun baba? Kaç yaşında olduğumu biliyorsun değil mi? “

“ Olsun benim gözümde küçüksün hep. “

“ İyi madem. Ne konuşacaksın peki babacık? “

“ Şey ihtimal verdiğimden değil ama genç bir adamla karşılaştım. Adal amcanın Miralay yapacağı kadar güvendiği biri. “

Arya şaşırmıştı. Zira babası başıbozuklarla ilgili meseleleri çocuklarıyla konuşmazdı. Hele ki Turganla…

“ Eee baba her Miralaydan bize bahsetmezsin sen. Nedir bu adamın olayı? “

“ Şey işte kızım adı William mıymış neymiş. Güya sen onu seviyormuşsun da saçma sapan şeyler geveleyip durdu. Ben de sana bir sorayım dedim. “

Arya’nın gözleri parlamaya başlamıştı. Mutluluk gözyaşları göz pınarlarından aşağıya adeta dans ederek süzülüyorlardı.

“ S-sen ciddi misin baba? Prens William benim için başıbozuklara mı katılmış? Şimdi nerede ? “

“ Şey baygın halde yatıyor. “

“ Neden baygın halde ki? Durumu iyi değil mi baba? Ne olur doğruyu söyle bana… “

“ Yok kızım gayet iyi. Şimdi şöyle oldu öhmmm. Bu tabi sana aşık olduğunu söyleyince bizim komutanlar buna sen ne ayaksın da Serdarımızın kızına o gözle bakarsın diye bunu biraz hırpalamışlar. Ben yetiştiğimde öldürüyorlardı genci, zor kurtardım inan. “

Arya gözyaşlarını salmaya devam ederken, babasına içten bir şekilde sarıldı.

“ Sen dünyadaki en iyi babasın. Akina babam olsa, asla bu kadar sakince yaklaşmazdı. O nerede, görmek istiyorum. “

“ Tabi kızım. Sancar Paşa hastane binasına götürmüş olmalı. “

“ Tamam Ducia’dan onu hemen iyileştirmesini isteyeceğim. “

Arya odadan bir kelebek gibi süzülerek çıkarken Turgan ile baş başa kalan Dragut özüne döndü.

“ Turgan bir erkek kardeşin en kutsal görevi nedir bilir misin? “

“ Nedir baba? “

“ Ablasını sevdiği adamdan korumak. “

“ Buna benzer bir şeyi ablam da söylemişti ama biraz farklıydı. Gerçi onu seviyor ama fazla yakınlaşmalarına izin vermeyeceğim. “

“ A-ferin oğlum. Benden bir şey istiyor musun? “

“ Burada kendime ait bir evim yok baba. Sürekli birilerinde kalıyorum. Bu durumu halledebilir misin? “

“ Hmm tabi ki hallederim. Hangi bölgede bir ev istiyorsun? “

“ Ducia’nın evine yakın olabilir. Oralar tenha ve ben ıssız yerlerde uyumayı seviyorum. “

“ Orası şehirin dışı ama madem istiyorsun halledeceğim. “

“ Ha bir de içine küçük bir yatak koymaları mümkün mü ? “

“ Neden bunu istiyorsun? “

“ Büyük yataktan düşüyorum hep. Bu yüzden hep küçük bir yatağım olsun istemişimdir. “

Dragut biraz duygusallaşmıştı. Tabi öksüz ve yetim olarak büyüyen Turgan, daha önce kimseden böyle şeyler isteyememiş olmalıydı.

“ Halledeceğim oğlum. Hatta Marangoza git ve ne istiyorsan al. Saati dert etme dükkanlar açık olacak ve sen oraya gittiğinde, Yeni evinin adresi marangoza ulaşmış olacak. Ücreti de benim ödeyeceğimi söyleyeceğim. “

“ Tamam baba. Artık gidebilir miyim? Ablamı kafana takmana gerek yok. “

Dragut koltuğundan kalktı ve Turgan'ın yanına yaklaştıktan sonra devam etti.

“ Ha son bir şey daha var. “

“ Nedir baba ? “

“ Ragnossa’ya sakın içki içirme. Bedeni cidden dayanıksız ve sarhoş olduğunda onu öldürmene sebep olacak şeyler söyleyebiliyor. Bir de kadınlı ortamlardan uzak durmasını sağla. Bir de yaptıkların için teşekkürler oğlum. “

Babasından aldığı ilk övgüden dolayı bir şey hissetmemişti Turgan. Zaten Dragut da soğuk bir şekilde araya sıkıştırmıştı resmen ama duruşuna yansıtmasa da, son derece samimi ve minnettardı.

 

 

Turgan, babasının son söylediğinden pek bir şey anlamasa da önerilerini kabul edip oradan ayrıldı ve marangozun yolunu tuttu. Marangoza babasının söylediklerini iletip, tek kişilik yataklardan bir tanesini seçti.

“Bunun genişliği daha kısa olanı yok mu?”

“ O iş kolay sadece istediğiniz ölçüleri söyleyin. “

“ Böyle iyi işte ama enlerinden birer karış daha dar olsun istiyorum “

“ Yarım saat içinde evinizde olur efendim. “

“ Parasını babam verecekmiş… “

“ Biliyoruz efendim sorun değil. “

Turgan marangozdan çıkıp hastaneye gittiğinde, Ducia,Elfy ve Nyu’yu oraya girerlerken buldu.

“ Hadi eve gidiyoruz. “

“ Saçmalama Turgan. Sokak ortasında bu şekilde, emrivaki konuşmasana. “

“ Neden utandın mı Ducia? “

“ Hayır ama sen yine de konuşma. “

“ İstediğim gibi konuşurum işte. William’ı iyileştirmeye mi geldin? “

“ Evet, bizzat Arya rica etti. “

“ Onunla ben konuşurum. “

Turgan hızlı adımlarla, yangındna mal kaçırırcasına hastane binasına girip doğrudan William'ın kaldığı odayı aramaya koyulmuştu.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar