Theoden

26 Mart 2020
Çeviri: 227
Düzenleme: AntiYasuo
637 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Bana Yardım Edebilir misin?

Konstantinin bu çıkışını kimse beklemiyordu. Bir pamuk şeker kadar yumuşak ve tatlı olan bu irikıyım adam, bakışlarını ciddileştirip, kaşlarını çatarak konuştuğunda fazlasıyla ürkütücü görünüyordu. Etrafa hiç öz salmamış olsa da bir cellat kadar kararlı olduğu görülebiliyordu.  

“ Ne yani bizi kovuyor musun, hani tanrının evinde kimseyi zorla tutamaz, kimseyi de kovamazdın sen? “ 

“ Sözlerim hala geçerli Attila ama burada bulunduğunuz her saniye, insan ömrünü aşacak kadar zaman harcayıp kurtulabildiğim öfkemi kusmak istediğimi hissedebiliyorum. “ 

Attila ve diğerleri sessizliğe bürünmüş, Konstantinin söylediklerini anlamaya çalışıyorlarken devam etmişti Tanrı adamı.  

“ Tanrıya inanmayan insanlar sorun değil ama tanrıya inandığınızı söylemenize rağmen ona hakaretler de bulunmanız hatta Almila’nın faziletli yayını taşıyan çocuğun tanrıyı yok etmekten bahsetmesi kabul edilemez. Şiddete başvurma şansım olmadığını tahmin ediyorsunuzdur. Lütfen gidin buradan... “ 

“ Sana yardımcı olmaya çalışıyorduk ayrıca Almila da kim? “ 

“Yardım mı, güldürme beni... Saf bir çocuğun beynini saçmalıklarla doldurmaktan öteye gitmiyorsunuz. Almila hizmetkarlardan bir tanesiydi, onun yayını bu cahil veledin omuzuna asılı halde görmek beni öfkelendirdi. “ 

Ragnossa yayı hakkında bir şeyler bilen bir adam görebildiği için heyecanlanmıştı. Olduğu yerde dizlerinin üzerine kapanıp kibar bir şekilde söze girdi.  

“ Cehaletim için kusura bakmayın efendim, sizin gibi ulu bir din adamın bilgi şelalesinden bir kaç damla su alma şansına erişemediğimden böyle cahil kalmış olmalıyım. Lütfen bana Almilayı ve bu yayı nasıl kullanacağımı anlatın. “ 

Ragnossanın normal şartlar altında dahi başarısızlık şansı olmayan bu onure edici cümleleri, bilgiye fazlasıyla kıymet veren bu tanrı adamı karşısında fazlasıyla işe yaramalıydı. Konstantin yüzünde mutluluğa belirgin tek bir ifade göstermeden girmişti söze.  

“ Madem öyle düşünüyorsun sana ilk öğüdümü vereyim Barbossanın oğlu. Ömrünü tanrıya adamış bir tanrı adamını mutlu etmek istiyorsan, ona zayıflığını, yanlışlarını ve günahlarını hatırlatmalısın. Yani bu söylediklerin bir kralı mutluluktan eritecek sözler olsa da benim için hiç bir şey ifade etmiyor... “ 

‘ Bu adamın manyak olduğu su götürmez bir gerçek ancak silahımla ilgili Ganhar abi bile yardımcı olmadığından, onu ikna etmem gerekecek...’ 

Ragnossa kısa süreliğine düşünme fırsatı bulmuş ve uzman olduğu şekilde davranmaya karar vermişti. İnsanlara duymak istedikleri şeyleri söyleme konusunda rakipsiz sayılabilecek genç adam, tanrı adamının istediği gibi konuşacaktı. 

“ Sizin gibi bir adamı yalandan övgülerime maruz bıraktığım için üzgünüm Tanrı adamı Konstantin. Öğüdünüzü dinleyip dürüst olacağım ve gerçek hislerimi duyduğunuzda yardımcı olmak istemezseniz de saygıyla karşılayacağıma emin olabilirsiniz. “ 

Ragnossanın en azından dürüst olacağını bilmek Konstantinin hoşuna gitmişti. Bir hizmetkara da yakışan buydu ve en başından beri dürüst konuşmasını tercih ederdi. Ragnossa kendisi konuşmadığında kimse söze girmediğinden dolayı tüm cesaretini toplamış ve dürüst sözlerini sakınmadan ama kibarca söylemeye başlamıştı.  

“ Size saygıdeğer Konstantin demek isterdim ama bunu hak ettiğinizden emin değilim. Kendini buraya kapatıp tanrıyı bulmaya çalışan bir adamın nasıl bir günahın bedeli olarak bu ezik yaşamı seçmeye çalıştığını hayal bile etmek istemiyorum ama utanç verici bir sebebinin olduğu kesin gözüküyor. “ 

Konstantin, genç adamın bakış açısını sevmişti. Almilanın faziletli yayını taşıyan bu çocuk en başından beri dürüst olsaydı, çok daha hızlı yol alabileceklerini düşünüyordu. Başını mahzun bir ifadeyle öne eğip, Ragnossanın söylediklerini onaylar bir halde başıyla devam etmesini işaret ettikten sonra susmaya devam ediyordu.  

“ Hayallerimin dahi ötesinde olan günahlarınızı affettirmek için inzivaya çekilmişsiniz ama bana yardım edebileceğiniz halde etmiyorsunuz. Yani bana kalırsa bu kafayla tanrıyı bulabilmeniz için birkaç yüz sene daha yaşamanız gerekecek. “ 

Konstantinin en çok hoşuna giden kısım kuşkusuz burasıydı. Genç hizmetkarın sözlerinin altındaki derin manayı çözmeye çalışıyor, adeta bir bilgenin sözleri gibi duyduklarına kıymet veriyordu Tanrı Adamı.( Y.N : Buraya neden özellikle önem verdiğini ileride göreceğiz, akılda kalsın)  

“ Ragnossa abartmıyor musun? “ 

Attilanın uyarısı üzerine Konstantin ona eliyle işaret etmiş ve susmasını istemişti. Attila saygısızlığa tahammül etmek istemiyor olsa da ikili durumdan memnun göründüğünden, bir elma alıp, olayın nasıl sonuçlanacağını merakla izlemeye koyulmuştu.  

“ Abartmıyorum. Bu herif tanrıya layık olsaydı bunları söylemek zorunda kalmazdım. Konstantinin şu kısa sürede gördüğüm eksiklerini söylemeye karar verdim ve öyle yapacağım. O bir günahkar, muhtemelen hayatı boyunca pek çok konuda hata yapmış, pek çok şeyi eline yüzüne bulaştırmış birisi. Günahlarından arınıp tanrıyı bulmaya çalışıyor olsa da ona ulaşmayı kesinlikle hak etmiyor. Çünkü biraz önce dışarıdaki heriflere bile farkında olmadan gücüyle övündü ki bunu yapmamaya çalıştığı belliydi. Yapmak istemediklerini bile istemsizce yapıyorsa tanrıya ulaşmayı bırak tanrı tarafından lanetlenmiş demektir. “

Ragnossanın ses seviyesi giderek yükseliyor, üslubuysa sertleşiyordu. Attila olayı endişeyle izliyor olsa da Ragnossanın sözleri dağ gibi Konstantini ağlatmayı başarmış, yaşlı adam utanç içinde iki büklüm hale gelmişti. Ragnossanın sesinin yüksekliğine alışık olmayan bazı müritler odaya gelmişken, tatmin olmamış görünen Ragnossa devam ediyordu.

