Theoden

12 Mart 2020
Çeviri: 189
Düzenleme: AntiYasuo
651 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Serdarsız Toplantı

Cam tavanlı toplantı salonunda Turgan’ın, daha doğrusu Başbozuk Dumrul’un çağrısına uyan komutanlar toplanmışlardı, Nyu dışındaki herkes oradaydı ve Dragut’un yokluğunda ne konuşulacağını cidden merak ediyorlardı. Köklu dahi camın tepesinde asılı kalmış, kanatlarını hafifçe çırparak içeriyi izliyordu. İlk konuşan Sofia olmuştu. 

“ Aziz Serdarımın yokluğunda yapılan bir toplantının amaçsız olduğunu söylemekte fayda görüyorum, onun yokluğunda kendimi başıbozukların arasında dahi huzursuz hissediyorum. Buna rağmen çağrına katılmamın tek sebebi Serdar tarafından verilen rütbene olan saygımdandır Başbozuk Dumrul. “ 

Sofia’nın bu sert girişi ortamda homurdanma seslerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Dördü miralay olmak üzere 17 komutan hali hazırda odadaydılar ve bir çoğu Mirliva Sofia’nın söylediklerini destekler bakışlara sahiptiler. İkinci konuşan ihtiyar Sancar Paşa olmuştu. 

“ Dragut bir kez bile bir sorumlu tayin etmeden bir kamptan ya da şehirden ayrılmadı. Bulunduğunuz konumlardaki kamplardan ayrılmadan önceki son cümlelerini hatırlayın. Hep şunları söylemedi mi; sorumluluk sende Mirliva Yavuz, yokluğumda sorumluluk Çağıl paşada, şehrin sorumlusu bir Mirmiran atanana kadar Sancar Paşa ve örnekleyebileceğim onlarcası. Bu isimlerin ortak özelliklerini düşündünüz mü hiç? Mütevazılık yapamayacağım hepimizin ortak özelliği sağduyulu olmamız. Dragut her zaman komutayı en sağduyulu olana vermiştir, en güçlü olana değil. Bu yüzden Mirliva Yavuz Adal’dan sonraki üçüncü komutandı Dragut’un gözünde. Bana saygınız yoksa da çoğu kez bulunduğunuz kampların sorumlusu olan Yavuz’un hatırasına ve Serdarın kararına saygınız olsun. “ 

Sancar paşa yaşına kıyasla oldukça güçlü ve zeki bir adam olmasına ve ortamdaki en güçlü kişi olan Dumrul toplantıyı düzenlemiş olmasına rağmen sert bir konuşma yapmayı tercih etmemişti ve yöntemi toplantıyı gereksiz gören komutanların üzerinde kısmen işe yaramış görünüyordu. Ortamdaki homurdanmalar kesilmişti ancak yine de komutanların hoşnutsuzlukları yüzlerinden okunabiliyordu. 

“ Peki toplanma amacımız nedir onu söyleyin bari Sancar Paşa. “ 

Sofia soğuk ve saygılı bir şekilde söylemişti bunu ancak konuyu Sancar Paşa kendisi de bilmediğinden cevaplayan Başbozuk Dumrul olmuştu. 

“ Üslubunu sevmedim Sofia ama deli lakabımı bir kenara bırakıp sakin kalacağım zira bu işin sonunda serdarımın mutluluğu söz konusu. “ 

“ Yoldaşlarından birine karşı kendini kaybetmek gibi bir düşüncen varsa benim için hava hoş. “ 

Dumrul normalde dahi kavga için bahane ararken bu kez nedende sakin kalmayı, daha doğrusu şimdilik birilerine saldırmamayı başarmıştı. Dişlerini sıkarak konuşuyordu artık Başbozuk.  

“ Birisi planı değiştirmemizi önerdi yani diğerleri de onaylarsa, savaş planlandığı zamanda başlayacak. “

Sofia daha fazla bu saçmalığa katlanamayacaktı ve ses tonunu ayarlamak adına çaba sarf etmeden, öfkeyle bağırdı. O bağırırken Başbozuk Dumrul da sabrını yitirmiş ve saldırı yapacak gibi görünüyordu.

“ Dragut adına söz söylemeyi kendinde gören hadsiz hanginiz? “ 

Durumun vehametini fark eden Sancar Paşa tam birbirine yaklaşmış olan ikilinin ortasına girmeyi düşünmüştü ki, cevap duyuldu.

“ Benim Sadist Mirliva abla hınh hınh. “

Sofia’nın suratında nedensiz bir sırıtış belirmişti o zaman. Yüzündeki şaşkınlık okunabiliyordu ve Turgan’ın laneti kaldırılırken durumuna şahit olamayan azınlıktan birisi olduğundan bu şaşkınlığa sahip olması normaldi.

“ Tu-Turgan uzun zaman olmuştu. Elfy’i de yanında getirmişsin. “

“ İntikamın kırbacı varken Elfy’e dikkat etmen de cidden takdire şayan bir şey Mirliva. “

“ Öğrencim ve ikinci kurtarıcım buradayken, tek bir hatıramın bile olmadığı bir adama mı dikkat etmeliydim? Her neyse cidden toplantıyı sen mi istedin Turgan? “

Turgan oldukça ciddi görünüyordu ve gerçek bir liderin duruşuyla, özgüvenine sahipti.

“ Aynen öyle. Babam bir plan yaptı ve Kasim amcanın bana anlattığı kadarıyla bu plan iki ayrı başıbozuk ekibini etkiliyor. Diğer ekipte her şey tamam ve bu ekipteyse sadece babam eksik değil mi? “

“ Öyle ama babanın durumu özel. O hem Serdar (Baş komutan anlamında kullanıyor), hem de bu kıtayı ele geçirebilmemiz için gereken en büyük kozumuz onun gücü. “

“ Bunu biliyorum ve kıtayı ele geçirene kadar da babamsız devam edelim demiyorum. O lanet bizzat benim bedenime girmişti ve babam birkaç gün içinde uyanacaktır. Ben hemen uyanmıştım çünkü babamdan daha güçlüyüm hınh hınh. “

Esasında Turgan’ın daha erken uyanma sebebi, lanetin çok daha az etkisine maruz kalmasıydı. Dragut ve Ragnossa ise lanetin Turgan’ın bedeninde yerleşip, büyümüş haline birden maruz kalmışlardı hem de özleri neredeyse tükenmişken… Turgan’ın son cümlesi Başbozuğun hoşuna gitmemişti.

“ Saçmalama Turgan. Mantıksız şeyler söylemeye devam edersen, insanları buraya topladığım için kendimi kötü hissedeceğim. “

“ Tamam tamam sadece dinleyin. Kasim amca bana planı gösterdi ve ilk gün fethedilecek olan ülke olan Randiyar, imparatorluğa bile dahil olmayan bağımsız bir ülke. Orayı almakta gecikmemiz mantıksızlık olur. İkinci duraksa en kritik bölge ve babam orayı almanın üç gün süreceğini ön görmüş. Oraya imparatorluğun birkaç önemli göndereceği kesin olsa da, babam yokken plana sadık şekilde, üç gün içinde orayı da alabileceğimizi düşünüyorum. “

Turgan’ın bir planı falan görünmüyordu ortada ve Sancar Paşa ihtimallerle orduyu hareket ettiremezdi. Durumu sorgulamaya karar verip konuştu.

“ İyi de bunu düşünmeni sağlayan şey nedir? Randiyar’ı aldığımızda, İmparatorluk varlığımızdan haberdar oalcaktır ve bahsettiğin ülkenin okyanusa kıyısı var. Yani biz oraya varana kadar hem amiraller, hem de önemli generaller çıkacaktır. Dragut yokken orgenerallere karşı savaşmak on binlerce kayba neden olur. “

“ Bir kişi bile ölmeyecek. “

“ Lan nasıl olacağını söylemezsen, boş konuşan bir veletten başka bir şey olmadığını düşüneceğim. “

“ Koruyamayacağım kimseyi oraya götürmeyeceğim. “

“ Nasıl yani? Herkesi korumak nasıl mümkün olabilir ki? Bu bir savaş. “

“ Herkesi korumak tabi ki mümkün değil paşa amca. Bu yüzden de Mirliva sınıfının altındaki kimseyi o savaşa götürmeyeceğim. Ducia ve Nyu’nun odaklandığı Mirlivalar, tüm generallerle savaşabilmeliler. Yavuz amca uzun süre bir Tuğgenerale karşı savaşabilmişti. Daha yüksek rütbelileriyse Jeo abim, Başbozuk Dumrul ve ben halledeceğiz. Nasıl plan ama. “

Sessizlik sadece birkaç saniye sürmüştü. Planı mantıklı bulan tek bir kişi bile yoktu ve planın kabul edilebilir bir yanı da gözükmüyordu. İlk tepki veren Rohir Paşa olmuştu.

“ Ha ha ha. Hayatımda duyduğum en komik ve saçma plan. On binlerce yaft kullanabilen askere karşı sadece birkaç kişiyle kazanacaksın demek. Karşına çıkacak generallerin rütbesini ve sayısını bile bilmiyorsun ve diğerlerini yok sayarak, sadece generallere karşı kazanıp muzaffer olacağını düşünüyorsun. Üzgünüm ama babanla kıyaslandığında strateji konusunda tam bir fiyaskosun evlat. “

Rohir’den cesaret alan diğerleri de katıla katıla gülmeye başlamıştı. Turganla samimi olan birkaç kişi dışında herkes adeta Turgan’ın planıyla alay ediyordu ve işte o zaman Turgan ciddiyetini göstermeye karar vermişti.

“ Tabiatın insanoğluna cezası- Deprem “

Şiddetli olmasa da içinde bulundukları bina sallanmaya başlamıştı. Ancak Turgan için bu yeterli gelmemiş olsa gerek ki devam etti.

“ Tabiatın Öfkeli Kükreyişi- Yıldırım Saltanatı. “

Bina sallanmaya devam ederken, Turgan tepede çıkardığı siyah bulutu işaret ederek konuşmasını sürdürdü.

“ Tepenizdeki küçük buluttan ya da silahımdan, birinizi yok edebilecek bir yıldırım fırlatabilirim ve son eğitimimden önce yani şu anki halimden çok çok çok daha zayıfken, binlerce insanın olduğu kampı yok edebilecek yıldırımı iki kez üst üste kullanabilmiştim. Şu anki rütbesini bilmiyor olsam da, Başıbozuk Luna bu olayın şahididir ve siz başıbozuk komutanları ondan tüm detayları öğrenebilirsiniz. “

İnsanlar sadece şaşkın şaşkın bakıyorlardı ve Turgan’ın bu alışılmadık yaftlarını hayranlıkla izliyorlardı. Etraftaki biblolardan birisi sarsıntının etkisiyle yere düşmek üzereyken, biraz önce kahkahalar atan Rohir Paşa onu yakalamak amacıyla refleks göstermiş olsa da…

“ Tabiata Dönüş- Yıldırım Vücut “

Rohir Paşadan ve biblodan dokuz metre uzakta olan Turgan, yatay giden bir yıldırım gibi gözle takibi zor bir hızda mesafeyi kapatıp bibloyu yakalamayı başarmıştı. Aşağılama fırsatı eline geçmiş olsa da bunu değerlendirmeyecekti Turgan zira saygısızlık yapmak gibi bir amacı yoktu.

“ Bir Korgeneral kadar hızlı olduğuna eminim Paşa Amca. Ama ben yıldırımın hızına erişebilirim. Herkesi hayatta tutacağım derken hayal kurmuyordum. “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar