Theoden

14 Mart 2020
Çeviri: 197
Düzenleme: AntiYasuo
667 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Elfy vs İkiz Generaller

Turgan kendine gelen Ducia’ya doğru ilerlemişti ve konuşabilecekleri kadar yakınlaşmıştılar. Turgan daha önce görmediği bir üniforma giyen ve şu an Jeo ile savaştığı uzaktan görülebilen adamı eliyle göstererek sordu.

“ Bu adam da kim, ne zaman geldi, ayrıca sen niye savaşmıyorsun? “

“ Çok şükür iyisin Turgan… “

“ Ben onu mu diyorum? Sorduklarıma cevap versene…”

Ducia’nın sesinde endişe vardı ve savaştığına dair de tek belirti bile yoktu. Turgan’ın merakını gidermek adına açıklamaya koyuldu.

“ Jeo abinin karşısındaki adam Büyük Amiral Henry denilen herif. Benim karşıma zayıf bir azrak rakip olarak gelmiş ve çoktan kazandım. Büyük Amiral ben savaşırken geldiğinden görmedim ve savaşçı azrak formundan çıktığımda sana koştum hemen. “

Turgan etrafına biraz bakındığında Tümgeneral kıyafetli, yeşil saçları olan, genç, güzel bir kadının yerde yatmakta olduğunu görmüştü. Hayatta olup olmadığına emin olamamıştı Turgan ancak Ducia’nın bu seviyede birisine karşı bu kadar hızlı bir zafer almasına şaşırmıştı.

“ Sen cidden bir Tümgenerale karşı kazandın mı? “

“ Babanın ne kadar güçlü bir adam ve kıymetli bir usta olduğunun farkında değilsin Turgan, onun sayesinde ben artık çıtkırıldım bir kız değil, senin de dahil olduğun ailem için ön saflarda savaşacak bir neferim(rütbesiz asker). “

“ Keşke seni azrak formunda görebilseydim… Ayrıca sen nefer falan değilsin, o ailenin en kıymetlisisin. Hadi konuşacağımıza diğerlerine yardım edelim “

 

 

Mirliva Sofia ve Mirliva Kasim karşılarındaki generallerle kıran kırana bir mücadeleye girişmişlerken, Gao-Mao ikizlerine rakip olmuş Elfy ve Miralay William ikilisi ağır bir hezimete uğramışlardı. William sol omuzunda derin bir kesik taşıyordu ve kan kaybının etkisiyle baygın düşmüştü. Birbirinin aynısı gibi görünen ikizlerse Elfy’i aralarına almışlar, adeta kedinin fareyle oynadığı gibi onunla oynuyorlardı.

“ Su baloncuklarından biraz daha yapsana ezik suçlu, bu sıcak havada iyi geliyor ha ha ha “

İkizlerden bir tanesi buz yaftı, diğeriyse sis yaftı kullanıyordu ve sürekli aynı saldırıyı yapmalarına rağmen her seferinde başarılı oluyorlardı. Gao buzdan bir platform oluşturuyor, Mao ise bu platformun üzerinde sisini meydana getiriyor ve ikisi birden sisin içinden çıkıp, buzdan sarkıtlarla ve silahlarıyla kör noktadan saldırılar gerçekleştiriyorlardı. İkisinin yaftı da 5. Seviyeydi ve Elfy su kalkanını kullanmasına rağmen sarkıtları önlemek için yeterli olmamış, birkaç sarkıtın bedenine saplanmasına göz yummak zorunda kalmıştı.

“ Hadi Gao son bir kez daha yapalım ve sonra Mareşale görevimizi layıkıyla yerine getirdiğimizi söyleyelim, her zamanki gibi… “

“ Tamamdır kardeşim, belki ödül olarak su tabancası kullanan kızı da istemeliyiz ha “

İkizler alaycı kahkahalara boğulmuşlarken, Elfy öfkesini dizginleyemiyor, etrafına bakınıyor ancak kendisine yardım edebilecek kimseyi göremiyordu. Öfkesini içine sığdıramayıp su mermilerini havada oluşturmuşsa da çoktan buzdan platform ve sis görüşünü kirletmişti ve geniş sis ağının üzerine mermilerini rastgele göndermeye başlamıştı Elfy.

İkizlerden ilk çıkan kişi olan Gao buzun üzerinden kayarak geldiğinden, platformun ucundaki yükseltiden havalanarak Elfy’nin üzerine doğru ilerliyordu. Elfy onu görüyor ancak zaten önünde hali hazırda duran ve defalarca geçilmiş, dördüncü seviye yaftının bir kapısı olan su kalkanından daha fazlasını yapamıyordu.

Tarih tekerrür etmişti, bir kez daha Gao’nun havada oluşturduğu buz sarkıtları kalkanını delmişler ve üzerine geliyorlardı. Elfy zaten yaralıydı ve onlardan kaçacak kadar hızlı olması mümkün değildi ki o zaman arkasında beliren Mao olmuştu.

Suratında iğrenç bir ifade vardı ve ağzından salyalar akıtarak Elfy’nin üzerine doğru geliyordu Mao ve iğrenç yüz ifadesine uygun bir cümle de kurmuştu saldırısını gerçekleştirirken.