“ Kesinlikle öyle, sen tanrı tarafından lanetlenmişsin aşağılık herif. Bunun sebebini de biliyor olmalısın ama muhtemelen bize söyleyecek cesaretin yok. Silahımı tanıyorsun ama yardımcı olmak konusunda hiçbir şey yapmıyorsun. Birileri gerçekleri söylediği zaman da ağlamaktan öteye gidemiyorsun. Madem gerçekleri istiyorsun sana söyleyeceğim. Sen tanrıya ulaşmak istediğini söyleyen ama kıçındaki kıllar ağarmasına rağmen yardımına ihtiyacı olan bir gence arkasını dönen pislik bir adam, tanrının ne olduğunu anlayamamış sahte bir tanrı aşığı, hepsinden önemlisi bildiklerini ihtiyacı olanlarla paylaşmaktan çekinen BENCİL BİR OROSPU ÇOCUĞUSUN. “

Ragnossa cümlelerini bitirdiğinde derin bir soluk aldıktan sonra devam etmeye çalışmış olsa da Attila elindeki elmayı hızlı bir şekilde Ragnossa’nın ağzına sokmuştu. Ragnossa gaza gelmiş ve öfkeli bir halde konuşmayı sürdürmek istiyor ancak Attila yüzünden bunu başaramıyordu. Bir dakika kadar bunun için uğraştıktan sonra tepkisini görebilmek adına Konstantinin yüzüne bakmayı akıl edebilmişti.

Biraz önce içten bir şekilde gözyaşlarını akıtan adamın gözlerindeki anlam kaybolmuş, gözleri boş boş bakıyorlardı ve Ragnossa o zaman bir şeyleri yanlış yaptığını fark edebilmişti. Yanlışın nerede olduğunu henüz fark etmiş olmasa da etrafındaki sessiz tehdidi hissedebiliyordu. Konstantinin müritlerinden dumur vaziyetinden çıkabilenler, öfkeyle Ragnossanın üzerine yürüyorlardı.

Tapınakta bir süre boyunca çıt çıkmamış ve kısa süre içerisinde sayıları bir desteyi bulan müritler Ragnossanın etrafını sarmışlardı. Bu saygısız gencin infazını gerçekleştirmeleri için inandıkları adamın tek bir işareti yetecekken söze giren Turgan olmuştu.

“ Usta lütfen onu dışarı çıkar ve sorumluluğu alıp kendi işim için Konstantinle konuşmama izin ver. İkiniz sadece şartları zorlaştırıyorsunuz. “

Attila, Turganla hemfikir olduğundan, Ragnossayı da alarak avluya çıkmış, orada kendine gelmeye başlamış olan deminki saldırganlarla biraz oynamaya karar vermişti.

.

.

“ Ben arkadaşım adına çok özür dilerim. Normalde saygılı biridir ama sanırım gaza gelince sözlerinin anlamını düşünmüyor. Tanrıyı yeterince anladığını ve bana yardımcı olabilecek konumda olduğunu düşünüyorum Konstantin amca. Sana sıkıntımın tam olarak ne olduğunu söyleyeceğim ve bana yardımcı olup olamayacağını söylemeni rica ediyorum. “

Konstantin hala anlamsız gözlerle bakmasına rağmen Turgan onun kendisini dinlediğine emindi ve bu yüzden silahının sargılarını açıp, kitabını da heybesinden çıkarıp Konstantinin önüne koyduktan sonra devam edecekti.

“ Belki bilmiyorsundur diye baştan anlatacağım. Bu silahın adı Tanrının gazabı ve sadece hizmetkar tarafından kullanılabilir. Onu halen taşıyabilmeme rağmen hizmetkarlıktan azledildim ve ne silahım ne de yaft kitabımı olması gerektiği gibi kullanamıyorum. Dostlarımı korumak ve bastığım topraklardaki adaleti sağlamak adına bu güçlere ihtiyacım olduğundan, kendimi tanrıya affettirmek istiyorum. Bana yardım edebilir misin?“

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar