Theoden
Planda Deği,şiklik?
Turgan’ın geriye dönmek gibi bir niyeti yoktu zira babası kendisini iyileştirmek için hayatını ortaya koymuştu ve onu kısa süreliğine de olsa yatağındayken görmek istiyordu. Bu yüzden daha fazla kurallara uymaya niyeti yoktu.
“ Başıbozukların amacı nedir abla? “
“ Herkesin eşit olacağı bir dünya yaratmak. “
“ Sana kendi grubum olan İntibah Tugaylarının amacını söyleyeyim. Kısaca istediğimiz gibi yaşamak hınh hınh. “
Turgan cümlesini bitirdiğinde sırıtarak sıçramış ve kuyrukta bekleyen başıbozukların şaşkın bakışları arasında duvarlardan sekerek, üst kata ulaşmayı başarmıştı. Babasının olduğu odanın kapısı açıktı ve insanlar kapının önünde dikilmiş içeriyi izliyorlardı. Turgan içeride ne olduğunu bildiğinden ses yapmak istemiyordu zira azrakların dikkatini dağıtabilirdi.
Kapının en önünde bir önceki gün dövüştüğü Dumrul’u görmüştü Turgan. Çılgın görünümlü zapt edilemez adam sessizce ağlıyordu ve ilk karşılaştığı zamanla alakası kalmamış gibiydi. Turgan birkaç kişiyle beden mücadelesine girip kazandıktan sonra artık Dumrul ile yan yana gelmişti ve bu pozisyondayken, babasını da görebiliyordu. Dragut’un yüzünde acı bir gülümseme görünüyordu ve daha önce hiçbir yoldaşı onu bu halde görmemişlerdi. Bir sebepten özünü yitirip bayılmış olan Dragut… Kulağa ne kadar da imkansız geliyordu. Orgenerallere karşı kaybetmemiş bir adam, bir lanet yüzünden yataklara düşmüştü.
“ Jeo abinin zincirlerini çözdüler demek? “
Dumrul Turgan’ın yüzüne bakmadan cevapladı. Ağlarken görülmeyi sorun etmiyor gibiydi ve soğukkanlı görünmeye falan da çalışmıyordu.
“ Hayır, serdarımın haberini alınca kendimden geçtim ve onları açabildim. “
“ Vuhu ciddi misin sen? Her yerin bağlıyken hem de. Bayağı güçlüymüşsün o zaman. “
“ Ben başbozukların en zayıfıyım, ta ki kendimden geçene kadar. O zaman belki Adalla bile aşık atabilirim. “
Turgan adamın ne demek istediğini pek anlamamıştı ve biraz daha detaya girmek istedi.
“ Benimle dövüşürken kendinden geçmemiş miydin yani? “
“ Kendimden geçmemi sağlayan iki şey var. İlki serdarımın emri, ikincisiyse tamamen içgüdüsel, Serdarım’ın haberini aldığımda da gerçekleşen bu oldu. “
“ Kendinden geçince savaşçı azrak gibi mi oluyorsun yani? O zaman etrafındakilere zarar verebilirsin ama… “
“ Hayır ama özetle limitlerimi aşmış oluyorum. Zihnimin karardığı doğru ama tamamen bilincimi kaybetmiyorum. İstediğim zaman limitlerimi aşamasam da, istediğim zaman eski halime dönebiliyorum. “
Turgan şaşırmıştı zira şu durumda onun limitlerini aşmasını gerektirecek bir şey görünmüyordu.
“ İyi de sadece zincirlerden kurtulup babamı görmek için mi kendinden geçtin? “
“ Baban benim kıymet verdiğim tek kişidir ve beni olduğum gibi kabul eden biridir. Kendi halkının çoğunu katletmiş bir adama dahi kapısını açmış bir adamdır baban ve kendimden geçsem bile beni durdurmakta zorlanmadığından, onun yanında kendimi özgür hissederim. Malum bana deli diyorlar ve bazen bana doğru gelen şeyler, diğerlerine saçma gelebiliyor. Ama onun yanında yanlış yapma korkum olmaz. Bu yüzden de o benim için en kıymetli kişidir ve onun ordusu da benim ait olduğum yer. “
Adam konuşurken ağlamaya devam ediyordu. Bir gün önce saçma sapan gerekçelerle ölümüne dövüşen adam, şu an adeta süt dökmüş bir kedi gibi ehil gözüküyordu. Dragut’u cidden seviyor olmalıydı ve Turgan onu rahatlatmak istedi.
“ Babama bir şey olmayacak, bu yüzden boşuna ağlayıp durma. Onu bu hale getiren şey benim bedenimdeki lanetti ve geçici olarak lanet etkisine maruz kaldığından, bir süre sonra kendine gelecek. “
Adam gözyaşlarını silip, gülümseyemese de daha sakin görünerek cevapladı.
“ Tamam da yarın akşam savaş başlayacaktı ve Serdar’ın ne zaman uyanacağı belli değil. “
“ Ne savaşı? “
“ Tüm kıtayı fethedeceğimiz büyük savaş. “
Turgan bir süre sessiz kalmıştı. Elini çenesinin altına koyup, düşünme pozisyonunu aldıktan sonra mükemmel bir fikirmiş gibi patavatsızca söyleyiverdi.
“ Savaşta babamın yerine ben geçerim. “
Bu durum cümleyi duyan tüm başıbozukların homurdanmalarına sebep olmuştu zira ne güç ne de tecrübe olarak Turgan’ın babasının yakınında bile geçebileceğine ihtimal dahi vermiyorlardı.
“ Onun yerini doldurabilecek tek kişi bile yok. Bu yüzden Sancar Paşa savaşı biraz daha geç başlatmak için Başbozuk Adal’a haber göndermeyi düşünüyor. “
Turgan kendinden emin bir şekilde itiraz etti.
“ Olmaz. Babam bir karar verdiyse bu değişmeyecek. Jeo abiyi ben ikna ederim. İkimiz olursak babamın eksiğini eminim kapatabiliriz. “
Başıbozuklar şaşırmışlardı. Dünya’nın en güçlü adamlarından birini yanlarında savaşmaya ikna edeceğinden bahsediyordu Turgan hem de Jeo, Dragut’un aynı konudaki teklifini daha önce reddetmişken… Onu duyabilenlerden birisi daha fazla dayanamamıştı.
“ Lan imkansız şeyleri yapabilirmişsin gibi söyleyip durmasana. “
“ Neden imkansız olsun? Jeo benim abim gibidir ve babam benim yüzümden baygın olduğundan, eminim yardım edecektir. “
İşte o zaman Herakliadaki olaylara şahit olmuş bir başıbozuk söze girdi.
“ Serdar’ın oğlunu hafife almayın yoldaşlarım. Heraklia da bize zaferi getiren o ve onun için bize yardım eden Attila olmuştu. İntikamın Kırbacı Jeo dışındaki Tüm intikam alayı onun peşinden gelmişlerdi. ”
“ Bunu hatırlattığın iyi oldu amca. Jeo abiyle daha önce omuz omuza savaşmamıştık, bu sayede Jeo abiyle de beraber savaşmış oluruz hınh hınh… “
Kapıdaki seslere daha fazla kayıtsız kalamayan birisi söze girmişti bu kez. Utangaç ve biraz da öfkeli bir ses tonuyla konuşmuştu.
“ Turgan lütfen gider misin artık? Ducia ve ben, sen varken odağımızı kaybediyoruz. Hatta Ducia neredeyse tamamıyla sana odaklanmış durumda. Eğer böyle devam ederse Serdar Dragut’un özünü yeterli miktara yükseltmemiz bile saatler sürecek ki bizim amacımız özünü azami haline getirmek. “
Serdarlarının durumuna oğlunun zarar verdiğini öğrenen başıbozuklar ona kızmış olsalar da, sesli olarak düşüncelerini belirtmediler zira Attila’yı dahi ikna edebilen bu çocuğu küstürmek istemiyorlardı. Turgan Nyu’nun söylediklerini umursamamış gibi içeriye girdi ve babasının göğsüne dokundu. Muazzam miktarda özü olmasına rağmen, demek tüm özünün onda biri bile değildi bu hissettiği. Cidden güçlü bir adamın oğluyum diye düşünüp yüksek sesle söze girdi.
“ Nyu dışındaki tüm komutanları toplayabilir misin Dumrul? Köklu ve Jeo abi de gelsinler. Madem babamı seviyorsunuz, onun planına sadık kaldığımızı öğrendiğinde sevineceğini de biliyorsunuzdur. Hatta düşünsene uyandığında birkaç şehri fethetmiş olsak, babam çok mutlu olmaz mıydı hınh hınh. “
“ Normalde senden emir almam ama Serdarımı mutlu edecekse diye dediklerini diğer komutanlarla beraber dinleyeceğim. “
Dumrul arkasını dönüp gittiğinde Turgan diğerlerine de dağılmaları için telkinde bulundu.
“ Herkes gitsin buradan. Azrakların odağını bozuyorsunuz. Bir dakika içinde ben de geleceğim. Eğer gitmezsek babamın bizim yüzümüzden daha fazla baygın kalabileceğini aklınızda bulundurun. “
Turgan’ın söylediklerini mantıklı bulan başıbozuklar dağılırlarken, Turgan kapıyı kapattıktan sonra son bir duyuru yapmaya karar vermişti. Nyu’nun gözlerinin içine bakarak ama Ducia’nın kulağına eğilerek söylemişti son cümlelerini.
“ Siz ikiniz babamla ilgilendiğinizden toplantıya gelemeyeceksiniz. Bu yüzden size her konuyla ilgili bilmeniz gereken tüm detayları yeni evimde anlatacağım. İşiniz bittiğinde dinlenmeyi unutmayın. Zaten dün gece de sizden mahrum kalmıştım, daha fazlasına katlanamayacağım. “
Turgan bir şey söylemelerini beklemeden arkasını dönüp çıkmıştı ve kızarmış yüzleriyle iki azrak kala kalmışlardı. Ducia’nın tüm odağını kaybettiğini fark eden Nyu söze girdi.
“ Hadi ama Ducia, Turgan gitti artık bir an önce şu işi halledelim de Serdarın savaş zamanından önce uyanması için elimizden geleni yapmış olalım. “
Ducia başıyla onaylandıktan sonra, yüzü kızarmış olmasına rağmen Turgan’ın varlığını unutmaya çalışıp, tekrardan ustasının özünü arttırmaya odaklanmıştı.