“ Merak etme seni öldürmeyip bir oyuncak yapmak üzere evime götüreceğim bücür kız nihahaha “

Elfy artık durumu kabullenmişti zira buzdan sarkıtlara dahi karşı koyması mümkün değilken arkasından gelen düşman, savunma şansını sıfıra indiriyordu. Gözlerini kapatıp ve darbelerin bedenine dokunmasını beklemeye koyulmuştu. Kendisi kaybetmişti ama öldürülmeyeceğini bildiğinden, yapması gereken tek şey, Turganların işlerini bitirmesi için beklemek olacaktı ve eninde sonunda ( bu öbeği araştırdım eninde sonundaymış doğrusu, önünde sonunda değil) hayatta kaldığı müddetçe, mutlaka kurtarılacaktı.

Yüzünde korkudan eser barındırmasa da kendi zayıflığının farkındaydı ve eğer buradan çıkabilirse Turgan’ın bahsettiği üst seviye yaftları mutlaka araştırıp deneyecekti. Düşmanın yaklaştığını hissetti, su kalkanının delindiğini duydu ve bir saniye sonra canının yanacağına kendisini hazırlamaya çalıştı.

“ Sen Elfy’e bücür mü dedin? Ona benden başka kimse bücür diyemez… “

Elfy o an buzların kırılma sesini duymuştu ancak buzların kırılma sesiyle, Turgan’ın sesinin arasında hiç zaman geçmemiş gibiydi bu yüzden hemen gözlerini açtı ve biraz önce karşısında olan buz sarkıtlarının var olmadığını görünce arkasını döndü ve gülümsedi. Turgan Mao’nun silahını kırmıştı ve mızrağını tam kalbinin ortasına saplamıştı.

İkizini kaybeden Gao ise öfkeyle ağlayıp bağırıyordu ve kardeşinin intikamını alacağına dair küfürler savuruyordu. Elfy o zaman enerjiyle dolmuştu ve savaş pozisyonu alıp, cesaretle söze girdi.

“ Teşekkürler Turgan, artık bire bir kaldığımıza göre, gerisini ben halledebilirim. “

Elfy böyle söylemiş olsa da Gao’nun karşısında kazanması mümkün değildi ve Turgan bunun farkında olduğundan, belki de gereğinden çok daha büyük bir şiddetle Elfy’nin hevesini kırıp, savaşma arzusunu yok edecekti.

“ Elfy… Sen kaybettin. Buradan bir kez daha sana güvenip ayrılamam. Ayrılırsam döndüğümde ölmüş olabilirsin ve ben bunu görmeyi istemiyorum, bu yüzden de buradaki işi halledip diğer yerlere de bakacağım çünkü sen zayıfsın. “

Elfy’nin yüzü düşmüştü ve ikilinin konuşmalarını fırsat bilen öfkeli Gao, otuzdan fazla buzul sarkıtı ve buz mızrağını oluşturmuştu bile.

“ Kardeşimi öldürdükten sonra havalı havalı konuşmaya devam edebileceğini mi sandın yavş.k herif ? “

Buzlar Turgan’ı hedef almışlardı ve Gao’nun verebileceği en kötü karar muhtemelen buydu. Turgan, basit ama seri hareketlerle tüm buzları silahıyla savuşturup, tek hamlede Gao’nun yanında bitmişti. Balyozuyla adama vurmadan önce öldürülme sebebini bilmesini istedi.

“ Ben uykumda dahi bir orgenerale karşı kazandım ve senin gibi güçsüz generaller benim ailemin bir üyesini kendilerinden aşağı görüp, onu oyuncakları yapacaklarından bahsediyorlar, ne kadar da komik… Benim karşında acizliğinin farkına var. Bir böcekten bile farksız oluşunu bilerek geber şimdi. “

Turgan balyozuyla adamın kafasını ezdiğinde manzara o kadar iğrençti ki Ducia ve Elfy o tarafa bakmamaya özen göstermişlerdi. Turgan silahının üzerindeki kan, kemik ve beyin parçalarını temizledikten sonra arkasına dönmüştü, birkaç adım atıp Ducia’nın yanından geçerken bir cümle kurup yürümeye devam etmişti.

“ Hepsini iyileştir lütfen, gerekirse Kasim amcalara da yardım et. Ben diğer savaşlara bakmaya gidiyorum. “

Turgan hızlı adımlarla uzaklaşmış ve kızlar arkasından baka kalmışlardı. Elfy’nin gözleri dolmuştu ancak ağlamasının sebebi bedeninde açılan yaralar değil, Turgan’ın sözleriydi. İlk kez Turgan’ı bu kadar kızgın görmüştü -en azından dostlarına karşı- söylediği cümleleri anlamış, ona hak vermiş ancak bu durumda olmayı ve ailesine yük olmayı kabullenememişti Elfy.

Ducia başta ne söyleyeceğini, Elfy’i kırmadan nasıl onu teselli edeceğini bilemese de bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı ve Miralay William’a iyileştirici ışık huzmelerini gönderirken bir yandan da konuşmaya girmişti.

“ Turgan’ın kötü niyetli olmadığını biliyorsun Elfy, sadece birilerinin seni aşağılamaya çalışması hoşuna gitmedi ve o kadar sert davrandı. Ayrıca bu bile sana ne kadar değer verdiğini gösterir. “

Elfy, Ducia’nın söylediklerini duyuyor ancak adeta algılamıyordu, Ducia biraz daha çabalamış olsa da Elfy’nin kendi dünyasında kalmak istediğini fark ettiğinden, onunla işi bittiğinde daha fazla avutmaya çalışmadan diğer işlerine odaklanmaya karar vermişti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar